"Bu yazdıklarımın maçla bir ilgisi yok. Bu ilave bir yazıdır. Maçtan sonra Fatih, "Sadece benim zamanında Milli Takım, play - off oynamadan finallere katıldı" dedi, doğrudur. Peki Fatih'in başında olduğu takımlar grup birincisi olarak mı finallere katıldı? O dönemdeki statüde ikinciler, play-off oynuyordu, bugün oynamıyor. Ayrıca o takımlardan biri Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek final oynadı, diğeri ise Dünya Kupası'nda yarı finale kadar çıktı. Fatih neden böyle bir şey söyleme lüzumu hissetti bunu anlamadım. Herhalde grup ikincisi olan takımların o yıllardaki statüde play - off oynadığını biliyordur. Onun başında olduğu ve grup ikincisi takımların iki defa direkt gittiğini de herhalde unutmadı. Bunu bir hatırlatayım dedim, o kadar..."
22 Kasım 2007
Mustafa Denizli vs Fatih Terim
Bu memlekette bir gelenektir, X'ci, Y'ci olursun, olmak zorunda bırakılırsın. Köyden şehire gelip tutunmak isteyenler Orhan Baba 'cıdır, kırsalda Ferdi Baba'cıların sesi yüksek çıkar. Tarık Akan-Kadir İnanır gerilimi mesela. Tarık Akan önce güzel yüzlü salon erkeğidir sonra da sırtını sola yaslamış aydın. Kadir İnanır bildiğin Kadirizm. Yaşar Kemal kendimi bileli Nobel ile anılır, her ne kadar tebriklerini iletse de vardır bir gerilimi Orhan Pamuk ile. Bunların yanında ucuz kalan Tarkan-Mustafa Sandal rekabeti, gerilimi vardı bir zamanlar. Hülya Avşar-Gülben Ergen deyip işi ucuz magazine dökmeden futbola topu atınca iki isim çıkıyor karşımıza: Mustafa Denizli ve Fatih Terim. Ersun'cular, Hakan'cılar kapışması tıs kalır bunun yanında. Denizli ve Terim aynı takımda forma giydiler. Denizli başladı, Terim arkasını getirdi, Terim, Euro 96'ya götürdü, Denizli; Euro 2000'de üstüne koydu. Ne zaman ters kutuplarda oldukları yazılıp çizilse, aralarındaki gerilimden bahsedilse bir araya gelip kolkola poz verdiler. Amacım iki ismi karşılaştırıp bir analiz yapmak değil, güncel bir yazıyı not düşmek. Bosna maçı sonrasında Denizli'nin televizyon başında kaleme aldığı maç yazısının sonu ilginç. Gerilim tavan yapmış bu kez. Finallere gittik coşkusu içinde kaynayıp gitmeye mahkum gibi duruyor ama Denizli bu satırları yazarken belli ki çıldırmış. Terim'e; Denizli'nin "Fatih" hitabına dikkat...
Mustafa Denizli'nin bugüne kadarki tüm milli maç yazılarını okuyun çok net görürsünüz. Teknik direktör hakkında hiç yorum yapmaz ve hiç bir zaman "Fatih Terim" lafını kullanmaz.
YanıtlaSilBence Denizli-Terim Mulder-Scully ikilisi gibiler. :) Yani aralarında bir problem yok ama tatlı da bir gerilim var gibi. Nasıl Mustafa Denizli hiç "Fatih Terim" lafını kullanmamışsa bu sefer "Fatih" diye hitap etmesi de bence bundan kaynaklı.
Medyada adama "Fatih" diye hitap eden Hıncal Uluç'tan sonra ilk Denizli'yi görüyorum. Ego şişkin herkesin harcı değil :)
Evet, bu yazı sabah benim de dikkatimi çekmişti, mustafa denizli fatih terim'in o cümlesine gerçekten içerlemiş, noluyoruz arkadaşım senin zamanında da grupların ikincisiydik, şimdi de ikincisiyiz, bunu malzeme yapma kendini överken demeye getirmiş.
YanıtlaSilbugun öğlen milliyet te bu yazıyı okuyunca hemen dikkatimi çekti bu satırlar,sen de ne güzel anlatmışsın---illa ki taraf seçmek gerekiyorsa denizli nin tarafındayım tabee ki..çünküüüü iyi hocalık kötü hocalık olarak da degerlendirmeyecegim,direk hangisi daha antipatik diye düşününce kesinlikle fatih terim bir kac sınıf yukarda ---yanee biraz medyanın da etkisi war belki bunda ama bu adama kılım işte...
YanıtlaSilTurgay Şeren ağabeyimiz de 'Fatih' diye hitap eder, unutmayalım. Ama onun cumhurbaşkanı imzalı, 'herkese ön adıyla hitap edebilir' belgesi var tabii. Nasıl ki Orhan Baba'nın 'esrar içme izni' varsa. Turgay ağabeyimiz bakarsın yarın bir yazı döşenir:
YanıtlaSil"Aceto'nun yorumcusu, kendine gel!"
o degil de fotografta fatih terim in üzerindeki forma ne formasidir? galatasaray degil sanirim, fenerbahce 100. yil formasina benziyor ama hic sanmiyorum.. adanademirspor olabilir diyecegim ama yapi ve kredi bankasi adanaspor a reklam vermez sanmiyorum..
YanıtlaSilmuhtemelen ilk teknikdirektorluk doneminden ankaragücü formasi.. biri beni dogrularsa sevinirim
selam;
YanıtlaSilTerimin aciklamasi son derece anlamsiz ve zamansizdi.En az Denizli nin icimizdeki Irlanda lilari kadar.
Turkiyede insanlar kendilerini başarılı göstermek icin başkalarını boklamak yerine cıtayı yukseltmeyi denemedikce biz böyle kumdan kalelerle uğraşırız ancak.medya bile 180 derece dondu.kaç kişi norvec'le bosna'ya aynı kadroyla cıkılır mı diye sordu? hemen kahraman oldular.bir delikanlı da cıkıp bizi degil ampute milli takımını alkışlayın demedi.çok menfaatçi hep banacı goygoycu bir milletiz.yapacak birşey yok...
YanıtlaSilterim o açıklamayı yapmasa iyi olurdu gerçekten. Mustafa Denizli haklı. Bu grup belli oldugunda ilk kez 1-2 farketmese de 1. olarak bitireceğimiz grup diye ümit etmiştim ama farketmez 1. den 7 puan geri de bitirsek de finallerdeyiz.. Bu arada wc 2010 kura çekimi torbalarında son 2 dünya kupası elemesi ve en son avr. şamp. elemesi dikkate alınıyor. Alınan yüksek puanların önemini wc 2010 kura çekiminde k. irlandayı 3. torbada, moldovayı 4. torbada ve azerbeycan ve kazakistan'ı 5. torbada gördüğümüzde anlıyoruz. Slovenya'da 5. torbaya geriledi.. neyse konu dağıldı baya. Sahi Fatih Terim'in forması ne forması?
YanıtlaSilTerim'in forması sanırım bir karma maçından
YanıtlaSilTerim'in tavana vuran egosunun bir uzantısı olarak görmek lazım o demeçleri ki dinlerken gerçekten de kulakları tırmaladı. Direk gidiyormuşuz. Denizli'nin dediği gibi başka bir gidiş yolu yok zaten. Ha Rusya'yla beraber en kötü puanları alarak gidiyoruz o ayrı.
YanıtlaSilTerim'in formasını merak edenlere... O dönemler Yapı Kredi ayın futbolcularını seçerdi.. Maç öncesi kendi formalarını giydirip bir de ödül verirlerdi... Karma maçı değildir, olay budur...
YanıtlaSil