2 Şubat 2008

Ercan Taner La Liga'yı Salladı

NTV 'deki ilk naklen yayınıydı sanırım; ya da ben ilk bu maçta duydum sesini. Almeria-Real Madrid karşılaşması. Ercan Taner ekranlara geri döndü. Lig TV'den NTV'ye geçerek yılın bombasını patlatan Ercan Taner La Liga'ya da renk getirdi! Önüne geleni ezip geçen Real Madrid'in maçını anlattı -yıllardır stattan maç anlattığından; stüdyodan maç anlatmak kolay olmamıştır galiba- ve lider, Almeria deplasmanında 2-0 mağlup oldu. Barça ile puan farkı 9'a çıkınca ben de az sallamadım bu hafta blogda, biz de çarpıldık yani. Almeria geçen hafta Valencia'yı deplasmanda yenip haftanın bombasını patlatmıştı. Marca'nın maç için ilk attığı manşet: "Onlar da insan!" (Real Madrid için). Barcelona yarın gece Osasuna ile oynuyor. Ender gelişen Osasuna atakları Santiago Bernabeu'da iş yapardı bir zamanlar. Barça kazanır, puan farkı 6'ya düşer. Ercan Abi, La Liga'yı salladı vallahi! Maça dair bir not. Real Madrid'li futbolcuların kollarındaki siyah bantın sebebi. 9 Ocak günü yazmışım blogda: Uli Stielike ve oğlu. Oğlu yok artık. Solunum yetmezliğinden 2 gün önce 23 yaşında hayatını kaybetmiş.

Alves De Olsaydı

Yılan hikayesine dönen transfer en sonunda bitti, Afonso Alves M.Brough'a transfer oldu hafta içinde. Eski takımı Heerenveen, Alves'siz bugün lig maçına çıktı. Rakip Vitesse Arnhem'di. 7 tane attılar. Heracles'e 9-0 biten maçta 7 gol atan Alves olsaydı bu gece kaç olurdu acaba? Hollanda Ligi de böyle bir lig işte. Gol ortalaması 3.16. Premier Lig'in gol ortalaması ise 2.62.
9' [1 - 0] M. Sulejmani
14' [2 - 0] D. Pranjic
50' [3 - 0] M. Bradley
57' [4 - 0] G. Zuiverloon
66' [5 - 0] R. Beerens
79' [6 - 0] R. Beerens
82' [7 - 0] T. Prager

River Plate vs Boca Juniors

Arjantin Kapanış ligine 1 hafta kala yeni transferleriyle River Plate ve Boca Juniors'un ideal onbirleri. River onbirinde görünün D'Alessandro hala Zaragoza'da. Bu hafta durumu belli olacak. İki takımın teknik adamlar arasında Simeone ağır basıyor bence. Kadrolarda ise Boca Juniors açık ara önde. Battaglia, önünde Riquelme, forvette Palermo- Palacio ile Arjantin milli takımı sahaya çıksa kimsenin itirazı olmaz galiba. 5 saat sonra Copa Revancha'da karşı karşıya gelecekler. Lig öncesi son test. Saviola ve D'Alessandro'nun gelmek istemediği San Lorenzo ve açılış liginin iyi takımı Independiente bu ikiliyi zorlar ligde. Şampiyon Lanus'un aynı performansı göstermesi çok zor...

Ultracatalanismo

Luis Aragones Real Madridlileri çıldırtmaya devam ediyor. Raul'u Euro 2008'e götürmemeye kararlı. İtalyan basını bir zamanlar Baggio için ne kadar bastırdıysa Madrid medyası da o kadar Raul'un arkasında. Aragones bir de Barça'da velet statüsünde oynayan Bojan Krkic'i hazırlık maçları için milli takıma çağırınca kıyamet koptu tabii. Büyük bir gazeteci ordusu ellerinde İspanyol milli takım forması Barcelona idmanına gidiyorlar. Antrenmandan sonra Bojan'ı çekecekler. Barcelona kulübü oyuncuya yasak getiriyor ve İspanyol milli takım formasını giydirmiyor. Marca'ya gelen bir okuyucu yorum özetliyor aslında bu olayı: "Ultracatalanismo de Laporta"

Rijkaard vs Koeman

Kral Kupası yarı finalinde Barça ve Valencia eşleşmesi sonrasında...

1 Şubat 2008

Dinamo Zagreb Açık Pazarı

Ertuğrul Sağlam sezon başında stoper transferi sözkonusu olduğunda Juventus'lu Legrottaglie için "tanımıyorum" demişti. 32 yaşındaki Diatta 'yı kadroya kattıktan sonra "göreceksiniz 2 yıl sonra Avrupa kulüpleri peşinde koşacak" ile zihnimizi bulandırmıştı. Bugüne gelelim. Stoper de oynayabilen Koray, Holosko transferinde kullanıldı. Gökhan Zan müzmin sakat. 10 gün sonra Kayserispor deplasmanı var. İbrahim Toraman ve Baki cezalı. Acil stoper lazım yani. Dinamo Zagreb'den Dino Drpic giydi formayı, imzaladı dediler, arkasından Hajduk Split tribünlerine muslukçu çatalından daha fazlasını gösterdiği ortaya çıktı. Vazgeçmelerine saygı duymak lazım; gelse ilk falsosunda medya bu hareketi diline dolar, adamın hayatı zorlaşırdı. Peki kimi aldılar? Drpic'in takım arkadaşı Gordon Schildenfeld'i. Transfer böyle yapılıyor işte Türkiye'de. Dinamo Zagreb ayağımıza kadar gelmiş, Antalya'da kamp yapıyor. Salı pazarı mübarek, seç beğen al tezgahtan.
***
Evden sipariş veriyorlar; "iyisinden 1 kilo kuzu kuşbaşı" diye. Kasabın iyisi; tut ki Kadıköy çarşıda. Üşeniyorum gitmiyorum, mahallenin kasabına giriyorum. "Abi kuzu kalmadı, tavuk vereyim" diyor. Geliyorum eve, "bu tavuk bayat kokuyor" diyorlar. Dönüyorum aynı kasaba. Elime bir kilo dana ciğer tutuşturuyor kasap. Her türlü karnın doyar ha kuzu, ha ciğer. Ne Dinamo Zagrebmiş kardeşim. Stoper fabrikasıymış haberimiz yok. Neyse Sinan Engin'den daha iyi bilen mi var futbolu!..

Ocak 2008 Transferleri

Avrupa'da ara transfer kapandı. Tottenham'ın İspanyol teknik direktörü Juande Ramos'un kulübü harcattığı rakam, La Liga'daki tüm ara transferlere bedel. Woodgate, Hutton ve Gunter için 28 milyon euro ödedi. Ocak ayının en hızlısı yine Chelsea oldu. Anelka, Ivanovic ve Di Santo için ödenen bonservis bedeli 35 milyon euro. Premier Lig'de 30 günde transferde harcanan toplam rakam 150 milyon euro. İtalya'da Napoli kesenin ağzını açtı ve 22 milyon euro harcadı. Juventus da Sissoko için 11 milyon ödedi. Fransa'da flaş transfer O.Lyon'a 7 milyon euro'ya gelen Cesar Delgado. Detaylar aşağıdaki linklerde...

Mourinho Giremez

Pankart dün gece oynanan Barcelona-Villarreal, Kral Kupası rövanş karşılaşmasından. Puan farkı 9'a çıkınca "Real Madrid bizden iyi takım" diyen Frank Rijkaard'ın yerine medyada Mourinho sesleri yükselince; Başkan Laporta Hollandalı'yı yanına alıp "arkasındayız" mesajı vermişti objektiflere. Jose Mourinho, Chelsea-Barça randevularındaki pisliklerinden dolayı sevilmez Camp Nou'da. Bakınız: Drogba'nın golü sonrasındaki sevinci. Barça taraftarı mesajını iletmiş "Frank si, Mou No" ile. Ancelotti, Şampiyon Ligi'nden erken elenirse ben Mourinho'yu Drogba ile Milan'a yazıyorum gelecek sezon için...

Bobo ve Nobre Stoper Oynar Mı?

Beşiktaş yana yakıla stoper arıyor biliyorduk. Portekiz basını bugün ya büyük uçmuş ya da Bobo ya da Nobre'den birini stoper olarak düşündüler sezonun kalan haftalarında! A Bola gazetesi, Beşiktaş'ın Benfica'dan Nuno Gomes'i istediğini ancak red cevabı aldığını yazıyor bugün. Nuno Gomes de gelmek istememiş ancak A Bola, transfer gelecek sezon başında olabilir ile bitirmiş. Aklıma İsmail Er imzalı "Kluivert: Doğuştan Kartalım" haberi geldi. Ne alaka işte...

Tiago Luis

Maradona, Barcelona'ya imza attığında 22 yaşındaydı. Batistuta, Boca Juniors'dan Fiorentina'ya geldiğinde 22 . Hernan Crespo, River Plate'den Parma'ya geçtiğinde 21. 10 yıl önce Avrupa kulüpleri 20 yaş ve üstünü beklerdi Güney Amerika'dan futbolcu alırken. Şimdi neredeyse kundaktaki çocuğa imza attıracaklar. Messi, Pato, Banega, Robinho, Higuain derken şimdi de Tiago Luis konuşulmaya başlandı. Brezilyalı, Santos'un altyapısından yetişti. Peşindeki kulüp Real Madrid. Kuvvetle muhtemel Robinho'nun referans vardır bu transfer hamlesinde. Brezilya'nın Messi'si diyorlar Tiago Luis için. Santos hemen gardını almış, 5 yıllık sözleşme imzalatmış 18 yaşındaki Tiago Luis'e. 20'sine kalmaz o da gelir Avrupa'ya...

Google'da Erdoğan Arıca

Sadece google'a Erdoğan Arıca yazdım. Gerisi alınteri değil, kopyala yapıştır işte...
"Malatyaspor'un yeni Teknik Direktörü Erdoğan Arıca başarılı olmak için elinden gelen herşeyi yapacağını söyledi. Ç.Rizespor'da Erdoğan Arıca dönemi sezon sonunda bitiyor. Arıca, İstanbul'da yapılan toplantıda, görevinden ayrılacağını söyledi. Gaziantepspor Kulübü Başkanı İbrahim Kızıl, Walter Zenga'dan boşalan teknik direktörlük görevine getirdikleri Erdoğan Arıca ile ligin ikinci yarısında daha başarılı olacaklarına inandığını söyledi. Gençlerbirliği'nde beklenen istifa oldu ve Erdoğan Arıca dün görevi bıraktı. Samsunspor Teknik Direktörü Erdoğan Arıca, “Takım bütünlüğü içinde olmayan bundan sonra bizim aramızda bulunmayacak” dedi. Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor’a 1-0 yenilen Çaykur Rizespor’da, teknik direktör Erdoğan Arıca, sezon sonunda yeşil-mavili takımdan ayrılacağını söyledi. Samsunspor, teknik direktör Erdoğan Arıca ile yollarını ayırdı.Bursaspor Teknik Direktörü Erdoğan Arıca, çok üstün oynadıkları Fenerbahçe karşısında haklı bir galibiyet aldıklarını söyledi. Aydınspor randevusu öncesinde Göztepe Erdoğan Arıca depremiyle sarsıldı. Futbolcularla problem yaşayan Erdoğan Arıca, yöneticilerle de anlaşamıyordu. Samsunspor Teknik Direktörü Erdoğan Arıca, Trabzonspor maçıyla lige yeni bir başlangıç yapmayı hedeflediklerini söyledi. Çaykur Rizespor Kulübü teknik direktör Erdoğan Arıca ile önümüzdeki hafta takımın başında kalıp kalmayacağı konusunda görüşmeye karar verdi .
Bugün ne oldu?
Çaykur Rizespor, teknik direktör Erdoğan Arıca ile anlaştı. Basın sözcüsü Aykut Ferah, kendisinin Beşiktaş maçında takımın başında olacağını açıkladı. Ferah, Arıca'nın Süper ligi tanıyan bir teknik direktör olduğunu belirterek, "Bu nedenle kendisini tercih ettik. Arıca ile birlikte iyi bir çıkış yakalayacağımıza inanıyoruz" dedi. Erdoğan Arıca da "Çaykur Rizespor ligde bulunduğu yeri hak etmiyor" dedi.
Blog arşivinden: Ne iş yapar bu adamlar?

Copa Revancha

Kapanış Ligi öncesinde Boca ve River 2. kez karşı karşıya. Bir hafta önce "Torneo Pentagonal de Verano" da Boca Juniors kolay kazandı (2-0) ama sonunda kupa River Plate'in oldu. Şimdi Copa Revancha'da kapışacaklar.

Copa Revancha
Boca Juniors-River Plate
2 Şubat Pazar 02:10 TSI

31 Ocak 2008

Mascherano ve Hagi

Kia Joorabchian'ın iki kölesi vardı. Carlos Tevez kendini kurtardı. Bugün de Mascherano özgürlüğünü ilan etti. Rus sermayesinin ayakçısı Kia'nın Corinthians'a götürdüğü ikiliyi bir yıl sonra Londra'ya kaçırmış, West Ham da aracı kurum olarak görev yapmıştı. Mascherano'nun peşinde uzun zamandır Juventus koşuyordu. Rafael Benitez, İtalyanları pek güzel kazıkladı. Önce Sissoko'yu 11 milyon euro'ya Juventus'a sattı. Gelen parayı da Mascherano transferinde kullandı. Juventus da peşinden koştuğu adamın Liverpool'a 4 yıllık imzasını aval aval izledi. Liverpool'un Arjantinli için ödediği bonservis 25 milyon euro. Avrupa'da rakamlar yine raydan çıktı. Kim kaç para eder? Kim kazık yedi? Artık hesabı kalmadı bu işlerin.Mascherano'nun River Plate 'de oynadığı günler. Memleketten uzaktayız. Sabah, La Gazzetta dello Sport okuyorum otelin bir köşesinde. Hagi geldi, 3. sayfaydı unutmadım;
Mascherano fotosu vardı. "Çok iyi futbolcu, çok para edecek" dedi. Haklıymış. Her zaman haklıydı zaten...

Folha Seca

Folha Seca -Ölü Yaprak Vuruşu
Cristiano Ronaldo
30-Ocak-2008/ Old Trafford

Haftasonu Futbol

1 Şubat Cuma
19.00 G. Oftaş - Kayserispor (Lig Tv)
21.30 H. Rostock - B. Münih (Ntv Spor)
2 Şubat Cumartesi
15.00 A. Demirspor - Gençlerbirliği (Lig Tv)
16.30 E. Cottbus - B.Leverkusen (Ntv Spor)
18.10 PSG - Le Mans (Kanal A)
19.00 Ç. Rizespor - Beşiktaş (Lig Tv)
21.00 AZ Alkmaar - PSV (Business)
21.00 Almeria - Real Madrid (Ntv)
3 Şubat Pazar
13.30 Ajax - Feyenoord (Business)
15.30 Newcastle - Middlesbrough (Fox)
16.00 İnter - Empoli (24)
18.00 Villarreal - Mallorca (Ntv)
19.00 Fenerbahçe - Galatasaray (Lig Tv)
19.00 Caen - Lens (Kanal A)
20.00 Barcelona - Osasuna (Ntv Spor)
21.30 Fiorentina - Milan (24)
22.00 Nice - Marsilya (Kanal A)
Credit:Tribündergi

Maldonado Chievo'da

Adam dün imza attı; bizle kafa mı buluyorsun diyen olabilir elbette. Lakin bu Maldonado başka Maldonado. Şili'li değil Paraguaylı olan. Ruben Maldonado. Fenerbahçe'ye gelen Maldonado'nun pozisyonunda da oynuyor, ama asıl mevkii defans. Yıllardır İtalya'nın güneyinde takılır. Napoli'de oynuyordu. Chievo'ya transfer oldu. Dün Maldonado'nun imzasının 1.5 yıllık olduğunu açıkladı Fenerbahçe kulübü. "Onun gibisi Türkiye'de yok" diyen eski takım arkadaşı ve kendisine kefil olan Alex'in de sözleşmesinin bitimine 1.5 yıl var. Galiba Alex, 1.5 yıl sonra sadece valizlerini toplamayacak, yanında getirdiği eski takım arkadaşlarını da beraberinde götürecek. Aksi takdirde 28 yaşındaki Şili kaptanına neden 5 yıllık sözleşme imzalatmasınlar ki!...

CL 2010 Finali S. Bernabeu'da

Haber İspanyol As gazetesinin iddiası. UEFA'dan resmi bir açıklama yok ama AS; 2010 Şampiyonlar Ligi finalinin Santiago Bernabeu'ya verildiğini yazıyor. O stada herşey yakışır. Versinler tabii. 60 yaşındaki Santiago Bernabeu, Avrupa'nın en büyük stadlarından ama Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk kez finale evsahipliği yapacak. UEFA'nın 5 yıldızlı stad kriterine uzun yıllar uymayan stada Real Madrid 100 milyon euro'dan fazla para harcadı ve stadı 5 yıldız seviyesine çıkardı. Wembley'in de aday olduğu 2010 finalini alınca; 2012 Olimpiyatları'nı kaptırdıkları Londra'dan intikam aldıklarını not düşmüş gazete. Santiago Bernabeu'da son final 1980 yılında oynanmıştı. Bu sezon şampiyonlar Ligi finali Moskova 'da. 2009'da Roma'nın anlamsız stadı Olimpiyat'ta. Bu sezon Kral Kupası finali de Santiago Bernabeu'da. Barcelona finale kalırsa Madrid sokaklarında kıstırırlarlar o Barcelonalıları...

Kayınpeder Takipte

Fikr- i takip yapalım. Maradona'nın kızı Gianina Maradona ve Atletico Madrid'in golcüsü Sergio Aguero 'nun seviyeli bir beraberlikleri vardı. Bizim magazin medyasında böyle bir klişe vardır: Seviyeli beraberlik. Can Baba'nın şiirinde ne der oysa ki: "yalnızlığım benim sidikli kontesim; ne kadar rezil olursak o kadar iyi". Bu seviyeli beraberlik kayınpeder Maradona'dan da olur almıştı. Maradona dün akşam Atletico Madrid-Valencia maçında tribündeydi, kızıyla birlikte. Damat bir gol attı, iyi de oynadı. 2. fotodaki duruşa, bakışa bak. Boyuna posuna kurban olalım ey Maradona...

Kerlon ve Foquinha

Brezilyalıların futbol terminolojisi geniş. Her vuruşa bir isim takarlar. Folha Seca 'yı (Ölü yaprak vuruşu) Didi'nin başlattığı söylenir. Frikikte top barajı aştıktan sonra aniden irtifa kaybeder ve üstten auta gider diyen kaleciyi çaresiz bırakır. Juninho atıyor bunu son yıllarda. Bir diğer terim Kerlon'un meşhur kafayla sektirerek yaptığı driblinglere verilen Foquinha. Fok balığı gibi bu Kerlon işte. Pato ile birlikte Avrupa'yı sallayacak çocuk diye yazılıp çiziliyor 2 yıldır. Pato geldi, fena da sallamaya başladı İtalya'yı. Kerlon hala Cruzeiro'da. Geçen yıl dizini parçalamış, 6-7 ay futbol oynayamamıştı. Bugün L'Equipe yine bir sakatlık haberi geçmiş Kerlon için. Bu kez sol diz bağları kopmuş. 6 ay daha sahalardan uzak kalacak. Videolarını seyrettiğiniz rakiplerin ruh halini daha iyi anlıyorsunuz. Çocuk kafayla sektirirken rakibi deliye dönüyor ve en sonunda basıyor tekmeyi...

Yok Böyle Bir Gol

Kaledeki adam dünkü çocuk değil. David James. Portsmouth formasıyla 500. maçına çıkmış Old Trafford'da. Cristiano Ronaldo frikikte topun başında. James kaleyi ortalamıyor bile, Ronaldo ayağının üstüyle yakın 90'a çakıyor. Ölü Yaprak Vuruşu (Folha Seca) diyorlar buna. Bir Juninho'yu bilirim böyle ayağının üstüyle vuran. Alpay, Aston Villa'da David James'i tokatın gözüne vermişti. Şimdi beraber oynasalar tekme tokat girişirdi galiba. Daha bahara gelmedik, Ronaldo toplamda 27 gole ulaştı. Ligde attığı gol sayısı 19. Muhteşem frikiği izlemek isteyen böyle buyursun... Hani Ercan Taner anlatsa bu maçı; "yok böyle bir gol" derdi.

Super Mario

İtalya Kupası'nda Juventus'u yıkan ne Ibrahimovic ne de Crespo oldu. 17 yaşındaki Mario Balotelli kesti biletini Juventus'un. Milano'nun diğer yarısına Pato-mania teşhisinin koyulduğu bugünlerde Inter de Mario'yu futbol piyasasına sürdü. 1990 doğumlu Mario Balotelli bir haymatlos. Gana'lı anne-babadan dünyaya gelen Mario, 2 yaşından itibaren Balotelli ailesine evlatlık olarak verilmiş. 18 yaşını doldurana kadar da İtalyan pasaportu alamıyor. Gana'lı göçmen statüsünde halen. Inter onu 2006 yılında kadrosuna kattı. Altyapıda fırtına gibi esti ve A takımla ilk maçına Aralık 2007'de çıktı. Kupa da bir önceki turda Reggina filelerini de 2 kez havalandırmıştı. 1.89 boyunda ve Juventus'lu Leggrotagglie'yi perişan etti dün gece. Lakabı ise tanıdık. Super Mario. Lakin Jardel gibi tezahürata gitmez soyadı. Su-per Mario Balo-telli.

Kupa Manzaraları

İki takımın Real Madrid'den -3 maç- ligde yediği gol sayısı 10, attıkları ise 1. Bu iki rakam bile Atletico Madrid ve Valencia için sezonun özeti aslında. Forvetleri fiyakalı yıldızlarla dolu defans yapmasını bilmeyen 2 takım. Valencia ilk maçı kupaların en güzel skoru 1-0 ile kazanmıştı. Atletico Madrid taraftarına 11+50.000 çağrısı yapmıştı ama pek kaale almamışlar ki üst katlar boştu Vicente Calderon'da. Rakip kendi kalesine gol attığında; pozisyonun içindeki adamın gol koşusundan haz etmem. Yalandan gole sahiplenir bu adamlar. Eller de kendisi golü atmış gibi sevindi. 2. golde Forlan'ın pası inanılmazdı Aguero'ya. Arjantinli sol çaprazdan uzak köşeye bakıp vurdu. Valencia'nın ilk golünü bu kez Atletico Madrid hediye etti. Kaleci Falcone -ki sanırsın adından kelli oraya buraya atlayan uçan bir adam; değil aslında- en Türkçesiyle ters ayak üzerinde kaldı. Boca'dan gelen Banega iyi işler yaptı, 2. golün de asistine imza attı. Mata'nın golünü Hagi'nin Bilbao'ya attığı golün 3-4 metre içeriden olanı diye tarif etmek lazım sanırım. Maniche gibi bir adamı nasıl satar Atletico Madrid anlamış değilim. İki takımın da yolgeçen hanı orta sahaları Valencia'da Edu girince biraz misafir takım lehine işledi. Kornerden Valera kafayı vurduğunda kaleci Hildebrand yine gökteki yıldızları sayıyordu. 20 dakikada turu geçtiğini sanan Atletico Madrid son yarım saatte bir gol daha atamadı. Valencia geçti turu. Koeman da şimdilik derin bir nefes aldı. UEFA Kupası'nda Atletico Madrid'i bu defans kurgusuyla kapının önüne koyarlar. İtalya Kupası'nda 2-2'nin rövanşında Inter hesabı Torino'da kesti 2-3 ile Juventus'a. Bu defansla buraya kadar elbette. Camorenesi'nin Pele'ye attığı tekmenin cezası Roma hukukunda 3 yıldan başlar ama o sahada kırmızıyla yırttı. Lazio'nun Fiorentina deplasmanında aldığı 2-1'lik galibiyet gecenin bombası. Premier Lig'de Chelsea ve Manchester United galip. Cristiano Ronaldo yine 2 çaktı. Bu adam bu sezon Avrupa Gol Kralı olacak -galiba-.

30 Ocak 2008

German Denis

Arjantin'de Açılış Ligi'nin gol kralı German Denis'in adı bizim spor sayfalarında önce Fenerbahçe sonra Trabzonspor ile anıldı. İtalya'dan da Torino, oyuncuyu Independiente kulübünden resmen istemişti. Bizim buralardan ne teklif gitti bilmiyorum ama Torino'nun 6 milyon dolar teklifine Independiente "10 milyon dolar isteriz" diye cevap vermiş. Trabzonspor'un teklifinin Torino'dan da düşük olduğunu yazıyor Arjantin basını. Avrupa için transfer yarın gece sona eriyor. Bizim federasyon bir hafta daha uzattı transferi, mümkün olsa bütün sezon transfer hakkı tanıyacaklar zaten. Sonuç; German Denis hala Independiente'nin golcüsü...

Barcelona'nın Etüd Abisi

Barcelona'da işler yolunda gitmiyor. Real Madrid'in 9 puan gerisinde kalınca kaptan Puyol almış sazı eline. Sezon başından beri Ronaldinho bela olmuş takımın başına. Messi desen o da ayrı telden çalıyor. Puyol teşhisi koymuş. Takım olmayı başaramıyorlarmış. Reçete nedir peki? Takım arkadaşlarına 2 kitap tavsiye etmiş. İlk Michael Jordan'ın "I Can't Accept Not Trying"i. Diğeriyse Secret. Hadi Jordan, takım olmak üzerine iyi laflar etmiştir de; Secret nedir be kardeşim. Puyol da kırdı kafayı en sonunda. Barcelona bu iki kitabı bitirene kadar Real Madrid şampiyonluk turunu atar...

29 Ocak 2008

Ikea'cılar Eksik Geliyor

Euro 2008 yolunda Milli Takım'ın ilk hazırlık maçı gelecek hafta çarşamba günü İsveç ile İstanbul'da. İsveç'de İbrahimovic var mı? Yok Sakat mı? Hayır. Teknik direktör Lars Lagerback; gençleri göreceğim demiş, bu da tam kadro gelmiyorlar demektir. Bu kadroda benim favori futbolcum Mikael Nilsson'dur.
Kaleci: Andreas Isaksson (Manchester City), Rami Shaaban (Fredrikstad)
Defans: Petter Hansson (Rennes), Matias Concha (Bochum), Mikael Nilsson (Panathinaikos), Daniel Majstorovic (Basilea), Behrang Safari (Malmoe), Fredrik Stoor (Rosenborg), Peter Larsson (Halmstad)
Orta Saha: Dusan Djuric (Zurigo), Samuel Holmen (Elfsborg), Rasmus Lindgren (Ajax), Christian Wilhelmsson (Bolton), Anders Svensson (Elfsborg), Kennedy Bakircioglu (Ajax), Sebastian Larsson (Birmingham City), Kim Kallstrom (Lione)
Forvet: Marcus Berg (Groningen), Markus Rosenberg (Werder Brema), Johan Elmander (Tolosa)

11+50.000

İspanya'da haftanın açıklaması Rijkaard'dan geldi."Kabul ediyorum ligin en iyisi Real Madrid" dedi Hollandalı. Puan farkı 9'a çıkmış, "biz daha iyiyiz" diyecek hali yok elbette ama yorumsuz da kalabilirdi. "Real Madrid daha iyi" diyen Barça hocasını "sen ne işe yararsın o zaman" deyip o kulübün başında çok tutmazlar. Ya Kral Kupası'nda ya da Şampiyonlar Ligi'nden sonra kellesini alırlar Rijkaard'ın. Real Madrid'in elendiği Kral Kupası'nda Barça ile beraber göz koyan takım Atletico Madrid. Bu sezon acıların takımı olan Valencia ile yarın akşam Vicente Calderon'da 1-0'ın rövanşına çıkacaklar. Resmi sitelerinden taraftara gaza vermişler:11 +50.000 ile. Büyük kapışma olur. Yarın 21:45'de Kanal A naklen veriyor. Belki de Koeman'ın son maçıdır.

Referansı Sağlam

Didier Deschamps hala Juventus'un başında olsa; bence ne bu transfer olurdu ne de Liverpool 11 milyon euro gibi güzel bir rakamı kasasına koyardı. Sakatlıklar yüzünden defansı kör topal kalan Juve, Sissoko için 11 milyon euro ödedi Liverpool'a. Transferin kilidi de Ranieri. Juventus'un hocası Valencia döneminde beraber çalıştığı öğrencisine kefil olunca, İtalyanlara da bu dünya parayı ödemek düştü.

Kallon

İtalya'nın kuzeyi-güneyi her tarafını dolaştı bu adam. Bologna, Genoa, Caglierai, Vicenza ve Inter. Ronaldo'nun müzmin sakatlığı olmasa Inter'de zor forma yüzü görürdü ama o yıllarda kadroda ne İbra var ne Crespo. Martins atlıyor zıplıyordu San Siro'da. Olmadı, doping yapayım dedi, yakalandı, 8 ay ceza yedi. Inter'i Milanlıların diline düşürdü. San Siro'da "Dopo 15 anni finalmente qualcosa di positivo: Kallon" (15 yıl sonra pozitif birşey: Kallon) pankartı asıldı tribüne. Monaco'ya satıldı. Suudi Arabistan'a, Al-Hilal'a gittiğinde kıtaya geri dönebileceğine ihtimal vermiyordum. Kallon kısmetli adam. AEK sezon sonuna kadar kiraladı onu. Biten birkaç transferi daha not düşeyim. Samuel Kuffour Ajax'da. Tamudo sakatlanınca Espanyol, Ewerthon'u kadrosuna kattı. Gallardo'nun PSG macerası bitti. Yeni adresi Washington. Mellberg, gelecek sezon için Juventus'a imzayı attı.

28 Ocak 2008

Trabzonspor ve Kazanma Kültürü

Tamam belki de coğrafya bilgimiz kıttı ama Trabzon'u çok daha büyük bir şehir olarak kurgulamıştım kafamda. İlk kez ayak bastığımda ve çarşıyı gördüğümde "bu kadar mı?" demiştim. Sebebi Trabzonspor'du. Trabzon'u büyük gösteren şehrin futbol takımıydı. Kolay mı; 6 şampiyonluk, gelen çıkamamış Avni Aker'den, ligin en sert deplasmanı. 3 büyüklerin yıllar boyunca "beraberlik iyi sonuç" dediği şehir Trabzon. O gidişlerin sayısı arttıkça sevdim Trabzon'u. Çardak Pide'de İstanbul'un 3'de 1 fiyatına karın doyurmayı; ki bulamazsın o pideyi bizim buralarda. Maraş Caddesi ve Uzun sokak'ta yürümeyi. Yol üzerine futbolcuların fotoğraf kağıdına basılmış kartpostallarını satan işporta tezgahı, envai çeşit bordo mavi aksesuar. Meydanda çay bahçesinde süzgeç yüzü görmemiş demli çay. Anadolu'da çok şehirde o gün maç olduğunu bilmezsin, 3 büyükler şehire gelmiş hissetmezsin. Trabzon'da deplasmanda olduğunu sana hatırlatırlar. Zorlu Hotel'in iki cephesinde de birikir taraftar, maçın önemine göre sabaha kadar davul çaldıkları da olur kapı önünde. Rakip takım stada giderken 200 kişi otobüse tezahüratlarla gözdağı verir. Avni Aker alemdir, ilk 20 dakikada Trabzonspor atarsa o gün zor çıkarsın oradan, taraftarı şahlanır, dar eder sana sahayı. Formül, ilk golü atıp Trabzonsporlu futbolcuları taraftarın pençesine teslim etmektir. Sen aradan sıyrılıp, 3 puanla dönersin memleketine. Sabahtan akşama kadar Trabzonspor'u konuşurlar şehirde.
Yiğiter Uluğ'un yıllar önceki bir yazısıdır derleme bir futbol kitabında yayınlanan," Fenerbahçe, Barcelona olabilir mi?" yi sorgulur Uluğ. Aidiyet duygusu, taraftar potansiyeli üzerinden. Son noktasında "Barcelona olacaksa Trabzonspor olur" demiştim kendi kendime. Trabzonlu başka takım tutmaz. Anadolu hiçbir şehrinde bu oranı yakalayamazsın. Biz Türkler; Türk filmlerinde kaybeden garibanı, Dünya Kupası'nda favori Brezilya'yı tutarız. Kendi ligine gelince de kestirme yol 3 büyükleri tutmaktan geçer işte. Trabzon öyle değildir. Türkiye'nin her deplasmanında o şehirde yaşayan Trabzonlu; illa ki doldurur tribünü takım geldiğinde...
Bu yazının sebebi geçen gün gelen bir e-posta. İki Brezilyalı ismi vermiş blogu takip eden arkadaş. "Bunlar iş yapar mı?" diye soruyor Trabzon'da. Ben demiyorum, Mehmet Demirkol diyor dedim; "Messi gelse nafile bu zamanda". Sorun da bu ya işte, Trabzonspor'a kimin geldiği, kimin gelemediği konuşuluyor. Ben, Trabzonspor'un "kazanma kültürünü" kaybettiğini en azından toprağa gömdüğünü düşünüyorum. Ligin 4. büyüğününün arkasına çok 5. büyük aradık. Kocaeli, Antep, Manisa, Kayseri eh bu sezon da Sivas. Tehlikeli olan artık bazı yorumların ligin 4. büyüğü olarak Trabzon'un adını anmaması, Kayseri'yi, Sivas'ı yakıştırması o siklete. Büyük takımların büyük kalmasını sağlayandır kazanma kültürü. Onu kaybeden Torino'dur; A. Bilbao'dur mesela. İkisi de ülkelerinin Trabzonspor kadar efsane kulüpleridir. Trabzon bu kadar kolay mağlup olmazdı, bugün olmadıkları kupada hadi Manisa'ya kaybetseler, Adana Demirspor'a kaybetmezlerdi. Fenerbahçe kaç yıldır kaybetmiyor Avni Aker'de. Ya da Galatasaray 11 yıl neden mağlubiyet görmedi o stadda. Yoksa Şimek gelir, Şota gelir, Yattara gelir, Marcelinho gelir, Tekke gider, o gider, bu gider değil hesap. Artık kimse Trabzon'a ayakları titreyerek gitmiyor. Uzun yıllar şampiyon olamayan Galatasaray, Beşiktaş, Liverpool, Inter, onca takım var Avrupa'da. Problem gelmeyen şampiyonluk da değil. Problem o kazanma alışkanlığına kimin mezar kazdığı. Trabzonspor'un resmi ürünleri satılmıyor. Trabzonspor yeni stad yapacak diye Avni Aker'de taş üstüne taş konulmuyor yıllardır. Trabzonspor yıllardır Avrupa Kupaları'ndan uzak kalıp UEFA'dan beş kuruş para kazanamıyor. Peki nasıl zirveye oynayacak Trabzonspor? Ne zaman şampiyon olacak? Şampiyonlar Ligi'nin gediklisi Deportivo La Coruna'nın 3-4 yıl o kupadan uzak kalınca düştüğü hale bakın bu sezon. Na farkı var La Coruna'nın Trabzon'dan. Ya da bir zamanların büyüğü Torino'nun. Onlar ne zaman şampiyon olacak peki(!) Yeni futbol düzeninde; ya Almanlar gibi stadınızı yeni baştan yapıp, - ki Kayseri 2 yıl önde- bacanızı kendiniz tüttürmeye başlayacaksınız; ya da bir Rus ya da Amerikan sermayesiyle kendinize serum bağlatacaksınız. Trabzonspor, Barcelona -aidiyet- olmayı başarabilseydi; bu ikisine de ihtiyaç duymazdı. Ne yazık ki artık çok geç. İstanbul takımlarıyla açılan fark, Trabzon şehri ekonomisinin ürettiğiyle kapanmayacak kadar büyük. "Trabzon 10 yıl daha geçse şampiyon olamaz" dediğimizde; gelmez biliyorum masaya o demli çay. Açılmadıysa da açılır Uzun sokak'ta Starbucks. Ne yapalım dandik Americano içeriz biz de...
Bir Bordo-mavi mağlubiyetin ardından pundunu bekleyen akbaba klavye işi değildir bu satırlar. Karadeniz derbisinde deplasmanda 4 atıp kazandığı bir maçtan sonra yazılmıştır; üstelik Ersun Yanal'sızdır. Mevzu o değil çünkü...

Rambo Santiago Bernabeu'da

Sylvester Stallone, Santiago Bernabeu'da. Rambo'nun tanıtım turunda boş stada getirmişler Stallone'u. Sene kaçsa artık hatırlamadım şimdi Rambo gelmiş, Şişili Site sinemasındayız. Baba kesiyordu, deşiyordu milleti, salonda alkış kopuyordu. Maç gibi film seyredilirdi o yıllarda. Bir ömüre kaç Rocky; kaç Rambo sığar ki!

Dennis Wise

Ak sakallı, nur yüzlü dede Ken Bates 2 kulüp batırdı. Chelsea ve Leeds United. Birini Abramovich kurtardı; diğeri için 2000'lı yılların takımı diyorlardı. Şimdi İngiltere'de 3. ligde. Leeds United'ın hazin sonu çok uzun bir hikayedir. Kısa olan teknik direktörünün istifası. Ada'nın büyük manyaklarından Denis Wise çalıştırıyordu Leeds'i,bıraktı görevi. Kevin Keegan gel Newcastle'da yardımcım ol deyince koşa koşa gitmiş Dennis Wise. Leeds-Newcastle demişken oyuncunun kariyeriyle bağlantılı bir pas atayım Jonathan Woodgate'e. Real Madrid'de patlayan-sakatlık- Woodgate, M. Brough'da idare ediyordu. Artık Tottenham forması giyecek.

Pasion en las gradas #4

Barselona'daki "Pasion en las Gradas" sergisinin en nadide parçalarından biri. Camp Nou'da Figo'yu karşılama töreninden...
Pasion en las gradas #3
Pasion en las Gradas #2
Pasion en las Gradas #1

Smaç Gol

Boca'nın 2-0 kazandığı son derbide Martin Palermo'nun attığı gole ne demek lazım? Smaç gol mü? Riquelme sol kanattan frikiği bomba niyetine yolluyor kaleci Carrizo'nun üzerine. Zar zor çıkartıyor River Plate kalecisi. Yükselen topu Martin Palermo çizgide kafayla tamamlarken eliyle üst direğe asılıyor. Bu da oldu...
Video: Boca. 2 River Plate:0 / Martin Palermo

Mıknatıs gibi

Angarya Kupası (Fortis Türkiye Kupası) anlam kazandı. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası maçları öncesinde Galatasaray-Fenerbahçe derbisi. Test niyetine. Çeyrek final ilk maçları bu haftasonu (3 Şubat). Rövanş maçları 27 Şubat'ta. İki maç arasına 24 gün. Federasyondan yine mükemmel bir sezon planlama örneği!
Fenerbahçe - Galatasaray
Adana Demirspor - Gençlerbirliği
Çaykur Rizespor - Beşiktaş
G.Oftaş - Kayserispor

Pasion en las gradas #3

Barselona'daki "Pasion en las Gradas" sergisinde muhtemelen en çok ilgiyi gören "eserler"(!). Luis Figo'nun Real Madrid'e transferi sonrasında ilk kez çıktığı Camp Nou'da yediği inanılmaz protesto ve sahaya atılan domuz kafası.
Pasion en las Gradas #2
Pasion en las Gradas #1

Tutun Şu Adamı

Maradona'yı adam adama savunmak mı? Doğrusu Peru'nun yaptığı! Kimse Peru'nun alan savunması yapmadığını iddia edemez(!) Soldan say.1-2-3-4-5-6 Perulu. Bu Peru formasını da oldum olası sevmişimdir, zevksizlik belirtisi midir; işte ona karar veremedim...

Mestella Çilehanesi

Valencia'yı kim kurtaracak? Bunun Koeman olmadığını Mestella tribünleri de çok iyi biliyor ki artık beyaz mendiller sallanıyor Hollandalı'ya. Almeria'ya kendi evinde 1-0 mağlup oldu Valencia. Tribünler artık git diyor Koeman'a. Nihat-Rossi-Nistelrooy-Raul düellosunu seyredemedim, Ankara deplasmanı yüzünden. 4'lüden silahını ateşleyen Rossi olmuş. Casillas'ın gol yememe inadına son noktayı Rossi koydu. Casillas 575 dakika sonra kalesinde gol gördü. Barça, Eto'o olmadığı sürece gol problemini çözemiyor. Geçen sezon da böyleydi; Henry geldikten sonra da böyle. A.Bilbao deplasmanından 1-1 beraberlikle dönüyorlar ve Real Madrid ile puan farkı artık 9. Geçen sezon gibi son haftaya kadar nefeslerin tutulduğu bir lig olmayacak La Liga bu sezon. Deportivo La Coruna 133 gün sonra sahasında kazandı. Valeron diye bir adam vardı, unutmuştuk, 1 yıl aradan sonra sahalara döndü. Kaptan Tamudo 2 ay yok, Espanyol onsuz ilk maçında su koyverdi, Real Betis'e 3 puan verdiler.