10 yıl önce
9 Temmuz akşamı Berlin’de Zinedine Zidane, Materazzi’ye kafa atmış, İtalyanlar
adına son sözü, sağına atlayan Barthez’in soluna doksana vuran Fabio Grosso
söylemişti. Ertesi gün La Gazzetta dello Sport, yüzyılı aşan tarihinin belki de
en unutulmaz manşetiyle çıktı: “Tutto Vero”. (Her şey gerçek. İtalyan Dünya
Şampiyonu.) İki milyondan fazla satan 10 Temmuz 2006 tarihli gazetede Dünya
Kupası ellerinde yükselen Fabio Cannavaro, o yaz Real Madrid’e transfer oldu.
İbrahimoviç, Inter’e gitti. Sezonu şampiyon kapatan Juventus taraftarı ise
Dünya Kupası zaferinin sevincini yaşayamadı bile...
“Calciopoli” skandalı
olarak futbol tarihine geçen şike operasyonunun bedelini Juventus büyük ödedi.
Kaleci Buffon, Nedved ve Del Piero, ikinci lige düşürülen takımı terk etmediler.
Berlin’de son penaltıyı atan Grosso o sezon Inter’e gidip şampiyonluk yaşadı,
yolu üç yıl sonra Juventus’a düştü ve beşlemenin ilk ikisinde siyah-beyazlı
formayı giydi. Yıllar çabuk geçiyor, o Grosso şimdi Juventus alt yapısında
kramponlarını asmış ve antrenörlük hayatının ilk basamaklarını çıkmaya
çalışıyor.
2006
skandalına Juventus itiraz etmedi. Eksi puanlarla başladıkları Serie B’den
tekrar Serie A’ya yükseldiler. Calciopoli, İtalya’nın ilk şike skandalı değildi
ama özelliği bu kez işin içinde maç sonucuna etki eden teknik adam ve
futbolcular yoktu. Napoli’yi Maradonalı yıllarda Napoli yapan, ardından
Juventus’un genel menajerliğini üstlenen Luciano Moggi, hakem komitesi
başkanını ve hakemleri baskı altına almış ve takımın son iki sezondaki şampiyonluğunda
kartlar ve düdükler Torino şehri ekibine yaramıştı. FIAT’ın patronu ve
İtalya’nın kraliyet ailesi olarak kabul edilen Angelli Ailesi’nin son
kuşağından Andrea Angelli bugün bile Calciopoli skandalını kabullenemiyor. Ona
göre İtalyan futbolunda herkes herkesle telefonla görüşüyor, hakemleri
etkilemeye çalışıyordu ve telefon kayıtlarında yakalanan Juventus olmuştu…
“Yaşlı
Kadın” ( La Vecchia Singora) lakabı Juventus için sık kullanılır. İtalya’nın en
eski üçüncü kulübü, “yaşlı” anılmayı hak eder, kadın ise takım kelimesinin
İtalyanca karşılığı olan “La Squadra”nın dişi bir kelime olmasından gelir.
1899’da Torino’da Giovanni Angelli tarafından kurulan “Fabbrica İtaliana di
Automobili Torino” ya da baş harflerinden doğan kısaltmasıyla tüm dünyada bilinen
FIAT, 1923 yılından beri Juventus kulübünün patronu.
İtalya’da 15 milyonu geçen
taraftar kitlesiyle en fazla taraftarı olarak bilinen futbol kulübü olan
Juventus, sanılanın aksine kendisine ev sahipliği yapılan Torino şehrinin köklü
ailelerinin desteklediği kulüp değil. İtalya’nın kuzey ve güneyi arasındaki
kapanmaz ekonomik ve sosyolojik yaraların sarılmasında Juventus, kuzey şehri
Torino’da bir tampon bölge aslında. Güneyden FIAT fabrikalarına gelen işçilerin
kuşaklar boyunca desteklediği ve ülke içindeki göçlerle taraftar kitlesini
kuvvetlendiren Juventus, 32 şampiyonlukla ülkenin iki büyük şehri Milano ve
Roma kulüpleri çok ama çok yukarıdan bakıyor İtalyan futbol tarihinde...
Bugün
İtalyan Milli Takımı’nın başında, yeni sezonda ise Chelsea’nin başında olacak
Antonio Conte yönetiminde 5 yıl önce, son şampiyon Milan’ın önünde ligi zirvede
bitirdiklerinde, eski oyuncuları Zlatan İbrahimovic’in “forma giydiği her
sezonda şampiyon olan futbolcu” ünvanını tarihe gömmüşlerdi. Mourinho
sonrasında çöken Inter, gün gelip Endonezyalı patron Erick Thohir’e satılırken,
Milan da 6 yıldır o eski kadrolarını arayınca Berlusconi’yi Çinli milyarderlerle
pazarlık masasına oturttu. Yetmedi, Roma ve Lazio da eski zengin ve bonkör
patronlarının kurduğu kadroları ararken, “Yaşlı kadın” dört yıl arka arkaya
şampiyonluğu kimse kaptırmadı. Üstelik pastanın kreması da o Grosso’nun 10 yıl
önce son penaltıyı attığı Berlin’deki Şampiyonlar Ligi finaliydi. Olmadı,
Barcelona’ya kaybettiler.
İki yıl önce
Milan’dan gelirken taraftarın “Yetersiz, Juventus ayarında değil” diyerek
protesto ettiği teknik direktör Allegri, Berlin’de kaybettiği final yetmemiş
gibi takımın üç ası Carlos Tevez, Pirlo ve Vidal’e de sezon başlarken veda
etmek zorunda kaldı. Lig tarihinin en
kötü başlangıcını yapan ve “Bu sezon şampiyon olamaz, gidenlerin yeri dolmadı”
dedirten Juventus, Dybala, Pogba, emektar Chiellini ve Buffon’lu kadrosuyla o
kötü grafiğin arkasını 25 maçta 24 galibiyet bir beraberlikle (Bologna) sona
erdirdi. Napoli, Roma ve Inter için de “Yaşlı Kadın”a selam durmaktan başka bir
seçenek kalmadı.
Arka arkaya
5 şampiyonluk kazandıkları bu dönemde 187 maçın, 136’sını kazanıp sadece 14 maç
kaybettiler. 358 gol atıp, 109 gol yediler ve sıkı durun topladıkları 445
puanla, Napoli’ye 92, Roma’ya 104, Milan’a 131 ve Inter’e 157 puan totalde fark
attılar. Kulübün başkanı Andrea Angelli ve Türk kız arkadaşı Deniz Akalın,
İtalyan futbolunun en popüler çifti… 2006’da takımı terk etmeyen Pavel Nedved
ise kulüp yöneticisi olarak Akalın- Angelli çiftinin en yakınındaki isim...
Yıldızları Pogba’ya 100 milyon, Dybala’ya ise 80 milyon Euro’luk teklif var...
Torino,
hiçbir zaman İtalya’nın en güzel şehri olmadı ama Juventus, ülkenin en iyi
yönetilen, patron-kulüp ilişkisini kuran, doğru transferleri yapan kulübü oldu.
Onları 1985’de Heysel’de 39 taraftarını kaybeden kulüp olarak da hatırlayabilirsiniz,
2006’daki Calciopoli skandalının baş aktörü olup küme düşen de. Tercih
sizin…
Seviyorum be ağabey seni...
YanıtlaSilKanaatimce bu başarının en büyük mimarı yönetim. Kötü başlanan bir sezonda, Allegri'nin arkasında durarak, sabrederek istediklerini aldılar. Kötü gidişatta esas sorunları tespit edip çözüm buldular, kolaya kaçıp da hocayı kovmayarak...
YanıtlaSilJuventus demek italya demek.cok gÜzel yazı.
YanıtlaSilDel piero ile sevdik bianconera yı
Şuna eminim ki, yükselen değer Allegri takımdan ayrıldığında, takımın başına geçebilecek olası teknik direktör adayları bile şimdiden hazırdır bu yönetimin.
YanıtlaSil