Madrid'de soğuk bir ekim akşamı. Skorborda bakan 85 bin taraftar için ise çok daha soğuk bir akşam. Maçın ikinci yarısında o meşhur şarkı Guantanamera'nın ezgileriyle kale arkasında bir tezahürat başlıyor. "Utanıyoruz sizden" diye inliyor Santiago Bernabeu tribünleri. Real Madrid son 40 dakika sahada 10 kişi ve tabelada Atletico Madrid'in yanında '3' yazıyor. Başkan Sanz ve teknik direktör Toshack istifaya davet ediliyor son düdükle birlikte. Hazırlıklı gelmişler o akşama, beyaz mendiller sallanıyor tribünlerden. Takım sezon başından bu yana dokuz maçın sadece ikisini kazanabilmiş.
Kalede Bizzari, geri dörtlüde Salgado, Ivan Campo, Julio Cesar, Roberto Carlos ile çıkıyorlar sahaya. O defanstan; Carlos, Fenerbahçe'ye, Julio Cesar ise 10 yıl sonra Gaziantepspor'a gelecek. Nefis bir orta saha: Redondo, Helguera, Seedorf ve Guti. İleri ikilide de 'kardeş gibiydiler' Raul ve Morientes. Atletico Madrid'de teknik direktör Claudio Ranieri, Solari-Jose Mari-Hasslbaink üçlüsüyle çıkıyor forvette. Başkan Jesus Gil, galibiyetin ardından "Ben ona atak oynarsak dağıtırız Real Madrid'i dedim. Söylediğimi yaptık ve kazandık. Hasselbaink bence bir katil" diyecek ama önünde koca bir 90 dakika var. Roberto Carlos 8. dakikada Morientes'in kafasına konduruyor, o da Molina'nın sağına... Yıkılıyor Santiago Bernabeu. Sonrası bir facia... Hasselbaink'in ilk golünde Guti, Jose Mari'nin golünde Redondo kaptırıyor topu. 30 dakikada üç gol birden buluyor Atletico Madrid.
İkinci yarıda Bizzari oyundan atılınca kaleye geçen genç kalecinin adı Iker Casillas. Bugün Atletico Madrid'in son galibiyetini gören son Real Madridli. O akşam Santiago Bernabeu'dan çıkan Atletico Madrid taraftarı, sonraki 14 yılda bir daha derbi galibiyeti göremeyeceğinden habersiz. Atletico Madrid, geçen yıl Kral Kupası finalinde Real Madrid'i deviriyor ama kalede Casillas yok. Ligde deplasmanda da kazanıyorlar, Casillas yine yok. Kupada iki randevu daha. Casillas bu kez kalede. İki maçta yemeden 5 atıp finale çıkıyorlar. Atletico Madrid bu akşam 14 maçtır evinde yenemediği ezeli rakibi Real Madrid'i bir kez daha evi Vicente Calderon'da ağırlıyor, Casillas yine yok. Bir damla uğuru eksik yani Türkçesiyle. Lakin 1999-2000 sezonu ya da tek başına 1999 senesi, neresinden bakarsanız bakın garipliklerle dolu. Atletico Madrid'e kaderin bir oyunu bu...
9 Haziran 1999. İspanya Kral Kupası yarı finalinde Real Madrid, Valencia deplasmanında. Toshack'ın takımı ligde rakibinden 3 puan önde, ikinci sırada. Van Gaal'ın Barcelona'sı ise şampiyonluğunu ilan etmiş. Mestella'da Lopez'in iki, Roche'nin iki, Vlaovic ve Mendieta'nın golleriyle Ranieri'nin çalıştırdığı Valencia, Real Madrid'i 6-0 ile ezip geçiyor. Hezimetten kafasını kaldırmaya çalışan Real Madrid, dört gün sonra Vicente Calderon'a derbiye gidiyor. Bir tokat da Atletico Madrid'den. Takıma son şampiyonluğu kazandıran Radomir Antiç'ın on biri, Real Madrid'e nefes aldırmıyorr. Bernabeu'da beş ay sonra yazacak skoru Vicente Calderon'da yazıyorlar 13 Haziran 1999'da. Atletico Madrid bu galibiyetle o hafta kümede kalmaya garantiliyor.
Kasım 1999. Real Madrid, Bernabeu'da derbiyi kaybettikten 17 gün sonra John Toshack'ı görevden alıyor. Beşiktaş'ın eski teknik direktörünün yerine gelen isim ise bir zaman sonra bizim memlekette 'Yeniköy Kasabı' lakabı takılacak Vicente Del Bosque. Avrupa sahnesinde ise işler başka türlü yürüyor. Ligde dibe vuran Atletico Madrid, UEFA Kupası'nda Galatasaray'ın Bologna'yı elediği turda, Wolfsburg'u evine yolluyor. 4. turda Galatasaray, Borussia Dortmund'u geçerken, Atlerico Madrid, evinde ilk maçta 2-2 berabere kaldığı Lens'a deplasmanda 4-2 mağlup oluyor. Fransızlar'ın iki golü Pascal Nouma'dan. Atletico Madrid böylece Galatasaray ile finalde buluşma şansını kaçırıyor. Lens, Celta Vigo'yu elerken, İspanyollar'ın golü ise o sezon sonunda Fenerbahçe'ye gelecek ve sonra Galatasaray forması da giyecek olan Haim Revivo'dan...
Ligden umudunu kesen Real Madrid'in Galatasaray ile Monaco'daki altı ay sonraki randevusu için ise yolu uzun. Bayern Münih, hem Madrid'de hem de evinde Real Madrid'e 4 atınca kıyamet kopuyor ama Del Bosque takımı gruptan çıkarmayı başarıyor ve iki maçta 8 yediği Bayern Münih'i bu kez yarı finalde affetmiyor. İlk intikamını alan Del Bosque'nin takımı, bir yıl önce Kral Kupası'nda 6 gol yediği Valencia'yı Şampiyonlar Ligi finalinde Paris'te 3-0 ile sahadan süpürüyor...
2000 Ağustos'unda Monaco'da Süper Kupa finalinde karşı karşıya gelen Real Madrid ve Galatasaray'ın ortak kaderlerinde ise Lopez Nieto yazıyor. Bir yıl önce Real Madrid, Kral Kupası'nda Valencia'dan 6 yerken hakem Lopez Nieto. Atletico Madrid, 1999 yılında Madrid derbisini Santiago Bernabeu'da 3-1 kazandığı akşam da hakem Lopez Nieto. Galatasaray, Milan'ı Ali Sami Yen'de devirip UEFA Kupası yolunu açarken ve 17 Mayıs 2000'de Parken'da Arsenal'i finalde penaltılarla devirirken de sahanın patronu Lopez Nieto. Bugün Madrid derbisinde Lopez Nieto yok, o artık 56 yaşında, hakem komitesinde görev yapıyor ama kalede de Casillas yok... Real Madrid için şarkının adı kim bilir belki de "Kader diyemezsin, sen kendin ettin"dir...
Derbiyi
kaybedersen Madrid’de sokağa çıkamazsın... (Adrian Escudero/Atletico
Madrid)
Madrid çok güçlü Atleticonun işi çok zor :D
YanıtlaSil