Koy Şarabı Çal Fado'yu

Maç mönüsünü ülkelere göre ayarlamak iyi fikirmiş yahu. Dün votka içiyorduk, bugün şaraba döndük. Yarın illa ki rakı. Marşlar okunurken kim daha takım diye bakmak adet oldu. Almanlar daha bir takım göründüler gözüme marşlar okunurken futboldan alakasız. Bu turnuvanın Dünya Kupası kazanmış tek hocası Scolari karşısında kalfalıktan ustalığa terfi etmiş Löw'ün dersini çok iyi çalışması lazımdı maç öncesinde. Gomez takıntısını bırakmıştı mesela. Sakat olan Frings yerine Hiztlsperger ve Gomez yerine de Schweinsteiger... Grubun ilk maçında Polonya'ya başladıkları gibi iyi başladılar maça Almanlar. Schweinsteiger, Tuncay'ın Fenerbahçe'deki 2 sezon önceki halini hatırlattı ilk yarım saatte. Deli dumrul, her topa koşan, takımı ateşleyen, hesapsız, kitapsız yüreğini ortaya koyan futbolcu tipi. Maçın kaderini o belirledi demek için tabii çok erkendi. Bosingwa kanadından iyi geliyordu ama arkası boş kaldığında kademesine girecek Simao yalan olunca Podolski affetmedi o kulvarı. Nefis goldü, göremedik tabii, Schweinsteiger'in koşusunu, çok sonra geldi ekrana. Kopmuş, gelmiş ön direğe. İkinci gol Portekiz'in takım zaafiyeti. Tandemin eşleceği iki adam var, geride kalanların uzun Almanlardan top alması zor. Kaleci Ricardo bu zaten, fazlasını beklememek lazım, Porto pazarına karpuz almaya çıkar gibi çıktı. Turnuvanın başından beri yokları oynayan Klose çaktı kafayı. İki takım da babamızın oğlu değil tabii, Portekiz atsa da maç geri gelse diye umut ettik. Yarım saat domine ettiler Almanlar oyunu. Portekiz yedek kulübesinde Scolari'nin arkasında oturan saçları açık, bıyıklı bir ağabey var. Abi Sivaslı gibi duruyor. Çıkar motor yağı reklamına bizde, kamyon şöförünün kralını oynar. Sağ bekleri Jansen Hırvat maçında dağılınca Friedrich ile yola devam ettiler Almanlar o da iyi kapattı Ronaldo'yu. Lahm ise darmadağın oldu Bosingwa karşısında. Adam yolgeçen hanına çevirdi sağ kanadı. Lahm bir pozisyonda topu kornere attıktan sonra nerden aldık bu belayı başımıza der gibi bakıyordu. Portekiz'in golünde maharet Ronaldo'da. Topu alışı yeterdi. Friedrich bakkala gitti, geldi. Bugün Pauleta futbolu bıraktığını açıkladı 35 yaşında. Portekiz, ülke marşını söyletecek kadar Portekizli yaptığı 2 Brezilyalı Pepe ve Deco'nun yanına bir de 3. Brezilyalı bir santrforu devşirebilseydi çok şeyi değiştirirlerdi son 4 yılda. Rezildi Nuno Gomes. Öyle ya da böyle skor 2-1 olmuştu sayesinde. İkinci yarıya Almanlar oyunu sahalarında kabul edip başladılar. Klose-Podolski kontratak zor oynadığından tıkanıp kaldılar. Podolski'yi de sayarsak 9 kişiyle topun gerisinde kaldılar. Tek şansları vardı, duran top. Bizi Hırvat maçında doğrayan hakem o dakikaya kadar da Almanlar'a italik duruyordu. İsveç dün akşam elenmiş aynı uçakla döneyim derdinde ki faulün ağababasını çalmadı, çalamadı. Ballack da nasıl bir adamdır kardeşim, ulan faulü yapmışsın, gol sevincindeki duruluğa bak! Maç orada bitti. Scolari'nin bu turnuvada Quaresma'yı neden oynatmadığını anlamadım. Simao'yu Lizbon'da valizlerini alırken havalimanı çalışanları döver önce. Büyük Mehmet vardı Galatasaray'da. Ona benziyor kıçı, yarım metre arkadan geliyor. Deli etti beni, ne top keser ne adamakıllı vurur. Deco ve yorulana kadar Bosingwa takımın en iyileriydi, başka da vasatı aşan yoktu zaten. Portekiz neden takım değilin cevabı; galiba 67'de Ronaldo'nun sol iç 25'den dağlara vurduğu top. Takım olan onu altıpasa keser. Van Nistelrooy sonrası Cristiano Ronaldo'nun coşmasını Portekiz'e aktaramamış Scolari. Çakılı Nuno Gomes ya da türevi adamlara oynayamıyor bu adam. Real Madrid'e giderse de Ruud orada olacak. Nani hiç olmazsa 20 dakikada en az 5 orta kesti. Atina'da sürgünde olan Postiga'ya kafayı vurduran Alman tandemini övmüştüm, rezil ettiler beni. O golden sonra sigarayı yaktım, hadi ben evimdeyim. Löw de yaktı sigarayı. Hani yasaktı kardeşim oralarda sigara? Maçın kader anı Pepe'nin Deco'nun ön direkte aşırttığı topa altıpastan vurduğu ve auta giden kafadır. Papa Alman ya; bugün Vatikan'ı fazla mesaiye bırakmış demek ki... Premier Lig'in gol kralı Ronaldo eve dönerken not düşeyim: 5 büyük ligin gol kralı da bu turnuvada yokları oynuyor. Benzema ve Ronaldo evinde, Toni ve Del Piero'nun siftahı yok. Guiza'nın yedekten bir golü var. Takımında 11'e giremeyen Podolski zirvede yola devam ediyor. Ballack'in pisliği olmasa "takım olan" kazandı derdim ama kimin içine sindi ki bu skor! 92.35'de gol diye ayağa fırladık. Sebebi alttaki postta 4. fotodur. Toparlayalım; bu maçtan çıkan sonuç şudur: Brezilyalı hocalar, karşılarında teknik direktörsüz takım gördüklerinde afallıyorlar. Önce Zico şimdi de Scolari. Fado çalıyordur şimdi Portekiz'lilerin evlerinde. Ben de Cristina Branco dinleyerek yazdım zaten...