Dede Marcos Alonso İmaz ve oğlu |
Kuşaklar
boyu aynı mesleği yapan esnafın verdiği bir güven duygusu vardır, ne satıyor
olursa olsunlar dükkanlarına girdiğimde bir huzur kaplar içimi. Bir köfteci de
olabilir, bir kumaş dükkanı da, bir turşucu da, bir balık tezgahı da. Duvarda
aile büyüklerinin fotoğrafı asılıdır, bilirsiniz ki bu aile bu işin erbabı ve
bir ömür değil bir asırdır yapıyorlar ve evet para yapan sattıkları ama asıl
önemlisi esnaflık itibarları. Sanatkarlığı, zanaatkarlığı kuşaklardan kuşaklara
aktardık ama söz konusu spor olunca almamız gereken çok yol var. Dede-baba-oğul
milli futbolcu yok mesela spor tarihimizde. Başka spor dallarında da
araştırdım, bulamadım, “Biz varız” diyen üç kuşağın hikayesini burada anlatmaya
hazırım. Çocuklarının iyi bir eğitim alması için amatör ya da profesyonel
spordan bir zaman sonra uzak durmasını isteyen eski futbolcuları da
anlayabiliyorum. Vakti zamanında eğitimini bir noktada bırakmış bir çocuğun
gelecekteki evladına verdiği sözdür “Oku ve adam ol” fikri. Baba yüreğidir
anlarım ama sporda başarının sürekliliği için o güzelim esnaf aileler gibi
kuşaklar boyu soyadının bayrağını taşıyacak sporcu ailelere de ihtiyacımız var.
3 Kuşak Forlan |
Uruguaylı
Diego Forlan, Meksikalı Javier Hernandez, Kuzey İrlandalı Warren Feeney,
Mısırlı Hazem Emam, Slovak Vladimir Weiss ve Malta’dan Andre Schembri futbol
tarihine dedeleri ve babaları da milli futbolcu olarak geçmiş isimlerdi. Onlara
bir isim daha eklendi hafta içinde. İspanya’nın Arjantin’e tarihi bir hezimet
(6-1) yaşattığı akşamda Marcos Alonso oyuna girdiğinde İspanyollar da kendi
spor tarihlerinde yeni bir sayfa açtılar. Santander’li bir ailenin oğlu olan
Marcos Alonso İmaz 1933 doğumluydu ve 22 yaşında İspanya-Fransa maçında ilk kez
milli formayı giymişti.
3 Kuşak Hernandez |
Alfredo di Stefano ve Puskas’lı kadrosuyla 5 Şampiyon
Kulüpler Kupası kazanan Real Madrid’in defansında değişilmez bir isim olmayı
başaran dede Alonso, tarihin en iyi 90 dakikalarından biri olarak kabul edilen
Real Madrid-E. Frankfurt (7-3) maçında
da sahadaydı. 158 kez Real Madrid forması giyen Marquitos, 1971’de futbolu
bıraktı ve 2012 yılında 79 yaşında hayatını kaybettiğinde torununu Premier
Lig’de izlemişti. Baba Alonso 1959 Santander doğumlu. Dede Alonso’nun oynadığı
Real Madrid’de yetişti ama doğduğu şehrin takımı Racing Santander’de parladı.
Madrid’e tekrar döndüğünde adresi Real değil Atletico Madrid’di. Barcelona 1982
yılında bonservisini almak için 150 milyon pesetas ödediğinde rekor diye not
düştü İspanyol medyası. O rekoru birkaç hafta sonra kıran adam Baba Alonso’nun
6 katı fiyata Barcelona’ya gelen Maradona kırdı. Baba Alonso, Katalan kulübünde
kanatta forma giydiği yıllarda 11 sezonluk şampiyonluk hasreti sona erdi.
İngiliz teknik adam Venables’in favori forvet oyuncusuydu ama o görevinden
ayrılınca baba Alonso da kalmadı Barcelona’da ve tekrar Atletico Madrid forması
giymeye başladı. 1991’de futbolu bırakan ve teknik adamlığa başlayan baba
Alonso, son olarak 2008 yılında Endülüs ekibi Granada’yı çalıştırdı.
Babasını
tribünden izleyemeyen 1990 doğumlu Marcos Alonso, dedesinin efsane olduğu,
babasının yetiştiği Real Madrid’de futbola başladı. Los Galacticos 3 projesi
Ronaldo ve Benzema ile 2009 yılında start alırken, oğul Alonso kendini 19
yaşında İngiltere’de Bolton’da buldu. Fiorentina formasıyla Serie A’nın da
havasını yaşadı ama asıl patlamayı Chelsea formasıyla yaptı. Oğul Alonso, 28
yaşında milli formayı ilk kez bu hafta sırtına geçirdiğinde dede-baba-oğul
üçlemesi tamamlandı.