29 Ocak 2017

Bir Milan-Terim Hikayesi


Tribünlerin çok sevdiği ve hatta taptığı teknik direktörü yönetimler sever mi? Taraftarın sonsuz güvenini kazanan hocalar bu duyguyla koltuklarını sağlama mı alır, yoksa bu sevgi çok mu göze batar?
Yıllar önce Fatih Terim'in Milan macerasının bitiş nedenleri hakkında çok şey yazıldı çizildi. Inzaghi'nin kaçırdığı penaltı, Beyefendiler Masası'nın lideri kaptan Paulo Maldini...
Yeni olan ne var peki? Bambaşka bir konuda araştırma yaparken Mauro Sumo imzalı bir makale okudum. Mauro Suma 51 yaşında, gazeteci ve 1999 yılında Milan'ın televizyon kanalının başına geçmiş. Yani Milan'ın içinden biri. Bu kartviziti sayesinde de yazdıkları daha da önem kazanıyor...
Tarih 21 Ekim 2001... Fatih Terim yönetimindeki Milan, derbiye çıkıyor. Takım, sezona iyi başlamış, derbi öncesi teklemiş durumda. Fiorentina, Udinese deplasmanı ve Lazio maçlarından 9 puan. Ardından Perugia deplasmanında 3-1 kaybedilen maç. İplerin gerildiği San Siro'daki 1-1 berabere biten Venezia maçı... Milan derbide Inter'i süpürüyor, 4-2 kazanıyor.
Galibiyeti tribünle kutlamak için Fatih Terim, Curva Sud'ün önüne gidiyor. Gitmiyor da aslında çağırıyorlar. İmparator diye yıkılıyor ortalık. Milan'ın taraftar grupları da kulüp üzerinde çok etkili o yıllarda. Mauro Suma, 11 yıl sonra yazdığı bir makalede teknik adam tribün ilişkilerine dair örnek verirken o derbiyi hatırlatıyor.
Suma ertesi gün Milanello'da rastladığı Cesare Maldini'ye "Gördün mü Terim'i? Curva'yı nasıl peşine taktı. Taraftar çok seviyor onu. Ne güzel değil mi?" diyor. Baba Maldini'nin suratının asıldığı verdiği cevaptan belli: "Milan'da böyle işler olmaz. Bize ters" diyor ve tribünlerin Terim'e olan sevgisinden dolayı rahatsız olduğunu ifade ediyor.
Mauro Suma, 11 yıl sonra yazdığı makalede "Ben Cesare ile konuştuktan 15 gün sonra Fatih Terim ile Milan'ın yolları ayrıldı" diyerek çok şey söylüyor zaten...
Suma ve Cesare Maldini arasında geçen konuşma ve bunun sonuçları aslında futbol dünyasında coğrafya gözetmeksizin yönetimlerin teknik adamlara bakışına da ayna tutuyor. Futbolcular da teknik adamların tribünlerin sevgilisi olmalarından rahatsız... Kaybedilen maçların ardından tepkinin kendileri üzerinde yoğunlaşacağının farkındalar. Yönetimler de istifaya çağrılırken, suçu o çok sevilen teknik adamda arıyorlar... Bu hikayenin aktörlerini Ünal Aysal ve Fatih Terim olarak okursanız, Terim'in Galatasaray'daki üçüncü döneminin neden ve nasıl sona erdiğini de anlarsınız...
Hikayenin sonunda ne mi oldu? O sezon Juventus şampiyon oldu. Inter, Lazio deplasmanındaki derbideki skor gibi, 4-2 ile dağıldı ve son hafta şampiyonluğu kaybetti.
Yedi yıl sonra Maldini futbolu bıraktığında Curva Sud, "Sadece Franco Baresi" tezahüratıyla bayrak adamlarını uğurladılar! Maldini ağladı, Curva iki yıl önce kendilerine paralı askerler diyen Paolo Maldini'ye "Paralı asker dediğin tribünden alkış mı bekliyorsun" pankartı açtı, Maldini de "Onlardan biri olmadığım için gurur duyuyorum" diye cevap verdi.

2 yorum:

  1. 28 yasindayim cocuklugumdan beri ayrilamadim bu yazilardan. Allah uzun ömür versin Bülent abi sen hep yaz olurmu...

    YanıtlaSil
  2. O dönem fatih terimin dünyaca ünlü bir takımda yer alması bana mutluluk verdi. Başarılı teknik adam doğrusu

    YanıtlaSil