Öyküyü yıllar önce Attila Gökçe’den dinlemiştim:
1968 yazı olmalı. Metin Oktay 32 yaşında. Artık Galatasaray’da son demleri… Sarı-Kırmızılı yöneticiler, Kral’a bir veliaht aramakla meşgul. Metin ile yıldızı o günlerde yeni yeni parlamakta olan Eskişehirli Fethi arasında uzaktan da olsa bir akrabalık bağı var. Metin bu yakınlığı kullanarak Fethi’yi Galatasaraylı yöneticilerle görüşmeye ikna ediyor. Olay gazetelere yansıyor. Bu arada Fethi, kulübü Eskişehirspor’la yaptığı ilk görüşmede anlaşamıyor ve.. sırra kadem basıyor! Muhabirler, Galatasaraylılar, Eskişehirsporlular, herkes Fethi’nin peşinde ama o, ortada yok.Öykümüzün burasında sözü o günlerin çiçeği burnunda muhabiri Attila Gökçe’ye bırakayım…
“Fethi’nin Erdek’te olduğunu duyduk. O zamanın deyimiyle istihbar ettik. Tankut’la (Antikacıoğlu) ben, yanımıza Metin Oktay’ı da alarak Erdek’e gittik. Fethi’yi bulursak halef ile selefi bir araya getirmiş olacağız. Haberin manşetteki yeri hazır.
Bir-iki günlük bir araştırmadan sonra Fethi’yi bir pansiyonda bulduk. Kapıyı çaldık, odasına daldık. Yatağında sırtüstü uzanmış, tavana bakarak düşünen bir genç adam… ‘Kalk Fethi’ dedim, ‘Metin Oktay aşağıda seni bekliyor.’
Heyecanlandı. ‘Metin Abi burada mı?’ diye bir daha sordu. Bizden ‘Evet’ cevabı alınca, banyoya yöneldi: ‘Hemen tıraş olayım…’ (Bugünün futbolcularıyla kıyaslayınca ne tuhaf bir tepki!)
Biz iki golcüyü baş başa bıraktık. Bir süre sahilde yürüdüler, sohbet ettiler. Sonra Metin Oktay yanımıza geldi, ‘Haydi çocuklar İstanbul’a dönüyoruz’ dedi.
‘Aman Abi, bizim iş ne olacak? Sizin yan yana fotoğraflarınızı çekmemiz lazım. Transferin detaylarını öğrenmemiz lazım’ diyecek olduk, buz gibi bir cevap aldık: ‘Transfer mransfer yok!’
Dönüş yolunda öğrendik ki, Metin Oktay, Fethi’ye ‘Kardeşim, gel Galatasaraylı ol. Sana en iyi maddi olanakları sağlamak için elinden geleni yaparım’ demiş. Fethi şu cevabı vermiş: ‘Abi, ben kulübümle konuştum, anlaşamadım ama tekrar görüşürüz sözünü verdim. Şimdi onlarla bir kez daha konuşmadan size gelirsem ayıp olmaz mı? Sen Galatasaray’la parada anlaşamamış olsaydın, onlara bir görüşme fırsatı daha tanımadan bir başka kulübün kapısını çalar mıydın?’
Metin Oktay, koskoca gol kralı utanmış, sıkılmış, başını omuzlarının arasına çekmiş ve ‘Çalmazdım’ diye fısıldamış. Sonra da Fethi’ye ‘Haklısın kardeşim. Sen en iyisi kulübünde kal’ nasihatını vermiş.”
Bu hafta Galatasaray ile Eskişehirspor oynuyor. Mekânı cennet olsun, Metin Oktay 20 yıldır maçları bulutların üzerinden seyrediyor. Fethi Heper, hayatı boyunca hep Eskişehir’de kaldı, 1988’de Anadolu Üniversitesi’nde mali hukuk profesörü oldu. Yüzlerce, binlerce öğrenci yetiştirdi.
İstedim ki, 26 Ocak 1997’de yazdığım ve ‘Hatice’ye Mektuplar’ kitabımda da ‘Sen Olsaydın Yapmazdın, Biliyorum’ adıyla yer alan bu minik öykü kaybolup gitmesin. Aramızda olmayan kahramanı rahmetle, diğerlerini şükranla analım… / YİĞİTER ULUĞ
elinize sağlık :) mekanı cennet olsun..
YanıtlaSilYine mükemmel bir kitap, yine mükemmel bir hikaye. Yine bütün baktığım sitelerde TÜKENDİ yazısı.
YanıtlaSilNe yapsak da bu kitabı bulsak :)
böyle öykülere ihtiyacımız var hele de bu günlerde
YanıtlaSilpaylaştığın için eline sağlık. o zamanda endüstriyel futbol vardı biz doğduk dünya kirlendi...
YanıtlaSil...tras olmasi beni bitirdi...
YanıtlaSil@Yiğit Yılmaz @Eser
YanıtlaSilKitap, İletişim Yayınları'nın Cağoloğlu merkezinde mevcut. Büyük kitapçılarda bulamazsanız, sipariş verebiliyorsunuz.