Futbolda mevkilerin referans oyuncuları vardır, çok geçmişe gitmeyeceğim; tek başına maç alan kaleci Buffon, bir sol bekten fazlası Roberto Carlos, ön liberoların atası Guardiola, rakibi yiyip bitiren Makelele, al da at ortaların ustaları Beckham- Figo, üç direğin arasına 600'er gol atan Messi ve Ronaldo gibi.. Bir de oyunun taktiksel gelişimini anlatan kitaplarda fotoğrafı tam sayfa açılanlar.. "Oyunun iki tarafını oynamak" dendiğinde onlar gelir akla: Xavi ve Iniesta...
İkisi de Barcelona'daki muhteşem kariyerlerinin ardından ilerleyen yaşlarında kulübede oturmak yerine uzak bir coğrafyada futbol oynamayı tercih ettiler. Önce Xavi, Katar'ın yolunu tuttu ardından Iniesta.. Ve Xavi üç maç daha forma giydikten sonra bu ay sonunda kramponlarını asacağını açıkladı.. Onu Barcelona efsanesi yapan elbette ki yeteneği ve döktüğü ter ama o kariyerini annesine borçlu!
BU ÇOCUK HEPİMİZİ EMEKLİ EDECEK
Futbolcu bir baba, oyundan koptuktan sonra ufak bir kulübün altyapısında çalışıyorsa, oğlu da genlerinden nasibini almışsa Xavi Hernandez gibi futbolcu olur. Büyük futbolcu olmak ise zaman, emek ve sabır ister. Dört yaşında Barselona yakınlarındaki Tarrasa'da topla buluşan Xavi, Barça'nın meşhur altyapısı La Masia'nın kapısından içeriye girdiğinde 11 yaşındaydı. Yıllar içinde fiziksel gelişimi ve 1.70'de kalan boyu onu bir orta saha oyuncusu yaptı. Altyapı maçlarını izleyen Guardiola'nın "Bu çocuk hepimizi emekli edecek" dediği Xavi, Barça'nın kaptanını haklı çıkardı.
1998'de Louis Van Gaal'ın ilk kez forma verdiği Xavi'nin çocukluk kahramanı, Guardiola'nın da idolü olan Bernd Schuster'di. Alman efsanenin Barça'da oynadığı yıllarda ilk kez tribünde onu izlerken, 50-60 metrelik uzun paslarına hayran kalan Xavi'nin, yıllar sonra kısa paslarla futbolda devrim yapacak ve tiki-taka'yı futbolun taktik tarihine yazacak olan Guardiola'nın en has adamı olacağından haberi yoktu elbette. Babasının emeği elbette büyük ama Xavi'nin kariyerinde annesinin bir cümlesi Katalanlara efsane bir yıldız kazandırdı. 1999'da Milan onu transfer etmek istediğinde babası kulübe "Satın" derken, annesi Maria Merce Creus, "Xavi satılırsa seni boşarım" dedi eşine ve Xavi Barcelona'da kaldı...
MÜLTECİLER İÇİN YATINI BAĞIŞLADI
Guardiola'nın sakatlığı ve ardından İtalya'ya transferi Xavi'nin Barça orta sahasındaki yerini 20'li yaşlarının başında garantilerken, kulüp ucunda ışığı göremediği bir tünelden geçiyordu. Figo'nun Real Madrid'e transferi, Barça'da 19 yıllık Nunez döneminin ardından yaşanan kaos, finansal problemler derken takvimler 2004 yılını gösterdi. Önce Ronaldinho ardından Eto'o'yu transfer eden bir yıl sonra da altyapısından Messi'yi çıkartan Rijkaard yönetimindeki Barça, 2006'da Şampiyonlar Ligi finaline koşuyordu. Koşunun baş aktörlerinden Xavi 2006 başında dizinden sakatlanınca Arsenal'i Paris'te devirdikleri oyunu yedek kulübesinden seyretmek zorunda kaldı..
Ne çok hızlıydı ne de çok güçlü ama ensesinde iki gözü daha olanlardandı Xavi. Ondan topu kapmak zordu, futbol tarihine "La Pelopina" deyimini armağan etti. La Pelopina, topla 360 derece dribling yapıp, rakibi peşine takarken takım arkadaşlarının pozisyon almasını sağlamaktı. Yıllar sonra aldığı mütevazı yata La Pelopina adını veren Xavi, Akdeniz'de mültecileri kurtarmak için çalışan bir sivil toplum kuruluşuna açık arttırma yapması için La Pelopina'yı bağışladı.
İspanya, 44 yıl sonra Avrupa Şampiyonu olurken turnuvanın en iyi futbolcusu oydu. 4 Şampiyonlar Ligi, 8 Lig şampiyonluğu kazandı. Barça'dan ayrıldığında 25 kupada imzası vardı. 767 maçta forma giymiş ve kariyerinde 40 maçın altına düşmemişti. 767 maçta 85 gol ve 185 asist. İspanyol Milli Takımı ile Euro 2008 ve Euro 2012 ve 2010 Dünya Kupası... Şimdi hedefi teknik adam olmak. Oyunu rakibin yarım sahasında oynayan, topa sahip olan ve güzel futbolun peşinde koşan bir takımın hocası olacağı kesin... Bir de önerisi var: "Güzel futbol için oyun 11'e 11 değil, 10'a 10 oynanmalı..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder