12 Aralık 2009

2 Ağustos 1994

İspanyol futbol tarihi üzerine yazıp çiziyorum bir kenarda. Bir gün kitap da olur kim bilir! Bu kare de arşiv çalışmasından. 2 Ağustos 1994 tarihli. Cruyff ve Hagi. Sarı farenin yüzünün güldüğü yıllar. Maç ya da bir transfer, tozlu sayfalardan görmek istediklerinizi yorum bölümüne not düşün, düşerim peşine...

Beckham Sabetayist mi (!)

Aslında bu meseleye Yalçın Küçük hocanın bakması lazım ama... Hikaye şudur. Perşembe akşamı deniz otobüsünde bir haber okudum. Gittim masada Yiğiter Uluğ ile paylaştım. "Otobiyografisinde bile yazmıyordu" dedi Yiğiter abi. O zaman "yazalım" dedim. Soru şudur: David Beckham Yahudi mi? Bunu dedesinin cenazesinde kipa taktığı bir fotoğrafın altında soruyor İtalyanlar. Annesinin babası Joseph West Yahudi. Bu elbette David Beckham'ın Yahudi olduğu manasına gelmiyor. Anneannesinin Hristiyan olması bile ortadaki teoriyi ortadan kaldırır. Adamın zaten adı David diyebilirsiniz. Biraz araştırdım; diğer iddiaları sıralayayım: David Beckham, Essex doğumlu, İngiltere'de Yahudi nüfusunun en yoğun olduğu yerlerden biri. Oğluna isim olarak verdiği Brooklyn, New York'ta Yahudi nüfusun ağırlıklı olduğu bölge. Mark&Spencer bağlantısı ilginç. Markanın sahipleri Yahudi. Beckham da çocuklarına çok daha pahalı markalardan giydirebilecekken bu mağazalardan alışveriş yapıyor. İngiltere'de OK dergisiyle arası çok iyi. Derginin patronu Richard Desmond da bir Yahudi. Victoria ile düğünlerinde ağırlıklı olarak Yahudi çiftler varmış. Beckham'ın alkolle arası yok. Los Angeles Galaxy'e transferinde Yahudi lobisinin parmağı olduğu söyleniyor. Çocukların L.A'de Musevi okullarına gittiği yazılmıştı. Bunlar Beckham'ın gizli Musevi olduğunu savunanların kanıtları. Bir de madalyonun öteki yüzünden vücuduna melek dövmeleri yaptıran ve Hristiyanım diyen Beckham var. Şimdi bir akşam Yakup'ta Yalçın Hoca'ya rastlarsam soracağım: "Hocam, Beckham sabetayist mi? :))" (son cümleyi ciddiye alıp "adam Müslüman değil ki ama" diyen olmasın ama)

Yiğiter Uluğ: Paul Dawkins

Yiğiter Uluğ, salsabasket'te her Cuma bizi geçmişe götürüyor. Bu hafta Paul Dawkins'i yazmış, bir muhteşem finali var ki... Ben bir pasaj alıntıladım; isteyen salsa basket'in yolunu tuttsun buradan.
"... Koskoca Haigler’ların, Şeytan Billy’lerin Boğaziçi Üniversitesi’ne kaydolup, adet yerini bulsun diye birkaç derse girdiği tuhaf bir dönemden geçiyorduk. İşte tam o günlerde, gazetede minicik bir haber gördüm. “Galatasaray NBA’den Utah Jazz takımında oynamış Paul Dawkins’i kadrosuna kattı” yazıyordu. İnanamadım."

11 Aralık 2009

A.Bilbao da Değişir...

Temmuz 2008'de 110 yıllık geleneklerini yıkmış ve formalarına reklam almışlardı. Futbol endüstrisine direnen A.Bilbao tarihinde bir dönüm noktasındaydı. Bask milli takımı gibi sahaya çıkan A.Bilbao'nun bu hafta sonunda sahaya çıkacak 18 kişilik kadrosunda ten rengi farklı ama kulüp altyapısından yetişmiş bir genç yer alacak: Jonas Ramalho. Bu çocuk nasıl 16 (10-06-1993) yaşında diyebilirsiniz. Ben dedim. Defans oynuyor, muhtemelen yedek başlayacak. Öyle ya da böyle A.Bilbao da değişiyor, değişmeli zaten...

Binlerce Dansöz Var

Arkadaş bu futbolcu, teknik adam milleti dünyanın her yerinde aynı (!) Geçen hafta Juventus-Inter maçından önce La Gazzetta'ya röportaj vermişti Roberto Mancini. Inter kazanır, diyor, övgüler yağdırıyordu. Geçmişte skandalın ardından Juventus küme düştüğünde de demediğin bırakmamıştı. Bir hafta sonra bugün ağız değiştirmiş. "Aslında ben Juventus'u çok severim" diyor. Neden diyor? Juventus sahasında Bayern Münih'den 4 yemiş Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkmak içinde sahasında beraberliğin yettiği maçta. Ferrara'nın koltuğu bildiğin baba koltuğu. Sallananından. Bugün Mancini der ki" Ben küçükken Juventus'luydum. Maçlara giderim. Inter'i çalıştırırken de Inter taraftarı olmadım". Juventus'un bir diğer teknik direktör adayı Gasperini'dir. Binlerce dansöz var eşliğinde son veriyorum bu posta.

Hafta Sonu Futbol

11 Aralık Cuma
20.00 Antalyaspor – Galatasaray (LİG TV)
21.30 Hertha Berlin – Bayer Leverkusen (TRT 3)
12 Aralık Cumartesi
14.45 Stoke City – Wigan (SPORMAX)
17.00 Chelsea – Everton (SPORMAX)
19.30 Manchester United – Aston Villa (SPORMAX)
19.30 Werder Bremen – Schalke 04 (TRT 3)
20:00 Marsilya – Boulogne (KANAL A)
20.00 Fenerbahçe – Ankaragücü (LİG TV)
21.00 Barcelona – Espanyol (NTVSPOR)
22.00 Lorient – Auxerre (KANAL A)
23.00 Valencia – Real Madrid (NTV)
13 Aralık Pazar
13.30 İstanbul Belediye – Kayserispor (LİG TV)
16.00 Denizlispor – Trabzonspor (LİG TV)
16.00 Milan – Palermo (NTVSPOR)
18.00 Liverpool – Arsenal (SPORMAX)
18:00 PSG – Saint Etienne (KANAL A)
20.00 Manisaspor – Beşiktaş (LİG TV)
22.00 Lyon – Bordeaux (KANAL A)

Sinan Varsa Umut Vardır



Maç içinde kurtardıklarının +95'te yaptığının yanında hiç önemi yok! Sinan Bolat'tan bir mucize daha. Az Alkmaar'ın deplasmanda 1-0 önde olduğu maçın uzatmasında çıktı vurdu kafayı ve gollll. S.Liege Avrupa Ligi'ne, AZ evine gitti. Sinan varsa umut vardır. Ben o taraftarının yerinde olsam evine kadar sırtımda taşırım. Çok değil Mayıs ayında imza attığı mucizenin detayı flying dutchman'de

Milli Takımda Ne Kazanıyorlar?

Dünya Kupası'na giden 32 ülkenin milli takım teknik direktörlerinin yıllık kazancı. Arjantin'den Ole gazetesi derlemiş. Blogun bir köşesinde bulunsun istedim. Listenin üzerine yapılacak her yorum polemik yaratır ama Capello abimize yakışır diyorum... Dunga'nın parası da bu gömleklere yetiyor işte (!) (Kur=$)

- Fabio Capello (England): 9.900.000
- Marcelo Lippi (Italy): 3.000.000
- Joachim Löw (Germany): 2.300.000
- Javier Aguirre (Mexico): 1.800.000
- Carlos Parreira (South Africa): 1.800.000
- Berter van Marwijk (Holland): 2.700.000
- Ottmar Hitzfeld (Switzerland): 2.600.000
- Vicente del Bosque (Spain): 2.200.000
- Carlos Queiroz (Portugal): 2.000.000
- Pim Verbeek (Australia): 1.820.000
- Dunga (Brazil): 1.250.000
- Diego Maradona (Argentina): 1.200.000
- Takeshi Okada (Japan): 1.200.000
- Ricki Herbert (New Zealand): 1.200.000
- Otto Rehhagel (Greece): 1.150.000
- Paul Le Guen (Cameroon): 960.000
- Marcelo Bielsa (Chile): 850.000
- Vahdi Halilhodzic (Ivory Coast): 740.000
- R. Domenech (France): 720.000
- Hun Jung Moo (South Korea): 600.000
- Morten Olsen (Denmark): 570.000
- Milovan Rajevac (Ghana): 540.000
- Bob Bradley (USA): 400.000
- Radomir Antic (Serbia): 447.000
- Matjaz Kek (Slovenia): 360.000
- Gerardo Martino (Paraguay): 360.000
- Rabah Saadane (Algeria): 360.000
- Reinaldo Rueda (Honduras): 350.000
- Vladimir Weiss (Slovakia): 312.000
- Oscar Washington Tabárez (Uruguay): 300.000
- Kim Jong Hun (North Korea): 250.000
- Shaibu Amodu (Nigeria): 180.000

Her Şey Vatan İçin!

Yurt dışında oynayan Türk futbolcuların kariyer planları son zamanlarda fazlasıyla bedelli askerlik kaygılı olmaya başladı. Önce isim isim gidelim. Tümer Metin'in Larissa'da oynama sebebi askerlik. Tuncay Şanlı'nın M.Brough sonrası Premier Lig'de kalma kararı; kariyerden çok bedelli hakkını elde etmek için. Hasan Kabze Türkiye'ye dönebilir ama dönmüyor. Rubin Kazan'da forma şansı bulamıyor ama 1 yıl daha dışarda oynarsa-çalışırsa-bedelli hakkını elde edecek. En sıcak vaka, Fatih Tekke. Trabzonsporlular onu bekliyor, yönetimle anlaştı ama önünde askerlik engeli var. Süreyi doldurmadan gelip imza atarsa gelecekte uzun dönem askerlik onu bekliyor olacak. Çözüm ne olabilir? Bunlar milyon euro kazanan sporcular. Bedelli askerlik hakkı bütün profesyonel sporculara verilse -ki ben buna yeşil pasaportu da dahil eder, konsolosluk kapısında takımların bekleme rezaletine son verirdim- ve karşılığında bu futbolcular 5 bin Euro yerine 100 bin Euro ödese!..
Bu konuyu daha önce de yazıp çizmiştim. Bizimkisi iyi niyet: Futbolcunun kariyeri sekteye uğramasın. Devletin de kasasına para girsin. Şehit ailelerine gitsin bu Euro'lar. Ama yok olmuyor işte...
Alişan diye bir Cin Ali var mesela bu memleketin havasını soluyan. Habertürk'ten Tahir Kum geçenlerde ortaya çıkardı: Askerliğini 38 yaşına kadar tecil ettirmek için gitmiş Tepecikspor ile sözleşme imzalamış.
Maazallah o kanun çıksa, ortalık futbolcudan geçilmez. Almanya'dan daha çok profesyonel futbolcumuz olur. Fena mı futbolumuz gelişir (!)

CSKA Moskova'ya İhraç Yok

CSKA Moskova, Şampiyonlar Ligi'nden ihraç edilmiyor. Haberin kaynağı BBC olunca, elbette ki her satırına inanmak lazım. UEFA'nın doping yönetmeliğinde yer alan "birden fazla oyuncuda dopinge rastlanırsa takım ihraç olur" maddesine* rağmen, UEFA sporcuları cezalandıracak. Ben de açıkçası oyuncuların ya da takımın bilinçli olarak doping yaptığına inanmıyorum. En azından Rusya gibi bir ülkede doping yapılacaksa bu Sudafed ile yapılmaz. Bu; gribe karşı futbolculara ilacı veren doktorun ihmali. UEFA'ya göndermesi gereken listede bunu belirtmesi gerekirdi maçtan önce. Benzer bir vaka Arda için de yaşanmış, ilacın önceden beyan edildiği ortaya çıkmıştı. Karar 17 Aralık tarihinde çıkacak. Beşiktaş için konunun kapandığını söyleyebiliriz. Sergei Ignashevich ve Aleksei Berezutsky'nın da ceza alacağını tahmin etmiyorum. İtalya'daki son örnekte cezayı alan Cannavaro değil; ihmalden dolayı Juventus doktorları olmuştu.
* Part of Article 12 of European football's governing body disciplinary regulations states: "If more than one player from the same team is charged with a doping offence in relation to a prohibited substance or methods, the team in question may be disqualified from the competition in progress and/or future competitions.''

8 Aralık 2009

Beşiktaş 1 - CSKA Moskova 2

Sahaya çıkan bu 11! Bu gruptaki deplasman maçlarında olsa, eyvallah. Bu gece beraberlik sana yarasa, hadi ona da tamam. Mutlak kazanman gereken, üstelik ikili averajdan dolayı bir yediğinde 3 atman gereken finale bu kadroyla mı çıkılır İnönü'de? Hadi bu kadroyu dün kurdun kafanda. Bugün olmayacak şey olmuş, adamların defansına doping bombası düşmüş. Türk futbolunda tarih yazan adam, bize bu akşam masal anlattı İnönü'de. Adam adama savunma mı kalmış dünya futbolunda hocam; 3 stoper, 3 İbrahim ile mi kazanacaktın bu maçı. Tamam bu sene duvar örmüşsün, yemiyorsun da; atarken de can çekişirken; iki 10 numarayı, 2 santrforu yedek kulübesinde oturtmak ne demektir? Beşiktaş için fırsat bir kere geldi. Old Trafford'da daha zoru başaran Tello dışarı attı ve Denizli'nin kafasındaki plan da o dakika kendini imha etti. Rakibin geliyorum diye bağırdığı dakikalarda ise dondu kaldı kulübede Denizli. Karşındaki takım İstanbul'a çifte hedefle gelmiş. Kazandığında Almanya'da İngilizlerin eline bakacaklardı -ki istedikleri oldu- Krasic'in 3 kez harmanladığı orta sahadan dördüncü de aynı adamın klas son vuruşuyla buldular golü. Maç da orada bitti. Sonrasında 3 gol gereken bir takımın ilk değişikliği 70. dakikada! İkinci yarının bir anlamı yoktu. Attık, kazanmayı haketmişlerdi, attılar. Mustafa Denizli'nin dahilik ile delilik arasındaki ince çizgiden yalpalayarak yürüdüğü ve düştüğü bir akşamdı. Resmen delirtti.... Fink-Uğur değişikliğiyle de yuhalandı. O soğukta oraya gelen taraftarın da bu kadarı hakkıdır değil mi?

Henk ten Cate Tatile Çıktı

Bugün işsiz kaldıysa bunda kadim dostunun da payı vardır. Futbol dünyasının acımasızlığı işte. Barcelona'da içtikleri su ayrı gitmeyen iki Hollandalıyı oyunun kaderi bu sezon karşı karşıya getirdi. Rijkaard 2-0 aldı seriyi. Panathinaikos'un iki maçta da oynadığı futbol bir şeye benzemiyordu. Derbide eksik Olympiakos'a kaybettikten sonra da gidebilirdi. Bir hafta rötar yaptı. Atina'da bir sezon bile kalabilmek başarıdır. O, 16 ay kalmayı başardı. Henk ten Cate ve Panathinaikos beraberliği sona erdi.

Ramiz Karaeski

sadakat... ne menem şeydir bu sadakat. sadakat sır saklamak mıdır? sessiz kalmak mıdır? kıyametin kopacağını bile bile. ölüm gibidir sadakat, pazarlığı olmaz. bir kere çizgiyi geçtin mi, yoktur dönüşü. ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana, hayat çeker gider, sadık kalmaz sonunda. ama kötülük öyle mi? hep yanıbaşındadır insanın. sözler verilir. sözler unutulur. gün gelir ihanet eden sadakat ister. sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır. sadakat sevdiğinin kalbini çıkarıp avucunda tutmaktır. ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır. sadakat erdem değildir aslında. sevgiden kör olmaktır. hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır. yemin etmeden bir daha düşün; çünkü sadakatla başlayan her şey ihanetle biter."

- Ramiz gibi dayım olsun,
Gökhan Zan, Maldonado, Güiza'lı kadrom olsun; kardeş!..

Mamalı CSKA Moskova

CSKA Moskova'da Alexei Berezutsky ve Sergei Ignashevich'in doping kontrollerinde (Man. United maçı) yasaklı maddeye rastlanmış. Oyunculara gribi önlem olarak verilen ama bildirilmeyen ilaçlar olduğundan bahsediyorlar. Bence Beşiktaş'a Avrupa Ligi hayırlı olsun. Benim bildiğim UEFA, bir takımdan birden fazla doping oyuncu çıktığında o kulübü kupadan ihraç eder, bir sonraki sezon da kupalara almaz. Karar 17 Aralık'taki toplantıdan çıkacak. Defansın iki önemli ismiydi bu futbolcular. Kariyerleri de mahvolacak. Gün içinde gelişmelere bakarız..
***
Beşiktaş akşam kazansın, CSKA Moskova da ne hali varsa görsün.

Aradaki Fark

Karikatür Barcelona cephesinden. Kısa çeviri yerine hafta sonunun hikayesini anlatalım, onlar bir karede özetlemişler aslında. Hafta sonuna girilirken Messi, Ballon D'or ödülünü kazandı. "Ödülü takım arkadaşlarım sayesinde aldım, onlara teşekkür ediyorum" dedi. Olması gerektiği gibi. Sonra çıktı La Coruna deplasmanında coştu, iki gol, bildiğiniz Messi işte. Ödülün bir önceki sahibi Ronaldo da Santiago Bernabeu'da Almeria maçında sahne aldı. Kaçırdığı penaltıyı Benzema affetmedi ve golü attı. Fransızın gol sevincine koşmadı Ronaldo. Ardından 4. golü boş kaleye attıktan sonra karikatürde göründüğü - üzere formasını çıkartıp vücudunu sergiledi tribünlere. Golü bir nevi karın kaslarına armağan etti. Bu hareket ilk sarıyı getirdi. Ardından rakibine arkadan tekmeyi çakıp, direkt kırmızı göreceği pozisyonda çift sarıdan atıldı ve haftaya Valencia maçında oynamayacak. Katalanlar,karikatürde 3 trilyon fark diyerek abartmış olabilirler ama çok fark var işte...

7 Aralık 2009

İtalya'da Tribünlerin Sağı Solu

Dün Roma derbisi postunda İtalya'daki tribün gruplarının siyasi kimliklerini listelemekten bahsetmiştim. Roma'nın solcu olduğu safsatasına bir son vermek adına. Fataliev, İtalyan medyasında yayınlanan bir grafiği (Geçmiş sezona ait olduğundan Serie A'da bu sezon olmayan kulüpler de var.) bizimle paylaştı. Tabloyu okurken gerekli olan üç kelime: sağ:destra / sol:sinistra / Estrema: Aşırı

Aragones B. Münih'in Hocası Olursa

İspanyol spor yazarı şöyle yazmış: Aragones'in Euro 2008'deki başarısının ardından Bayern Münih ona talip oldu." Bunu Temmuz 2008'de yazmamış bu adam. Dün yazmış! Geçen sezondan, Fenerbahçe'den bahseden yok! Evet İspanya'da Pazar'ın bombası budur. Van Gaal ile sezon başından beri can çekişen Bayern Münih'in Hollandalı hocaya "devre arasına kadar kredin var" dediği eski bir haberdi. Yerine Hiddink'in de adı geçiyordu, Mancini'nin de... Aragones'in Türkiye macerasından hiç bahsetmemiş İspanyol gazeteci. Bayern Münih kulübünü yönetenler kadar futboldan anladığımızı iddia edecek halimiz yok ama bir konuda iddialıyız. Aragones az çok yakından tanıdık. Tut ki, huysuz ihtiyar Bayern Münih'in başına geçti. Neler olur senaryosuna katkı sizden. Ben açılışı yapayım: Güiza-Luca Toni takası olur (!) Ribery'i de antrenmandan kovar. Buyrun klavye sizde...

Roma:1 Lazio:0


ROMA-LAZIO 1-0
Gol: Cassetti 79'
ROMA (4-2-3-1): Julio Sergio; Burdisso, Mexes (44' pt Cassetti), Juan, Riise; De Rossi, Pizarro; Perrotta, Menez (1' st Brighi), Vucinic (45' st Taddei), Totti. (Doni, Andreolli, Julio Baptista, Okaka). All.: Ranieri.
LAZIO (3-5-1-1): Muslera; Diakite, Stendardo, Radu, Lichtsteiner; Matuzalem (1' st Foggia), Brocchi, Baronio (44' st Dabo), Kolarov, Mauri (37' st Rocchi), Zarate. (Berni, Eliseu, Siviglia, Meghni). All.: Ballardini.

6 Aralık 2009

FIFA Puskas Ödülü 2009

FIFA Puskas Ödülü, yılın en güzel golüne veriliyor. Haziran 2008 ve Haziran 2009 tarihlerinde arasında atılan 10 gol aday. FIFA'nın sitesinde golleri izleyip, oy atabilirsiniz. 21 Aralık'ta FIFA yılın futbolcusu ödül töreninde bu ödül de sahibini bulacak. Oy kullanmak için köprüden önce son çıkış budur

Emmanuel Adebayor (Villarreal-Arsenal 1-1, Champions League)
Eliran Atar (Bnei Yehoda-Maccabi Netanya, Ligat Ha-Al )
Michael Essien (Chelsea-Barcelona 1-1, Champions League )
Luis Angel Landin (Morelia-Cruz Azul 1-1)
Andres Iniesta (Chelsea-Barcelona 1-1, Champions League )
Grafite (Wolfsburg-Bayern Monaco 5-1, Bundesliga)
Cristiano Ronaldo (Porto-Man. United 0-1, Champions League )
Fernando Torres (Liverpool-Blackburn 4-0 )
Katlego Mphela (Spagna-Sudafrica 3-2, Confederations Cup)
Nilmar (Corinthians-Internacional 0-1 )

Roma Derbisi

Akşam Roma derbisi var. Bu sezon ikisinin de tadı tuzu yok. Zirvenin çok uzağındalar ve kötünün iyisi Roma'nın bile sezon sonunda Şampiyonlar Ligi vizesi alma şansı yok. Bu derbiye Lazio taraftarı aşırı sağcı diye sağ-sol derbisi diye bakanlar var. Bakılmamasında da fayda var. Roma tribünlerinden birine komünist" derseniz; bir de bunu suratlarına söylerseniz, sonunuz pek hayırlı olmaz.Fedayn dışında sola çeken bir taraftar grubu yoktur Roma'nın. A.S.R Ultras, Ultras Romani, Ultras Primavalle, Boys ve Tradizione Distinzione gibi grupların hepsi sağ görüşlüdür. Hafta içinde Serie A'daki tribün gruplarının siyasi görüşlerini tek tek listelerim. Maç 21:45'te. NTV Spor'dan naklen yayınlanacak. Roma derbinin favorisi. Lazio kaybettiği takdirde teknik direktör Ballardini'nin gönderileceğini tahmin ediyorum. Lazio'da Cruz cezalı. Pandev, Ledesma gibi başkanla kavgalı adamlar zaten yok. Roma'da önemli bir eksik yok. Totti&Vucinic ve Lazio kalecisi Muslera'nın derbisi olacak.