11 Ekim 2008

Hayat Varsa Umut Vardır

Türkiye:0 Bosna Hersek:1 (İlk Yarı)
Ramon: "Hayat varsa umut vardır"
***
Türkiye:2 Bosna Hersek:1
İlk yarıyı mağlup kapatınca Euro 2008 ve Ramon'un meşhur lafı geldi aklıma. Oturdum ekran başına, yukardaki başlıkla açtım postu, belki uğurlu gelir diye.. Sağol Ramon...
***
3 Büyüklerden biri Anadolu takımını misafir ediyor havasında bir maçtı. Rakibin kalesinde Hasagiç varsa çapı kaçtır ki? Bence o Sabri değildi. Dani Alves girmişti içine. O nasıl performanstır kardeşim? Semih'i özledim bu takımda; Nihat'ı da Tuncay'ı da Hamit'i de. Kendi takımlarında düzenli forma giymeyen 5 oyuncu vardı sahada. Bu kadar genç bir kadroyla skorun altından kalkmak iyi haberdir. Çarşamba akşamı oynanacak maçtan sonra çok şey değişecek milli takımda.

Kayseri Kadir Has Stadı

Kayseri'de stadın son hali budur. Fotoğrafların devamını wow türkiye 'de görebilirsiniz. Bu haliyle sezonun 2. yarısına yetişebilecek gibi görünüyor. Güzel stad oldu. Pastırmacı Hayrullah'a loca satmayı ihmal etmesinler:) 5 şehirde daha bu stad gibisi yapsak Avrupa şampiyonası finali alırız...

Haftasonu Futbol

11 Ekim Cumartesi
15.00 Sakaryaspor - Karşıyaka (D Spor)
17.00 Finlandiya - Azerbaycan (Az Tv)
17.00 İskoçya - Norveç (Futbol Smart)
19.15 İngiltere - Kazakistan (Ntv Spor)
21.00 Türkiye - Bosna Hersek (Atv)
21.40 Romanya - Fransa (Futbol Smart)
21.45 Almanya - Rusya (Kanal A)
00.10 Arjantin - Uruguay (Ntv Spor)
00.20 Flamengo - Atletico MG (Spormax)
12 Ekim Pazar
20.00 Diyarbakırspor - Malatyaspor (D Spor)
23.00 Venezuella - Brezilya (Ntv Spor)

Ivan Rakitic

Çark doğru dönse, Rakitic'i alan Lincoln'ü satan kulüp Galatasaray olmalıydı. Schalke 04 değil. İkisi de aynı fiyata, 5 milyon euroya el değiştirdiler. Lincoln için tavan, Rakitic icin taban fiyattı bu. Hırvat oyuncunun "overrrated" olduğunu savunanlar da var ama daha yolun çok başında. Sadece 20 yaşında. Barcelona'nın Almanlara 14 milyon euroluk teklifi var Ocak ayı için. Olmadı Haziran 2009'da almak istiyorlar. Guardiola orta sahada Xavi ve Iniesta'ya alternatif arıyor. Sezon başından beri rotasyona girmeyen ve hem maç ilk 11'de çıkan tek oyuncu Xavi. Yakın geçmişte geçirdiği bir diz operasyonu var. Bir adamın sırtında koca sezon geçmez elbet...

Krizin Faturası

Fotoğraf sırasıyla yazıyorum: Barcelona, A.Bilbao, Espanyol ve Valencia'nın stad projeleri ekonomik krize kurban gitti. Barcelona stadını yenileyecek diğer 3 kulüp (edit) yeni stad inşa edecekti. Önce Barcelona ardından Espanyol projelerin rafa kalktığını duyurmuştu. A. Bilbao da 2011 hedefini 2014'e erteledi. İngiltere'de Liverpool, İtalya'da Juventus, Fransa'da Marsilya projeleri durdurdu. Bütün hayaller şimdilik maketlerde yaşıyor. Bizde Galatasaray ve Kayseri'nin stad projeleri sürüyor. Beşiktaş'ın Fulya'dan elde edeceği gelir emlak piyasası dibe vurduğundan büyük kayıba uğrayacak. Bu krizin faturası öncelikle Euro 2012'ye çıkabilir, finallerin yeri değişebilir. Haziran 2009'da transfer döneminde milyon euroların bu sezon olduğu gibi havalarda uçmayacağı kesin. İspanya'da Valencia İtalya'da Roma'nın borcu 300 milyon euro'nun üzerinde. İngiltere'de kulüplerin toplam borcu 3 milyar sterlin ve borcun %35'i 4 büyük kulüp Man. United, Chelsea, Arsenal ve Liverpool'a ait. UEFA her sene borcu olan kulüplere gözdağı verip Avrupa Kupaları'na almayacağız mesajı yolluyor ama devamında bir icraat yok. Harbiden UEFA Kriterleri vardı ne oldu ona...

10 Ekim 2008

France Football 1988

20 yıl önce France Football. 4 Ekim 1988 tarihli sayısı. Fiyatı 12 FF. Frank artık yok France Football hala var... Bir hafta sonra Altın Top ödülü için adayları açıklayacaklar. Ben Xavi alsın isterim ama Cristiano Ronaldo'ya gider gibi ödül...

Skibbe'ye Mesaj

Milli takım arasında Galatasaray karıştı. Aslında beklenen bir gelişme bu. Antrenörler Ümit Davala ve Edwin Boekamp'ın görevlerine son verdiler. Bu Skibbe'ye git demek. Alman'ın kulakları duyuyor, gözleri görüyorsa tabii...

Çizgi Hakemi

1935 yılından bir kare. Barcelona-Espanyol derbisi. Kalenin yanında oturan çizgi hakemi. Birkaç yol sonra kalkacak o hakem de sandalye de oradan. Pozisyon da fenaymış, tam çizgi hakemlik! Kaleci hatalı, çıkmamış topa, ben aut verirdim... Hakemin ceket ve pantalon paçaları da bambaşkaymış(!)

Juventus Dereyi Geçerken

Juventus'da kötü gidişin faturasını teknik direktör Ranieri'ye keserler mi? Kötü gidiş dediğimiz de; lider Lazio'nun sadece 4 puan gerisindeler. Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid ile oynayacaklar ve onun öncesinde Napoli deplasmanına gidiyorlar. Ranieri şimdilik başta Trezeguet olmak üzere takımdaki sakat oyuncuları bahane ediyor. Buffon 2 ay, Camoranesi de 1 ay yok şimdi. Bu iki maçta Juventus'u yıkarlarsa Ranieri'nin işi daha zorlaşacak. Peki Juventus sezon ortasında teknik direktör değiştirir mi? Ben de inanmakta güçlük çektim ama gerçek bu: Juventus 40 yıldır teknik direktörünü sezon ortasında kovmadı 1969'da 3 mağlubiyet, 2 beraberlik, 1 galibiyetin ardından Luis Carniglia'yı göndermişler. Juventus taraftarının %6o'ı Ranieri'nin Juventus'u çalıştıracak kalibrede bir teknik adam olduğuna inanmıyor. Haksız da değiller...

%86 Gerrard

"Gerrard mı Lampard mı?" oylamasında çıkan sonucu şaşırdım açıkçası. Gerrard'ın Lampard'a bu kadar fark atacağını tahmin etmiyordum. Dayıoğlu Gerrard ezdi geçti Lampard'ı. %86! Sevindiğim kimsenin Gerrard'ın kalitesini Lampard'ı yerin dibine sokarak tarif etmemesiydi. Bu ankette bir önceki ankete gönderme yapanlar oldu. Haklılar, Hagi mi Alex mi? anketindeki 2 şıkkın da "futbolu seviyorum" olmasının bir açıklaması olmalı . Öncelikle anket tek şıkka izin verseydi-ki adamlar haklı!- protesto amacıyla bunu kullanacaktım. Amaç Hagi mi daha iyi yoksa Alex mi bunu öğrenmek, blog okurunun terazisine çıkarmak değildi. Bizim eleştiri kültürümüzde ne yazık ki bir kişiyi, takımı övmenin yolu bir diğerini sırtına çıkarak, batırarak, söverek oluyor. Alex'i överken Hagi'ye çirkefti demenin manası var mı? Ya da Gökhan Gönül'ün kalitesini anlatmak için Sabri'nin yapamadığı ortalardan mı bahsetmek lazım? "Bobo, 3 Guiza eder" başlığı altında yazmıştım tekrar edeyim: Sevgilisinin endamını "Benim sevgilim seninkinden güzel" ile tarif eden bir adamla rakı içer misiniz?

9 Ekim 2008

Ertuğrul Sağlam'ın Adamlığı(!)

Bu ülkenin futbolunda başarı ve başarısızlık kriteri nedir? Ben bilmiyorum. Ertuğrul Sağlam'ın "adam gibi" istifasına geleceğim ama önce teknik adam değişikliği öncesi Beşiktaş'ın durumuna bakalım. Takım geçen sezonu kupasız kapatmış. Şampiyonlar Ligi'ne gidilememiş. Sağlam sezon boyunca oynattığı futbolla çoğu kez eleştirilmiş. Herşeye rağmen -bence yanlış- devam kararı çıkmış Beşiktaş yönetiminden. Üstelik 9 milyon euro para sadece 2 stopere verilmiş. Beşiktaş 6. hafta sonunda ligin namağlup iki takımından beri. Ligin namağlup lideri Trabzonspor ve İstanbul Büyükşehir deplasmanlarında berabere kalmış ve kalan 4 maçını kazanmış, puan tablosunda 3. sırada. UEFA Kupası'nda da izleme şansı olmayan Ukrayna'nın yorumculara göre "adını bilmiyorsak köy takımıdır" dediği M.Kharkiv'e seri başı olduğu 1. turda elenmiş. Sanki sokaktaki Beşiktaşlı "bu kadro Kadıköy'de final oynar"a inanmış gibi! Bu tabloyu gidip bir Avrupalı gazeteciye anlatsak ve "bu takımın teknik direktörünü istifaya zorladılar" desek; "futbol tarihine geçtiniz" cevabını alırız. Ben şahsen Avrupa'da bunun bir örneğini daha görmedim... (Üstelik ezeli rekabetin diğer iki yakasında Skibbe, Şampiyonlar Ligi'nden elenip 10 milyonu toprağa gömmüş, Los Galacticos kadrosuyla 6 haftada 7 puan yitirmiş, Fenerbahçe Aragones ile 6 maçta 4 mağlubiyetle 36 yıl sonra en kötü başlangıcı yapmışken oluyor tüm bunlar...)
***
Gelelim istifaya. "3 büyükler başkanlık sistemiyle yönetilir, yönetim kurulu üyeleri başkan ne derse onu yaparlar" denmiyor mu bizim ülkede? Peki Kharkiv maçı sonrasında Sağlam'ı kelime cambazlığına soyunup istifaya davet eden 2 yönetici kimin adına, kimden izin alıp konuşuyor? Elbette ki 3 hocanın "arkasındayım" deyip sonra da yollayan Demirören'in. Bir zamanlar Del Bosque, Lig Tv'de Ömer Güvenç'in karşısında "istifayı düşünüyor musunuz?" sorusu karşısında nasıl kan, ter içinde kaldıysa; Sağlam Hacettepe maçı boyunca öyle geldi ekrana. Dokunsan ağlayacak gibiydi. Kahreden bir görüntüydü. Ardından Sağlam istifasını verdiği basın toplantısını yaptı. Tazminat almadan, yıllık ücretini, ekibinin alacağına dokunmadan gittiğini söyledi. Medya adam gibi adam ilan etti Sağlam'ı bu karar sonrasında. Hoş kendisi de kendini öyle tarif etti ya! Sağlam'ın adamlığını ben ölçemem. Ölçenler, birimi nedir bu işin onu da yazsınlar. Sağlam gönül rızasıyla mı istifa etti yoksa istifaya mı zorlandı? Tazminatı almadı diye adam gibi adam mı oldu? Parasının peşini bırakmayan Del Bosque adam değil miydi? Sağlam kahramanlığa soyundu ama bunun adı benim gözümde ucuz kahramanlık. Beşiktaş yönetimine "madem beni ve ekibimi istemiyorsunuz verin yıllık ücretimizi, sezonun geri kalanında evimizde oturalım, biz Beşiktaş'tan ayrılıp 3 hafta sonra Konya-Denizli'nin başına geçecek teknik adam değiliz" diyemedi. İstenmediği yerde elbette durmayacaktı Sağlam. Lakin bunun bir bedeli olmalıydı. Siz iyi yaptığınıza inandığınız işinizde yerinize adam arayan patronunuz size gelip haksız yere "istifa et" dediğinde tazminatınızı bırakıp gider misiniz? Yoksa kıdem tazminatınızın hesabını mı yaparsınız?
***
"Demirören gitmeliydi" diyenlere de kulüpten 40 milyon euro alacağı olduğunu hatırlatırım. 3 büyükler dernek statüsündedir ama Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın, başkanın patron olduğu İtalyan kulüplerinden bugün itibariyle bir farkı yoktur. Fenerbahçe'de hesabı karışık (!) 70 milyon euro yeni bir başkan adayı çıkmaması için yeterli engeldir mesela...
***
"Beni üç yılda buraya getiren Allah, buradan da geri göndermeyecektir. bundan adım gibi eminim" demişti Ertuğrul Sağlam tam bir yıl önce. İşinin Allah'a kalmadığını, kaderinin Demirören'in iki dudağı arasında olduğu anlaması için aradan bir yıl geçmesi gerekti. Futbol düşünen, yazanları ilgilendiren adamlığı değil teknik direktörlüğü olmalı. Biz ne kız alıyor ne kız veriyor; ne de ortak bakkal dükkanı açıyoruz kendisiyle. Sağlam için geçen sezona dair 2 not düşeyim. 3 büyüklerde teknik direktörlük yapıyorsan Ali Sami Yen'de derbi maça yarım saat kala Lig TV'de canlı yayına çıkıp soruları cevaplamayacaksın, taktiğini anlatmayacaksın. Bu kadar kolay ulaşılır olmak sonunda seni sıradan ve değersiz kılar. Ki öyle oldu. İki, "Legrotagglie kim? Tanımıyorum" demeyeceksin. Leggrotagglie Juventus ile 2011 yılına kadar sözleşmesini uzattı. Artık boş vaktin çok, 2 hafta sonra onu Real Madrid'e karşı izleyeceksin...
***
Lig TV'de Mustafa Denizli yorumculuğa başladığında, onun için ekranda görünüp ertesi hafta bir takımın başında sahaya çıkan teknik adamlar sirkülasyonunda yer almaz demişim. Ve haltetmişim... Lig TV yorumcusuz mu kalacak canım!
Denizli'nin nasıl geldiğinden öte, Beşiktaş Demirören döneminde 4 hocanın nasıl gittiğini muhasebesini yapmalı. Dört yerini beşe bıraktığında hikaye farklı olmayacak çünkü...

Calderon'da 2 Maç

Vicente Calderon'da 4 günde 2 büyük maç oynanacak. Önümüzdeki hafta Cumartesi Real Madrid ile derbi var. 4 gün sonra ise Fernando Torres, Liverpool ile evine dönüyor. Barcelona'dan 6 yemiş bir takım için fazlasıyla zorlu bir program. Calderon'da bu iki maç için satışa çıkan bilet sayısı ise sadece 2 bin. Sezon başında satılan kombineler sonrasında kalan koltuk sayısı bu. Real Madrid maçına bu boş yerleri 65 euro'ya satıyorlar.

Le Betisier Domenech

"Galibiyet her zaman mağlubiyetten iyidir!"
"Karşı takım bir gol fazla atmışsa kaybetmiş olmamız mantıklı."

Yeni çıktı bu kitap. Domenech'in "özlü"(!) sözleri. Fransız teknik adam o kadar çok saçmalamış ki kitap olmuş sonunda. Kapakta da Euro 2008'den elendikleri İtalya maçı sonrasında söylediği meşhur aşk cümlesi var: Tek proje Estelle ile evlenmek...

Rövanş

Maradona uzun yıllar onu çocuğu olarak kabul etmemişti. Arjantinli eşi Claudia Villafane'den olan kızları Dalma ve Giannina onun soyadını taşırken Dieguito ancak 1995 yılında mahkeme kararıyla onun oğlu olduğunu kanıtladı. Annesi İtalyan Cristiana Sinagra. Maradona'nın Boca Juniors sevgisini anlatmaya gerek var mı? Diego Armando Junior babasından ancak böyle rövanşı alabilirdi. River Plate forması giyiyor artık, genç takımla antrenmanlara çıkıyor ve El Monumental'de Boca'nın düşmanını destekliyor.

8 Ekim 2008

Futbol Blog

Habertürk'te Ali Okancı'nın projesidir Futbol Blog. Projenin en büyük destekçisi de elbette ki Habertürk Spor Müdürü Okay Karacan. Gelecek Cumartesi başlamayı planlıyoruz. 18 Ekim'de saat 13:00-14:00 arası. Sayfalara, ekranlara sığmayanları yazıp çiziyor birçok futbolsever kendi blogunda. Biz de konuşulanı, tartışılanı deği; farklı olanı konuşup, tartışmayı amaçlıyoruz. Yeni bir stadı, bilet fiyatlarını, bir maçın perde arkasını, eski bir futbolcunun bugün ne yaptığını. Hafta boyunca futbol bloglarından analizler ve orijinal haberleri duyurmak istiyoruz. Futbol blogu yazan ve okuyanların katkılarıyla elbette. Her Cumartesi Futbol Blog'da ne görmek isterseniz, hangi başlıklar olmalı? İster yorumlarda yazın isterseniz e-posta atın...

Marcelino&Fernando Torres

Euro 1964'de İspanya'nın kazandığı ilk şampiyonluğu getiren gol Fernando Torres'in elinde. SSCB'ye 2. golü atan Marcelino'nun elinde ise Euro 2008'de 2. kupayı getiren Fernando Torres'in Almanlara attığı golün fotoğrafı var. Güzel prodüksiyon bir gazete için...

Juventus Markete

Juventus'ta işler yolunda gitmiyor. Trezeguet sakatlandığından beri takım gol krizine girdi. İki beraberliğin ardından Palermo'ya kendi sahalarında yenildiler. Taraftar sezon başında transferleri beğenmemişti, haklı çıktılar. Sevilla'dan gelen Poulsen'i kimse Juventus'a yakıştıramamıştı mesela. Ranieri'yi şimdilik görevde tutuyorlar ve devre arasında takviye yapacaklar kadroya. Bayern Munih ile sözleşmesi bu sezon bitecek olan Schweinsteiger'i Haziran'da bedavaya getirmeyi planlıyorlardı. Şimdi devre arasında 2 milyon euro teklif edecekler. Listedeki 2 numara CSKA Moskova'dan Zhirkov. Euro 2008'in en klas adamlarındadı. Ruslar 15 milyon euro istiyor. Listenin devamında yılan hikayesine dönen Roma'dan Aquilani var. Udinese'den Gökhan İnler de var ama bir de ayrıntı. Udinese bir yıldızını satacaksa ancak sezon sonunda satar.

Javi Moreno

Elinde gitarı; İspanyol şarkıcı adı vardır bu adamda. Javi Moreno. Fatih Terim, Milan'a getirmişti bu arkadaşı. Hayatının piyangosuydu bence. Alaves mucizesinin bir parçasıydı ama işte o kadar. Serie A'da tutunabilen İspanyol futbolcu sayısı bir elin parmaklarını geçmez; onun da kalabilmesi için pek fazla sebebi yoktu. Terim ile geldi onunla gitti. Atletico Madrid 2. ligden çıktığında bedava sirke niyetine aldı. 34 yaşına gelmiş. İspanya'da 3. ligde, Eivissa'da forma giyiyor. Ibıza'da ne kadar futbol oynanırsa o da oynuyordur işte. Biraz Beylerbeyi'ndeki Mustafa Kocabey tadı aldım bu kariyerden.

7 Ekim 2008

Mankell's Wallander

Uzun zamandır ne güzel yüzler ne de beğendiğim reklamlar var blogda. Bunu görünce dayanamadım. Muhteşem...

Fransızların Çilesi

Domenech ile "istikrar" arayan Fransızlar en son Avusturya'dan tokadı yemişlerdi. Geride kalan bir ayda yaprak kıpırdamadı. Domenech görevine devam etti. Bu hafta Romanya ile oynayacaklar. Gündem lig ve Şampiyonlar Ligi'nden milli takıma yönelince Domenech'in de gözleri kamaştı elbette. L'Equipe bombalamış milli takım hocasını. Domenech de basın toplantısına gelmemiş. Torpili Sarkozy'den midir nedir bu adamı bir türlü indiremedi Fransız medyası. 1 hafta içinde de bir değişiklik olmazsa Domenech Güney Afrika'yı da görecek. Adayları sıralayayım: Didier Deschamps hazırda bekliyor. Houllier de boşta. Bordeaux'da Laurent Blanc sallanıyor, çağırsalar koşarak gelir. Sürpriz aday ise Alain Boghossian. Domenech'in -kelin ilacı olsa başına sürermiş- akıl danıştığı eski orta saha.

Carlos Cuellar

Yıllardır nedense bu ve benzeri kareler yıl sonunda ödül alır, sezonun en iyi fotoğrafları arasına girer. Bu da Aston Villa-Chelsea maçından. Carlos Cuellar'a takke olmuş top...

UEFA Kupası Gruplar

Bu savunma ve orta saha göbeğiyle kuradan kim gelse Real Madrid etkisi yarattığından iyi ya da kötü kura demenin pek manası yok. A ve C gruplarından sonra en sert gruba düştü bence Galatasaray. Benfica ve Kharkiv maçlarını İstanbul'da oynarsa şansı artabilir. Maç programı da kura kadar önemli. En iyi kurayı da Valencia çekti bu arada. G grubu çiftlik gibi maşallah...
***
23.10 Galatasaray-Olympiakos
06/11 Benfica-Galatasaray
27/11 Galatasaray-Metalist Kharkiv
03/12 Hertha Berlin-Galatasaray

Benfica ve Olympiakos'tan ben Olympiakos deplasmanını tercih etmiştim. Pek de farketmez. H.Berlin'in deplasman, Kharkiv'in içeride olması, ilk maçın Ali Sami Yen'de olması süper fikstür demek için yeterli. Adamım Belluschi İstanbul'a gelecek, bu iyi haber. Galatasaray'ın Benfica deplasmanına gittiği hafta Fenerbahçe de Londra'da Arsenal ile oynayacak ve dönüşte Kadıköy'de derbiye çıkacaklar. İki tarafın da hocası da o hafta sırat köprüsüden geçecekler...

Raul&Del Piero

Raul ve Del Piero. Yine milli takımda yoklar. Futbolu bıraktıkları güne kadar da bu tartışma sürecek. Raul bu hafta Espanyol'a 2-2 biten maçta 2 gol attı. Del Piero sahasında Palermo'ya 2-1 yenilen Juventus'un tek golünü frikikten attı. Bizde de Hakan Şükür tartışılırdı. Bu sezon kimsenin aklına düşen performansları Ramazan'a bağlamak gelmedi mesela...

6 Ekim 2008

Marca'nın Ödülleri

Fenerbahçe iki seferdir bu haberi geçiyor: İspanyolların ünlü spor gazetesi Marca'nın 'Pichichi, Miguel Munoz ve Guruceta' ödülleri bugün Madrid Ritz Oteli'nde yapılacak bir törenle sahiplerini bulacak.Oyuncumuz Daniel Güiza da bu ödüllü paylaşacak sporcular arasında yer alıyor " Kafa karışıklıklığına son vermek için Marca'nın ödüllerini sıralayayım. Guiza geçen sezonun gol kralı. Aldığı ödülün de bir ismi var: Pichichi. Atletic Bilbao'nun efsane golcüsü Rafael Moreno'nun lakabı. "Zamora" en iyi kaleciye verilen ödül. Bu ödülü de Casillas aldı. "Miguel Munoz" ise en iyi teknik direktöre verilen ödül. Geçen sezon Villarreal'i 2. yapan Manuel Pellegrini kaptı bu ödülü. "Gurucita" ise en iyi hakem ödülü. Fotoğrafta Xavi ne arıyor diyen olursa? Marca Euro 2008 için de 3 özel ödül verdi. En iyi kaleci, golcü ve futbolcu ödülleri. Sırasıyla Casillas, David Villa ve Xavi'ye... İspanya'da bu ödül töreninin fotoğrafına gelen eleştiri de ilginç: "Gol kralı Raul olsa ilk sıraya alırdınız. Guiza'yı 2. sıraya atmışsınız... "

Aguirre vs Aragones&Skibbe

Barcelona'dan 6 yiyen Atletico Madrid'de suçu kime yüklersiniz? Teknik adama mı; futbolculara? Bence ortada suçlu yok. O da böyle bir maçtı işte, 8 dakikada 3-0 olan, 30 dakikada her vurulanın gol olduğu, ilk onbir seçiminin ya da dizilişin yargılanmayacağı bir 90 dakika. Eninde sonunda birinin ya da birilerinin kalkıp sorumluluğu alması lazım tabii medya karşısında. Atletico Madrid'in teknik direktörü Aguirre de çıktı aslanlar gibi "tek sorumlu benim" dedi. Futbolcularına laf söyletmedi. Dönüp bizim ligimize bakalım. Aragones devrenin bitimine saniyeler kala Maldonado'yu alıyor oyundan. Skor 0-2, taraftar çileden çıkmış; açık açık "buyrun yuhalayın" diyor tribünlere. Skibbe, Bursa'da Yusuf'u durdurmak için tek bir hamle yapmıyor maçtan sonra mağlubiyeti "Servet'in hatalı pasıyla 2. golü yedik" cümlesiyle tarif ediyor. Futbolcu milleti de etten, kemikten. Bugün kendilerini satılmış, hedef gösterilmiş hissedenler yarın ne düşünür acaba? Feldkamp, Bordeaux deplasmanında mağlubiyeti Linderoth'a yükledikten sonra İsveçli sakatlanana kadar elini ayağını çekmedi mi sahadan?..

Boca&River Kayıp

Arjantin'de son şampiyon River Plate, Apertura 2008'de ligin dibinde. Sahasında 29 maçtır kaybetmeyen Boca Juniors iki haftadır evinde kaybediyor. Önce Tigre bu hafta da Estudiantes'e 3 puan verdiler. 9 hafta geride kaldı ve San Lorenzo 5 puan farkla lider. Boca ile puan farkı 8. Kalan 10 haftada 2 büyüğün yer almayacağı bir şampiyonluk yarışı olacak gibi görünüyor. Pekin 2008'in bundaki payı nedir acaba? 19 Ekim'de River Plate-Boca Juniors derbisi var. Emre'den izlenimleri alacağız elbette...

Octoberfest Biterken


Bayern Munih 7. haftada 7 puan fark yedi Hamburg'dan. Galatasaray'ı Ramazan ayı vurdu haberleri çıkardı bir zamanlar. B. Munih'i de Octoberfest bitirdi (galiba)...

5 Ekim 2008

İsyankarlar

Lazio-Lecce maçını 2. yarıda açtım dün akşam. Lecce 1-0 öndeydi, Pandev vurdu vurdu girmedi. Nöbetçi golcü Inzaghi geldi kenara son 10 dakikada. Abi kardeş karambolcünün kralı bunlar. . Lecce defansından arka direğe soktu ayağını Simone Inzaghi attı golünü. Topu çıkardı kaleden orta sahaya koşuyor, koşarken de kendi yedek kulübesinde teknik direktörüne sallıyor. "Bastardo" diye bağırdığını yazıyor gazeteler. Teknik adamla didişen futbolculara bir örnek de Napoli'den Lavezzi. UEFA Kupası'ndan elendikleri Benfica rövanşında oyundan alındığında hocasıyla fotoğrafı budur. Bir diğeri ise Eto'o. Guardiola, Henry'i oyuna alırken Eto'o'nun bir bakışı var ki... Guardiola'nın soyağacına saydırıyor Kamerunlu...