Bir yıldız
adayını tarif etmek için efsane bir futbolcunun ismini alıp, başına “yeni”yi
koyduğunuzda hikayenin sonu genellikle hüsran oluyor. “Yeni Pele” Robinho,
“Yeni Maradona” Aimar gibi.. Gonçalo Guedes’in de işi zor. Ona “Yeni Cristiano
Ronaldo” diyorlar. Haksız da değiller aslında. Adam geçerken, asist yaparken ve
son vuruşlarda Guedes daha 20 yaşında geleceğin süperstarlarından birisi
olacağını kanıtladı. Birçok futbolcunun
hikayesinde olduğu gibi Guedes’in çocukluğunda fedakar bir baba var.
Benavante’de, doğduğu şehirde yeteneği keşfedildiğinde babasının arkadaşları
onu büyük kulübe götürmesi için baskı yapıyorlar. Baba endişeli, Guedes daha 10
yaşında. Kendisinden 2-3 yaş büyük çocuklarla maça çıkıyor ve kadife
ayaklarıyla sahada dolanırken çoğu sefer bir omuz darbesiyle yerde kalıyor.
Ronaldo’nun
yetiştiği Sporting Lizbon yerine Benfica’ya seçiyor baba Guedes. “Yılda 60 bin
kilometre yaptım, kaç araba değiştirdim hatırlamıyorum, oğlumu getirdim
götürdüm” diye anlatıyor o günleri. Benfica alt yapısında yine kendinden büyük
yaş kategorilerinde oynatıyorlar Guedes’i.
UEFA Youth League’de Paris Saint Germain’e nefis bir voleyle gol attığı
Fransızlar onu bir kenara not ediyorlar. Önce Portekiz Kupası maçlarıyla
pişiriyor onu Benfica, o günlerde görev yapan Jorge Jesus, Guedes’i şöyle
anlatıyor: “Bu çocuk yaşıtlarından hep öndeydi. Çok erken olgunlaştı. Bir
futbolcunun değerini sadace top ayağındayken anlamazsınız. Guedes’in oyun
görüşü ve saha içindeki psikolojisi mühimdi. Bunlar yeteneğiyle birleştiğinde
ortaya bir yıldız adayı çıktı.”
Sağ ayaklı
Guedes sol kanatı sevse de teknik adamlar onu forvet arkasında oynatmayı
seviyor. Onu sahneye çıkaran gol ise bugün forma giydiği La Liga’nın en iyi
kalecisi Oblak’a şimdi tarih olan Vicente Calderon’da attığı gol. Benfica
formasıyla Atletico Madrid ağlarını havalandırdığında 18 yaş 305 gün ile
Şampiyonlar Ligi’nde gol atan en genç Portekizli olan Guedes, ülkenin bütün
yetenekli topçularını kendisine bağlamakta çok da zorlanmayan menajer Jorge
Mendes ile çalışıyor.
Paris Saint
Germain geçen yıl ara transferde Guedes için Benfica’ya 30 milyon Euro
bonservis bedeli ödediğinde “Paris’in yeni prensi” diye manşet atan Portekiz
spor gazetesi A Bola, İspanyol teknik adam Emery’nin çok daha fazla şans
tanımadığı yarım sezon sonrasında Guedes’in kariyerini yanlış yönlendirdiğini
yazmıştı. Angel Di Maria ve Draxler’lı kadroya Mpabbe ve Neymar da gelince A
Bola’nın bu tezine kim itiraz edebilirdi ki? Paris Saint Germain’in onu bırakın
satmayı kiralamaya bile niyeti yoktu ama transferin son günlerinde gelir-gider
balansı yüzünden UEFA ile başının derde gireceğini düşünen PSG, son günü onu
satın alma opsiyonunun olmadığı kontratla bir yıllığına Valencia’ya kiraladı.
Fransız kulübünün patronu Nasser Al-Khelaifi ve Valencia’nin patronu Peter
Lim’in yakın dostlukları ortaya bir kazan-kazan projesi doğurdu. 20 yaşındaki
Guedes, Valencia’da pişecek, PSG de 2021’e kadar kontratı olan genç oyuncuyu
önümüzdeki sezonlarda 11’ine monte edecekti.
Son yıllarda
Avrupa’da en kötü yönetilen kulüp hangisi derseniz, bu sezon başına kadar
Valencia derdim. Sekiz yıldır inşaatı duran, beton yığını yeni stadyumu, garip
transferler, sürekli teknik adam değişimleriyle eski günlerinin kenarından bile
geçmeyen Valencia’ya bir kahraman gerekliydi. Gonçalo Guedes, Superman gibi
indi Mestalla’nın çimlerine… 2-3 yıldır maçlara boyunlarında atkı, protesto
için ceplerinde beyaz mendille giden Valencia taraftarı Guedes ile hayata
döndü. Valencia, La Liga tarihinde en uzun galibiyet serisini onun önderliğinde
yakalarken, Portekizli genç İspanya’da sezonun devrimi olarak manşetlere
taşındı… Valencia, Real Betis’i deplasmanda 6-3 ile perişan ettiğinde
jeneriklik golüyle siftah yapan ardından Mestalla’da Sevilla’ya yine jeneriklik
iki gol atan Guedes’in San Sebastian’da Real Sociedad ağlarını havalandıran
Zaza’ya sağ ayağının dışıyla yaptığı asistin güzelliğini anlatmak için ise
maalesef kelimeler kifayetsiz… (Socrates / Ocak 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder