17 Eylül 2011
Super 8
Yine elde kumanda bir kanaldan bir kanala koşturduğum bir akşam oldu. Özlemişim, evde maç seyretmenin lüks olduğu bir mesleğim var. Üniversitede İzmirli yakın arkadaşlarımdan iyi bilirim Göztepe-Karşıyaka derbisinin ne olduğunu, onları nasıl heyecanlandırdığını. Bu heyecanı ülkeye yayabilmek mümkün değil ama bırakın Bank Asya'yı toprak sahada gazozuna da oynasalar Göztepe-Karşıyaka bu ülke futbolunun büyük bir rekabetidir. Bütçeler, kadroların kapasitesi belli. İlla da iyi futbol arıyorsan zaten bir diğer kanalda Barcelona var. Derbilerden iyi futbol bekleyen kim. Keşke tribünler yarı yarıya olsaydı da yıllar sonra İzmir derbisi kapalı gişe oynansaydı. Trabzonspor'dan puan kaybı bekliyordum. Sorun konsantrasyon falan değil. Inter kötü de olsa Trabzonspor o gün kendi mücadele standartlarının çok üstüne çıktı. Sezon yeni başlamışken ritm yakalayamayan vücutların 3 günde kendisini yenilemesi zor. Milano'daki kadar şanslı olsalardı kazanabilirlerdi de ama olmadı.Vittek'in rakibiyle çarpıştığı ya da rakibinin AS 900 kamyon gibi girdiği pozisyon diyelim, çok şanssız pozisyondu. Bağları kopmuş, çok yazık. Henrique'den çok daha yararlı olacağını düşünüyordum Vittek'in. Abdullah Avcı'nın takımı hocanın soyadı gibi... Pusuya yatıyor, ve doğru zamanı yakaladığında affetmiyor. Gündüz maçlarında Bolton ve Leverkusen'in arkasından pek iyi cümleler kurulmadığı kesin. Barcelona'dan az gollü bir galibiyet bekliyordum. Osasuna'nun ender ataklarını boşverin, bu deplasmanda son yıllarda iyi direniyor, kaybediyorlar ama fark yemiyorlardı. Tabii maçların oynandığı tarihler de önemli. 2009'da küme kalma hesabı yapılırken, Barça, Osasuna'ya maçı vermişti Mayıs ayında Camp Nou'da. Geçen sezon ise Kral Kupası'ndan sonra oynadılar. Tribünden izledim maçı. O gün yedek kadro iki golle bitirdi maçı. Barça mı çok iyi fark attığı takımlar mı çok kötü? Bazı gollerde Osasuna defans oyuncularının biz ekran başındakiler gibi Messi'yi hayran hayran izlediklerini gördüm. Camp Nou'ya gelen her takım "Biz de mi?" diye sorarak çıkıyor sahaya... Acıması da yok Barcelona'nın. Son iki sezonda, ilk yarıda fark yaptıkları maçların ikinci yarılarında rakipler biraz krampon gösterdiklerinde mesajı alıyorlar ve insafa geliyorlardı. Guardiola'nın maç öncesinde "Barcelona bu sezon kupa kazanmayabilir" demecini alan ve göğsünde yumuşatıp "Biz de 41 puan toplayıp öncelikle kümede kalmaya çalışacağız" diyerek geri gönderen Mourinho yine güzel malzeme verdi medyaya. Inter-Roma ise "Kim gitsin?" maçıydı. Luis Enrique garip bir tercih yaparak sağ ve sol bekte orta saha oyuncusu kullandı. Türkiye'de resmen yayınlamayan bir lig olduğu için malum linklere başvurdum ama olacak gibi değil... Korkunun ecele faydası yok demek lazım ama gel de bunu iki teknik adama anlat. Eto'o gitti İnter bitti kısa bir sezon başı özeti. Roma ise yeni kurulan bir kadro. Napoli'yi geçebileceklerini sanmıyorum, olsalar olsalar 4 olurlar bu ligde. Roma kalecisi Stekelenburg ise gecenin şanssız ikinci adamı. Lucio'dan başına darbe aldı (foto başka bir pozisyon), beyin sarsıntısı ve hastanede kontrol altında...
Son olarak film afişi, bu akşam Barcelona'nın 8-0'lık galibiyeti sonrasında atılan bir manşetin (Sport) ilham kaynağı... JJ Abrams'ın Super 8'i... İyi film deyin, izleyelim...
16 Eylül 2011
Hafta Sonu Futbol
16 Eylül Cuma
20:00 Gaziantepspor-Fenerbahçe / Lig TV
20:00 Kayserispor-Antalyaspor / Lig TV 2
20:30 Adanaspor-Rizespor / TRT 3
21:30 Freiburg-Stuttgart / TRT HD
17 Eylül Cumartesi
14:45 Blackburn-Arsenal / EPL TV
16:30 Leverkusen-Köln / TRT HD
17:30 Gençlerbirliği-Karabükspor / Lig TV
18:00 Elazığspor-Denizlispor / TRT 3
19:30 Kaiserlaustern-Mainz / TRT HD
20:00 Trabzonspor-İstanbul BŞB / Lig TV
20:00 Orduspor-Manisaspor / Lig TV 2
20:30 Göztepe-Karşıyaka / TRT 3
21:00 Barcelona-Osasuna / NTV
18 Eylül Pazar
15:30 Boluspor-Sakaryaspor / TRT 3
15:30 Tottenham-Liverpool / EPL TV
16:00 Mersin İY-Bursaspor / Lig TV
16:30 Hannover-B. Dortmund / TRT HD
17:30 Sivasspor-Eskişehirspor / Lig TV 2
18:00 Manchester United-Chelsea / Lig TV 3
18:30 K.Erciyesspor-Konyaspor / TRT 3
18:30 Schalke 04-Bayern Münih / TRT HD
19:00 Atletico Madrid-R.Santander / NTV
20:00 Galatasaray-Samsunspor / Lig TV
20:30 Gaziantep BŞB-Güngören / TRT 3
21:00 Levante-Real Madrid / NTV
19 Eylül Pazartesi
20:00 Beşiktaş-Ankaragücü / Lig TV
20:30 Kasımpaşa-Kartalspor / TRT 3
20:00 Gaziantepspor-Fenerbahçe / Lig TV
20:00 Kayserispor-Antalyaspor / Lig TV 2
20:30 Adanaspor-Rizespor / TRT 3
21:30 Freiburg-Stuttgart / TRT HD
17 Eylül Cumartesi
14:45 Blackburn-Arsenal / EPL TV
16:30 Leverkusen-Köln / TRT HD
17:30 Gençlerbirliği-Karabükspor / Lig TV
18:00 Elazığspor-Denizlispor / TRT 3
19:30 Kaiserlaustern-Mainz / TRT HD
20:00 Trabzonspor-İstanbul BŞB / Lig TV
20:00 Orduspor-Manisaspor / Lig TV 2
20:30 Göztepe-Karşıyaka / TRT 3
21:00 Barcelona-Osasuna / NTV
18 Eylül Pazar
15:30 Boluspor-Sakaryaspor / TRT 3
15:30 Tottenham-Liverpool / EPL TV
16:00 Mersin İY-Bursaspor / Lig TV
16:30 Hannover-B. Dortmund / TRT HD
17:30 Sivasspor-Eskişehirspor / Lig TV 2
18:00 Manchester United-Chelsea / Lig TV 3
18:30 K.Erciyesspor-Konyaspor / TRT 3
18:30 Schalke 04-Bayern Münih / TRT HD
19:00 Atletico Madrid-R.Santander / NTV
20:00 Galatasaray-Samsunspor / Lig TV
20:30 Gaziantep BŞB-Güngören / TRT 3
21:00 Levante-Real Madrid / NTV
19 Eylül Pazartesi
20:00 Beşiktaş-Ankaragücü / Lig TV
20:30 Kasımpaşa-Kartalspor / TRT 3
15 Eylül 2011
Eylül'de Gel
14 Eylül 1983-14 Eylül 2011
Eylül'de Gel Inter
http://fizy.com/s/1ac7k0Sadece iki resmi maç oynamış Inter'i analiz etmek Şenol Güneş için zor olandı. Üstelik rakibi, Palermo deplasmanında 4 yedikten sonra başkan darbesiyle oyun sistemini değiştirmişken... İtalya Süper Kupa finalini öne geçtiği oyunda Milan'a kaptıran Inter, Eto'o'yu çok arayacak. Onun hücum hattına kattığı derinlik artık yok. Pazzini ve Zarate'nin toplamı rakip için bir Eto'o tehditi oluşturmuyor, üstelik Forlan da komedi bir kararla Şampiyonlar Ligi'nde oynamayacağı bilinmeden alındı! Trabzonspor transferde orta sahasını kaybetti ve takımı ileriye sürükleyen Jaja'yı kaybetti ama Şenol Güneş takım yapmayı, takım olabilmeyi iyi beceriyor. Milano'da, Bilbao'daki hataya düşmediler ve 11 kişi 90 dakika oyunda kalarak direnci en üst noktada tuttular. Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan bir takımın bu arenada bu kadar yüksek bir konsantrasyonla, boş da olsa böylesine büyülü bir stadyumda oyundan kopmaması galibiyet kadar önemli. Tabii kaleci Tolga'nın sıradışı performansını da ayrı yazmak lazım. Colman kariyerinin en iyi maçlarından birini oynadı ama bu ne yazık ki bir sonraki maçta bunu devam ettireceğini garantisi değil. Ankaragücü'nden son dakika transferleri Trabzonspor'a sınıf atlattı ve bu kadro derinliği ikinci yarıda net ortaya çıktı. Inter sallanıyor. Fizik olarak hazır değiller. Fenerbahçe karşısında da açılış maçını oynamışlar ve kaybederken hezimetten dönmüşlerdi. Sneijder'in eline bakan kadroda kanatlardaki sıkıntı bitecek gibi değil. Hücum varyasyonları Maicon da sakat olunca bir elin parmakları kadar bile olmayan Inter'de hafta sonundaki Roma maçı teknik direktör Gasperini için sırat köprüsü olacak. Bu ülkenin en ama en güzel futbol adamlarından biri olan Şenol Güneş'in galibiyet sevincini tribünde değil sahada yaşamasını dilerdim. 28 yıl sonra yine bir 14 Eylül günü yine aynı skorla kazandı Trabzon... Aklıma ilk gelen ve yorgunluktan devamını getiremediğim de bir şarkı oldu. Alpay'dan Eylül'de gel. Sözlerinden bağımsız, harbiden Inter, geleceksen hep Eylül'de gel!...
14 Eylül 2011
Barcelona: 2 Milan: 2
Guardiola her şeyi kazandığından sonsuz krediye sahip bu da ona deney yapma şansını veriyor. Eninde sonunda bir gün arkada tek adam bırakıp bu oyunu rakip kaleye 60 metrede 9 adamla oynayacak ama daha zamanı var! Barcelona’nın ideal onbiri mükemmel ama sakat sayısı o onbirden 2-3 olduğunda doğal olarak çarklar işlemiyor. Pato santra ile birlikte deparı attığında Barça’nın defans göbeği kendi kalesine 30-35 metrede fotoğraf çektiriyordu. Tabii o nasıl toplu bir koşudur ve son vuruştur! Dani Alves-Mascherano-Busquets-Abidal dörtlüsünde Puyol ve Pique’nin sakatlığı nedeniyle kullanılan iki stoper bildiğin ön libero. Orta alanda Keita’ nın da suya sabuna dokunmayan oyunu eklenince Barça sıkıntı yaşıyor elbette. Buna rağmen ilk yarının son 30’unda Milan’ı bir Serie C takımına çevirdiler. Cassano neredeyse ön libero, çıkamayan Seedorf sol bek (!), sakatlanan Boateng’in yerine giren Ambrosini ve Van Bommel ile Thiago Silva-Nesta arasındaki mesafe taş çatlasa 10 metre. Pedro’nun golünde Messi’nin dalışından daha güzel, Abate’ye son düzlükte attığı fark.
Messi’nin direkten dışarı giden frikiği ve ardından ikinci yarının başında David Villa’nın astığı ampul. O dakikaya kadar sahada Milan’ın 10 oyuncusundan daha fazla pas yapan bir Xavi vardı. 2-1 sonrasında garip bir ruh hali. Sürekli yan pas, istediğimi aldım, üzerime gelme, fena yaparım bakışı Barça’nın. Milan ancak %32’lere çıkardı topa sahip olmayı ikinci yarıda. Açılışı gereğinden fazla erken yapan Milan’ın kapanışı da tribünler boşalırken yapması… Pique, Keita, Villa sahada olmayınca eşleşmede yaşanan boy problemi ve Thiago Silva’nın kestiği ceza… İtalyanlar Metin Türel üstadı tanımaz. Bu maça bir başlık atacak olsam: “Metin Türel’den Barça’ya sevgilerle”
Alexis Sanchez'den (2 ay) sonra Iniesta da sakatlandı ve 1 ay yok. Barça hafta sonunda evinde Osasuna ile oynuyor. Gelecek hafta Valencia deplasmanına gidecekler ardından Camp Nou'ya Atletico Madrid geliyor....