Yüz milyon
dolar bütçelik bir Hollywood filminin fragmanı kalitesinde hazırlanan “El
Clasico’ya” doğru videolarında 11 yıl sonra hem Cristiano Ronaldo hem de Lionel
Messi yok. Dünyada hiçbir lig maçı Barcelona-Real Madrid kapışması kadar
izlenmiyor. Sezonda iki maçı tribünde izleyebilen şanslı futbolsever sayısı 178
bin. Bugün Barselona’nın efsane stadı Camp Nou’daki 90 dakika 183 ülkede naklen
yayınlanacak. İspanya La Liga’yı global bir marka gibi yöneten beyinler bu
maçın Uzak Doğu’da izlenebilmesi için yerel saatle 16:15’e (TSİ 18:15) aldılar.
Delhi’de 22:45’te ekran başına geçilecek, Tokyo’da saatler 00:15’i
gösterdiğinde ilk düdük çalacak ve Buenos Aires’te öğle yemeği için cafeleri
dolduranlar ekranda Barça-Real’in düellosunu görecekler. Kolu kırılan Messi ve sezon başında
kariyerinde yeni bir sayfa açıp Juventus’un yolunu tutan Cristiano Ronaldo yok
ama ekran başında olması beklenen futbolsever sayısı 650 milyon. Sosyal medyada
da 700 milyon kişinin El Clasico’yu takip etmesi bekleniyor.
Dünya
Kupası, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Şampiyonası finalinden sonra en çok reyting
getiren 90 dakika olan El Clasico’daki yayın teknolojisi de televizyonculuk
dünyasının adeta pusulası. Camp Nou’da 30 ultra yüksek çözünürlüğe sahip 30
kamera olacak. 5 ana kamera oyunu ve topu takip ederken, 9 kamera detaylar için
çalışacak. 12 kameraman ise özel görevle stadyumda alacak. Stad dışı, kale
arkası, helikopter ve drone kamera ve stad üzerinde gerili telde gezen kamera…
4 kamera ise maçın aktörlerini 90 dakika takip edecek. Barça’da Coutinho,
Real’de Modric’in her hareketi kayıt altına alınacak. El Clasico’yu kaybederse
koltuğunu kaybedecek olan Real Madrid’in hocası Lopetegui ve Barça’nın teknik
direktörü Valverde’nin de her jesti reji masasına gelecek.
Son 10
yıldaki amansız Messi-Cristiano Ronaldo rekabetiyle büyüyen El Clasico heyecanı
elbette ki bu iki süper star yokken de vardı. Onların olmadığı son El
Clasico’yu hatırlayalım o zaman. 11 yıl önce Aralık ayına dönmemiz gerekiyor. Barça’nın
başında daha sonra Galatasaray’ı çalıştıracak Frank Rijkaard, Real Madrid’in
kulübesinde ise yolu Beşiktaş’tan geçecek Schuster vardı. Messi sakat,
Cristiano Ronaldo ise Manchester United forması giyiyordu. Real Madrid’in
11’inde Galatasaraylı Sneijder, Beşiktaşlı Pepe, Sivassporlu Robinho, Barça’nın
santrforu ise Antalya ve Konyasporlu olacak olan Samuel Eto’o… Camp Nou’ya
lider gelen Real Madrid, o akşam Baptista’nın golüyle El Clasico’yu 1-0 kazandı.
Sezon sonunda Real Madrid şampiyon oldu, Barça’da Rijkaard’ın görevine son
verdiler. Hayat işte, ertesi sezon Schuster, “Barça’yı evinde yenmemiz
imkansız” deyince Real Madrid ona da “valizini topla ve git” dedi. Her El
Clasico bir roman… Bugün bir yenisi yazılacak, bakalım bu romanın kahramanları
kim olacak?
real madridin şu anki durumunun faturasını lopetegui ye kestiler.lakin unuttukları bişey var.zidane döneminde de la liga da real madrid harikalar yaratmıyordu hocam.cl de kazanılan 3 şampiyonluk sanki la ligada da kazanılmış havası yarattılar bazı yorumcular.son 10 sezonda real madrid 2 kez şampiyon olmuş la ligada.orta sahanın biraz yumuşak kaldığını söylemek lazım.real madride biraz diego simione enerjisi verilmesi gerekiyor.yada ileri üçlün grizzman icardi mbappe olacak ki gol yesende 1 fazlasını atabilesin.hem yumuşak orta saha hemde skor üretemezsen sıkıntı yaşıyorsun
YanıtlaSiladsız gayet güzel anlatmışssın.söyleyecek bir şey kalmamış.
YanıtlaSilFutbol ile çok alakamız yok lakin uzun soluklu bir blog olmanızı takdir ettik.
YanıtlaSilelinize sağlık güzel bir blog sitesi ve güzel bir paylaşım.
YanıtlaSil