Inter,
transferde yaşadığı hayal kırıklıkları, kaçan şampiyonluklar kadar elindeki
değerleri bilmeyen kulüp olarak da bilinir futbol tarihinde. Kahramanımıza
geleceğiz ama birkaç ismi hatırlatmak lazım. Milano kulübü, dünyanın gelmiş
geçmiş en iyi sol beki Roberto Carlos’u genç yaşta Real Madrid’e satmıştı.
Bugün Atletico Madrid’in hocası olan Diego Simeone’yi Lazio’ya kaptırdılar.
Ronaldo’yu en iyi zamanında alıp sakatlandığı dönemde pamuklara saran, ardından hasatı
görmeden Brezilyalı efsane golcüyü Real Madrid’e satan da Inter’dir, Zlatan
İbrahimoviç ile yollarını ayıran da. Tarihin en iyi stoperlerinden biri
Cannavaro’nun Juventus’a gidişine izin veren de; Seedorf gibi bir orta saha
sihirbazını ezeli rakibi Milan’a kaptıran da Inter’dir... Bütün bu isimler büyük
futbolcu ama onlar bir kenara, Andrea Pirlo bir kenara…
Brescia’da
doğan ve ilk kez 16 yaşında A takım formasını giyen Pirlo’yu Inter’e getiren
bugün bizim milli takımın başında olan Lucescu... İtalyan gence çok güvenen
Lucescu uzun bir dönem çalışma fırsatı bulsa, belki de Pirlo kariyerinin büyük
bir bölümünü Inter’de geçirecekti. Onun yeni yetmeliğinde futbolcuların bildik,
yoksul aile, mahalle sahasında keşfedilen kadiye ayaklar hikayesi yok. Pirlo,
zengin bir ailenin oğlu ve hayatın tesadüfü; gün gelip de büyük servete sahip
olduğunda babası ve kardeşinin sahip olduğu çelik fabrikasının iflas etti.
Reggina’da bir sezon ardından Inter’in yine kafasını taşlara vurması gereken
bir kararla yolladığı bir başka efsane Roberto Baggio ile Brescia’daki bir
yılın ardından Pirlo kendini Milano’nun öteki devinde buldu. Doğrusu akıllara
ziyan bir karar gibi görünmüyordu Milan’a imza attığında. Kariyerine forvet
arkasında başlayan Pirlo, Carlo Ancelotti’nin yönettiği takımda orta sahanın
göbeğine çekildi ve içindeki orkestra şefi ortaya çıktı. 21 yaş altı milli
takımını şampiyon yapan genç Milan’daki ikinci sezonunda Manchester’da
Şampiyonlar Ligi Kupası’nı kazanırken yarı finalde eski takımı Inter’i finalde
ise müstakbel kulübü Juventus’u devirdiler…
Andrea
Pirlo, İspanyolların Xabi Alonso’su gibi futbol taktik tablolarına yeni bir
nefes getiren adam oldu. “10 numaralar öldü mü?” sorusunun sıkça sorulduğu
yıllarda bu ikili, müthiş oyun görüşlerini sahaya yansıtıp çim üzerinde geometri
dersi verdiler rakiplerine. Gün geldi İstanbul’da rakip de oldular. Şampiyonlar
Ligi finalinde Pirlo’lu Milan’ın 3-0 öne geçip, Xabi Alonso’lu Liverpool’u 3-3
ile geri döndüğü efsane maç. Pirlo, 2005 Mayıs’ındaki finalde kaçırdığı
penaltıyı hiç unutmadı. Kupayı Liverpool aldığında İtalyan futbolcular soyunma
odasında hayatı sorguluyorlardı. Pirlo o anları yıllar sonra otobiyografisinde
“O gece futbolu bırakmaya karar vermiştim” diye anlattı. Bırakmadı elbette... 14
ay sonra Berlin’de İtalya penaltılarla Fransa’yı devirirken, Zidane,
Materazzi’ye kafa atarken Dünya Kupası finalinin en iyi adamı Pirlo idi.
Liverpool ile hesabı bir yıl sonra Atina’da kapattılar ve Milan ile ikinci
Şampiyonlar Ligi kupasını kazandı Pirlo... 400’den fazla giydiği kaptanlığını
yaptığı Milan’ın 18. şampiyonluğuna en güzel imzayı atan da oydu ama Inter’de
olan bir kez daha başına geldi.
Milan’ın hocası Allegri, 30 yaşın üstündeki
oyunculara sadece bir yıl kontrat verilmesini istedi. Milan yönetimi teknik
adamın yanında durdu ve olan oldu. Çizme’yi sallayan transferdi, Pirlo artık
Juventus forması giyiyordu. Conte takımın onun etrafında kurdu ve “Maestro”
lakaplı futbol virtüözü ikinci baharını Torino’da yaşadı. Kader işte. 2006’da
Dünya Kupası’nı kazandığı Berlin’de 2015 yılında Barcelona’nın Şampiyonlar Ligi
Kupası’nı kazanmasına engel olamadı. Artık yakışıklı bir veda vaktiydi.
Çocukluğunda Inter taraftarı olan, İtalya’nın en çok kupa kazanan 3 kulübünde
forma giyip bunlardan sadece büyük aşkı Inter’e faydası dokunmayan Pirlo, New
York City’nin yolunu tuttu. Resital iki yıl daha sürdü ve Maestro geçen hafta
yıl sonunda futbolu bırakacağını açıkladı…
Akıllıca
yaptığı emlak yatırımları, şarap bağları ve bir moda ikonu olacak kadar seçici
giyim tarzıyla Andrea Pirlo, saha dışında çok da fazla konuşmadan 38 yaşında 23
yıllık kariyerine son noktayı koyuyor. Zaten onu izleyenler bilir, Pirlo söz
değil; müziktir, olabileceği kadar da klasik üstelik…
Guzel bir makale olmus. tskler paylasim icin
YanıtlaSil