23 Mart Cuma
21:30 Wolfsburg - Hamburg @Trt HD
24 Mart Cumartesi
14:15 CSKA Moskova - L. Moskova @Lig TV
14:45 Chelsea - Tottenham @Lig TV 2
16:30 Bayern Münih - Hannover 96 @Trt Haber
17:00 Liverpool - Wigan @Lig TV 2
19:00 Mallorca - Barcelona @NTV Spor
19:00 Fenerbahçe - Bursaspor @Lig TV
19:30 Schalke 04 - Leverkusen @Trt HD
19:30 Stoke City - Manchester City @Lig TV 3
20:00 Montpellier - St.Etienne @Lig TV 2
21:00 Real Madrid - Real Sociedad @NTV Spor
22:00 Valenciennes - Rennes @Lig TV 2
25 Mart Pazar
13:00 Zaragoza - A Madrid @NTV Spor
13:30 Sakaryaspor - Göztepe @Trt 1
15:30 Stuttgart - Nürnberg @Trt Haber
15:30 Eskişehirspor - Gaziantepspor @Lig TV
15:30 Karabükspor - Kayserispor @Lig TV 2
15:30 Manisaspor - Sivasspor @Lig TV 3
15:30 Ankaragücü - Antalyaspor @Discovery
15:30 Samsunspor - Mersin İdman Yurdu @ İZ Tv
15:30 Orduspor - Gençlerbirliği @National Geo
18:00 Toulouse - Auxerre @Lig TV 2
18:00 WBA - Newcastle United @Lig TV 3
19:00 Adanaspor - Elazığspor @Trt 3
19:00 Galatasaray - Trabzonspor @Lig TV
22:00 Corinthians - Palmerias @Lig TV 2
22:00 PSG - Bordeaux @Lig TV 3
26 Mart Pazartesi
20:00 İstanbul BŞB - Beşiktaş @Lig TV
22:00 Man. United - Fulham @Lig TV 3
23 Mart 2012
21 Mart 2012
Suya Yazılan İstatistikler
Dün gece itibariyle doğru rakamlar bunlar. Hafta sonunda geçerliliği kalmayacak. Albacete'ye attığı ilk golle Granada'ya attığı 234. gol arasında pek fark yok. Soldan ceza sahasına sız ve kalecinin üstünden bırak...
La Liga
2004/2005 7 1
2005/2006 17 6
2004/2005 7 1
2005/2006 17 6
2006/2007 26 14
2007/2008 28 10
2008/2009 31 23
2009/2010 35 34
2010/2011 32 31
2011/2012 25 34
2007/2008 28 10
2008/2009 31 23
2009/2010 35 34
2010/2011 32 31
2011/2012 25 34
Lig Toplam: 197 maç 153 gol
Kral Kupası
2004/2005 1 0
2005/2006 2 1
2006/2007 2 2
2007/2008 3 0
Kral Kupası
2004/2005 1 0
2005/2006 2 1
2006/2007 2 2
2007/2008 3 0
2008/2009 8 6
2009/2010 3 1
2010/2011 11 7
2011/2012 3 2
Kral Kupası Toplam: 33 maç 19 gol
Şampiyonlar Ligi
2009/2010 3 1
2010/2011 11 7
2011/2012 3 2
Kral Kupası Toplam: 33 maç 19 gol
Şampiyonlar Ligi
2004/2005 1 0
2005/2006 6 1
2006/2007 5 1
2005/2006 6 1
2006/2007 5 1
2007/2008 9 6
2008/2009 12 9
2009/2010 11 8
2008/2009 12 9
2009/2010 11 8
2010/2011 13 12
2011/2012 6 12
2011/2012 6 12
Şampiyonlar Ligi Toplam: 63 maç 49 gol
İspanya Süper Kupa
2006 2 0
2009 1 2
2010 2 3
2006 2 0
2009 1 2
2010 2 3
2011 2 3
İspanya Süper Kupa. 7 maç 8 gol
Avrupa Süper Kupa
2006 1 0
2009 1 0
İspanya Süper Kupa. 7 maç 8 gol
Avrupa Süper Kupa
2006 1 0
2009 1 0
2011 1 1
Avrupa Süper Kupa: 3 maç 1 gol
Kıtalararası Kupa
2009 2 2
2011 2 2
Kıtalararası Toplam: 4 maç 4 gol
Kıtalararası Kupa
2009 2 2
2011 2 2
Kıtalararası Toplam: 4 maç 4 gol
Barcelona'da 314 resmi maçta 234 gol
Hazırlık maçları: 13 maç 6 gol
19 Mart 2012
La Liga'da Son 11 Hafta
Rutine bağlayan ve artık heyecan vermeyen şampiyonluk yarışı Real Madrid'in son dakikada iki puan yaktığı Malaga maçı sonrasında bir "Acaba" yarattı. Ortada 33 puan var. Fark 8. Barcelona bu farkı kapatabilir mi? 8 yıl önce Valencia'ya +8'den yakalanıp geçilen Real Madrid sollanır mı? Camp Nou'daki maçı Barça'nın kazandığını varsayalım, eder 5 puan... El Clasico'ya kadar Barça'yı zorlayacak takım göremiyorum. Belki Mallorca belki Levante ama düşük ihtimal... El Clasico sonrasında da en zor maç son hafta Betis ile görünüyor. Real Madrid, Osasuna ve Atletico Madrid deplasmanlarına gidiyor El Clasico öncesinde... El Clasico sonrasında ise Bilbao deplasmanı var, Bielsa-Guardiola kardeşliği arıza çıkartır... Barcelona-Real Madrid maçına kadar puan farkı 6'ya düşürse lig Camp Nou'da yeniden başlar..
18 Mart 2012
Fenerbahçe 2 - Galatasaray 2
98 Eylül’ü.. Derbi Kadıköy’de. Son 25 yılda izlemediğim tek Fenerbahçe-Galatasaray maçı. Askerde iki arkadaş radyodan dinliyoruz maçı.. Yok öyle pozisyon tekrarı falan, kim anlatıyor hatırlamıyorum da zaten. 10 dakika oldu maç başlayalı Vedat atıldı Galatasaray'dan, ardından Moldovan ve Baliç ile 20 olmadan 2-0’ı buldu Fenerbahçe... Rakip 10 kişi, kendi sahanda 2-0 öndesin. Erol Bulut’un bittiği gündü, o gün... Penaltıyı yaptı, oyundan atıldı; Galatasaray, Hagi’nin penaltısı ve Hakan Şükür’ün son dakikalardaki golüyle 2-2 ile gitti soyunma odasına...
Bu akşamki 14 yıl öncesini hatırlattı. İyi başladı Fenerbahçe.. Kadıköy’deki derbilerde gol şansının yanında olduğu akşamlarda rahat kazandığı 90 dakikaları hatırlatan bir golle... O dakikaya kadar esnek duran savunmasını Galatasaray iki defa yoklamıştı, final paslarını atamadılar. Auta çizgisine parelel giden ve canı auta çıkmak istemeyen top, son ayların en iyi Ziegler’i, iyi orta ve göğsünde bile yumuştmadan röveşatayı vuran Sow... Sonra, Simao’nun ilk yarı Fenerbahçe’ye attığı golden daha güzeli ya da o kadarı... Alex inanılmaz vurdu. Başka maçlarda direği sıyırır, ya da direkte patlardı ama doksandan içeriye gitti top. O dakikadan sonra Fenerbahçe için maçın kader anı, Stoch’un ceza sahasına sızıp kötü vurduğu pozisyondur. Orada üçü bulsa ikili averajını da lehine çevirip, maça son noktayı koyacaktı ev sahibi...
Galatasaray’ın uzun yıllardır Fenerbahçe derbilerindeki basiretsizliği, kötü oyunu, yenilgilerinin altında yatan birinci sebep, kadrosunun dengesiz kurulmuş olmasıydı. İyi hücumcular ama her seferinde ezeli rakibinden daha kötü bir orta saha ve daha kötü bir kaleci. Ligin ilk yarısındaki galibiyetin anahtarı da oydu. Selçuk ve Melo ile Galatasaray uzun yıllar sonra Fenerbahçe’den daha iyi bir göbeğe sahip oldu. Muslera ise sezon performansıyla, Volkan kadar, Volkan’dan iyi tartışmalarının öznesi olmayı başardı.
Fatih Terim’i 30 yıldır takip edip hala beraberliğe gider diyenleri anlayabilmek mümkün değildi hafta içinde. Terim’in sözlüğünde olmayan bu saatten sonra da olmayacak bir kelime: Kaybetmemek. Teknik adamları büyük yapan galibiyet sayıları, kimse 3 istatiğin ortasında yer alan çift haneli rakamlara bakmaz bu oyunda. Terim kariyeri boyunca berabere kalabileceği çok maçı kaybetmiştir. Onu da büyük teknik adamlar listesine yazdıran çalıştırdığı takımlara kazanmayı bir kere öğretti mi bir daha soyunma odasına "Önce yenilmiyoruz beyler" diyerek gelmemesidir.
Oyunun 25’den sonra dönüşü de Terim felsefesinin bir sonucu işte. Geçen hafta ayağa pası bu sezon en iyi yaptığı maçlardan birinde, Gençlerbirliği karşısında ilk 45 dakika golü bulamayan Galatasaray, 10 dakika sonra farkı bire indirmeyi başardı Kadıköy’de. İki farkı bulduktan sonra geri çekilen ve oyunu sahasında kabul eden Fenerbahçe’de Engin’in geri dönmediği kanatta Stoch’un etkisiz kalması, kendisinin de nerede oynadığını uzun zamandır idrak edemeyen Mehmet Topuz’un etkisiz futbolu, Gönül’ün artık unutturduğu bindirmeleri de olmayınca, topu rakibe bıraktı Fenerbahçe...
Galatasaray, ikinci yarının ilk 10’unundan sonra ilk yarıda kaldığı yerden devam etti . Selçuk İnan ligin uzak ara iyi orta saha oyuncusu... Takımın omurgasında o olmazsa beli doğrulmaz duruyor Galatasaray. Aldı verdi, aldı verdi... Bir şutunu da Volkan nefis çıkardı. Engin ve Emre’nin final paslarındaki basiretsizlikleri, yerini bulmayan alçak kalan ortalarla net pozisyon sayısını düşürdüler.
Fenerbahçe, Beşiktaş derbisinde de ikinci yarı zorlanmıştı. Yine aynısı oldu. Aykut Kocaman’ın Alex karmaşası sürüyor. Stoch’u oyundan aldığında orta saha artı bir oldu ama Galatasaray da sağ kanadından rahat çıkmaya başladı. 5 dakikada 50 bin taraftarın önünde 2-0 öne geçilen derbide oyunun her an beraberliğe gelebilme ihtimaline bir çare bulamayan hocanın ismi isterseniz Aykut; isterseniz Fabio olsun, eleştirilirsiniz...
Galatasaray, beraberlik sayısını çok daha erken bulabilirdi. Galibiyet sayısı da uzatmanın son saniyelerinde direkte patlayan top olmayabilirdi. Cristian’ın şutu dışında pozisyon üretemeyen Fenerbahçe için de, 9 puan önde geldiği derbide 2-0’dan 2-2’yi bulan Galatasaray için de beraberlik iyi sonuç... Maçın adamı, geçen sezon 16 mağlubiyet almış Galatasaray'a bu sezon bu kadar kısa sürede karakterli futbol oynatan Fatih Terim'dir...
Hakem Bülent Yıldırım, Cüneyt Çakır, Bilbao-Man .United maçını verilince alelacele bu derbiye atandı. 3. dakikada Mehmet Topuz-Melo dalaşında ikisine de kart çıkarmak yerine ben bu oyunu az kartlı götüreceğim kafasıyla devam etti. Emre’nin sarı kart sonrasında temiz iki kartlık pozisyonunda da eli cebine gitmedi. İkinci yarının sonundaki 4 dakika uzatma da başıma daha fazla bela almadan bitireyim tercihiydi..
Beyoğlu’na kravat ile çıkılırdı gibi olmasın ama, derbilerde tribünler de bir başkaydı eskiden! Yarı yarıya kapalı, bilet için sabahlamalar, 10 saat önce dolan tribünler, kapalının ortasından ikiye bölünüp saatlerce karşılıklı atışmalar, tezahüratlar. Kavga gürültü isteyenler için de mekan, yer saat belliydi... Şimdi twitter’da trend olan küfürler, ezeli rakibin tesisinin önüne gidip meşale yakmak buna da karşılıklı “baskın” demek moda... Ekranda Barcelona izleyip tribüne geldiğinde takımı top tutamayıp pas yapamayınca homurdanmak moda... Neyse... Lakerda da eskiden torikten yapılırdı ya... O da şimdi palamuttan...