28 Mayıs 2010

Ortasını Buldular

Gel orta bir yerde buluşalım demiş Perez, Moratti'ye (bugün La Gazzetta'nın manşetinde Inter Başkanı: Sevincimizin içine etti diyor) 16 milyon Euro'luk tazminatı 8 milyona düşürdü Real Madrid. 8 milyon nedir ki Real Madrid için. Pazartesi günü Madrid'e gitmesi bekleniyor Portekizlinin. (Türkiye saatiyle 14:00'da medya karşısına çıkacakmış) Inter'de teknik direktörün kim olacağı ise büyük soru işareti. Capello, Hiddink, Mihajlovic, Guardiola Benitez, tonla isim var. Bir de güzel dedikodu. Kaka, Mourinho'nun gelmesinden dolayı rahatsız olmuş, Ancelotti'ye haber salmış. Chelsea'da Kaka sesleri diyebiliriz buna:). Bu da Madrid'in öteki tarafından. Atletico Madrid'in yeni sezon formaları

Euro 2016'ya Fransız Kaldık

* Euro 2016 adaylığı süresince emek harcayan herkese teşekkür etmek lazım öncelikle. En çok üzülen onlar olmuştur. Mevcut şartlarımızı cilalayıp sunabilmek kolay değildi.
* Kendi adıma kaybedeceğimizi biliyordum. Ülkesini tanıyan, Euro 2016 hakkında Avrupa medyasında çıkan haberleri biraz ucundan takip eden biri Fransa'nın bu finalleri götüreceğini bilirdi. Yanılmayı çok isterdim.
* Fransa'nın profesyonel reklamcılardan destek aldığı ortaydı. Getirdikleri eski futbolcular bile tek tek özenle seçilmişti. Zidane, Sagnol, Karembeu, Djorkaeff. Her renk, her ırktan... Biz ne Hakan Şükür'ü, ne Can Bartu'yu ne de Tugay'ı, Nihat'ı götürebildik....
* Fransa rakibinin kim olduğunu biliyordu. 2 gün önce İtalya çekilmek istediğinde Platini'nin bastırmasıyla oylamaya geldikleri söyleniyor. Kazanmamız için ilk turda 6-4-3 bekliyordum. Bu da finalde bir oya bakacaktı. Fransızlar bir oyla kazandığına göre onların da hesapları tutmadı. Son turda bu kadar zorlanacaklarını onlar da tahmin etmiyordu bence.
* Fransızlar, "güvenli ülke, ulaşım alt yapısı olan ülke, hızlı tren..." i ön plana çıkardılar. Bütün bunların altını çizerken direkt bizi hedef aldılar. Maalesef bu yumuşak karnımızdı.
* Platini iflah olmaz bir Fransız milliyetçisi. 2008'de Türkiye'nin gollerinden sonraki yüz ifadesini hiç unutmam. O günlerde, en azından tarafsız kalabilirdi. Onu bile başaramamıştı. UEFA Başkanlığı'na gelen bir adamın ülkesine bir Avrupa Şampiyonası hediye etmesi kadar doğal ne olabilir ki? Biz de her seferinde Senes Erzik'te kusur bulacağımıza, eski futbolcularımızdan UEFA'nın zirvesine oynayacak birilerini çıkartalım (!) Basketbolcu Lütfi Arıboğan, futbolu yönetmesin mesela!
* Keşke alabilseydik, güzel statlar, güzel yollar, hızlı trenler... 30 günlük futbol bayramından çok daha fazlasıdır Avrupa Şampiyonası. Olmadı. İnşallah, o dosyada yer alan her proje 2016'yı almışız gibi yürür, verilen sözler tutulur.

İtalya'nın Yorumcuları

Kaan Kural bugün bir bilgiyi paylaştı twitter'da: "ESPN kanalı, Dünya Kupası'na 300 kişiyle gidiyor". Ardından sordu: "Türkiye'de televizyonların spor servislerinde toplam bu kadar insan çalışıyor mu?" diye. Benim tahminim "Bunun ancak yarısı vardır" olur. İtalya SKY da 64 maçı HD naklen yayınlacak ve 24 saat yayın yapacak. Yorumcular arasında Zico da büyük transfer olarak gösteriliyor. Zico dışındaki görkemli kadroyu da sıralayayım: Hernan Crespo, Billy Costacurta, Marco Tardelli, Gianluca Vialli, Paolo Rossi, Beppe Bergomi, Massimo Mauro ve Zvonimir Boban... TRT'nin de ekibini büyük bir merakla bekliyoruz.

Roma İmparatoru Adriano

Bu arkadaşa İtalyan medyası "İmparator" lakabını uygun görmüştü ama kendisi bira göbeği yaptığından ve her fırsatta gidip Rio'da mobilete bindiğinden Inter Başkanı Moratti gibi melek bir adamın bile sabrını taşırmıştı. İmparator, şimdi başkente dönüyor. Roma İmparatoru da fena karvizit değil açıkçası. Inter'de Mourinho gitmiş, kadrodan bir iki adamı da yanına alacakken, Milan aynı tas aynı hamamken, Juventus bu kadar dibe vurmuşken, Roma gelecek sezon, bu yıl son nefeste kaçırdığı şampiyonluğu yine sonuna kadar kovalayacak gibi görünüyor. Elbette De Rossi başta olmak üzere kadroyu koruyup takviye yaparlarsa. Toni'nin takımda kalmayacağı kesin gibi. Adriano büyük aynı zamanda rizikolu transfer. Adam kafasına esip yine uçağa atlayıp ülkesine kaçarsa kimse şaşırmayacak. 6 Haziran'da Roma'da krallar gibi karşılanacaktır. Yıllık 3.5 milyon Euro'ya oynayacak Adriano.

Mourinho Gelirken

Porto'dan Chelsea'ye giderken Porto taraftarının ailesini tehdit ettiğini ve bu yüzden Şampiyonlar Ligi'ni kazandıktan sonra apar topar soyunma odasına gittiğini ve sevinemediğini söylemişti Mourinho, otobiyografisini kaleme alan gazeteci arkadaşına. Bu kez de benzeri bir ayrılık oldu. Santiago Bernabeu'da kupa sevincinde vardı ama Milano dönüşü San Siro'ya uğramadı. Şimdi ortada ödenmesi gereken 16 milyon Euro tazminat var. Madrid ödemeye yanaşmıyor. Inter tarafı da diretiyor. Bu yüzden Mourinho da Madrid'e ayak basamıyor. İş elbette ki sonunda çözülecek. Mourinho, Madrid'e gitmeden röportajlarla bombalamaya başladı. İki sene boyunca İtalyan medyasıyla kavga eden Portekizli şimdilik İspanyol medyasının röportaj isteklerinin hepsine cevap verip, sempatik takılıyor ama Barcelona ile bu sezon kanlı bıçaklı olacağı kesin! Daha sezon başlamadan, imzayı atmadan, Barcelona Başkanı Laporta'ya "Yalancı" dedi. Laporta da kaşınmış açıkçası. Medyaya Mourinho'nun oğlu Barcelona demiş Laporta. Mourinho da neyi cevapsız bırakmış ki! "Benim oğlum babasına 90 dakika küfür eden takımı tutmaz. Ben hangi takımı çalıştırdıysam o takımı tutar. Şimdi de Real Madrid'li demiş. İlk günden Real Madrid militanı kesilen Mourinho'nun sezon boyunca kenarda yapacakları kadar, Katalanlarla olan kavgası da tadından yenmez artık...

Pellegrini'nin Ardından

Madem ki tatil hayal oldu; not düşmeye devam. Manuel Pellegrini'nin Real Madrid'e vedası ve ardından söyledikleri gerçekten acı. Futbolun kara yüzü bu. İnsan okuduğunda oyuna olan sevgisini yitiriyor. Evet, Real Madrid sezonu kupasız kapadı. Hatta Kral Kupası'nda büyük bir rezalete de imza attı. Şampiyonlar Ligi'nde de 6 yıldır Nisan ayını göremedi. Bütün bunlar müzesine kupalar sığmayan bir kulüp için kabul edilebilir gibi değil. Bir fakat var ama. "Galacticos"cu Florentino Perez, başkanlığı döneminde 7 teknik adam değiştirdi. Bunlar arasında hakkı yenen bir Del Bosque vardır -ki adam hakketiği kartviziti cebine koydu ve G.Afrika'ya gidiyor- diğeri de işte bu kavruk adamdır. Şilili büyük iş başardı Real Madrid'de. Kaka'nın bütün sezonu sakat geçirdiğini kenara yazalım. Ronaldo'dan maksimum performans aldı, dönem dönem dünyada en iyi futbolu oynayan Barcelona'dan bile daha keyif verdikleri haftalar oldu La Liga'da. Her maça asıldılar, geriden gelip maç aldılar. Perez'i haklı çıkartan sadece bir tercih olabilirdi. O, oldu zaten. Mourinho'yu takımın başına getirmek, Pellegrini'nin işine son vermek için yeterli bir sebep. Yine bir "fakat" var ama. Pellegrini'nin görevden ayrıldıktan sonra söyledikleri. Ağustos ayından beri başkanla oturup konuşamamış, Perez bir kez olsun görüşünü almamış, bunu da geçelim, bu takımdan neden gittikleri sorgulanan Sneijder ve Robben için kalsın diye rapor vermiş Pellegrini. Kimse dikkate almamış. Rekor puanla ikinci olduğu sezonun ardından ona sahip çıkan ise Guti. Kalmalıydı diyor Guti. Neden? Mourinho röportajında "Guti'yi istemiyorum" diyor da açık açık, işte ondan. Pellegrini kariyerinde göremeyeceği bir rakama geldi Real Madrid'e. Gelecek sezonun parasını da giderken peşin alacak. Sezon boyunca gıkının çıkmamasının, medya onu parçalarken susmasının tek sebebi bu olmalı. Yoksa onun çapındaki bir teknik adam neden bu rezalete boyun eğer ki! Seviyoruz bu Real Madrid'i ama söylemek lazım: Boktan kulüpten ötesi!

25 Mayıs 2010

Bir İstanbul Masalı

Bana "Bir İstanbul Masalı" deseniz, "25 Mayıs 2005; Atatürk Olimpiyat Stadı" derim. Masalın bir parçasıydık o akşam. Ne böyle bir maç izledim; ne de bir daha izlerim diyerek çıkmıştım stadyumdan. Beş yıl geçmiş aradan... Tekrar izledim özeti. Ne garip; o gün masalın startını veren, santra noktasında topa ilk dokunan iki adam yıllar sonra Galatasaray'a gelmiş, geride kalan sezonda sakatlanıp, takımlarının kaderini çizmişler. Kewell o gün sakatlanıp erken çıkmıştı oyundan, bu sezon da yaşadığı operasyonun ilkini ertesi gün geçirmişti, zaten onbirde sahaya çıkması da Benitez'in bir sürpriziydi. Kewell kalsa oyunda Liverpool, Smicer ile nasıl 3-2 yapacaktı ki? 6 dakikada dünya tersine dönmüştü o gece İkitelli'de. "Asla yalnız yürümeyeceksin" diyen Liverpool taraftarından bir kısmı devre arasında stadı terketmiş, kupa törenini sonra Taksim'de izlemek zorunda kalmışlardı. Kadrolara bakıyorum şimdi, Milan'ın yarısı hala kadroda. Vefanın dozunu kaçıran kulüptür ya Milan! Dida, Nesta, Seedorf, Pirlo ve İnzaghi. Liverpool tarafında gemiyi terketmeyen iki bayrak adam kalmış bugünlere. Carragher ve Gerrard. Bir de teknik direktör Rafael Benitez...
"Bir İstanbul Masalı"ndan 3 gün sonra babam ölmüştü. Şimdi dönüp bakıyorum da geriye; bana bu masalın anlatıldığı tarihi hatırlatan, babamın gittiği sabah mı? Yoksa iflah olmaz bir futbolsever olarak ben babamın ölümü tarihini hep "Masaldan 3 gün sonra" diye mi hatırlıyorum? Ne soruya cevap bulabiliyorsun, ne de yokluğa...

Fabio Cannavaro

Bir defans oyuncusunun France Football'dan yılın futbolcu ödülünü alması zordur. O bunu başardı. Aynı yıl FIFA yılın futbolcusu ödülünü de kaldırdı. Oynadığı takım liginde son iki sezonun şampiyonuydu. Dünyanın hangi köşesine gitsen, en iyi onbire sol beke Roberto Carlos, stopere onun ismi yazılırdı. Fazlasını da yaptı. 2006 Dünya Kupası'na giderken peşlerinden skandal kovalıyordu. Turnuva bitecek, memlekete döndüklerinde skandalla yüzleşeceklerdi. Onlar kupayla döndüler. Kupayı ilk kaldıran da oydu. Fabio Cannavaro, kariyerinin son Dünya Kupası'na son şampiyonun kaptanı ünvanıyla gidiyor. Döndüğünde ise hazırlık kampına gidecek bir takımı yok Cannavaro'nun. Juventus, sözleşmesini uzatmayacağını açıkladı. Cannavaro artık başının çaresine bakmak zorunda. Yetiştiği kulüp aynı zamanda toprağı Napoli'de istemiyorlar onu. Muhteşem kariyeri boyunca Napoli'ye faydası dokunmadağındandır elbette. Parma'da Avrupa Kupası kaldırmış, bayrak adam olmayı başarmış bu adam, futbol tarihinde hep tartışılan bir isim olarak kalacak. İki kez yırttığı doping skandalı, Inter'de Juventus menajeri Moggi'nin emriyle huzursuzluk çıkartıp Torino'ya firar edişi, Calciopoli skandalı sonrasında Capello ile Real Madrid'e iltica etmesi ve Serie B'ye düşen takımını "satması". Sonra taraftarın istemediği kulübe geriş dönüş ve Juventus'un dibe vurduğu sezonda son nokta. Bir zamanlar Napoli'de top toplarken hayranı olduğu Ferrara onun son teknik direktörüydü. Juventus'u bu sezon beraber batırdılar. Gemiyi hep ilk terkeden adam gelecek seferde yok artık...

24 Mayıs 2010

Lig TV&Spormax'te Staj Fırsatı

Lig TV ve Spormax'te görev almak ister misiniz?
Gelecek sezon pek çok yenilik ve değişiklikle seyirci karşısına çıkacak olan Lig TV ve Spormax , futbola, televizyonculuğa meraklı en az bir, tercihen iki yabancı dili, ana dili gibi konuşabilen gençlere staj imkanı tanıyor. Kendinizi detaylı bir şekilde anlatan fotoğraflı CV'lerinizi murat.acikgozoglu@ligtv.com.tr adresine gönderebilirsiniz.

Okuduklarım

* Kadir Has Üniversitesi Spor İletişimi programındaki arkadaşlarla dün sabah beraberdik. İki saat boyunca Türkiye'de internet yayıncılığının geçmişi, spor medyası, bloglar üzerine bildiklerimi, deneyimlerimi paylaştım. Çıkardıkları dergiden haberdar mısınız? İkinci sayısı yeni çıktı. Bu linklerden birinci ve ikinci sayıya ulaşabilirsiniz.
* Dün Sabah'ın Pazar ekinde Yiğiter Uluğ'un efsane yazıları arasına katılan bu satırlarını okumayan kalmasın isterim. Bursasporlu bir babaya mektup
* İbrahim Altınsay ile yapılmış bir röportaj var Fever Pitch blogda İki bölüm halinde.

Materazzi'nin Tişörtü ve Cinayet

Finalin ikinci yarısına çıkarken soyunma odası tünelinde Mourinho'ya yanışmıştı. Zaten Inter'deki görevi fedailik. Ekstradan korumaya ihtiyacı yok takımın. İzlerken tahminim, skor garanti olursa beni oyuna alır mısın diye bağlama çekiyordu hocasına Materazzi. Öyle de oldu. Muhtemelen kariyerindeki son finalde oyuna girdi ama topa dokunamadı. Mourinho, finalden bir gün önce "Biz Bayern Münih gibi özel tişört yaptırmadık" diyordu. Doğru, yaptırmamışlardı. Materazzi hariç. Üzerinde Juventusluları hedef alan bir tişörtle geldi kupa törenine. Juventuslular 2006 yılındaki şampiyonluklarını geri istiyorlardı. Son dönemde calciopoli skandalına dair çıkan yeni kanıtlar seslerinin yüksek çıkmasını sağlıyordu. Materazzi'nin tişörtün de yazan "Bunu da geri istiyor musunuz?" Torino'da iki taraftarı aynı zamanda arkadaşı birbirine soktu. 60 yaşındaki Inter taraftarı, arkadaşı 63 yaşındaki Juventus taraftarını, bu tişört yüzünden çıkan kavgada öldürdü.

Şampiyonlar Ligi Finali: Kazananlar

Sezonun son maçı bitti, laptopu açtım, Inter kazansın istiyordum, Inter kazanmış, ağız tadıyla bir yazı yazacağım bloga. Laptop, sezon bitti ben de bittim dedi. Dizüstü dediğin, şimdi dizimin dibinde tamire gitmeye bekliyor. Şampiyonlar Ligi finali için tahmin postunda 584 kişi tahminde bulunmuş. Milito'nun golüyle 2-0 Inter galibiyetini bilen arkadaşlar: "ygt, enes, caner". Lütfen posta adreslerini yollasınlar. Önceki 3 tahmin postunda kazanan ve hala adresini yollamayanlar için de son hatırlatma. Posta arabası cuma günü kalkıyor.