Zaman Özal'lı yıllar dedikleri dönem. Şişli'de bizim okula yakın Kent Kırtasiye var. Sonraları kapanan ufak Yargıcı'nın karşı sokağı. Hıncal Uluç ağzıyla nasıl güzel, nasıl tatlı. İthalatın önönü açmış Özal, şimdi diyorlar ya "ne ararsan var Türkiye'de, -bu da büyük yalandır ya- Kent Kırtasiye coşmuş, vermiş çeşidin gözüne. Şimdilerin office store'ları falan yok o zaman, süper, mega marketler de yok. Kent Kırtasiye tut ki 200 metrekare bir yer ama gözümüze çok büyük görünüyor. 0.5 uçlu kurşun kalem gelmiş, ucu kırılıyor habire. Kent Kırtasiye'de ne ararsan var, kırtasiye de ayrı bir fetiştir, bin çeşit kalem, yüz çeşit silgi vs.. Velhasıl harika bir mekandı Kent Kırtasiye, yıllar geçti yanına da bir kırtasiye açıldı, hatta o sokakta 5-6 kırtasiye vardı. Sonraları ufaldı dükkan, o büyüsünü kaybetti, yolum düşmüyor bir zamandır oralara, var mıdır hala bilmiyorum. Şimdi niye yazdım ki bunu? İşte o günlerde ben hep Kent Kırtasiye'nin sahibi olmak isterdim, deli iş yapardı dükkan, raflardaki malları dizmek bile bir zevkti, olmadı tabii. Şimdi elimizin altında klavye, kalem lazım olsa; ara ki bulasın. Bugünlerde kafayı şarküteriye taktım. Yok bizim memlekette fotodaki gibi adamakıllı bir şarküteri. Oralardan valize doldurup da gelemiyor insan. Desem birine, "hocam fizibilitesini yaptın mı?" diyecek. Yapmadım kardeşim yap(a)madım...
24 Ağustos 2007
Kent Kırtasiye'li yıllar
Zaman Özal'lı yıllar dedikleri dönem. Şişli'de bizim okula yakın Kent Kırtasiye var. Sonraları kapanan ufak Yargıcı'nın karşı sokağı. Hıncal Uluç ağzıyla nasıl güzel, nasıl tatlı. İthalatın önönü açmış Özal, şimdi diyorlar ya "ne ararsan var Türkiye'de, -bu da büyük yalandır ya- Kent Kırtasiye coşmuş, vermiş çeşidin gözüne. Şimdilerin office store'ları falan yok o zaman, süper, mega marketler de yok. Kent Kırtasiye tut ki 200 metrekare bir yer ama gözümüze çok büyük görünüyor. 0.5 uçlu kurşun kalem gelmiş, ucu kırılıyor habire. Kent Kırtasiye'de ne ararsan var, kırtasiye de ayrı bir fetiştir, bin çeşit kalem, yüz çeşit silgi vs.. Velhasıl harika bir mekandı Kent Kırtasiye, yıllar geçti yanına da bir kırtasiye açıldı, hatta o sokakta 5-6 kırtasiye vardı. Sonraları ufaldı dükkan, o büyüsünü kaybetti, yolum düşmüyor bir zamandır oralara, var mıdır hala bilmiyorum. Şimdi niye yazdım ki bunu? İşte o günlerde ben hep Kent Kırtasiye'nin sahibi olmak isterdim, deli iş yapardı dükkan, raflardaki malları dizmek bile bir zevkti, olmadı tabii. Şimdi elimizin altında klavye, kalem lazım olsa; ara ki bulasın. Bugünlerde kafayı şarküteriye taktım. Yok bizim memlekette fotodaki gibi adamakıllı bir şarküteri. Oralardan valize doldurup da gelemiyor insan. Desem birine, "hocam fizibilitesini yaptın mı?" diyecek. Yapmadım kardeşim yap(a)madım...
Eski çamlar bardak oldu Aceto Bey.. Te hey tey tey tey. Sarkuteri'yi gorunce kendimden gectim yalniz. Bir de Delicatessen filmini tekrar izleyesim geldi. Ben de Cumartesi Cumartesi'deki deli kasap olmak istemisimdir hep. "Kesecem lan gel kacma"
YanıtlaSilŞu şarküteriye en yakın okko vardır benim bildigim. İçine daldığım zaman kendimi kaybederim. Vereceksin kırmızıyı yanına sofradaki 8-9 cesit soğuk etin bir de peynirin.
YanıtlaSilAç avrupa yakasına en büyük müşterin ben olayım üstad. Bir de şarkütericiye yalakalanan müşteri vardır etin iyi yerinden versin diye. Şarküterici tezgah altından Kuşgömü pastırma versin diye atmadıkları taklayı bırakmazlar. O duruma bile gelirim kırmızı et için.
Haha Sevgili Kenobicim, tam bugun ogle yemegi arkasi arkadasa Okko'dan bahsediyordum. Dur ben Okko kazami kaleme alayim. Icimde kalmisti.
YanıtlaSilvalla ben biraz ondan biraz bundan derken okko da donu birakacak duruma gelmisliğim vardır. Hatunla da evli değiliz o aralar bozmayayım diye geri de veremedim bastım karta ama yengeç salamı bile vardı kepaze heriflerde dayanamadım.
YanıtlaSil