11 Nisan 2009

Serie A Bitti

Geçen hafta tamamı Pazar'a kaydırılan Serie A bu kez de Paskalya yüzünden tek maç haricinde Cumartesi günü oynandı. Inter'in bu saatten sonra şampiyonluğu verecek halin yok da puan kaybettikleri haftada farkı açmaları da Mourinho'nun kısmeti. Juventus çok didindi ama Genoa deplasmanından çıkamadı. Genoa bu sezon bütün büyüklerin belalısı olmuştu. Bir tek Juventus'a diş geçiremişlerdi. Onu da listeye kattılar. Marasi'de ne güzel taraftar var bu arada. Motta'yı iki kere canlı seyretmiştim Barça yıllarında. Ronaldinho öncesi emekleyen Barça'nın büyük umutlarındandı ama sakatlıklardan kafasını kaldıramadı. Diz ameliyatlarının ardından bir adamın Juventus'u tek başına yıkacak düzeye çıkmasına ne demeli ki! Üstelik Milito'suz kazandılar. 3. golleri ofsayt ama 10 kişi Juventus da beraberliği bulduktan sonra gemileri yakmıştı. Juventus'un mücadelesine hayranım. Bütün sezon sakatlıklarla çok uğraştılar, gençler onbiri doldurdu ama bir yere kadar. Özellikle Sissoko'nun sezonu kapatmasının ardından zirve yarışında kalabilmeleri mümkün değildi. Buraya kadar geldilerse bunda Iaquinta'nın sazı eline almasının büyük payı var. Inter ile Juventus arasında puan farkı 10. Roma derbisinde tehdit işe yaradı. Lazio başkanı Lotito kaybedersek sezon sonuna kadar takımı kampa alacağım demişti. Marsilya Başkanı'nın ten rengi yüzünden elini sıkmayan bir adamdır. Yakardı da bence takımı. Lazio ne zaman kötü gitse Roma'yı çarpar zaten. (4-2) Roma derbisi için basit bir soru var aslında: Derbide kırmızı kart var. Kim görmüştür diye sorduklarında ben direkt Mexes derim. Yine atıldı. Siena'nın çıkışı devam ediyor. Reggina'dan sonra ikinci yolcu bugün de sahasında kaybeden Lecce. "Kabiliyetli" Donadoni ise siftah edemedi yine. Napoli, Atalanta ile golsüz berabere. Serie A bitmiştir, başka liglere bakalım... Messi galiba 'under' bahisi oynamış ki (!) 3. golü atmadı penaltıdan Huelva'ya. Ersen Martin de yarım metre geride olsa Barça'ya attığı gol ofsayt olmayacaktı...

Yeni Solskjaer

Geçen hafta uzatmadaki golüyle kahraman olmuştu Macheda. Hafta içinde La Gazzetta'da ilginç bir haber vardı. Macheda'nın facebook'da 500 arkadaşı var golden önce. 3 gün içinde 80 bin fanı oldu gazete asıl problem ise arkadaş listesinde Manchester United'lı futbolcuların gerçek hesaplarının kayıtlı olması. Macheda herkesi açığa çıkardı diyorlar. Mucize bir golün ardından demedim ama şimdi diyorum. Manchester United yeni Ole Gunnar Solskjaer'ini buldu. Sunderland'i kendi sahalarında son dakika golüyle yenmişlerdi. Yine zor olacağı belliydi Porto maçının ardından. Üstelik Ferguson rotasyon yapmak mecburiyetindeydi Portekiz yolculuğu öncesinde. Macheda oyuna girdikten sadece 46 saniye sonra galibiyet golünü attı. Liverpool'un bu maçtan önce işini bitirip, Manu'nun puan kaybetmesini beklediği bir öğleden sonraydı. Macheda'nın fiyatı bir hafta da kaç kat artmıştır acaba?

10 Nisan 2009

Kocaelispor 1 - Beşiktaş 3

Hangisini tercih etmek lazım? Meşhur Mustafa Denizli kısmeti mi; yoksa ilk yarı uyuyan takımını ikinci yarı değişikliklerle dirilten Denizli mi? Bu maç için de bu tanımı kullanacağım bir kere daha. Şampiyonluğu isteyen takımlar kadar şampiyonluğun istediği takımlar. Bu sezon bu takım Beşiktaş. Gaziantep deplasmanında da 2-0 geriye düşebilirlerdi ilk yarıda, 2. yarı maçı kopartmışlardı. İzmit'te o kadar şanslı değillerdi ilk yarı. Erken gelen golle yenik başladılar maça. Geçen hafta final gibi maçta Ankaragücü'den 4 yiyip neredeyse umut koşusunda başladığı yere dönen Kocaeli, Serdar Topraktepe altıpasın içinde topu havaya dikmese maçı kazanır mıydı acaba? Bu Beşiktaş için 2-0'dan da maç çeviremez demek mümkün değil. 60. dakikadan itibaren kabus gibi çöktüler. Yine 45-60 arasında Murat Hacıoğlu'nun yakın mesafeden auta attığı bir kafa var. Sonrasında devreye kalite girdi. Kocaeli düştü oyundan. Çöken sol kanatlarına neden bir önlem alamadılar diye sorgulamak bin tane dertle uğraşan bir takıma haksızlık olur. İlk yarı uyuyan Ernst dahil saldırı başlayınca, Serdar ancak 10 dakika daha skoru tutabildi, iki direk dibinden aldığı toplar da bir işe yaramadı. Yusuf'un ilk golde İbrahim'e attığı top, oyunu bitiren golü ve geçmiş haftalardaki skora direkt-endirekt katkısı yerinde bir transfer olduğunun göstergesi. Bobo'nun golü ise işte o şampiyonluğun istediği takım kısmeti. Rakipe çarpan top önüne düştü. O kupaya uzanmak için buna da ihtiyaç var tabii. Penaltı yoruma açık... Maçın tüm istatistikleri Beşiktaş'ın lehine, 3 puan da hakkıdır. Kocaeli taraftarı yine muhteşemdi. Gerçek bir deplasman yaşattılar Beşiktaş'a. Onların gittiği ligden Manisa'nın gelmesi tribüncüler adına talihsizlik. Beşiktaş bu maçta puan kaybı yapsaydı, derbide beraberliği iki teknik adam da göze alabilirdi. Hesaplar başka türlü yapılırdı. Şimdi Mustafa Denizli gerçekten de derbiyi uzanarak izleyecek... İskoç Ross'u kim buldu da Kocaeli'ne getirdi, merakımdır...

L'Equipe 20.000. Sayı

L'Equipe'nin 20.000. sayısı... Arşivlik...

L'ex Imperatore

Dünyanın herhangi başka bir kulübü çoktan kovmuştu onu. Inter başkanı Moratti ilginç bir adam. Recoba'ya da böyle kol kanat germişti. Adriano milli takımdan dönmedi, 10 gündür firarda. Bu kaçıncı vukuatı, hesabı yok. İtalya'ya dönmeyeceğim diyor şimdi, futbolu da bıraktım diyor. İtalya'daki baskıyı kaldıramamaktan şikayetçi. Yeteneklerinden dolayı ona İmparator lakabını takmıştı İtalyan medyası. Şimdi haberlerinde "ex-imparatore" diyorlar. Adriano, Inter'den ayrıldı diye "Adriano, Fener'e doğru" manşeti atacaklardır şimdi birileri. Kolay gelsin...

Hafta Sonu Futbol

10 Nisan Cuma
18.00 Manisaspor - Giresun (D SPOR)
19.30 Reading - Sheffield United (FUTBOL SMART)
20.00 Kocaelispor - Beşiktaş (LİG TV)
11 Nisan Cumartesi
13.00 FC Moscow - Spartak Moscow (SPORMAX)
14.00 Altay - Kasımpaşa (D SPOR)
14.45 Liverpool - Blackburn (SPORMAX)
15.15 Sivasspor - Antalyaspor (LİG TV)
16.00 İnter - Palermo (NTVSPOR)
16.00 Lazio - Roma (NTV)
16.30 Bayern Münich - Frankfurt (KANAL 24)
17.00 Sunderland - Manchester United (SPORMAX)
19.00 Hacettepe - Trabzonspor (LİG TV)
19.30 Stoke City - Newcastle United (SPORMAX)
20.00 Auxerre - Bordeaux (KANAL A)
20.45 PSV - Uthrecht (FUTBOL SMART)
21.00 Barcelona - Recreativo Huelva (NTV)
21.00 Benfica - Academica (SPORMAX)
21.30 Genoa - Juventus (NTVSPOR)
22.00 Rennes - St. Etienne (KANAL A)
23.00 Porto - Amadora (SPORMAX)
12 Nisan Pazar
13.00 CSKA Moscow - Lokomotiv Moscow (SPORMAX)
14.00 Boluspor - Kayseri Erciyes (D SPOR)
16.00 Aston Villa - Everton (SPORMAX)
17.30 Ajax - Williem II (FUTBOL SMART)
18.00 Bayer Leverkusen - Werder Bremen (KANAL 24)
18.00 Marseille - Grenoble (KANAL A)
18.00 Real Madrid - Valladolid (NTVSPOR)
18.10 Manchester City - Fulham (SPORMAX)
19.00 Galatasaray - Fenerbahçe (LİG TV)
22.00 O.Lyon - Monaco (KANAL A)

Baba&Oğul

Raul&Jorge Gonzalez

9 Nisan 2009

Barcelona'nın Pas Trafiği

Barcelona, Bayern Munih'i nasıl ezdi? Toplamda iki kat pas yaptılar. İsabetli paslar arasında 340 fark var! Aralarındaki top trafiği oyunu nasıl kurdurduklarının da göstergesi. Sağ ve sol içten top alan Xavi ve Iniesta'nın beklerle trafiği, Messi-Dani Alves ring hattına dikkat. Messi'nin kısa pas tercihleri de ortada. Ters kanattaki Henry ile bağlantısı, tek pası yok. Yaya Toure de iki stoperin taşeronu pozisyonunda. Bayern Munih'in en fazla pası tandemde! Savunmayı beceremeyen Lell de Ribery'e 9 top atmış. Gerisi sefalet...

Barcelona 4 - Bayern Münih 0

Camp Nou'da misafir takımın soyunma odasındaki kara tahtaya sezon başında bir teknik adam şunu yazmış: İlk 20 dakika çok önemli. Gol yemezsek oyunu dengeleriz. Aksi takdirde hepimiz maçtan sonra içmeye gidiyoruz. Ondan sonra o soyunma odasına gelen teknik adamlar da itiraz etmeyince bütün sezon o tahtada yazılı kalmış bu satırlar (!) Sürklase kelimesini bir maçı tarif etmek için dikkatli kullanmak lazım. Kimi maçlar vardır ki skor daha farklı olur, hezimet der geçersin ama sürklase! İşte budur. Bu sezon Barcelona maçlarını kaçırmayanlar hiç şaşırmamıştır elbette. Senaryo bildik, rakip daha ne olduğunu anlamadan skor 3-4 oluyor bu statta. Abidal dışında sakatların düzelip ideal kadrolarını yakalamış olmaları talihleriydi elbette. Puyol'a top toplatsan onu da yapacak, açığı o kapattı onun yerinde de Marquez. Grafite'den yediği o son golü unutamadan geldi Bayern Munih Barcelona'ya. Bir önceki turda iki maçta 12 gol atmış, oynadığı son maçta 5 gol yemiş bir takım. Lucio olmayınca dağılan defans bir de Lahm olmayınca Bruno-Demichelis tandemiyle rezil oldu. Lahm oynasaydı en azından çabukluğuyla ters kademelere girerdi.
İlk iki golün ara pasları karbon kopya. Sol bekin taça çıktığı, kademenin hak getire olduğu pozisyonlar. 2. de ayağından topu açtı dediğim Eto'o nasıl yaptı o gol vuruşunu! Barcelona'yı devirmenin yolu sahada ikinci bir topun olması. Adamlar sahadakini vermiyorlar çünkü. Bu Barcelona karşısında İspanyol milli takımı olsa Casillas da kurtaramaz o takımı. Xavi ve Iniesta'nın top dağıttığı alan rakip yayın çevresi. O bölgede 6 kişiyle hücum edebilen bir takım karşısında rakibin 4 ön liberoyla oynaması lazım sanki! Kaleci Butt'un sakatlığı sonrasında biraz tadı kaçan maç 3 ve 4. gollerle aslına döndü. 3. golde Henry'nin deparı Ferrari ise Oddo'nun ki ne markadır! Rezil etti yastaki İtalyanı. 4. golde V. Bommel'in Messi'ye gaddarlığı, yine onun ayağından Henry'ye asist oldu. Kaleciye üzüldüm, adam hem dört gol yedi üstün bir de façasını bozdular. Guardiola'yı çıldırtan ve onu tribüne yollayan Messi'nin verilmeyen penaltısında ben kararsız kaldım. Deli eden pas trafiğinde Hamit elbette ki çaresizdi. İkinci yarıya çıkmadığı da iyi oldu. Almanların ayakta kalan tek adamı Ribery oldu. Toni, AS 900 kamyon olduğundan fazla birşey beklememek lazım. Elbette ki Klose'nin sakatlığı da bellerini bükmüş.
İkinci yarı Star Tv akıl etseydi de Liverpool-Chelsea (1-3) maçına dönselerdi. Oranın patlayacağı belliydi Camp Nou'da artık iş içten geçmişken. Klasik skorları 6-0 olur mu diye bekledik zaten. Sabaha kadar oynasa bu Barcelona oturur seyreder bu oyunu seven. Bir taraftan da hainlik yapıyoruz ama! Kim yakışmıyor bu kadroya diyoruz. Marquez ve Keita'ya kafayı taktık. Gerrard'a bile yer bulamadık bu onbirde. Henry böyleyken Drogba'nın da üzerine çizdik. Sol kanada ise Ribery'i koyduk. %68'e 32 bitti topla oynama. Barça yarı finalde. Marquez'in sarısı komikti. Bu Barcelona, La Liga'nın sonuncusu Espanyol'a üstelik de bu sahada nasıl yenildi? İşte bunu kimse çözemeyecek... Unutmadan; Henry ve Eto'o'nun askeri selamı; evet, Bülent Uygun'dan araktır(!)

7 Nisan 2009

Milano Bitti Sıra Los Angeles'da

Bir zamanlar büyük paralar kazandırdığı Atalanta'ya dönmüştü. Bu adamın tribünlerle hep bir derdi vardır. Inter tribünlerine de gider yapmıştı. Atalanta taraftarıyla da papaz oldu. Futbol oynadığı yok tabii çokça sakatlık yüzünden. Lakin kral topçudur. Christian Vieri, Los Angels Galaxy ile pazarlık yapıyor. İşini biliyor, Milano'yu bitirdi sıra Los Angeles'ta... Öte yandan(!) Melissa Satta insan değildir...
Vieri ve formaları

6 Nisan 2009

Gaziantepspor 0 - Galatasaray 1

Milli maç araları sonrası takımları kaldıkları yerden mi devam eder; kötü giden, yaralarını mı sarar; iyi giden, tökezler mi? Bilinmez. Bilinen, Galatasaray'ın geçmiş haftalardaki performansıyla sadece bu akşam Antep'te değil; sezon sonuna kadar hiçbir maçın mutlak favorisi olmadığıydı. Soru, karşısında hangi Antep'i bulacağıydı? Fenerbahçe maçlarındaki performansı ve Trabzon'u deviren oyunu mu; yoksa Beşiktaş karşısındaki oynadığı ikinci yarı mı? Antep ilk 20 dakika dışında Beşiktaş maçının ikinci yarısındaki performansını tekrarladı. Galatasaray 4 resmi maçtır kazanamıyordu ve bu santra ile birlikte özgüven bunalımını bas bas bağırttı sahada. Golü buluna kadar! Antep de golü yiyene kadar Volkan Yaman'ın çökmeye müsait kanadını Mehmet Yozgatlı ile salladı ama son vuruşlarda yine beceriksizdiler. Galatasaray savunmasının topu gelişine değil de kontrol edip vurma tercihi gelecek maçlarda başına iş açabilir. 3 pozisyonda sektirdiler ama rakip yoktu. Baros'un golü harika elbette. Atağı başlatan Arda, asist Kewell'dan biraz da Antep savunmasından... 20-45 arası iyi futbol oynadı Galatasaray, iki farkı bulmakta fazla hovardaydılar. Sarı kart cezası sınırındaki Arda beyninin yarısını "ya derbide oynayamazsam"a ayırdığından özellikle ilk yarıda kaçak oynadı. İkinci yarıda ise bol bol sorumluluk aldı. Savunmada Volkan hariç, yine iyi performans sergiledi Galatasaray. Hakan Balta, Meira'yı hiç aratmıyor. Emre Aşık yine sarıyı gördü tabii. Sabri ise kendisinden beklenenden daha fazla isabetli orta yaptı. Ayhan pas trafiğinde bu kez daha az hata yaptı. Barış iyi ısırdı. Kewell yorulana kadar yine lord gibiydi sahada. Ümit Karan, ne yaptığını kendi de bilmiyor. Futbol oynamayı unutmuş. Sorunsuz bir Lincoln -o nasıl olacaksa tabii- maçı ilk yarıda bitirirdi final paslarıyla. Antep'in sol beki İsmail transferin gözdesi olur. Bekir'in aklı sahada değildi. Tabata yine sırtladı takımı ama ona ayak uyduracak adam yok. Zurita ve Hakan Bayraktar eksik kaldı.Gökhan Ünal'ın Antep şubesi Beto, Beşiktaş maçından sonra bu gece de takımını yaktı. . De Sanctis'in(Deprem Abruzzo bölgesinde, doğduğu kasabayı da vurdu) 4 net top çıkardığı; özellikle son dakikalarda Galatasaray kalesini meleklerin koruduğu bir 90 dakikaydı. Bülent Korkmaz'ın -Guardiola stili liseli kıyafetiyle- oyunu okuma problemi devam ediyor. 70'de forvet hattının pili bitmişken kenara gelen milli maç trafiğide olmayan Ümit Karan oldu. Arda ve Kewell ise dilleri dışarda son 20'yi oynadılar. Nasıl oynadılar, bir de onlara sormak lazım. Mehmet Güven'de ne buluyorlar, ben çözebilmiş değilim. Kaybetseler yarışa havlu atar, derbide şanslarını azaltırlardı. 5 sezon sonra kazandılar Antep'te. Lincoln derbide Ümit Karan'ı keser. İyileşen Mehmet Topal, Barış'tan formayı kapabilir mi? Sanmıyorum... Derbi anketi sağ kolonda...

5 Nisan 2009

Serie A'da Futbol Bayramı (!)

İtalyanların Udinese dışında Avrupa'da takımı kalmayınca, milli maçların ardından bu hafta bütün maçları Pazar'a programladılar. Adına da futbol bayramı dediler. Amaç Güney Amerika'dan gelecek futbolculara bir gün fazla dinlensin.. Naklen yayınlar için de maç saatlerini kaydırdılar. Öğle vakti Atalanta-Fiorentina ile başladı, şimdi Milan-Lecce maçıyla kapanıyor futbol bayramı. Juventuslular için ise kara gün. Chievo'şu Pellisier hat trick yaptı Torino'da ve Juventus 2 puanı yaktı. Yarın La Gazzetta, lig tarihinde Juventus deplasmanında hat trick yapan futbolcuların listesini yayınlayacaktır muhtemelen. Fiorentina kazanıp Şampiyonlar Ligi için önemli 3 puan aldı. Genoa, Milito'suz Reggina deplasmanından çıktı ve yine 4. lük kovalayan Roma da Bologna'ya geçti. Goller bir dizi sakat Totti'den (penaltıdan). Juventus takıldıktan sonra sahaya çıkan Inter, Udinese'de takılır mıydı? Bu kısmet olduktan sonra çok zormuş. İbrahimovic harika bir asist yaptı, Vieira atamadı, Isla kendi kalesine attı. Mourinho'nun 18'deki Cruz ve Crespo'yu kullanmaması ilginç. İbrahimovic'e en yakın adam Stankovic oynadı. Bir bildiği vardır elbet Adanalı'nın. Puan farkı 9 oldu. Puan farkı zaten son haftaya kadar 5-9 arasında gidip gelecek gibi duruyor. Fazlası da olmaz. Dibe vuran Lazio, derbiye yeni bir teknik direktörle çıkar mı acaba?

Gol Macheda Asist Alex Ferguson

Dün Liverpool'un son dakika golüne bugün Manchester United aynı şekilde cevap verdi. Hatta daha fazlası. Old Trafford'da Aston Villa son 10 dakikaya 2-1 önde girmişti. Önce Cristiano Ronaldo ardından Federic Macheda. 1991 doğumlu İtalyan forvet. Bir takımın teknik direktörün çalıştığı sene, futbolcusunun yaşından fazla olur mu yahu? Alex Ferguson ile hep oluyor bunlar. Fabregas ile ortak bir özelliği var Macheda'nın. İtalya ve İspanya'daki profesyonel imza için 18 yaş şartı ikisini de Premier Lig'e taşıdı. İngilizlerin bu şartı 16 yaşa indirmiş olmaları onlara transfer pazarında avantaj sağlıyor. Lazio'dan yetişen Macheda da 16 yaşında Manchester United'a imza attı. Tabii onu ta Roma'dan bulup çıkartan Alex Ferguson ve ekibi de bugün uzatmadaki golün asistini yapmış oldu bir nevi. Dün galiba Liverpool demiştim. Şampiyonluğu isteyen takım kadar şampiyonluğun istediği takım da vardır futbol tarihinde. Liverpool bu kısmeti bu sezon yakaladı. Man. United 2 mağlubiyetin ardından bu maçı da kaybetse eminim kıyamet kopardı bu akşam Liverpool publarında. Aslında kopmuştur da Macheda atınca...

Galiba Liverpool...

Gazetede Beşiktaş-Kayserispor maçının sayfalarının telaşı. Livescore'u açtım. Liverpool'u merak ediyorum. Dakika 90, 0-0 yazıyordu ekranda. Bir paragraf yazdım ve f5'e bastım. 0-1 oldu. Gol Benayoun. Liverpool galiba şampiyon olacak. Gol sevinci muhteşem. Tribünde sevinen ise Liam Neeson. Manchester United yarın Aston Villa ile oynuyor sahasında. Adı artık "Tuncay'ın takımı" olan Middlesbrough ise zor kurtulur...

Cazorla

Avrupa Ligleri'nde takım tutmuyorum, sevdiğim futbolcunun oynadığı takım kazansın der geçerim. Raul, Gattuso, Gerrard, Torres gibi. Geçen hafta İspanya maçlarını izlerken o çok sevdiğim futbolculara gereken pozisyon saydırırken buldum kendimi ekran başında. Hiçbiri sempatik gelmiyordu elbette benim ülkemin formasının karşısında. Torres bedava bir faul aldı, çileden çıktı. Lafı Cazorla'ya getireceğim. Geç vakitte işten döndüm. Villarreal, Almeria deplasmanında 3 yemiş. 35 dakikada bitmiş maç. Nihat kulübede kalmış. Cazorla'nın fibula kemiği kırılmış. Sezonu kapadı. Konfederasyon kupasını da kaçıracak milli takımla. Bir hafta önce salladığım(ız) adamlardan birine üzüldüm gecenin bir vakti...