7 Ocak Cuma
18:15 Katar-Özbekistan @ Eurosport 2
18:30 Beşiktaş-Sivasspor ?
20:00 Trabzonspor-Schalke 04 @ Euro Futbol
8 Ocak Cumartesi
14:45 Arsenal-Leeds United @ NTV Spor
15:15 Kuveyt-Çin @ Eurosport 2
17:00 Sheffield United-Aston Villa @ NTV Spor
19:00 Galatasaray-Hannover 96 @ Eurosport 2
21:00 Real Sociedad-Sevilla @ NTV Spor
23:00 Deportivo La Coruna-Barcelona @ NTV Spor
9 Ocak Pazar
13:30 Sampdoria-Roma @ TV8 & Lig TV (HD)
15:15 Japonya-Ürdün @ Eurosport 2
15:30 Man. United-Liverpool @ NTV Spor
16:00 Catania-Inter @ Lig TV (HD)
16:00 Milan-Udinese @ TV8 & Spormax (HD)
18:00 Leicester-Man. City @ NTV Spor
18:15 Suudi Arabistan-Suriye @ Eurosport 2
20:00 Real Madrid-Villareal @ NTV Spor
21:45 Napoli-Juventus @ TV8 & Spormax (HD)(Yorum)
22:00 Levante-Valencia @ NTV Spor
10 Ocak Pazartesi
15:15 Hindistan-Avustralya @ Eurosport 2
18:15 Güney Kore-Bahreyn @ Eurosport 2
22:00 Hercules-A. Madrid @ NTV Spor
7 Ocak 2011
5 Ocak 2011
Mutu ve Sayısız Becali
Chelsea'de kokainden 7 ay, Fiorentina'da sakatlık sonrası fazla kilolardan kurtulabilmek için Ocak 2010'da yasak madde sibutramin... İlk yarının ortasında döndü ama ne fayda... Mutu, bugün Fiorentina kampını terketti ve film koptu. Teknik direktörü Sinisa Mihajloviç ile fotoğrafta görünen eski bir vukuatları var ama bu ayrılığın sebebi ikilinin yaşadığı problemler değil. Fiorentina, Cesena'ya kiralamak istiyor iddiası da var, bir de bol miktarda Becali konuşuyor. Bu Mutu haberlerindeki Becali sayısını ben çözemedim. Hepsini birbirine karıştırıyorum zaten, başkan olan var, menajer olan var, yaşlısı var, genci var...
Lutu
"Kim?" diye sordum hani renklere aldanıp Raul diyen de oldu da, ben de fotoğrafla karşılaştığımda tanımamıştım. Maşallah pat diye geldi cevap: İonut Lutu... Yeni Maradonalar gibi yeni Hagiler de vardı bir zamanlar. Bu arkadaş o seriden... Galatasaray'dan yolu geçmişti. Çelimsiz biriydi. Rıdvan Dilmen'in kopyası demişti birileri geldiğinde. 3 ayda yalan oldu. 17 yılda 19 takım değiştirmiş. Tam bir futbol emekçisi. Şimdi Romanya'da olabilecek en alt kademede hala futbol oynuyor 35 yaşında. Kürkçü dükkanı da Uni. Craiova. Tam 5 kere girmiş bu kulübün kapısından. O zaman önce Lutu birazdan Mutu...
Flores Fenerbahçe'ye?
Gökhan Ünal gitti, Güiza zaten var ama yok, Semih için yolu sonu. Eldeki tek golcü Niang. O da ilk yarının ikinci bölümünde sakatlık sonrası kendine gelemedi. Fenerbahçe'ye bir santrfor lazım. O zaman bu menajerin dün verdiği röportajı* dikkate almak lazım. Udinese'de fazla forma şansı bulamadığı için ayrılmak isteyen Floro Flores'in menajeri Paolo Palermo dün "Fenerbahçe, beni İstanbul'a davet etti" dedi. Fenerbahçe'nin oyuncusu için yapacağı teklifi kabul edilebilir bulduğu takdirde taklifi Udinese tarafına da iletecekmiş. Flores 27 yaşında, iyi golcüdür.
* Palermo, conferma che domani incontrerà il Fenerbahce?
"Si, confermo. Andrò per una questione di cortesia, voglio capire di cosa si tratta. Pare che il Fenerbahce sia interessato. Se sarà così poi provvederò a mettere in contatto le parti, ovvero le due società".
Yukarıdaki satırların ardından bugünkü gelişme ilginç. Flores'in menajeri Fenerbahçe'nin oyuncunun kontratının sezon sonunda sona erdiğini sandığını ve ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu söylemiş... Şimdilik bu defter kapanmıştır. Belki yine açılır.
* Palermo, conferma che domani incontrerà il Fenerbahce?
"Si, confermo. Andrò per una questione di cortesia, voglio capire di cosa si tratta. Pare che il Fenerbahce sia interessato. Se sarà così poi provvederò a mettere in contatto le parti, ovvero le due società".
Yukarıdaki satırların ardından bugünkü gelişme ilginç. Flores'in menajeri Fenerbahçe'nin oyuncunun kontratının sezon sonunda sona erdiğini sandığını ve ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu söylemiş... Şimdilik bu defter kapanmıştır. Belki yine açılır.
Agüero=45 Milyon Euro
Simao'nun Beşiktaş'a gidişi sonrasında ilk maçta sahaya kaptan çıktı. 5 yıldır Atletico Madrid'de. "İyi Güney Amerikalı'yı artık 18'inde kapıyorlar"ın son yıllardaki en iyi örneği Sergio Kun Agüero, 157 maçta 60 gol attı. Sözleşmesini de resmen 2014 yılına kadar uzattı. Bu takımda kaldığı sürece muhtemelen şampiyonluk nedir öğrenemeyecek. La Liga'da şampiyonluk 10 yıllık vadede iki takım dışına gitmeyecek gibi duruyor. Agüero'nun bonservisinde 60 milyon Euro veren alır yazıyordu. Yeni rakam 45 milyon Euro...
4 Ocak 2011
Bir Başka Galatasaray
Bu hayat sırtımıza sırtımıza vururken ahlaklı ve onurlu kalmaya çalışıyoruz ya hani kimimiz... Çocukların boğazından geçeni kazanırken, yeni yetmeliğimizde anne-babanın verdiği harçlığı harcarken, bir kale direği kadar dik kalmaya çalışıyoruz ya bu topraklarda. Zengin olmaktan daha zor ve makbul olan da budur...
Futbol fena halde hayata benzer ya hani, Cristiano Ronaldo bu yüzden sevilmiyor işte... Hep bir sahte tarafı var değil mi? Sempatik dediğin Messi oluyor... İyi profesyonel, geceleri en fazla pizza yiyip, Playstation oynayan bir ergen... Taraftar da kendini ceza sahasında yer atanlar yerine formasını terden sırılsıklam olmuş adamlar görmek istiyor sahada. O biletin, o kombinelerin parası kolay kazanılmıyor. Hayata küstah doğmuş adamları kimse görmek istemiyor sevdiği formanın, armanın altında...
Ronaldinho'yu yollayan Barcelona'nın haklı sebepleri vardı. Adriano'dan vazgeçen Inter'in de. Onların futbol yeteneğini tartışan delidir de; yetenekten kime ne! Barcelona eğer Ronaldinho sonrası, Adriano gibi bir adama formasını giydirseydi Katalanların alayı ayaklanır, onun atacağı, attıracağı gollerden vazgeçerlerdi. Şimdi bu iki adamın da yolu aynı...
Kazım ve Galatasaray'ın hikayesi de budur. Bir kulüp zirvelerde de dolaşır, dibe de vurur... Bir takıma sevdalanmak, acıyı da gerektirir zamanı geldiğinde. "Yenilsen de yensen de"dir, "Yağan yağmurda ıslanmadık mı"dır taraftarlık. Bir duruş ister taraftar kulübünden; kupalar gelir, gider, asaletin yeter diye bağırdığında önce kendi inanmalıdır. Galatasaray'ın da yitirdiği budur...
Bir zamanlar Avrupa Gol Kralı olmuş Tanju Çolak'ı, tabanca ile poz verdi, Hülya Avşar ile aşk yaşadı diye kapının önüne koyma cesaretini gösteren kulüp, sadece Kazım ile değil, öncesinde aldığı kararlarla da "Bir Başka Galatasaray" olduğunu gösterdi bu ülkenin futbol tarihinde....
Menajerlik şirketine ortaklıktan dolayı federasyondan ceza alan Serdar Özkan ile o gün yollarını ayıramayan, rakibi haince tekme atan Barış Özbek ile yeni sezona giren Galatasaray'la, sezon başında disiplinsiz diye Keita'yı gönderen, otobüste güldü diye Misimoviç'e valiz toplatan Galatasaray aynı Galatasaray...
Ezeli rakibin formasının değerini bilmeyen ve kovulan Kazım'ı alan, resmi sitesinden transfer haberini iki gencin imza haberinin sonuna sıkıştırıp, utancından aynalara bakamayan Galatasaray da, işte bu Galatasaray! Lakin bu Galatasaray, 14 yıl şampiyonluk hasreti çeken, Sefer'ler, Fettah'larla tribünde ömür tüketen, yeteneği kısıtlı, ama adam Cüneyt Tanman'ı kaptan bilen taraftarın Galatasaray'ı değil...
Kaybeden bu Galatasaray değil! Kaybeden "Başka Galatasaray yok" diyenler... Başka bir Galatasaray var, varmış... Birileri bir başka Galatasaray yarattı. Bugün Kazım transferine isyan eden taraftar için acı olan, bu "başka Galatasaray", onların Galatasaray'ı değil... Ve takımsız ve sevdasız kalmak ne demektir; bunu işte kimse bilemez...
Futbol fena halde hayata benzer ya hani, Cristiano Ronaldo bu yüzden sevilmiyor işte... Hep bir sahte tarafı var değil mi? Sempatik dediğin Messi oluyor... İyi profesyonel, geceleri en fazla pizza yiyip, Playstation oynayan bir ergen... Taraftar da kendini ceza sahasında yer atanlar yerine formasını terden sırılsıklam olmuş adamlar görmek istiyor sahada. O biletin, o kombinelerin parası kolay kazanılmıyor. Hayata küstah doğmuş adamları kimse görmek istemiyor sevdiği formanın, armanın altında...
Ronaldinho'yu yollayan Barcelona'nın haklı sebepleri vardı. Adriano'dan vazgeçen Inter'in de. Onların futbol yeteneğini tartışan delidir de; yetenekten kime ne! Barcelona eğer Ronaldinho sonrası, Adriano gibi bir adama formasını giydirseydi Katalanların alayı ayaklanır, onun atacağı, attıracağı gollerden vazgeçerlerdi. Şimdi bu iki adamın da yolu aynı...
Kazım ve Galatasaray'ın hikayesi de budur. Bir kulüp zirvelerde de dolaşır, dibe de vurur... Bir takıma sevdalanmak, acıyı da gerektirir zamanı geldiğinde. "Yenilsen de yensen de"dir, "Yağan yağmurda ıslanmadık mı"dır taraftarlık. Bir duruş ister taraftar kulübünden; kupalar gelir, gider, asaletin yeter diye bağırdığında önce kendi inanmalıdır. Galatasaray'ın da yitirdiği budur...
Bir zamanlar Avrupa Gol Kralı olmuş Tanju Çolak'ı, tabanca ile poz verdi, Hülya Avşar ile aşk yaşadı diye kapının önüne koyma cesaretini gösteren kulüp, sadece Kazım ile değil, öncesinde aldığı kararlarla da "Bir Başka Galatasaray" olduğunu gösterdi bu ülkenin futbol tarihinde....
Menajerlik şirketine ortaklıktan dolayı federasyondan ceza alan Serdar Özkan ile o gün yollarını ayıramayan, rakibi haince tekme atan Barış Özbek ile yeni sezona giren Galatasaray'la, sezon başında disiplinsiz diye Keita'yı gönderen, otobüste güldü diye Misimoviç'e valiz toplatan Galatasaray aynı Galatasaray...
Ezeli rakibin formasının değerini bilmeyen ve kovulan Kazım'ı alan, resmi sitesinden transfer haberini iki gencin imza haberinin sonuna sıkıştırıp, utancından aynalara bakamayan Galatasaray da, işte bu Galatasaray! Lakin bu Galatasaray, 14 yıl şampiyonluk hasreti çeken, Sefer'ler, Fettah'larla tribünde ömür tüketen, yeteneği kısıtlı, ama adam Cüneyt Tanman'ı kaptan bilen taraftarın Galatasaray'ı değil...
Kaybeden bu Galatasaray değil! Kaybeden "Başka Galatasaray yok" diyenler... Başka bir Galatasaray var, varmış... Birileri bir başka Galatasaray yarattı. Bugün Kazım transferine isyan eden taraftar için acı olan, bu "başka Galatasaray", onların Galatasaray'ı değil... Ve takımsız ve sevdasız kalmak ne demektir; bunu işte kimse bilemez...