5 Aralık 2007
Yokluktur Futbol
Futbol biraz da yokluk günlerinde büyüyenlerin hikayesidir. Fotoğrafı görünce Mehmet Topal geldi aklıma. Bir röportajında okumuştum: Mehmet, Malatya'da çocuk yaşta seçmelere katılacak, kramponu yok, ödünç aldığı kramponlar da 4-5 numara büyük. Gazete sıkıştırıyor içlerine ve seçmeleri geçiyor. Başta Brezilyalılar olmak üzere yokluktan gelenlerin arenasıdır futbol dünyası. İstisnaları yok mu? Bülent Korkmaz var mesela, Fleurquin için babası milyarder derlerdi. Kaka var; ya da Mondragon. Aç olmak lazım hayatta futbolcu olabilmek için. Karnı tok adam zor topçu olur. Maradona gibi Boca'da lağım kokusunu genzine çekmesi lazım adamın. Etiler'den topçu çıkmaz mı? Çıkar 20 yılda iki tane! Beşiktaşlı Cem ve Galatasaraylı Ferhat. Bolluk içinde yaşayıp yeteneğine rağmen bir yere gelemeyen de var. Arif Erdem 'in yeğeni Mülayim Erdem mesela...
bende 12-13 yasındayken fenerbahce'nin secmelerine üc dört numara büyük kramponla girmiştim. iyi kötü seçildikte, bide üstüne eşofman forma parası 1000 lira isteyince yalan olmustum. hala içimde uktedir.
YanıtlaSilAndres Jose Fleurquin.. Eğer Sinyor Terim saçma sapan 20 adam getirmek yerine Fleurquin'i ve Peres'i tutsaydı belki Galatasaray'da saçma sonuçlar almayacak ve Fleurquin de futbolunu çok daha geliştirebilecekti.(Vodofonun salak reklamlarına benzedi,idare edin.)
YanıtlaSilFleurquin futbol aşığı bir adamdır. Ailesi Uruguay'ın Sabancı'sı veya Koç'u olmasına rağmen babasının şirketlerinin başına geçmek yerine Avusturya senin, İspanya benim futbol oynamaya çabaladı. Şöhret peşinde değildi, üç beşin hesabını da yapmadı ve belki de bu yüzden gösterişsiz ama tam bir görev adamı olmuştur oynadığı takımlarda. Takım oyunundan çok zevk aldığını söylerdi hep, Barça'ya attığı golü de bu yüzden unutmazdı.
mülayim le aynı lisedeydim fm ve cm topcusudur o arif in yegenidir..sisirmedir..
YanıtlaSil"Futbol biraz da yokluk günlerinde büyüyenlerin hikayesidir."
YanıtlaSilsuper bi cumle.