10 gündür güzel insan Murat Murathanoğlu dilimize doladı hepimizin.
Alakasız yerlerde söyler olduk:
Se-Se-Semih Erden.
Blok geldi faul dedi.
Bu gece Semih Erden'in blokuyla finaldeyiz.
"Blok geldi finaldeyiz dedi"
12 Eylül'ün 30. yılında alın size gerçek ihtilal.
Hayır'lı olsun memlekete.
11 Eylül 2010
Ronaldo-Arda-Gökhan Gönül
Her milli maç takvimi sonrasında her ülkede aynı kavga var. Teknik adamlar isyan ediyor, yönetimler tazminat istiyor. Milli takımdan sakat dönen oyuncular için büyük yaygara kopuyor. Bu sakatlıklara kısaca FIFA virüsü diyorlar İspanyollar. Ronaldo ile başlayalım. Milli maçlar öncesinde 3 hafta oynamayacağı açıklanmıştı Madrid'de. Portekiz, Euro 2012 elemelerine çok kötü başladı. Kıbrıs Rum Kesimi ile sahasında 4-4 ve deplasmanda kalecinin yaktığı maçta Norveç'e 1-0 mağlup oldular. Fatura da teknik direktör Carlos Quieroz'a kesildi ve en iyi 2. adamlardan biri bir kez daha birinci adamlıkta tutunamadı ve koltuğunu kaybetti. Quaresma da Beşiktaş'a adalesinde yırtıkla döndü. "Sakat" Ronaldo ne olduysa 48 saat içinde iyileşti ve Real Madrid'in Osasuna maçı kadrosuna alındı. Mourinho üstelik onbire de koydu vatandaşını. İngiltere'de de sezona uçarak giren Theo Walcott sakatlandı. 6 hafta oynamayacak.İtalya'da basit bir kural var. Milli maçtan sakatlık yüzünden affını istediğinde ilk lig maçında forma giyemiyorsun. Çok örneği yok ortada ama bizim futbolumuzda da zaman zaman milli formadan firar edenler oldu. Bir de ayağım kopsa da oynarım diyenler var. Arda ve Gökhan Gönül gibi.
Gökhan Gönül de Okan'ın parladığı maçta dinlendirilmişti. Omuzundan geçirdiği operasyonun ardından 3.5 ay geçmesine rağmen sıkıntısı sürüyor. Belçika maçında "İyiyim" dediğine göre maç kadrosuna aldılar. Hiddink de son 20 dakika oyuna sürdü. Gökhan'ın asisti Arda'nın golüyle kazandık. Galibiyeti getiren adamlar bu hafta sonunda televizyon karşısında olacak. İkisine de milli forma için ortaya yüreklerini koydular. Helal olsun...
Arda'ya Fellaini tekmeyi vurduğunda bağların ya esnediği ya da koptuğu ortadaydı. Sakatlık anı budur. İkinci yarıda oyuna devam edip aldığı bir risk yok. Burada karar oyuncudadır. Kopuk bilek bağlarıyla da o maç bitirilir. Arda'da 1-0 geride kapatılan maçta devre arasında ayağını yere basabildiği için devam etti. Sonuç en az 3 hafta yok. Kendi kulübü bir tarafa 8 Ekim'de Almanya maçına sağlam bir şekilde çıkarsa-3 hafta kondisyonunu 30 dakika geri götürür- ne ala..
Gökhan Gönül de Okan'ın parladığı maçta dinlendirilmişti. Omuzundan geçirdiği operasyonun ardından 3.5 ay geçmesine rağmen sıkıntısı sürüyor. Belçika maçında "İyiyim" dediğine göre maç kadrosuna aldılar. Hiddink de son 20 dakika oyuna sürdü. Gökhan'ın asisti Arda'nın golüyle kazandık. Galibiyeti getiren adamlar bu hafta sonunda televizyon karşısında olacak. İkisine de milli forma için ortaya yüreklerini koydular. Helal olsun...
Fox TV'de Sabaha Karşı Serie A
İspanya ve İtalya Ligi'nde birinci hafta oynadıktan sonra milli maç arasına girildiğinden kimse bu liglerin havasına giremedi. La Liga, NTV ve NTV Spor'da yayınlanmaya devam ediyor. Serie A'yı bu sezon almayan NTV Spor, iki ligin maç saatleri her seferinde çakıştığından muhtemelen bu kararı almıştır. Sadece Pazar günleri saat 16:00 maçları İspanya'dan farklı saatteydi. İtalya Ligi'ni sıkıcı bulan bir kitle var. Saygı duyalım ve devam edelim. Bu ligde oynayan, yeni gelen yıldızları sıralamaya gerek yok, herkesin ezberinde. Inter'in biri masada arka arkaya 5 şampiyonluk aldığı Serie A'da Mourinho'nun gidişi, Milan'ın İbrahimovic ve Robinho transferi, Roma'nın kadroyu koruması, Juventus'un dibe vurduğu yerden sil baştan yapması bu ligi yeteri kadar çekici yapıyor. Tribünleriyle ise hala kimse baş edemez. Serie A'nın yayın hakkı uzun süre boşta kaldı. İlk hafta başlarken de sessiz sedasız bir şekilde Fox TV'nin yayın hakkını aldığı öğrendik. İlk hafta bir maçı banttan sabaha karşı yayınladılar. Bu haftada Pazar öğlen laf olsun diye naklen yayınlanan bir maç var. Fox TV'nin reyting kaygısından dolayı Cumartesi ve Pazar akşamlarını Serie A'dan naklen yayınlara ayırmasını beklemiyoruz tabii. Müsade ederlerse bir soru soralım o zaman: Yayınlamayacağınız ligin yayın haklarına neden aldınız? Fox TV Spor Servisi'nden arkadaşlar bir cevap verirlerse memnuniyetle yayınlanırım...
10 Eylül 2010
Hafta Sonu Futbol
10 Eylül Cuma
20.00 Bursaspor – Eskişehirspor (LİG TV)
21.30 Hoffenheim – Schalke 04 (TRT 3)
11 Eylül Cumartesi
14.45 Everton – Man. United (SPORMAX)
16.30 Borussia Dortmund – Wolfsburg (TRT 3)
17.00 Arsenal – Bolton (SPORMAX )
17.00 West Ham – Chelsea (SPORMAX )
19.00 Kayserispor – Fenerbahçe (LİG TV)
19.00 Barcelona – Hercules (NTV)
20.00 Bursaspor – Eskişehirspor (LİG TV)
21.30 Hoffenheim – Schalke 04 (TRT 3)
11 Eylül Cumartesi
14.45 Everton – Man. United (SPORMAX)
16.30 Borussia Dortmund – Wolfsburg (TRT 3)
17.00 Arsenal – Bolton (SPORMAX )
17.00 West Ham – Chelsea (SPORMAX )
19.00 Kayserispor – Fenerbahçe (LİG TV)
19.00 Barcelona – Hercules (NTV)
19.00 Denizlispor – Çaykur Rize (TRT 1)
19.00 Konyaspor – Bucaspor (DIGI)
19.45 Ajax – Williem II (BEYAZ TV)
21.00 Real Madrid – Osasuna (NTVSPOR)
21.30 Beşiktaş – Ankaragücü (LİG TV)
21.30 Manisaspor – Antalyaspor (DIGI)
22.00 Lens – Lille (KANAL A)
12 Eylül Pazar
13.30 Brescia – Palermo (FOX TV)
19.00 Konyaspor – Bucaspor (DIGI)
19.45 Ajax – Williem II (BEYAZ TV)
21.00 Real Madrid – Osasuna (NTVSPOR)
21.30 Beşiktaş – Ankaragücü (LİG TV)
21.30 Manisaspor – Antalyaspor (DIGI)
22.00 Lens – Lille (KANAL A)
12 Eylül Pazar
13.30 Brescia – Palermo (FOX TV)
13.30 NAC Breda – Feyenoord (BEYAZ TV)
14.00 Lokomotiv Moskova – CSKA Moskova (SPORMAX)
18.00 Birmingham – Liverpool (SPORMAX)
22.00 Marsilya – Monaco (KANAL A)
22.00 Botafogo – Sao Paulo (SPORMAX)
13 Eylül Pazartesi
19.00 Kasımpaşa – Karabükspor (DIGI)
19.00 Trabzonspor – Sivasspor (LİG TV)
21.30 Galatasaray – Gaziantepspor (LİG TV)
14.00 Lokomotiv Moskova – CSKA Moskova (SPORMAX)
18.00 Birmingham – Liverpool (SPORMAX)
22.00 Marsilya – Monaco (KANAL A)
22.00 Botafogo – Sao Paulo (SPORMAX)
13 Eylül Pazartesi
19.00 Kasımpaşa – Karabükspor (DIGI)
19.00 Trabzonspor – Sivasspor (LİG TV)
21.30 Galatasaray – Gaziantepspor (LİG TV)
21.30 Gençlerbirliği – İstanbul BŞB. (DIGI)
22.00 Stoke City – Aston Villa (SPORMAX)
22.00 Stoke City – Aston Villa (SPORMAX)
9 Eylül 2010
Serie A'da Yıllık Ücretler 2010-11
La Gazzette dello Sport'un her sezon başında transfer dönemi kapandıktan sonra yayınladığı bir araştırma var. Serie A'da futbolcuların yıllık net kazançları. 20 takımın da 25 futbolcunun net kazançları gruplar halinde yayınlayacağım. Bu sezon İtalya Serie A'da 494 futbolcunun kazançları listeledi. Takımların alt yapısından gelen genç oyuncular toplam 802 milyon Euro yıllık ücret istatistiğine dahil edilmedi. En çarpıcı rakam elbette ki İbrahimovic'in kazandığı paranın Cesena'nın 25 kişilik kadrosunun toplamından fazla olması. Barça'da 12 milyon alan ve Milan'da 9 milyonu kabul eden İbrahimovic, 25 futbolcusuna 8.3 milyon Euro ödeyen ligin yenisi Cesena'yı tek başına yuttu.
Bizim büyüklerle bir karşılaştırma yapmak gerekirse, 1 milyon ve üzerine yıllık ücret ödeyen Milan, Inter, Juventus, Roma dışında sadece Lazio ve Fiorentina var. Kalan takımlarda bir milyon ve üstüne çıkabilen çok az sayıda oyuncu var.
Bizim büyüklerle bir karşılaştırma yapmak gerekirse, 1 milyon ve üzerine yıllık ücret ödeyen Milan, Inter, Juventus, Roma dışında sadece Lazio ve Fiorentina var. Kalan takımlarda bir milyon ve üstüne çıkabilen çok az sayıda oyuncu var.
Bu sezon İbra ve Robinho'nun gelişiyle birlikte oyuncularına ödediği toplamda Milan, Inter'i solladıç. Milan 130 milyon öderken, Inter 121; Juventus, 100, Roma ise 83 milyon ödüyor.
Listenin kalanıyla ise bir uçurum var. 5. sıradkai Fiorentina 41 milyon Euro ödüyor oyuncularına. İtalya'nın iki büyüğünün ödediği toplam yıllık ücretler, Barça ve Real Madrid'in ödediğinden düşük. İspanyolların açıkladığı rakamlar brütse hesaplar karışır elbette. Fotoda Serie A'nın mevkilerine göre en çok kazanan 11'i var. Şimdi sırada takım bazında yıllık ücret listeleri var.
7 Eylül 2010
Güiza'nın Vigo Günlüğü
Yetenekli olmak yetmiyor bu oyunda, iyi profesyonel de olacaksın. Mesela Recoba. Büyük yetenekti ama gamsızdı. Bir de kısıtlı yeteneğini, profesyonel yaşantısındaki disipliniyle dengeleyenler. Mesela Bülent Korkmaz.
Güiza uzun zamandır futbol esprilerinin aktörü. Kötü futbolcu desen kimse itiraz etmiyor. Lakin ben diyemiyorum. Güiza kötü, çok kötü profesyonel. Futbolculuğunu tartışmam bile. İspanya gibi bir ülkede milli takım düzeyine gelmiş bir oyuncunun yeteneklerini masaya yatırmak komik.
Güiza'nın geçen sezonun ortasından beri bir sakatlığı var. Aşil tendonunda bursit. İlerleyen vakalarda operasyon şart ama ilaç tedavisiyle de düzelme şansı var bu rahatsızlıkta. Güiza uzun zaman kesik kramponlarla oynadı, idmanlara çıktı, ağrı kesiciler çaresiz kalınca da idmanlardan kaçtı ve güçsüz kaldı. Ortada iki iddia var. Birincisi Daum'un operasyon isteğine hayır cevabı verdiği. İkinci ise İspanyol Milli Takımı ile Dünya Kupası'na gitme hayali kuran Güiza'nın o tarihte "Ameliyat olursam kadroya giremem" endişesi yüzünden bıçak altına yatmaktan kaçtığı ve bursitin ilerlediği...
Fenerbahçe ile sözleşmesi sürerken, Dünya Kupası'na da gitmemişken, neden ameliyat olmadığını kimse bilmiyor. Mantıklı açıklaması, ameliyat olursam transfer teklifi alamam endişesi. Bugün Güiza nerede? Vigo'da... Celta Vigo ve İspanyol Milli Takımı'nın doktoru Juan Jose Garcia Cota tarafından kesilmeyi bekliyor. Ne zaman sahalara döneceği meçhul. Fenerbahçe'de nasıl olsa maaşı bankaya yatıyor. Sezon sonunda bir yıllık sözleşmesi kalacak. 31 yaşında olduğundan ve 3 sezonu doldurduğundan onu almak isteyen kulüp, maksimum yıllık ücreti kadar teklif edecek Fenerbahçe'ye. Cevabı olmayan soru ise; Rubin Kazan kulübünün yetkilisi İstanbul'a kadar gelmişken Güiza'nın neden Ruslara satılmadığı?
Güiza uzun zamandır futbol esprilerinin aktörü. Kötü futbolcu desen kimse itiraz etmiyor. Lakin ben diyemiyorum. Güiza kötü, çok kötü profesyonel. Futbolculuğunu tartışmam bile. İspanya gibi bir ülkede milli takım düzeyine gelmiş bir oyuncunun yeteneklerini masaya yatırmak komik.
Güiza'nın geçen sezonun ortasından beri bir sakatlığı var. Aşil tendonunda bursit. İlerleyen vakalarda operasyon şart ama ilaç tedavisiyle de düzelme şansı var bu rahatsızlıkta. Güiza uzun zaman kesik kramponlarla oynadı, idmanlara çıktı, ağrı kesiciler çaresiz kalınca da idmanlardan kaçtı ve güçsüz kaldı. Ortada iki iddia var. Birincisi Daum'un operasyon isteğine hayır cevabı verdiği. İkinci ise İspanyol Milli Takımı ile Dünya Kupası'na gitme hayali kuran Güiza'nın o tarihte "Ameliyat olursam kadroya giremem" endişesi yüzünden bıçak altına yatmaktan kaçtığı ve bursitin ilerlediği...
Fenerbahçe ile sözleşmesi sürerken, Dünya Kupası'na da gitmemişken, neden ameliyat olmadığını kimse bilmiyor. Mantıklı açıklaması, ameliyat olursam transfer teklifi alamam endişesi. Bugün Güiza nerede? Vigo'da... Celta Vigo ve İspanyol Milli Takımı'nın doktoru Juan Jose Garcia Cota tarafından kesilmeyi bekliyor. Ne zaman sahalara döneceği meçhul. Fenerbahçe'de nasıl olsa maaşı bankaya yatıyor. Sezon sonunda bir yıllık sözleşmesi kalacak. 31 yaşında olduğundan ve 3 sezonu doldurduğundan onu almak isteyen kulüp, maksimum yıllık ücreti kadar teklif edecek Fenerbahçe'ye. Cevabı olmayan soru ise; Rubin Kazan kulübünün yetkilisi İstanbul'a kadar gelmişken Güiza'nın neden Ruslara satılmadığı?
Ahmet Bulut-Gil Marin-Jorge Mendes-Arda Turan& A. Madrid
Sıcağı sıcağına yazmak iyidir bazen de beklemek lazım. Bir adım geri çekilip, olayın aktörlerinin hepsi konuşana kadar bir köşede dinlemek lazım. Arda'ya Atletico Madrid'den gelen teklif ve olayın aktörleri için bugün birşeyler karalamak belki de gündem dışı ama bir geri dönüp bakalım:
Galatasaray Kulübü, Arda'ya Atletico Madrid'den faks yoluyla gelen teklife kadar geçmişte oyuncusuna resmi bir teklif yapıldığı yönünde bir duyuru yapmamıştı. Kabul edilmeyen, prensip olarak transferi düşünülmeyen oyunculara gelen tekliflerin kulüp sitelerinden duyurulması futbol dünyasında pek kullanılan bir yöntem değil.
Safiyane bakalım önce: Arda'nın menajeri Ahmet Bulut. Her menajer gibi oyuncularının yaptığı yeni sözleşmeden ya da bir başka kulübe imza atmasından hayatını kazanan bir zat. Faksın ortaya çıkmasından bir hafta önce Madrid'de olduğunu Vatan gazetesine verdiği demeçten biliyoruz. Atletico Madrid, Schalke 04'e Jurado'yu satmak üzereydi o günlerde. Pazarlıklar bittiğinde ortaya çıkan rakam 13 milyon Euro idi. Avrupa Ligi'ni ve Süper Kupa'yı aldıktan sonra Agüero ve Forlan'ı takımda tutabilmek bile Atletico Madrid için transferdi. Diyelim ki, Jurado gitti, 13 milyon geldi, Atletico Madrid yönetimi de transferin bitimine iki gün kala Avrupa Kupaları'nda oynatamayacağı Arda Turan için 11 milyon Euro teklif etti. Galatasaray-Atletico Madrid eşleşmesinin İstanbul ayağında Adnan Polat'ın Galatasaray Ada'sında ağırladığı kulüp başkanı Enrico Cerezo bu transfer teklifinde ortalıkta yok, faksta imzası da yok. Tanış olduğu bi kulüp başkanına resmi yazılı teklif öncesinde çok kolay ulaşabilir Cerezo. Faksın geldiği tarihte, Jurado'nun gidişi sonrası teknik direktör Flores'in "Hayır takviye yapmayacağız" açıklaması var medyaya. Transfer spekülasyonlarının kokusunu bizden çok daha iyi alan Madrid medyası da bu teklifi Galatasaray'ın yayınladığı fakstan öğrendi. Bu da ilginç!
Gelelim akla yatkın olana. Ahmet Bulut'u Galatasaray taraftarı Okan ve Emre'nin Inter'e transferinden iyi hatırlar. Beşiktaşlı İbrahim Kaş'ı da bedelsiz Getafe'yi götüren menajerdir. Ahmet Bulut, son olarak Quaresma transferinde ortaya çıkmıştı. Oyuncu Inter'in, menajeri Jorge Mendes. Peki Ahmet Bulut hangi sıfatla bu transferin içindeydi. Süper menajer denilen adamlar var bu futbol dünyasında. Rüştü'yü de Barça'ya götüren Pini Zahavi mesela. Onun da Türkiye temsilcisi vardı. Mourinho, Ronaldo ve Quaresma'nın menajeri Jorge Mendes de Ahmet Bulut'u adamı bellemiştir yüksek ihtimalle. Menajer marifetiyle büyük kulüpleri dolanan çok futbolcu var. Ahmet Bulut'un da bu türden sıkı ilişkileri olmadığından Arda için Jorge Mendes'i devreye soktuğu ortada. Peki ne oluyor? Atletico Madrid faksı Miguel Angel Gil Marin imzasıyla yolluyor. Marin, Jorge Mendes'in yakın arkadaşı. Atletico Madrid'in antetli kağıdıyla sağlanan ciddiyet, iki satırlık garip teklif olarak ulaşıyor Galatasaray'a. Rivayet odur ki Marin'den bu faksı geçmesini isteyen Jorge Mendes. Portekizli menajerden de isteyen Ahmet Bulut. İşin İspanya ayağında iki iddia var. Birincisi, Atletico Madrid'de Marin'in yaptığı bu usulsüzlüğün büyütülmemesi için Madrid merkezli medyanın haberin üzerine gitmemesi (Marca ayrı haber olarak gördüğü Arda'yı ertesi sabah gazetesinde Jurado haberinin dibinde iki satır olarak geçmişti ). İkincisi ise, olayı öğrenen Atletico Madrid başkanının hemen büyük bir röportaj verip, gündemi değiştirdiği. Jorge Mendes konuştu mu? Bilmiyoruz? Ahmet Bulut'un ise detaylı bir açıklamasını göremedik bu teklif vakası için...Son olarak Arda Turan'ın federasyon kayıtlarına göre sözleşmesi Haziran 2012'de bitiyor. Yine resmiyeti kanıtlanmamış bir durum var ki ortada, Arda'nın sözleşmesinin 2014 yılına kadar uzatıldığı ancak federasyona bildirilmediği. Bildirildiğinde federasyon da 2012'yi 2014 olarak değiştirir. Biz ortadaki 2012 gerçeğiyle bakalım. Bu sezon geride kaldığında Arda'nın düşeceği pozisyon Mesut Özil ile aynı olacaktır. Bir yıl sözleşmesi kalan futbolcuya ödenen paranın ne olduğunu ne olacağını, Toure; Barça'dan Manchestes City'e 30 milyona giderken, 15 milyon bonservis ödenen ve 5 milyon gibi yüksek ücretle tavlanan Mesut Özil örneğinde gördük...
Galatasaray Kulübü, Arda'ya Atletico Madrid'den faks yoluyla gelen teklife kadar geçmişte oyuncusuna resmi bir teklif yapıldığı yönünde bir duyuru yapmamıştı. Kabul edilmeyen, prensip olarak transferi düşünülmeyen oyunculara gelen tekliflerin kulüp sitelerinden duyurulması futbol dünyasında pek kullanılan bir yöntem değil.
Safiyane bakalım önce: Arda'nın menajeri Ahmet Bulut. Her menajer gibi oyuncularının yaptığı yeni sözleşmeden ya da bir başka kulübe imza atmasından hayatını kazanan bir zat. Faksın ortaya çıkmasından bir hafta önce Madrid'de olduğunu Vatan gazetesine verdiği demeçten biliyoruz. Atletico Madrid, Schalke 04'e Jurado'yu satmak üzereydi o günlerde. Pazarlıklar bittiğinde ortaya çıkan rakam 13 milyon Euro idi. Avrupa Ligi'ni ve Süper Kupa'yı aldıktan sonra Agüero ve Forlan'ı takımda tutabilmek bile Atletico Madrid için transferdi. Diyelim ki, Jurado gitti, 13 milyon geldi, Atletico Madrid yönetimi de transferin bitimine iki gün kala Avrupa Kupaları'nda oynatamayacağı Arda Turan için 11 milyon Euro teklif etti. Galatasaray-Atletico Madrid eşleşmesinin İstanbul ayağında Adnan Polat'ın Galatasaray Ada'sında ağırladığı kulüp başkanı Enrico Cerezo bu transfer teklifinde ortalıkta yok, faksta imzası da yok. Tanış olduğu bi kulüp başkanına resmi yazılı teklif öncesinde çok kolay ulaşabilir Cerezo. Faksın geldiği tarihte, Jurado'nun gidişi sonrası teknik direktör Flores'in "Hayır takviye yapmayacağız" açıklaması var medyaya. Transfer spekülasyonlarının kokusunu bizden çok daha iyi alan Madrid medyası da bu teklifi Galatasaray'ın yayınladığı fakstan öğrendi. Bu da ilginç!
Gelelim akla yatkın olana. Ahmet Bulut'u Galatasaray taraftarı Okan ve Emre'nin Inter'e transferinden iyi hatırlar. Beşiktaşlı İbrahim Kaş'ı da bedelsiz Getafe'yi götüren menajerdir. Ahmet Bulut, son olarak Quaresma transferinde ortaya çıkmıştı. Oyuncu Inter'in, menajeri Jorge Mendes. Peki Ahmet Bulut hangi sıfatla bu transferin içindeydi. Süper menajer denilen adamlar var bu futbol dünyasında. Rüştü'yü de Barça'ya götüren Pini Zahavi mesela. Onun da Türkiye temsilcisi vardı. Mourinho, Ronaldo ve Quaresma'nın menajeri Jorge Mendes de Ahmet Bulut'u adamı bellemiştir yüksek ihtimalle. Menajer marifetiyle büyük kulüpleri dolanan çok futbolcu var. Ahmet Bulut'un da bu türden sıkı ilişkileri olmadığından Arda için Jorge Mendes'i devreye soktuğu ortada. Peki ne oluyor? Atletico Madrid faksı Miguel Angel Gil Marin imzasıyla yolluyor. Marin, Jorge Mendes'in yakın arkadaşı. Atletico Madrid'in antetli kağıdıyla sağlanan ciddiyet, iki satırlık garip teklif olarak ulaşıyor Galatasaray'a. Rivayet odur ki Marin'den bu faksı geçmesini isteyen Jorge Mendes. Portekizli menajerden de isteyen Ahmet Bulut. İşin İspanya ayağında iki iddia var. Birincisi, Atletico Madrid'de Marin'in yaptığı bu usulsüzlüğün büyütülmemesi için Madrid merkezli medyanın haberin üzerine gitmemesi (Marca ayrı haber olarak gördüğü Arda'yı ertesi sabah gazetesinde Jurado haberinin dibinde iki satır olarak geçmişti ). İkincisi ise, olayı öğrenen Atletico Madrid başkanının hemen büyük bir röportaj verip, gündemi değiştirdiği. Jorge Mendes konuştu mu? Bilmiyoruz? Ahmet Bulut'un ise detaylı bir açıklamasını göremedik bu teklif vakası için...Son olarak Arda Turan'ın federasyon kayıtlarına göre sözleşmesi Haziran 2012'de bitiyor. Yine resmiyeti kanıtlanmamış bir durum var ki ortada, Arda'nın sözleşmesinin 2014 yılına kadar uzatıldığı ancak federasyona bildirilmediği. Bildirildiğinde federasyon da 2012'yi 2014 olarak değiştirir. Biz ortadaki 2012 gerçeğiyle bakalım. Bu sezon geride kaldığında Arda'nın düşeceği pozisyon Mesut Özil ile aynı olacaktır. Bir yıl sözleşmesi kalan futbolcuya ödenen paranın ne olduğunu ne olacağını, Toure; Barça'dan Manchestes City'e 30 milyona giderken, 15 milyon bonservis ödenen ve 5 milyon gibi yüksek ücretle tavlanan Mesut Özil örneğinde gördük...
5 Eylül 2010
Neeskens ve Floid
70'li yıllarda Johan Neeskens'in Barcelona'da oynadığı yıllardan bir reklam.Ürün Floid. Nedir bu Floid dedim tabii? 1930'dan beri üretilen bir traş sonrası losyonu. İspanya ve İtalya'da farklı versiyonları varmış. İspanyollar daha alkollü, daha sert olanını tercih ediyorlarmış. Hala da satılıyor. Fiyatı 17 Euro.