31 Ocak 2009

Porque hay cosas que nunca se olvidan

Porque hay cosas que nunca se olvidan (Çünkü asla unutmadığın şeyler vardır) 12 dakikalık kısa film. Yönetmen Lucas M. Figueroa. Fabio Cannavaro ve eski Valencia'lı Amedeo Carboni var. Buradan izleyebilirsiniz. Hiçbir karesi yabancı gelmeyecek...

Julien Faubert Real Madrid'de

Yetenekli olacak, genç olacak, Şampiyonlar Ligi'nde oynayabilecek, sağ açık olacak. Real Madrid'in bu aramayı yapabileceği bir veritabanı elinde yok. Nereden anlıyoruz bunu? Tranfer biterken kapıldıkları telaştan, Julien Faubert'in imzasıyla çıktılar. Bordeaux'da çok sevilen oradan West Ham United'a giden Faubert ağır sakatlık geçirmişti. Beklenen çıkışı yapamadı. Yattara'ya da 1.5 milyon euro teklif eden Real Madrid, Fransızı aynı rakama kiraladı. Satın almak isterse 6 milyon euro daha ödeyecek. Zola iyi kazıklamış İspanyolları. Madrid medyası ise bardağın dolu tarafına bakıyor(!) Cannes-Bordeaux-Madrid: Zidane'ın geçtiği yollar bunlar diyorlar. Ayıp ediyorlar. Faubert Santiago Bernabeu'nun Recaro koltuklarını sevecek mi bakalım? Ramon Bey ne iş?

30 Ocak 2009

Hamburg 1 - Bayern Munih 0

Naklen yayına santra düdüğünden birkaç dakika önce giren kanalları seviyorum. Bundesliga'nın ihtişamını seyrediyorsun. Maç öncesi tünelden görüntüler, tribünler... Sezon sonunda Bayern Munih'e gidecek olan Olic'in kadroda olmaması Hamburg'un tasaruffu mu yoksa federasyonun bir kuralı mı bilmiyorum. Onsuz harika oldu; o da olsa nasıl bir maç olurdu acaba? Bayern Munih devreyi 35, Hamburg 33 puanda kapatmıştı. Almanca bilmediğimden bu ligin arka planını takip edemiyorum yeri gelmişken işin ustasını işaret edeyim. Bundesliga'yı Borges'ten okuyun, eminim bu maçı da yazacaktır. Hamburg ilk yarının büyük bölümünde boğdu rakibini. Petric ile devrenin bitimine bir kala golü buldular. İkinci yarı doğal olarak çekildiler ve Bayern Munih'in gelmesine izin verdiler. B. Munih'e karşı kapanmak da herkesin harcı değil. Toni-Klose gibi iki kafa topu canavarının indirdiği toplar, Ribery'nin serseri mayınlığı savunmada konsantrasyondan çok daha fazlasını gerektiriyor. İlk yarıda Toni'nin verilmeyen golüne ne düdük çaldılar, ben anlamadım, spiker de anlamadı. İkinci yarı topun Bayern Munih'i sevmediği ilk çeyrekte çıktı ortaya. Neler kaçtı neler! Çizgiden çıkartılan toplar, kaleciden sekenler, iki metreden auta vurulanlar. Hamburg okutmuştu kaleyi. Güzel oldu, sevdiğim takım kazandı. 36 puan yapıp liderlik koltuğuna oturdular...
Borges'in Ernst analizi

5 Saatin Ardından

Nadal-Verdasco: (6-7, 6-4, 7-6, 6-7 y 6-4)

Ara Transferler 2009

Ara transfer döneminde 6 ligin gelen- gidenleri bu linklerde...

Git ve Dönme

Eylem planı: Git ve dönme: Bozburun/Marmaris...

Raul ve Di Stefano

100 yıllık kulübün son 50 yılının hikayesinin başını ve sonunu yazan adamlar bunlar. Di Stefano ve Raul. Di Stefano 396 maçta 307 gol attı. Raul'un ise 682 maçta 306 golü var. Bu hafta olmadı gelecek hafta Real Madrid tarihinin en çok gol atan futbolcusu olacak. Di Stefano der ki: "O Santillana değil. Takımına çok daha fazla yardım eden santrfor"

Carles Puyol ve Babası

Gole en fazla sevinen adam. Carles Puyol. Maçı seyrederken aklıma geldi. Blog yokken hakkında not düşmüşüm. 4 Kasım 2006 tarihinde:
"Barcelona'nın kaptanının babası dün öğleden sonra nerede olur? El Corte Ingles'de alışverişte? Marbella'da golf mü oynar? Dünya turundadır; Tokyo'ya az önce mi inmiştir? Lebiderya evinde, dizlerinde battaniye; kitap mı okur? Diagonal'de yürüyüşe mi çıkmıştır? Şehir kulübünde briç masasında ayakları mı uyuşmuştur? Barcelona kaptanının babası dün öğleden sonra nerede olur? Oğlu Deportivo La Coruna maçı için El Prat'dan takımla havalandığında bir iş makinesinin üzerinde de olurmuş. 56 yaşındaymış. İş kazası. Puyol, La Coruna'ya indiğinde "baban öldü" demişler. Barcelona'ya 200 km uzaklıkta Puyol ve kardeşi Putxi'nin doğup büyüdüğü yerde. Babalar hep ölür. Milyon dolarların da olsa ölür..."

Barcelona 3 - Espanyol 2

Barça'nın 5000. golü post'unda hata benim, tüm zamanların sandım dikkatsiz okumada, lig tarihi boyunca attıklarıymış. Bir pardon gerekli. Hatayı kopyalayanlar da bir zahmet düzeltsin. (blogdaki postları (kimi zaman iki yıl öncesinden) foto ve metniyle alıp kendi bloguna post diken arkadaşlar üşümüyor mu) 5000 için hafta sonunda Racing Santander maçını beklemek lazım.
Saygı duruşundan başlarsak... Numancia maçında o eşsiz müzik eşliğinde hayran olunacak bir saygı duruşu vardı. Bu gece şaşırttılar. Eski federasyon başkanı Pablo Porta için yapıldı saygı duruşu ve bayağı çatlak sesler vardı Nou Camp'da. Yalçın Çetin canlı yayında Franco döneminde başkandı deyince aklıma yattı bu yuhların sebebi ama şimdi araştırınca öyle olmadığı görünüyor. Pablo Porta 1975-1984 yılları arasında başkanlık yapmış. Franco'nun ölüm yılı da 1975. Neyse mutlaka bir bağlantısı vardır devrin yönetimiyle bu yuhların. Maça gelince. Barça, Eto'o, Iniesta kulübede, Henry tribünde başladı Barça. Kalede Pinto vardı. Doğan görünümlü Şahin gibi bir 11 işte. Tamudo'suz Espanyol olur mu? Olunca böyle oluyor. Düzenli ordu ile gerillanın maçına döndü. Barça efendi gibi organize ataklarla üçledi ardından Espanyol'un sniper'ları çıktı meydana. İki tane uzaktan çaktılar. Guardiola baktı olacak gibi değil, iş ciddiye biniyor yerim rotasyonu dedi ve Eto'o-Iniesta'yı aldı oyuna. Skor 3-2 olunca Nou Camp'da son dakika kadar acaba ile seyrettiler tribünler maçı. Barça yarı finalde... Maçın ilginç notu ise Katalunya'da anlaşmazlık yüzünden televizyon maçı naklen yayınlamadı. Biz seyrettik, onlar izleyemedi(!)

29 Ocak 2009

Şampiyonlar Ligi ve Europa League

Şampiyonlar Ligi 2011 yılı finali Londra'da, Wembley'de. 2012 ise Münih Allianz Arena'da oynanacak. 2009 Roma'da 2010 Madrid Santiago Bernabeu'da hatırlatması yapayım UEFA Kupası ya da gelecek sezonki adıyla Europa Leauge finallerine geçelim. 2011 finali İrlanda Cumhuriyeti'nin oldu. Dublin's Lansdowne Road'da oynanacak. 2012 finali ise Romanya Bükreş'te National Stadium'da. UEFA 2009'u hatırlatmaya gerek yok elbette. 2010 Europa League finali Hamburg Nordbank Arena'da oynanacak. 3 yıllık vadede ne İtalyan ne de Fransızlara kupa finali yok. Stadları yenileyin gelin demek bu...

Eski Zamanlar

France Football/17 Ocak 1989
Shoot/ 14 Haziran 1986

Barcelona vs. Espanyol

Akşam İspanya Kral Kupası'nda 0-0 biten Espanyol-Barcelona'nın rövanşı var Nou Camp'da. Barcelona bu sezon iki maçta gol atamadı. Ligin ilk haftası Numancia deplasmanı ve bu turun ilk maçında. Espanyol geçen sezon ligde 0-0 ile dönmüştü. Barça turun ilk maçına yedek kadroyla çıktı. Bu akşam aslarla oynayacaklar. Sport gazetesi gazı vermiş. 2006-2007 sezonunda Real Madrid burun farkıyla şampiyon olurken, Espanyol ezeli rakibine Nou Camp'da 2-2 ile yoluna taş koymuştu. İntikam soğuk yenir diyecekler muhtemelen Barça kazanırsa. 5000. gole 2 var. 22:30 TRT 1 naklen veriyor. Yalçın Çetin anlatır inşallah...

Barcelona

Bu sezonki Barcelona'yı uzun uzun anlatmak yerine; bazen tek kare fotoğrafla anlamak lazım...

Arsene Wenger Akıllı Ol

18 Aralık 2007'de blogda hakkındaki başlık "Bir Tıp Desen Artık". Aradan 13 ay geçti, değişen birşey yok. Bülent Uygun haftanın yedi günü konuşuyor. Evet ifade özgürlüğü var da; Türk futbolunda bir benzeri de yok. Sivas'ta yerel medyayı, ajans muhabirini alıyor karşısına; her gün basın toplantısı. Editör diliyle, 8-10 bin vuruş. Sorun, dün söylediğini, bugün de tekrar edip yarın da yeni birşeymiş gibi ifade etmesi. Dön, dolaş, aynı yere geliyorsun (#2) ama bugün yenilik (Wenger) var. Galatasaray lig maçından sonra Pazar günü İstanbul'da bütün kanalların stüdyolarını dolandı. Bizim Emre'nin dediği gibi "Abi, hızını alamayıp Yemekteyiz'e de katılır." Bugün yine konuşmuş, Arsene Wenger'e (#1) haddini bildirmiş. Susma sustukça sıra sana gelecek diye mi uykuya dalıyor, nedir? Artık neyin sırası gelecekse kendisine; susmuyor işte (!) Bu şovenizm hırkasını sırtından bir çıkarsa artık. Sofrasından katı gıdaları eksik etmesin, bugünlerde bol bol su(s) içsin tavsiyesinde bulunuyor, Arsene Wenger'in Bülent Uygun'a vereceği cevabı da(!) en kısa zamanda yayınlamaya söz veriyorum...

(#1) "Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger, 1 milyar dolarlık takıma sahip olacak ve gelecek Sivasspor'u 3-0, 4-0 ya da 5-0 yendiği zaman dünyanın en büyük hocası olacak. Gelsin, Sivasspor ile beraber Arsenal'i 3-0, 5-0 yensin o zaman ben ona (dünyanın en büyük hocası) diyeyim. Buraya gelsinler, çalışsınlar da onları o zaman göreyim. Türkiye'de o kadar yetenekli hocalarımız var ki. Zaten Türk insanının geninde başarı ve yetenek var. Ama kendi kendimizin farkında değiliz. Yabancı hayranlığına bir tutulmuşuz gidiyoruz. Tutulup gidenler yolunuz açık olsun. Yeni nesil, bunu değiştirecek. Biz Türkler, dünyanın en iyileriyiz. Kalbimizde sevgi var, yeter ki en iyi olduğumuzu bilelim."
(#2) "Futbol oynarken askerdim. Teknik direktörlüğe soyunduktan sonra hür general olduk. Hür general bir Yaşar Paşa var, bir de ben varım. Artık generalliğe yükseldik."

Panucci'nin Gözü Kaldı

Bu tam bir gözü kaldı vakası(!) Roma'da Panucci, onbire giremiyor diye arıza çıkarmıştı. Giderim diye de tehdit ettik teknik kadroyu. Marco Cassetti oynuyor sağ bekte. Dün Palermo maçında sakatlanmış. Sezonu kapadı diyorlar. Panucci'nin ettiği tonla laftan sonra şimdi İtalya'da Roma kulübünün de oyuncunun da duruşu merak ediliyor. Bakalım yollayacaklar mı? Tabii bu takımda geldiğinden beri Küçük Emrah'ı oynayan Cicinho da var...

Haftasonu Futbol

30 Ocak Cuma
21:30 Hamburg - Bayern München > Kanal 24
31 Ocak Cumartesi
13:00 Kartalspor - Kasımpaşa > D Spor
13:30 Kayserispor - Sivasspor > LİG TV - HD
14.45 Stoke City - M.City > SPORMAX - HD
16.00 Ankaraspor - Trabzonspor > LİG TV - HD
17.00 Middlesbrough - Blackburn > SPORMAX
19.00 Denizlispor - Galatasaray > LİG TV - HD
19:00 Napoli - Udinese > NTV Spor
21:30 Juventus - Cagliari > NTV Spor
21.45 Benfica - Rio Ave > SPORMAX - HD
23:00 Numancia - Real Madrid > NTV
01 Şubat Pazar
13:00 Manisaspor - Malatyaspor > D Spor
15.30 Newcastle - Sunderland > SPORMAX - HD
16:00 Inter - Torino > NTV
16:00 Inverness - Celtic > Futbol Smart
17.00 Fenerbahçe - G.Antepspor > LİG TV - HD
18.00 Liverpool - Chelsea > SPORMAX - HD
18:00 Racing Santander - Barcelona > NTV Spor
20.00 Beşiktaş - Antalyaspor > LİG TV - HD
20.00 Belenenses - Porto > SPORMAX - HD
21:30 Lazio - Milan > NTV Spor
02 Şubat Pazartesi
20:00 Karşıyaka - Altay > D Spor
22:00 Avrupa'dan Futbol/M.Ö&B.T> LİG TV

Yattara&Real Madrid #2


Marca'nın 10 ve 11. sayfası bugün Yattara'nın. İlk 8 sayfa da Nadal var! Haberi yazan Aragones&Fener bombasını patlatan Jose Felix Diaz. Türkiye bağlantıları iyidir. 2 gündür bizde Yattara'nın gece hayatı yüzünden bardağı taşırdı haberleri çıkıyordu. Yattara'nın ismi Real Madrid sağ kanadına alternatifler listesinde daha önce de yer aldı. Valencia için Wigan 20 milyon istediğinden o işi bitiremediler. Yattara haberi hortladı. Aragones de yorum yapmış: Ronaldinho'ya benziyor demiş. Futbolu mu özel hayatı mı onu anlamadım tabii(!). Adamlar bizi ligi izleyemediğinden, tanımadığından da okuyucuya gidin youtube'a videolarını izleyin demişler. Real Madrid 1.5 milyon euro veriyor. Trabzon bu fiyata ancak kramponlarını yollar Yattara'nın... Saviola+5 milyon euro versin Real Madrid(!), Türk futbolu kazansın....

Forma Reklamı

Hangisi doğru? Maradona'lı Napoli mi? Napoli'li Maradona mı? Forma reklamı takıldı gözüme: Cirio. İtalyanların Tat ya da Tamek'i. Lazio'nun başkanlığını yapan Sergio Cragnotti'nin elindeydi bir zamanlar bu şirket. 10 yıl öncenin efsane Lazio'sunu kuran Cragnotti iflas edip gitti. Cirio hala yaşıyor. Bu akşam Milan-Genoa maçında iki takımın da forma reklamı bahis şirketleriydi. Geçmiş yıllarda ne mütevazi şirketler forma reklamı verirdi. Şimdi ya gsm devleri, ya bankalar, ya otomotiv sektörü kapatıyor reklamları. Bizden ve yurtdışından hatırladığınız forma reklamlarını yorum bölümünde paylaşırsanız 90'a gol olur....

Kristen Pazik

Bu hanımefendinin Milan tarihinde önemli bir yeri vardır. Shevchenko'nun eşi, Milan'ın patronu Silvio Berlusconi'nin oğlu Pier Silvio Berlusconi'nin eski nişanlısı. Milan taraftarı önünde Genoa ile 1-1 berabere kalırken Shevchenko ortalıklarda yoktu. Silvio Berlusconi Chelsea'ye gittiğinde arkasından şöyle demişti: ""Harbi delikanlı değilmiş. Kristen çağırdığı zaman koşarak gelip yatağın altına kaçan minik bir köpek yavrusuymuş Andriy". Shevchenko haklıymış...

Satranç Ligi: Serie A

Milan-Genoa maçının ikinci yarısıydı. Barcelona bu ligde kendi liginde oynadığı kadar rahat oynar mı diye sordum kendime. İmkanı yok. Serie A, göze en hoş gelen futbolun oynandığı lig olmayabilir. Fakat bu lig bu oyunun taktik disiplininin tavan yaptığı lig. Oynamak kadar oynatmamak, kenardan takımı yönetmek ve en ufak hatada rakip teknik adam tarafından cezalandırılmak... Hepsi burada. Futbolculardan daha çok teknik adamların çarpıştığı bir lig. Bir takım bu kadar mağlubiyeti kabullenemez. Üstelik iki değişikliklerini daha ilk yarıda yapmışlar, biri mecburiyetten. İtalya'da yeniden doğan Thiago Motta sakatlanıp çıkmış. Ancelotti, ligin ender üçlü defans oynayan takımlarından Genoa karşısına yine Ronaldinho'yu yedek bırakıp çıktı. Kanatlarda klasik 7/11 kullanmayan bir takıma gelen 7 Beckham muhteşem çaktı frikikten. Genoa'nın kilitlediği dakikalardı. Beckham klasiğiydi gol. İhtiyarlar heyeti defans Zambrotta, Maldini, Favalli ve Jankulosvki'nim önünde Beckham, Pirlo ve Ambrosini, ileride Pato ve arkasında Kaka ve Seedorf. Genoa rakibin iki bekini de çıkarmadı ki bu ikili her zaman sıfıra inmeye alışkın adamlardı. İkinci yarıda Genoa neden bu ligin tepelerinde olduğunu kanıtlarcasına savaştı. Beckham büyük profesyonel, adam da kovalıyor en geriye de geliyor, atakları da yönlendiriyor. Gattuso'nun yokluğunda ilaç gibi gelmiş. Son yarım saatte Milan düşmeye başladı elbette ki oyundan. Ondan sonra da satranç başladı kenarda. Genoa'nın sağ kanada Palladino hamlesine, Ancelotti cevap veremedi. Değişikliklerle de yıktı takımı. Beckham yorulmuştu, yerine giren Flamini oynamaya oynamaya futbolu unutmuş. İntihar değişiklik, Pato-Ronaldinho oldu. 3 maçtır yedek bekleyen Ronaldinho 75'te gönlü hoş olsun diye oyuna alındı. Aldığı her topu da ezdi. Ardından Seedorf'u alıp Senderos'u koyan Ancelotti şimdi bunlar şişirir bana uzun lazım dedi galiba. Sağ kanatta Palladino bir, iki, üç derken, en sonunda isabetli kesti ortayı ve Milito affetmedi. Bitime 4 dakika vardı. Genoa, 4 puan önündeki Milan'a mağlup olsa ilk 3 kopup gidecekti. Teknik adam hatasıyla nasıl maç kaybedilir? İşte böyle... Inter, Catania ile oynadığı son 8 maçı kazanmıştı. 9 yaptılar. Üstelik Muntari'nin 31'de atıldığı maçta. Goller Ibrahimovic ve Stankovic'ten. Ranieri, son maçta Del Piero montu havalara atınca rotasyona gittim bahanesiyle kaptanını Udinese deplasmanına götürmedi. Asıl cezayı da Udinese kesti ve 3 haftada 3 puana inen fark yine 6'ya çıktı. Haftanın en karlısı Roma. Önce Napoli ardından Palermo, iki güneyliden 6 puan aldılar. Napoli de yıkılanı. Önce sahasında Roma'dan 3 yedi, bu gece de Floransa'da 2-1 kaybetti. Gecenin bombası, Inter'e 3 atan Atalanta'yı deplasmanda 1-0 mağlup eden Mihajlovic'in Bologna'sı.

Jesus Datolo Napoli'de

Blogu takip edenler arasında çok hayranı var biliyorum. Artık daha yakına geldi. Napoli'deki Arjantin kolonisi büyüyor. Jesus Datolo son gollerini River Plate'e atıp valizi topladı. Bonservisinin %80'i için Napoli, Boca Juniors'a 8 milyon dolar ödeyecek. Datolo, sol açık ve 25 yaşında...

28 Ocak 2009

Dövmeler Kimin?

Dövmeler 3 farklı futbolcunun. Tahminleri bekliyorum...
*****
Cevap: Cannavaro-Materazzi-Totti

Gravesen Üç Nokta

Onu hep bu fotoğraf karesiyle hatırlayacağım. Elleri dert görmesin. Robinho'yu bir güzel pataklamış, Real Madrid'den gitmişti. Thomas Gravesen futbolu bıraktı. 33 yaşında! Avrupa'da 4 farklı ülkede 12 yıl iyi takımlarda futbol oynadım ve nokta diyor Danimarkalı. Hamburg, ardından en iyi dönemini geçirdiği Everton yılları ve hala dolmayan Makelele'nin yerini doldurmak için gittiği Real Madrid. Çöküş orada başlamıştı. Ardından Celtic ve kral olduğu takım Everton'a kiralık gidip dibe vurdu Gravesen. Taliplisi olmayınca da futbolu bıraktığını açıkladı. Bizim lige gelseydi bence İsmail Güldüren'i boğazlardı...

Fransa vs. Arjantin

11 Şubat'ta güzel bir maç var. Fransa-Arjantin hazırlık karşılaşması. Barcelona ve Arjantin futbol federasyonu arasındaki özel anlaşmaya göre Messi, hazırlık maçlarına çağrılmayacaktı. Pekin'e gitmenin bir nevi karşılığı. Maradona, Barselona seferine boşuna çıkmamış, izni koparmış, Messi de var aday kadroda.
Kaleci: Juan Pablo Carrizo (Lazio-ITA) y Sergio Romero (AZ Alkmaar-HOL).
Defans: Javier Zanetti (Inter-ITA), Martín Demichelis (Bayern Múnich-ALE), Gabriel Heinze (Real Madrid-ESP), Daniel Díaz (Getafe-ESP), Nicolás Burdisso (Inter-ITA) y Walter Samuel (Inter-ITA).
Orta Saha: Javier Mascherano (Liverpool-ING), Fernando Gago (Real Madrid-ESP), Maxi Rodríguez (Atlético Madrid-ESP), Jonás Gutiérrez (Newcastle-ING), Luis González (Oporto-POR) y Ángel Di María (Benfica-POR).
Forvet: Lionel Messi (Barcelona-ESP), Sergio Agüero (Atlético Madrid-ESP), Carlos Tevez (Manchester United-ING), Ezequiel Lavezzi (Nápoles-ITA), Lisandro López (Oporto-POR) y Germán Denis (Nápoles-ITA).

Boubacar Sanogo

Bundesliga hafta sonunda ikinci yarıya start veriyor. Hoffenheim'da ligin gol kralı Vedad Ibisevic sakatlanıp sezonu kapatınca yerini dolduracak -ya da dolduramayacak- forvetin ismi merak ediliyordu. Ligde 4 yıllık tecrübesi olan bir ismi kadrolarına kattılar. Boubacar Sanago, Fildişi Sahilleri'nden. 27 yaşında. 2005-2006'da Kaiserslautern'e geldi. 24 maçta 10 gol. Hamburg'da bir sezon, 31 maçta 4 gol ve son iki sezon Werder Bremen. Geçen sezon 21 maçta 9 gol ve bu sezon 8 maçta 1 gol.

Lugano ve Edu

"Lugano kaç para alıyor ?" diye sormuştu arkadaşım. Bizim ligde bu rakamlar biraz sır olduğundan cevap genelde kulaktan dolma oluyor. 1.5 milyon euro civarı demiştim. Bence "6.5" dedi Barış. 7'de Büyükada vapuru var; Heybeli'ye uğramaz demedim nedense. Arkasını getirdi. "Sezon başında satmadık, Juventus talipti, (foto: arşiv) 5 milyon euro kazanabilirdik. Adam sözleşmesinin son sezonuna girdi, imzayı attırmadık ve şimdi bedava gidebilir." Fenerbahçe'nin son yıllardaki en büyük sıkıntısı bu zaten. Gerçekten de Lugano'nun bu sezonki maliyeti sadece aldığı ücret değil. Juventus'un scout'unun çok savruk raporu vardı onun hakkında. Şimdi Roma, Lazio, Genoa'nın ismi geçiyor. Yeni sözleşme öncesinde menajerler Avrupa basınında özellikle internet sitelerinde böyle haberler çıkartıp kulübü baskı altına almayı çok severler. Lugano ve Edu için de Alex ve Roberto Carlos'un imzasının ardından bu türden haberler yağmur gibi gelmeye başladı. Roma, Şampiyonlar Ligi'ne gidemezse Mexes'i yüksek ihtimalle satar... Lazio defansı dökülüyor, Genoa, Güney Amerikalıları seviyor. Üstelik Lugano'nun İtalyan pasaportu var. Ortada taliplisi olmayan iki futbolcunun imzası öncesinde Edu ve Lugano'nun kontratını uzatmamak büyük hata. Şimdi bu ikisi de Alex ve Carlos'un aldıkları rakamlara göre pozisyon belirliyorlar takım içinde. Volkan-Olympiakos haberlerinin arkası gelmedi. Bir de Juventus, Semih'i istiyor haberi var ki ondan hiçbir şey anlamadım...

27 Ocak 2009

Teklif

"Nesta, sen ve ben. 3 ay bir motelde..."

Oryantasyon

Önce Seedorf'un demecini hatırlayalım. Tarih 13 Kasım 2008: "Takıma girebilir mi emin değilim ama Milan gibi bir kadroya sahip kulüpte antrenmana çıkmak onun futbol seviyesini yükseltir. ". Oryantasyon başlamış Milan'da(!)

Aceto'ya Mektup 2

Sevgili Aceto
Haftasonu stad stad dolaştım.
Yıllar sonra ilk defa basın tribününün tam karşısındaki kalabalığın arasında maç seyrettim.
Aslıma rücu ettim anlayacağın.
O taraftan daha farklı gözüküyor be kardeş, yani daha bi iyi hissediyorsun kendini..
Çocuklar yemiş yutmuş futbolu; ne yorumlar ne espriler, herkesin birbirine artist artist bakıp hava yaptığı, selamlaşmamak için gözgöze gelmekten kaçındığı ego cumhuriyeti basın tribünü ile kıyaslamam bile, bu kombine uygulaması küçük küçük topluluklar yaratmış..
Millet tribünlerde kanka olmuş, hatta karşılıklı evlere gidip gelmeler başlamış..
Cumartesi evde oturmuş Commandante Che Guevera’nın maceralarını okuyordum, telefonum çaldı.
- Abi Beşiktaş-Denizli maçına gelirmisin fazladan kapalı kombinem var..
Baştan çıkaran bir teklif ama kardeşim Digitürk’e verdiğim paranın karşılığını alamadım hala oturup bir maç izlesem şöyle..
-Abi hadi atla hadi hadi....
Üsküdar’a indim.Eski günlerdeki heyecanın bir benzerini bekliyorum ya, yanılmışım üç beş taraftar ancak var motorda..
Nerde eski kaşkollu bayraklı Kadıköy- Kabataş, Üsküdar- Kabataş hatları..
Aramadan firesiz çıkıp girdik kapalıya, polis bozuk paralarımı almasın diye iyice bir saklamıştım.
Yaşasın sahaya atabileceğim 8 adet 1 lira var..Çok kızarsam ayakkabı atarım zaten...
Nasıl olsa geri veriyorlar..
Ya Aceto öyle bir şey oynuyor ki adamlar sahada, bu ürünü sahnelemek için futbolcu olmaya filan gerek yok be kardeşim! Sen, ben ve blog’a takılan arkadaşlar çıkıp oynarız üç aşağı beş yukarı benzerini
Neyse maçtan çok arka sıradaki çocukların makarasını dinledik zaten...
75’te onlar sıkılıp çıkınca, biz de basıp gittik arkadaşımla..Yusuf ile bir makara yaptılar anlatamam..
Ha bir ara takıma gelen futbolcuya sahip çıkalım çıkmayalım münazarası yapıldı arka sırada ama genelde stand-up takıldılar..
Bu arada benim anladığım Beşiktaş takımında kimse yerinde oynamıyor; soldaki sağda, sağdaki ortada, ortadaki biraz geride, gerideki nerde? Acayip bir Mustafa Hoca dizilişi..
Beşiktaş’ı bu kadar kötü oynarken hiç hatırlamıyorum.
Birde ilgisizlik gerçekten üzüntü verici.. Şampiyonluğa oynayan takımın maçından 75’nci dakikada çıkanlarla üsküdar motorunu tıklım tıklım doldurduk inan..
Neyse tribünde bizi güldüren iki espriyle Cumartesi gecesini kapatayım.
Bir ara Ümit Kayıhan yerinden fırladı.
Hoca koyu ve şık elbiseler giymiş, pek bir havalı..
Gel gör ki renkli kıyafetleriyle ün yapmış Ümit Hoca..
Arkadan soru cümlesi geliyor.
- Şu kulübeden fırlayan kim oğlum?
- Ümit Kayıhan, tanımadın mı?
- Aaa ..! Beyaz takım elbise, turuncu gömlek olmayınca çıkaramadım usta pardon..
Çocuklar bu makarayı yaparken Yusuf ayağındaki topu kaptırıyor.
Seneye Fener’den kim ayrılıyor oğlum diyor biri
Bilmem diyor öteki. Uğur, Selçuk biri gelir mutlaka..
Deli gibi gülüşüyor çocuklar
Yusuf pas atıyor Serdar Özkan’a çarpıp taç oluyor..
Arkadaşım “üşüyorum gidelim” falan diyor ama arkadaki esprileri bir türlü bırakamıyoruz.
Yusuf’un transferi üzerine yapılan mizahın zirveye çıktığı ana geliyoruz sonunda..
Birden birinin aklına yeni birşey geliyor.
-Abi biliyor musun iyi ki İbrahim Üzülmez bizde vallaha..
+ Ya git sen de delirdin
-Yok be ne delirmesi
+ Niye öyle konuşuyosun öyleyse
-Hayır abi, İbo bizde olmasaydı, başkan almak için 2 milyon dolar verirdi o yüzden diyorum..
-............?!!!!??!!!!
-Kardayız yani..
Beni maça davet eden dostuma teşekkür ettim gecenin sonunda.
Abi ne teşekkürü, çok kötü maçtı diyecek oldu.
Sonra güldük..
Cem Yılmaz’a gitsek bu kadar gülemezdik..
Pazar akşamı kızkardeşimin eşinin davetlisi olarak Maraton üst tribündeydik.
Ama 22’nci dakikadan itibaren..
Aksilik işte. Bu kez Avrupa yakasından Anadolu’ya geçmek zorundaydım ve Eyüp’ten Fener Stadı, 2 saat sürdü. Park yeri bulma, park etme ve stada yürümeyi koy: 2.5 saat...
Ne haftasonu ama...
UEFA Finali konusunda içime şüphe düştü. Burada maç günü bütün yolları trafiğe kapatmazlarsa final falan olmaz onu söyleyim..
Neyse içeri girdik kimse bizi aramadı bu kez hayret! ama ayaktayız..
Ya bu Türkiye’nin en modern stadı değil mi kardeşim? Niye oturmuyoruz?
Oturmak bir yana bir koltukta iki kişi ayakta durmakta zorlanıyoruz.
Eminim onlarca kaçak var içerde. Aziz bey kızar mızar ben zıpçıktılık yapmayayım..
Fener tribününde İnönü’den farksız bir makara var..
“Dede Dedeeeee” diye bağırıyor birisi..
Aragones’e Semih’i niye oynatmıyosun Dedeeeeee diye bağırıyor.
Guiza’nın Küçük Emrah bakışları üzerinden sorgulanması mı dersiniz..“Hoca, Emre’yi çıkart Semih’i al; iki forvete dön” çığlıkları mı yoksa Selçuk ağzıyla kuş tutsa olmaz geyikleri mi!
İnönü’de Yusuf, Saraçoğlunda Guiza şamatasından bir stand-up çıkar Aceto..
Bunlar bir yana tribündeki ikilik çok can sıkıcıydı. Oysa pırıl pırıl bir topluluk var neşeli,kimileri kendisiyle takımıyla barışık.. Bu arada Volkan önüne geleni kurtarıyor.
Emre ayağındaki topu kaptırıyor, gözucuyla bakıyorum, ama sahaya konsantre olmak mümkün değil zaten koltuğun üzerinde ayakta zor duruyoruz..Haa bir de dün İnönü’de titremiştik bu sefer ısıtıcılar tam gaz çalışıyor bunalıp, soyunup dökünüyoruz kışın ortasında...
Bu arada bir taraftar ilgimi çekiyor ne zaman sessizlik olsa Bünyamin Gezer’e avaz gırtlak bağırıyor.. Bırakın hakemi karşıdaki basın tribünü bile duyuyordur herhalde...
Kadıköy’de bu tribüne gelmeyeli tam 26 yıl olmuş..
Ayakta kalıp, maç izlemeye çalıştık diyebiliriz.
Bu arada maçı izlerken Selçuk ile ilgili iki farklı montaj yaptım zihnimde; birincisi maç içindeki klas hareketleri içeriyor, ikincisi hatalarını..
İnan ki birinci kaset ile Selçuk’u Real Madrid’e satabilirsiniz..
İkincisi ile işi çok zor..
Guiza boş koşuyor, Nobre doğru yollar katediyor. Nobre’nin sorunu pas bağlantısı kuracağı, top alış verişi yapabileceği adamların kısıtlı oluşu.. Guiza ise, yine de hakkını yememek lazım biraz takımdaki Semih sevenler tarafından az besleniyor..
Nobre ile Semih iki forvet, arkalarında Alex ile bu fener süper olur kanımca..
Bence ne yapıp edip Beşiktaş’tan Nobre’yi alsın, Beşiktaş’a ne bileyim mesela Uğur’u, Selçuk’u versinler. İki taraf içinde iyi olur.
Çok teknik konuya girmeyeyim, eski topçular kızıyor. Ayağına top değmeyen gazeteciler falan filan diyorlar..Tabii futbol çok karmaşık bir oyun; bakıp bakıp anlamıyoruz, anlasak da anlatamıyoruz...
Eve dönmem 23.00’ü buldu..
Ama ne haftasonuydu.
Barcelona B yine badem oldu!..
Okay Karacan

Aceto'ya Mektup 1

Hafta Ortası Futbol

27 Ocak Salı
17.30 Denizlispor - Ankaraspor > LİG TV
20.30 Galatasaray - Sivasspor > LİG TV
21.45 West Bromwich - M.United > SPORMAX
23.45 Portsmouth - Aston Villa > SPORMAX
28 Ocak Çarşamba
12.15 Tottenham - Stoke City > SPORMAX
17:30 Antalyaspor - Beşiktaş > LİG TV - HD
20:00 B. Dortmund - W. Bremen > Kanal A
20.30 Fenerbahçe - Bursaspor > LİG TV - HD
21:30 Milan - Genoa > NTV Spor
21.45 Chelsea - Middlesbrough > SPORMAX
23.45 Wigan Athletic - Liverpool > SPORMAX
29 Ocak Perşembe
01.30 Everton - Arsenal > SPORMAX
12.15 M.City - Newcastle United > SPORMAX

26 Ocak 2009

Banttan Ceza

Bizde serbest vuruş ve kornerler atılırken ceza sahası içindeki ikili mücadelelerdeki fauller için referans gösterilen ülke İtalya'dır. Doğrudur Serie A'da bu pozisyonlarda iki takım saç başa birbirine girer. Her türlü çirkeflik vardır. Hakemin de karıştığı enderdir. Pek fark ne? İtalya'da maçtan sonra affetmiyorlar. Adriano, Sampdoria maçında Gastaldello'yu çakıyor. Faturası maçı tekrar seyreden hakem komitesinden: 3 maç... Adriano banttan benzer bir cezayı (2 maç) ceza sahası içinde hakemi aldatıp penaltı isteyince almıştı...

Gascoigne ve Cryotherapy

"Sporting Chance" Klinik, 2000 yılında kendisi de bir dönem alkolik olan Arsenal kaptanı Tony Adams tarafından kuruldu. Amaç benzer bağımlılık problemleri yaşayan sporcuları hayata döndürmek. Elbette ilk akla gelen isim de Paul Gascoinge. O da burada tedavi görüyor. Yöntem ise Cryotherapy. Gazza, 3 dakika boyunca likit nitrojenle soğutulan (eksi 135 derece) bir odada tutulacak. Blogu takip eden ve cryotherapy hakkında yorum bölümünde bilgi verecek bir doktor arkadaş mutlaka vardır.

Barça'dan Rakamlar

Barcelona'nın 20 maçta 63 golü var. 3 gol ortalamayla gidiyorlar. Kalan hafta sayısı 18. Hedef ise Real Madrid'in gol rekoru. Rekoru kırmak için 45 gole ihtiyaçları var. Oynayacakları maç sayısı ise 18. Eto'o da Hristo Stoichkov'u geçecek bu sezon. Bulgarın Barça kariyerinde 117 golü var. La Liga'nın gol kralı ise 115'de. Barcelona'nın Messi için bonservise yazacağı yeni rakam ise 254 milyon euro. Bunu yapabilmeleri için Messi'nin ücretini katlamaları gerekiyor...

Christian Panucci

Serie A'nın puan tablosuna bakınca, Roma koptu geliyor demek lazım. Sezon başında puanları saçan takım, evinde kral olan Napoli'yi 3 golle geçti. Napoli'nin derdi deplasmanlardı. 10 deplasmanda sadece 2 kez kazanabilmişlerdi. Evinde ise 10 maçta 8 galibiyet. Roma gibi deplasmanda 6 mağlubiyeti olan bir takıma kaybettiler. Roma'da arıza Christian Panucci. Capello'nun manevi evladı onbire alınmayınca ben gidiyorum demiş. Kulüp arıyor şimdi. Var mı sağ bek arayan? Tek kusuru yaşı, 35 oldu matkap Panucci...