9 Eylül 2011

Inter'e Yar Olmayanlar

Onun döneminde Inter’de oynayan Türk futbolculardan dinlediklerim ve yıllardır okuduklarım... Massimo Moratti bir melektir. Forlan’ın Şampiyonlar Ligi’nde oynama ihtimali olmadığı bilmeden transfer yapan idari kadrosuna bile “Olur öyle” deyip, meseleyi kapatan bir patrondan bahsediyoruz. Kimse onları seçmiyor. Kimseye karşı da bir sorumluluğu yok. Inter yıllarca acı çekti ama Moratti ailesinden vazgeçmedi. 16 yıldır Inter’in başında Moratti. Bir zamanlar sol bekleri saymışlardı. Brehme, ondan 3 yıl önce gitmişti. Adam, 20’den fazla sol bek almıştı Inter’e. Üstelik bunlardan bir tanesi de futbol tarihinin en iyi sol beki Roberto Carlos...

İyileri, kazıklarlar... Moratti’yi de kazıkladılar. Ronaldo yıllarca revirde yattı, ayağa kalktığında Real Madrid’e gitti... Mourinho da öyle, Real Madrid’in adını duyunca arka kapıdan kaçtı... Son ihanet Leonardo’dan geldi. Milan’da olmamış Brezilyalı sezon sonunda yeni proje deyip Paris Saint Germain’in yolunu tuttu. Sadece Recoba’ya 10 yıl para ödemesi bile yeterli referans bu patron için. Maçlara Recoba formasıyla geliyordu, Uruguaylı’nın adam gibi oynadığı maç sayısı iki elin parmaklarını geçmedi...

Eto’o’ya gelen uçuk teklif, Kamerunlu’nun basit hesabı. 6 yıl Serie A’da eşofman giy-çıkar, maça çık yerine 3 yılda bu parayı Anzhi’de alırım dedi ve bavulunu hazırladı. Bu transferin ardından güzel bir onbire rastladım Moratti’nin 16 yıllık iktidarında Inter’den gidenler... Çok adam gitti ama şu onbire baktığında bugün sahaya çıksalar, Serie A’da zirve altına oynarlar bu halleriyle! Frey; Burdisso, Cannavaro, Silvestre, Roberto Carlos; Simeone, Pirlo, Seedorf; Eto'o, Ronaldo, Ibrahimoviç

Frey saçmasapan bir takasla takımdan yollanmıştı. Fransız kaleci yıllarca düşük profil çizdi, budizm tutkusu nedeniyle soyunma odasını karıştırdığı da söylendi ama kral kalecidir, Inter’e yar olmadı. Burdisso, Cambiasso’nun kankası. Çocuğu lösemi olduğunda Moratti, bir sezonu feda etti. Arjantinli futbola ara verdi. Bütün masrafları Inter karşıladı. Cannavaro, Calciopoli skandalının aktörlerinden. Luciano Moggi ile telefon görüşmeleri yayınlandı. Moggi, “Git Moratti’ye Inter’den gitmek istiyorum de” diyordu o kayıtlarda. Juventus kaptı, onlara da yar olmadı, Dünya Kupası’nın en iyi savunmacısı Real Madrid’e gitti Capello ile. Bir El Clasico’da direğe yapıştığını herkes hatırlar. Silvestre, Bergkamp, Henry gibi Serie A’da tutturamayanlardan... Roberto Carlos’u Real Madrid’e kaptırdılar, hala solbekte dikiş tutturabilen yok. Zanetti’nin ömrünü geçirdiği Inter’de vatandaşı Diego Simeone, iki sene kaldı. 1999’da Lazio’nun kasası kara para doluydu ve Almeyda, Crespo’lu kadroya gitti Simeone... Pirlo’nun Milan’a gidişi akıllara ziyandır. Lucescu’nun keşfi olan Pirlo’yu takasta çerez olarak Milan’a verdi Inter. 9 yıl Milan orta sahasında oynayan Pirlo, 3 Şampiyonlar Ligi finali gördü! Seedorf için Coco’yu alan Inter taraftarına yıllarca kafayı duvara vurdurmuştur. Maestro hala fırtına gibi esiyor. Inter’den gittiği sezon Milan ile -penaltıyı kaçırmasına rağmen- Şampiyonlar Ligi kazandı. Bu Seedorf için Ajax ve Real Madrid’den sonra üçüncü bir kulüple kazandığı Şampiyonlar Ligi kupasıydı. Eto’o’nun hikayesi taze. En az 3 yıl daha Inter forvetinde aslanlar gibi oynardı. Hesabı şaştı.

Ronaldo, iki büyük sakatlığa rağmen yıllarca “Fenomen” olarak tapıldı Milano’nun yarısında. İyi paraya sattılar ama Inter’den ondan istediğini hiçbir zaman alamadı. Onbirde olmayan Balotelli bildiğin çatlak... Milan forması giyip Inter taraftarını çıldırttı, bugünlerde eski hocası Mancini’nin beynine tecavü ediyor Manchester City’de. Son adam oynadığı her takımla şampiyonluk sevinci yaşayan Zlatan İbrahimoviç. Hikayenin sonu da o olmalı zaten... Barcelona soyunma odasına el bombası gibi düşen ve dönüşünde eski takımı Inter’in Serie A’daki 4 yıllık hükümdarlığına ezeli rakibi Milan’ın formasıyla son veren adam...

Serie A'da Yıllık Ücretler #1

La Gazzette dello Sport'un her sezon başında transfer dönemi kapandıktan sonra yayınladığı araştırma: Serie A'da futbolcuların yıllık net kazançları. Geçen sezonki rakamlarla karşılaştırmak isteyenler blog arşivindeki 5/12 Eylül 2011 haftasındaki postlara bakabilir....

8 Eylül 2011

Hafta Sonu Futbol

9 Eylül Cuma
20:30 Denizlispor-Göztepe / TRT SPOR
21:30 Augsburg-Leverkusen / TRT HD
10 Eylül Cumartesi
16:30 B. Dortmund-Hertha Berlin / TRT Haber & TRT HD
17:00 Sunderland-Chelsea / EPL TV
17:30 Eskişehirspor-Beşiktaş / Lig TV
17:30 Samsunspor-Gençlerbirliği / Lig TV 2
18:30 Konyaspor-Kasımpaşa / TRT SPOR
19:00 Real Sociedad-Barcelona / NTV Spor
19:30 Werder Bremen-Hamburg / TRT HD
19:30 Bolton-Manchester United / EPL TV & Lig TV 3
20:00 Manisaspor-Trabzonspor / Lig TV
20:00 Ankaragücü-Mersin İY / Lig TV 2
20:30 Bucaspor-K.Erciyesspor / TRT SPOR
21:00 Real Madrid-Getafe / NTV
23:00 Valencia-A. Madrid / NTV Spor
11 Eylül Pazar
13:00 Real Betis-Mallorca / Idman TV
15:30 Norwich City-West Bromwich Albion / Lig TV 3
16:30 Köln-Nuremberg / TRT Haber
17:30 Bursaspor-Kayserispor / Lig TV
17:30 K. Karabükspor-Sivasspor / Lig TV 2
18:00 Fulham-Blackburn / EPL TV & Lig TV 3
18:30 Rizespor-Gaziantep BŞB / TRT SPOR
18:30 Wolfsburg-Schalke 04 / TRT HD
20:00 İBB-Galatasaray / Lig TV
20:00 Antalyaspor-Gaziantepspor / Lig TV 2
20:30 Karşıyaka-Adanaspor / TRT SPOR
23:00 Espanyol-Athletic Bilbao / Idman TV
12 Eylül Pazartesi
20:00 Fenerbahçe-Orduspor / Lig TV
20:30 Sakaryaspor-Tavşanlı Linyitspor / TRT SPOR
22:00 QPR-Newcastle / EPL TV & Lig TV 3

* İtalya Serie A ve Fransa Ligue 1'i Türkiye'de yayınlayan kanal yok....

Forlan A.Bilbao'ya Gitseydi...

Alex Ferguson elbette ki her yatırım yaptığı futboldan verim almadı ama yeteneği keşfettiği ve kuyumcu ustalığıyla değerli taşı işlediğinin onlarca örneği var. Olan, oluyor bazen Ferguson’a yar olmuyor. Cristiano Ronaldo’nun en verimli çağında rekor ücretle satılmasının ardında elbette ki Rooney’in kadroda yer alması yatıyor. Forlan o kadar şanslı değildi Ada’da. Alt yapısında yetiştiği Penarol da ondan ekmek yiyemedi. Babası eski futbolcu, annesinin babası da Uruguaylı sağlam bir teknik adam ve eski futbolcu. Dedesinin oynadığı Independiente’de sivrildi. Ferguson onu Premier Lig’e getirdiğinde 21 yaşındaydı. Bugün keşfetmek için geç bir yaş. 10 yılda futboldaki değişimin de bir ayrıntısı sadece.

Manchester United’dan Athletic Bilbao’ya gidebilirdi! Bask kökenini (babaannesi Hondarribia doğumlu) ispat etmişti olmadı Villarreal’e imza attı. 38 maçta 25 gol ve gol krallığı. Daha ne olacak! Huyu buydu, bir iyi sezonun arkasına yatıyordu. Sözleşme bitmeye yakın da gaza basıyordu. Atletico Madrid’e transferinin olduğu tarihte sezonu 19 golle tamamladı. Fernando Torres’in bonuslarla birlikte 40 milyona Liverpool’a satıldığı transfer döneminde Atletico Madrid’in ona ödediği 21 milyon Euro için ben kazık notu düşmüşüm bloga. Yanılmışım elbette. Madrid’de yaptıklarına bakarsak fazlasıyla haketmiş bu bonservisi... İlk sezon 16 gol, ardından 32 gol, son iki sezonda ise sırasıyla 18 ve 8 gol. Atletico Madrid’in Avrupa Ligi’ni kazandığı sezonda 17 maçta, 15 kez ilk 11 ve 7 gol. Kun Agüero ile birlikte Atletico Madrid tarihinin en efektif forvet ikilisi olmayı başaran Uruguaylı 4 sezonda o kendisine çok yakışan kırmızı-beyazlı formayla 196 maça çıktı ve 96 gole imza attı.

Kariyerin diğer penceresinde ise 30’unda salladığı bir Dünya Kupası, unutulmaz goller ve yarı final var. Yetmedi, bu yaz da aynı kadroyla Copa America’yı kaldırdı. Forvetten bir adım geride, takımın beyni rolünü üstlenerek. Agüero sonrasında kadroda tutulması beklenen Forlan’dan çabuk vazgeçti Atletico Madrid. Bunda geçen sezonun ikinci yarısında soyunma odasını karıştırmasının da payı var. Teknik direktör Flores ile birbirleri hakkında pek iyi konuşmuyorlar o günlerden beri.

Eto’o o akıllara ziyan teklifi almasa Forlan’a Inter kapısı açılır mıydı, bilinmez. Zarate ile birlikte Milano kulübünün kapısından girdiler. Bazı oyuncular hep genç kalır, ben Forlan’a ne zaman baksam, 40’lık bir santrfor yüzü görürüm 7-8 yıldır. Inter bir de idari skandala imza attı. Forlan’ın haberi yok olan bitenden. Şampiyonlar Ligi kadrosuna eklediler ama UEFA; Atletico Madrid formasıyla 3. Eleme turunda oynadığı için Forlan’ı liste dışına attı. La Liga’da iki kez gol kralı olan Forlan, Serie A’da da bunu başarır mı? Inter’in oyun yapısı içinde ve rakip santrforlara da baktığımız zaman bu çok zor görünüyor. Peki neden Türkiye’ye gelmedi? 32 yaşında bir golcü hala üst düzey teklifler alıyorken ve 2014 Dünya Kupası kendi kıtasında yapılıyorken, gözden ırak olmak ister mi?

4 Eylül 2011

La Liga'daki Uçurum #3

6-7 yıldır tartışılıyor, daha da çok tartışılacak. La Liga'nın iki şampiyon adaylı bir lig olması. Geçen sezon La Liga'da Uçurum #1 ve La Liga'da Uçurum #2 satırlarından devam edeyim. Mart ve Mayıs 2010 tarihlerindeki yazılar sezon sonu yaklaştığından puan tablosunun ortaya koyduğu gerçeklerle ilgiliydi. Bu sezonun ilk haftasında Real Madrid deplasmanda altı atıp ardından Barcelona da ligin iyilerinden Villarreal'i beşleyince bu tartışma yine alevlendi. 20 gün önce Cnbc-e Business dergisinin Eylül ayı sayısı için yazdığım yazıda kullandığım bir tablo var. Yazının girişi bu linkte. Sevilla Başkanı Del Nido iki yıldır kazan kaldırıyor. Naklen yayın havuzundan gelen paranın adaletsiz dağıtıldığını savunuyor. Premier Lig ile karşılaştırıldığında (İtalya'da benzer büyük farklar var) Sevilla Başkanı haksız değil. Real Madrid ve Barcelona sezon başına 140 milyon alırken, şanpiyonluktan bahsedebilecek takımlar bir araya gelse ancak bir büyüğün aldığını alıyorlar. Del Nido'nun kendi takımının oynadığı lig için rezil demesi, ardından o takımdan gelmiş Sergio Ramos'un "Beğenmiyorsa gitsin başka ligde oynasın" deyip sonra da demedim demesi (!) İspanya'da bir sonraki yayın ihalesinin kanlı geçeceğinin göstergesi bunlar. Altlarındaki takımların en iyilerini manav tezgahından seçer gibi toplayan iki büyüğün -neredeyse- iki kapışmasının şampiyonu belirleyeceği bir lig neden 38 hafta sürer ki?

Raul-Inzaghi'siz
Şampiyonlar Ligi

1992-93 sezonundan bu yana oynanan Şampiyonlar Ligi’nde gol krallığının tepesinde Raul var. 144 maç 71 gol. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde yok. Nistelrooy, artık ikinci baharında, 51 gollü Henry, uzak diyarlarda, 48 gollü Shevchenko, Avrupa Ligi’nde forma giyecek. İlk 10’da gelecekte Raul’u geçebilecek iki adam elbette ki Messi ve Ronaldo. Messi, 57 maçta, 37 gol, Ronaldo, 71 maçta 28 gol attı. Raul’a göre Ronaldo’nun ortalaması düşük kalırken, en iyi ikinci ortalamayı yakalayan Messi de Nistelrooy’un 0.69 ortlamasının gerisinde...
En hazin hikaye ise İnzaghi’ye ait. Avrupa Kupaları’nda toplam 72 golü olan Raul’un sadece 2 gol gerisinde olan Inzaghi, Milan’ın Şampiyonlar Ligi kadrosuna alınmadı. Onun 3 gol gerisinde olan Shevchenko’nun bu sezon Inzahgi’yi geçme şansı var. Tüm zamanların listesinin kalanında ise ilk üçü şimdilik tehdit edecek adam yok.

Barça ve 3-4-3

Barcelona’nın yaş ortalaması Real Madrid’den daha fazla bu sezon. Jose Mourinho’nun son iki sezonda yaptığı transferler ve gönderdikleriyle bu ortalamayı rakibinin altına çekti. Fabregas transferi sonrasında nerede oynar sorusuna Iniesta ileri üçlünün soluna geçer, Inista, Xavi’nin yanına gelir görüşü ağırlıklıydı. Guardiola’nın tek derdi Fabregas değil. Thiago da onbiri sıkıştırıyor üstelik bir de Alexis Sanchez takıma katıldı. 20 yıl önce Guardiola’nın oynadığı ve Cruyff’un yönettiği Dream Team ile Villarreal maçına çıkan kadroyu karşılaştırmışlar İtalyanlar. Diziliş 3-4-3. Bu formasyonla açık verirler endişesi de vardı ama ligin en iyi takımlarından biri olan Villarreal’i de ilk hafta süpürdüler. İzlediğim ve hatırladığım kariyerleriyle Cruyff’un onbirinde bugünün Barça onbirindekinden daha yetenekli adamlar var bu grafikte. Keita mı Guardiola mı? Guardiola elbette. Ya da Busquets mi Koeman mı? Koeman ama oraya da Pique yerleşecek. Diğer karşılaştırmalar sizin keyfinize kalmış. Bakero mesela iyi ama bir İniesta değil... Sonuç, 3-4-3 ile ustasına selam çakan Guardiola, Barcelona’da bir gün Pique’nin önüne 5 orta saha, 4 forvet dizer, sonra da artık ne haliniz varsa görün deyip ayrılır memleketten...