Serie A ve La Liga bu haftasonu başlıyor. Bu iki tabloda 40 takımın lig tarihi boyunca gösterdikleri performans (kupalar), stad kapasitesi, seyirci ortalamaları ve ligde kaç sezon oynadıkları bilgileri mevcut... İki lig için açtığım şampiyon kim olur anketlerinde Real Madrid ve Inter önde gidiyor. La Liga'da geçen sezon transfere 541 milyon euro harcamışlardı tüm kulüpler. Bu sezon bu rakam 267 milyon euro'ya düştü.
La Liga 2008-2009 Şampiyonu?
Serie A 2008-2009 Şampiyonu?
30 Ağustos 2008
Sigara Raporu
İnönü'de sigara yasağı anonsu yuhalanmış. Antalya'da Yıldırım Demiören, validen izin alıp şeref tribününde sigara içmiş. Yasak Şükrü Saracoğlu'nde başlamıştı. Ali Sami Yen'de de anons edilmiş. Bugüne kadar oynanan maçlar ve bu haftasonu oynanacak maçlardan gözlemlerinizi yazarsanız ortaya bir tablo çıkartabiliriz. Sigara yasağı Süper Lig'in stadlarında uygulanıyor mu?
Josico&Senna
Tamam sebep başkaydı ama Beşiktaş'ın Drpic-Gordon transferine benzemiyor mu Fenerbahçe'nin Senna-Josico transferi. Beşiktaş Drpic'den malum video yüzünden vazgeçip Dinamo Zagreb'in diğer stoperi Gordon'u almıştı. Fenerbahçe de Villarreal'in bir ön liberosu olmayınca diğerini. İki valiz; biri İstanbul uçağına... Mahmut Uslu, Josico'nun yaşıyla alakalı soruyu kesmek istemiş basın toplantısında. Anlam veremedim. Senna'dan sadece bir yaş büyük yahu bu adam. Ya Senna'yı Brezilya'da nüfusa geç yazdırdılarsa(!)
Kızıl Samba
Zenit'in Süper Kupa'yı alması sonrasında attığım başlık-ruslar sıcak denize indi- bu yazıyı çıkarttı bana blog öncesi arşivden. Roman Abramovich başta olmak üzere Rus oligarkların futbola ellerini sokması sonrasında Galatasaray Dergisi'nde yazmıştım bu yazıyı. Mart 2005 tarihli: Kızıl Samba. Devamı niteliğindeki ertesi yıl 4-4-2'de yayınlanan "Olağan Şüpheliler" başlıklı yazıyı da arşivde bulursam bloga ekleyeceğim. Sanırım bu hikayenin 3. perdesini de yazmak lazım...
*****
Lise sıralarından edinilen ortalama tarih bilgisinden akılda kalandır: "Ruslar tarih boyunca sıcak denizlere inmek istemişlerdir." Konu futbol olunca Boğaz'ların jeopolitik önemini, Akdeniz havzasını pas geçip, Antalya'da tatil köylerini dolduran Rus turisleri gözardı edip, sıcak denizlere yelken açalım... Hikayenin ana kahramanları Roman Abramovich, Boris Berezovsky ve bugüne kadar adı Türk medyasında tek satır geçmeyen Kia Joorabchian... CSKA Moskova ile başlayan Chelsea ile devam eden; Corinthians ile sıcak denizlere inen; İspanya'da Deportivo La Coruna, Hollanda'da Feyenoord'un peşine düşen Rusların; votkayı kıskançlık krizlerine sokacak kadar ateşli futbol sevdası...
Vitrindeki adam: Roman Abramovich
Çok değil 2 yıl önce, 80 milyon dolar borç ile iflasın eşiğine gelen Chelsea'ye "elini" uzattığında, ona Kuzey Londra'da “mesih” diyenler de oldu, 10 yılda sıfırdan oluşturduğu milyar dolarlık servetini harcayan bir sonradan görme de. “Roman Abramovich kimdir?” ile başlayalım ve diziye sonradan katılan “Bay X”; Kia Joorabchian'a gelelim...
37 yaşındaki Roman Abramovich (R.A) futbol dünyasına adımı atana kadar, Rusya ile iş yapan uluslararası şirketlerin patronları, yöneticileri dışında kimseye birşey ifade etmeyen bir isimdi. 18 aylıkken annesini, 4 yaşında babasını kaybeden ve amcası tarafından büyütülen R.A, Moskova'dan çok uzaklarda Komi'de (Sibirya) büyüdü. Ukhta'da eğitimini tamamlayan R.A, Sovyet Ordusu'nda fazla vakit kaybetmedi. Sonraları çok daha büyük oyuncakları olacaktı fakat ilk işi plastik oyuncaklar üretmek oldu. Gubkin Petrol şirketinde çalıştığı günlerde hayatını değiştiren adam, Boris Berezovsky ile tanıştı.
Chelsea: En güzel oyuncak
Boris Yeltsin döneminde yıldızı parlayan "oligark" Berezovsky'nin altın yıllarında, ülkenin 5. büyük petrol şirketi Sibneft'in yönetim kuruluna girdi. 1992'de başlayan işbirlikleri Rusya'da Yeltsin döneminin kapanıp, Putin'in başa gelmesiyle “sözde” sona erdi. Putin'in afarozuna uğrayan ve İngiltere'ye iltica etmek zorunda kalan Berezovsky'nin hisselerini satın alan R.A, artık dolar milyarderiydi. Sibneft'in % 80'ini, ülkenin aliminyum rezervlerinin elinde tutan Rusal'ın % 50'sini ve Rusya'nın nasıl uçtukları soru işareti olan filosuna sahip havayolları Aeroflot'un % 25'ini eline geçiren R.A, politikada da boş durmadı. 2000 Aralık ayında Chukotka bölgesinde oyların % 92'ini alarak başa geçti. 73 bin nüfuslu Chukotka "meleğini" bulmuştu. 2 yıl içinde bölgeye çoğu eğlence merkezlerinin yapımına harcanmak üzere 200 milyon dolar harcadı. Putin'in gazabına uğramamak için bir kez olsun halkın karşısına çıkıp konuşmadı...
Artık eğlence zamanıydı. Chelsea'yi kurtardığı gün İngiliz medyasına "anlamlı" konuştu: "Biz Ruslar erken yaşta ölürüz, sadece bir hayalimi gerçekleştirdim". Londra'da Eaton Square'deki evine 46 milyon dolar ödediği gün, artık eski ortağı Berezovsky kadar Londralı olmuştu. St Tropez, Moskova, Londra'da üç malikane, 90 milyon dolar değerindeki Bermuda bandralı yatı “Le Grand Blue”, özel jetleri, 3 saatliğine alışverişe (futbolcu değil moda!) geldiği Milano'da İtalyan spor medyasının peşine onlarca gazeteci taktığı R.A, David Beckham konuşmaktan sıkılan (!) İngilizlerin yeni gözdesi oldu...
Mourinho dizginleri ele alınca...
Chelsea'deki ilk günlerinde kulübün borçlarını sıfırlayan R.A, Silvio Berlusconi'nin politikaya atılıp geri plana düşmesi ve zirveyi Real Madrid Başkanı Florentine Perez'e bırakması sonrasında transfer borsasına yumruğuna vurdu. Teknik Direktör C. Ranieri'nin pek de fazla ses çıkarmadığı transferler, arka arkaya patlamaya başladı. Aç karnına süpermarkete dalan ve şarküteri reyonunda bitmek bilmeyen siparişlerini sıralayan bir obez gibiydi R.A transferin ilk günlerinde. Adı parlak, “evet” diyen tüm yıldızlar artık Chelsea formasıyla poz veriyordu medyaya. Geremi, Makalele, Bridge, Duff, Crespo, Veron, Mutu... Yarım asırdır şampiyonluk bekleyen Chelsea ilk sezonunda "aslolanan yıldızlar değil ruhtur" diyenleri haklı çıkardı... R.A pes etmedi. Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanan Porto'da kutlamalara bile katılmayan Jose Mourinho, R.A ve onun başa getirdiği eski Man. United CEO'su Peter Kanyon'a finalden 2 ay önce “evet” demişti. Biri Rus, diğeri Portekizli; ama aynı kuşağın iki insanı arasında anlaşma basitti. R.A parayı harcayacak, gerisine karışmayacaktı. 2000'li yıllarda futbolda "yoktan var eden adam" Jose Mourinho, eski takımından Ricardo Carvalho ve Paulo Ferreira'yı ve üç yükselen değeri kadrosuna kattı: Didier Drogba, Arjen Robben ve Mateja Kezman. "Takım oyunu" oynamayana yer yoktu. Veron ve Crespo'ya kapıyı gösterdi. Mutu ise kendi sonunu -kokain- hazırladı. 50 yıl sonra şampiyonluğa koşan Mourinho'nun Chelsea'sini locasında seyrederken bir çocuk kadar saf, gol sevinçlerinde bir Rus'un olamayacağı kadar sıcak duran R.A için son söz; çocukluğunda belki de olmayan oyuncaklarının intikamını, 37 yıl sonra Londra'da aldığıdır. Ya da kim bilir; belki de hamisi Berezovsky gibi Putin'in gazabına uğrayacağını sanan ve tek istediği bir İngiliz pasaportu olan 4 çocuklu bir yeni dünya zengini...
Kadrajın dışında kalan adam: Kia Joorabchian
R.A'nın kendisini saklamadığı futbol endüstrisine karanlık bir giriş yapan ise Kia Joorabchian (K.J) oldu. K.J de Roman A.'nın yolunu izledi. Hedef zorda olan bir kulübün kapısını çalmaktı. Brezilya'da Corinthians 60 milyon dolar borçla kurtarıcısını bekliyordu. Kimdi peki bu Kia Joorabchian? Futbol dünyasında o güne kadar adı duyulmayan bir adam "aslında gazete satın almak amacıyla gelmiştim" dediği Brezilya'da neden bir kulüp satın alırdı? 33 yaşında K.J'nın hayat hikayesinin peşine düştü Brezilya medyası. Şah rejiminin devrilmesi sonrasında 4 yaşında ailesiyle Kanada'ya göç eden, İngiliz vatandaşı, Rusya'da iş yapan İran asıllı bir adam. Dan Brown romanlarından fırlamış bir kahraman gibiydi K.J. Londra'da Quenn Mary College'den mezun olmuş, babası Muhammed'in “Medway Autos” şirketinde çalışmaya başlamıştı. Asıl fırtınayı 1999 yılında Rusya'da kopardı ve hikayenin 3 aktörü de ilk kez burada bir araya geldi. Roman Abramovich, Boris Berezovsky ve 27 yaşında Rusya'nın saygın gazetelerinden Kommersant'a ortağı Reza Irani Kermani ile talip olan Kia Joorabchian. Virgin Adaları'na kayıtlı şirketleri American Capital, Moskova'da ilk büyük skandalı patlattı. Rus medyası, K.J'nın arkasında Berezovsky'nin olduğunu iddia etti. Manhattan'daki şirket ofisi, -o çok bildik dolandırıcılık hikayelerinde olduğu üzere- boştu ve iki sekreter kapıya gelen muhabir ordusunu güvenlikleri çağırarak uzaklaştırmıştı. Berezovsky, her seferinde inkar etse de bugün dünyanın öbür ucuna "futbol satın almaya" giden K.J’ nın kestiği çeklerin kimin hesabından ödendiği konusunda herkes hemfikir. Roman Abramovich'i yaratan adam Berezovksy!...
Carlos Tevez Chelsea'ye gider mi?
K.J, kendisine sorulan “ortaklık” sorularını geçiştirmekle yetindi: "İkisiyle bir zamanlar iş yaptık. Roman iyi dostumdur ancak ortak değiliz." Londra yıllarında sıkı bir Arsenal taraftarı olan ve Highbury'deki locasından maçları seyreden K.J, “neden Brezilya'da bir kulüp satın aldığı” sorusuna da "İngiltere'de sevdiğim takıma rakip olmak istemedim" diyerek yanıt verdi ve operasyonu başlattı. Yine tüm dünyanın ismini ilk kez duyduğu Londra merkezli Media Sport Investments (MSI) şirketiyle Corinthians'a hayat öpücüğü verdi. 35 milyon dolar sıcak para kulübün kasasına girdi. Karşılığında kulübün 10 yıl boyunca gelirlerinin % 51'ine ortak oldu K.J. "Brezilya'nın Real Madrid'ini yaratmak istiyorum" dedi ve transferde ilk bombasını patlattı. Boca Juniors'da taraftarın sevgilisi, Arjantin Milli Takımı'nın santrforu ve Avrupa'da hangi dev kulübe transfer olacağı merak edilen Carlos Tevez "Carlito"yu 18 milyon dolar bonservis bedeliyle Brezilya'ya getirdi. Yetiştirdiği tüm yıldızları Avrupa'ya satan ve kulüplerin borç batağında yüzdüğü Samba ülkesinin transfer rekoruydu bu. Futboldaki en büyük rekabetin iki tarafı da karıştı. Arjantin'de son noktayı Boca Juniors Başkanı Mauricio Macri koydu: "Biz Interpol değiliz, Avrupa'da saygın bir bankadan bonservis bedeli hesabımıza yatırıldı". Brezilya ise ilk günden kaynamaya başladı. Geçen sezon ligi 5. sırada bitiren, Copa Libertadores'e iki sezondur katılamayan Corinthians'a Güney Amerika'da yılın futbolcusu seçilen Carlos Tevez nasıl evet demişti? "Arjantin medyası ve Boca taraftarının baskısından sıkıldım" diyen Carlos Tevez'e ise Brezilya basını sadece gülümsedi. Sanki Brezilya medyası Arjantin’dekinden farklıydı!.. S. Paulo'da Folha Gazetesi ise işin peşini bırakmadı. Dünyada hiçbir kulüp 18 milyon dolar ödediği futbolcu ile 5 yıllık varken; 2.5 yıllık sözleşme imzalamazdı. Manhattan'da kapıdan kovulan Rus gazetecilerden sonra bu kez de Brezilya medyası Londra'da Media Sport Investments’ın önünde “kapı-duvar” oldu.
Hayallerindeki final!
"Carlito" sadece muhteşem şovun açılış parçasıydı. Tesadüftür ki (!); ikinci transfer Chelsea'nin Mourinho'sunun eski takımı Porto'dan yapıldı. Carlos Alberto ülkesine döndü. Newel's Old Boy's'dan Sebastian Dominguez gibi sıkı bir tranferin ardından; K.J rotayı Avrupa'nın peşinde koştuğu ön libero mevkinin yeni yıldızı River Plate'li Javier Mascherano'ya çevirdi. Brezilya'da vize sorununu çözmek için 700 bin doları gözden çıkardığı söylenen K.J'nın bonkörlükleri bunlarla kalmadı. Corinthians'a 200 milyon dolara kadar yatırım sözü ve yeni bir stadyum vaad etti. 33 yaşındaki İran asıllı İngiliz vatandaşı Kia Joorabchian için sezon iyi başlamadı. Corinthians bölgesel ligde oynadığı ilk iki maçını kaybetti. Fakat Güney Amerika'da bu adama kafayı yoranların ortak tek bir yorumu var: Hedef FIFA Kulüpler Şampiyonası. 6 kıtanın şampiyonlarının katıldığı ve belki de Chelsea ve Corinthias'in final oynadığı bir futbol gecesi...
Son Söz
Sahibi olduğu Sibneft'in ana sponsoru olduğu CSKA Moskova'ya 3 yılda 54 milyon dolar yollayan Roman A.; devre arasında en iyi futbolcusu Jiri Jarosik'i Chelsea'ye satan CSKA Moskova; "futbolun ruhu affetmez" dedirten bir kurayla Şampiyonlar Ligi'nde aynı gruba düşen Roman'ın takımları Chelsea ve CSKA Moskova; Buenos Aires'de R.A'nın Le Grand Blue'sünün limana yanaştığı gün Carlos Tevez'e imza attıran Kia J; Feyenoord maçlarını ısrarla tribünde seyreden Roman A ve beyni Peter Kanyon, Carlos Tevez transferini bitiren menejer Fernando Hidalgo (Veron ve Crespo’nun da menejeri) ve onun ortağı; Chelsea'nin Roman A'ya satılmasını sağlayan bir başka menejer -eski gazeteci- Pini Zahavi. CSKA Moskova'dan her nedense Corinthians'a transfer olan santrfor Vagner Love(bu transfer iptal oldu); gözlerden uzak Rus Ligi'ne neden transfer oldukları hala soru işareti olan Fernando Cavenaghi ve yine bir Porto'lu Derlei ve tüm bunları Londra'daki malikhanesindeki dev ekranda "naklen" izleyen "Big Brother" Boris Berezovsky...
Ruslar sıcak denize indi ve şimdi samba zamanıdır...
- Nas Zdarovia(şerefe) Mister Berezovsky!..
*****
Lise sıralarından edinilen ortalama tarih bilgisinden akılda kalandır: "Ruslar tarih boyunca sıcak denizlere inmek istemişlerdir." Konu futbol olunca Boğaz'ların jeopolitik önemini, Akdeniz havzasını pas geçip, Antalya'da tatil köylerini dolduran Rus turisleri gözardı edip, sıcak denizlere yelken açalım... Hikayenin ana kahramanları Roman Abramovich, Boris Berezovsky ve bugüne kadar adı Türk medyasında tek satır geçmeyen Kia Joorabchian... CSKA Moskova ile başlayan Chelsea ile devam eden; Corinthians ile sıcak denizlere inen; İspanya'da Deportivo La Coruna, Hollanda'da Feyenoord'un peşine düşen Rusların; votkayı kıskançlık krizlerine sokacak kadar ateşli futbol sevdası...
Vitrindeki adam: Roman Abramovich
Çok değil 2 yıl önce, 80 milyon dolar borç ile iflasın eşiğine gelen Chelsea'ye "elini" uzattığında, ona Kuzey Londra'da “mesih” diyenler de oldu, 10 yılda sıfırdan oluşturduğu milyar dolarlık servetini harcayan bir sonradan görme de. “Roman Abramovich kimdir?” ile başlayalım ve diziye sonradan katılan “Bay X”; Kia Joorabchian'a gelelim...
37 yaşındaki Roman Abramovich (R.A) futbol dünyasına adımı atana kadar, Rusya ile iş yapan uluslararası şirketlerin patronları, yöneticileri dışında kimseye birşey ifade etmeyen bir isimdi. 18 aylıkken annesini, 4 yaşında babasını kaybeden ve amcası tarafından büyütülen R.A, Moskova'dan çok uzaklarda Komi'de (Sibirya) büyüdü. Ukhta'da eğitimini tamamlayan R.A, Sovyet Ordusu'nda fazla vakit kaybetmedi. Sonraları çok daha büyük oyuncakları olacaktı fakat ilk işi plastik oyuncaklar üretmek oldu. Gubkin Petrol şirketinde çalıştığı günlerde hayatını değiştiren adam, Boris Berezovsky ile tanıştı.
Chelsea: En güzel oyuncak
Boris Yeltsin döneminde yıldızı parlayan "oligark" Berezovsky'nin altın yıllarında, ülkenin 5. büyük petrol şirketi Sibneft'in yönetim kuruluna girdi. 1992'de başlayan işbirlikleri Rusya'da Yeltsin döneminin kapanıp, Putin'in başa gelmesiyle “sözde” sona erdi. Putin'in afarozuna uğrayan ve İngiltere'ye iltica etmek zorunda kalan Berezovsky'nin hisselerini satın alan R.A, artık dolar milyarderiydi. Sibneft'in % 80'ini, ülkenin aliminyum rezervlerinin elinde tutan Rusal'ın % 50'sini ve Rusya'nın nasıl uçtukları soru işareti olan filosuna sahip havayolları Aeroflot'un % 25'ini eline geçiren R.A, politikada da boş durmadı. 2000 Aralık ayında Chukotka bölgesinde oyların % 92'ini alarak başa geçti. 73 bin nüfuslu Chukotka "meleğini" bulmuştu. 2 yıl içinde bölgeye çoğu eğlence merkezlerinin yapımına harcanmak üzere 200 milyon dolar harcadı. Putin'in gazabına uğramamak için bir kez olsun halkın karşısına çıkıp konuşmadı...
Artık eğlence zamanıydı. Chelsea'yi kurtardığı gün İngiliz medyasına "anlamlı" konuştu: "Biz Ruslar erken yaşta ölürüz, sadece bir hayalimi gerçekleştirdim". Londra'da Eaton Square'deki evine 46 milyon dolar ödediği gün, artık eski ortağı Berezovsky kadar Londralı olmuştu. St Tropez, Moskova, Londra'da üç malikane, 90 milyon dolar değerindeki Bermuda bandralı yatı “Le Grand Blue”, özel jetleri, 3 saatliğine alışverişe (futbolcu değil moda!) geldiği Milano'da İtalyan spor medyasının peşine onlarca gazeteci taktığı R.A, David Beckham konuşmaktan sıkılan (!) İngilizlerin yeni gözdesi oldu...
Mourinho dizginleri ele alınca...
Chelsea'deki ilk günlerinde kulübün borçlarını sıfırlayan R.A, Silvio Berlusconi'nin politikaya atılıp geri plana düşmesi ve zirveyi Real Madrid Başkanı Florentine Perez'e bırakması sonrasında transfer borsasına yumruğuna vurdu. Teknik Direktör C. Ranieri'nin pek de fazla ses çıkarmadığı transferler, arka arkaya patlamaya başladı. Aç karnına süpermarkete dalan ve şarküteri reyonunda bitmek bilmeyen siparişlerini sıralayan bir obez gibiydi R.A transferin ilk günlerinde. Adı parlak, “evet” diyen tüm yıldızlar artık Chelsea formasıyla poz veriyordu medyaya. Geremi, Makalele, Bridge, Duff, Crespo, Veron, Mutu... Yarım asırdır şampiyonluk bekleyen Chelsea ilk sezonunda "aslolanan yıldızlar değil ruhtur" diyenleri haklı çıkardı... R.A pes etmedi. Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanan Porto'da kutlamalara bile katılmayan Jose Mourinho, R.A ve onun başa getirdiği eski Man. United CEO'su Peter Kanyon'a finalden 2 ay önce “evet” demişti. Biri Rus, diğeri Portekizli; ama aynı kuşağın iki insanı arasında anlaşma basitti. R.A parayı harcayacak, gerisine karışmayacaktı. 2000'li yıllarda futbolda "yoktan var eden adam" Jose Mourinho, eski takımından Ricardo Carvalho ve Paulo Ferreira'yı ve üç yükselen değeri kadrosuna kattı: Didier Drogba, Arjen Robben ve Mateja Kezman. "Takım oyunu" oynamayana yer yoktu. Veron ve Crespo'ya kapıyı gösterdi. Mutu ise kendi sonunu -kokain- hazırladı. 50 yıl sonra şampiyonluğa koşan Mourinho'nun Chelsea'sini locasında seyrederken bir çocuk kadar saf, gol sevinçlerinde bir Rus'un olamayacağı kadar sıcak duran R.A için son söz; çocukluğunda belki de olmayan oyuncaklarının intikamını, 37 yıl sonra Londra'da aldığıdır. Ya da kim bilir; belki de hamisi Berezovsky gibi Putin'in gazabına uğrayacağını sanan ve tek istediği bir İngiliz pasaportu olan 4 çocuklu bir yeni dünya zengini...
Kadrajın dışında kalan adam: Kia Joorabchian
R.A'nın kendisini saklamadığı futbol endüstrisine karanlık bir giriş yapan ise Kia Joorabchian (K.J) oldu. K.J de Roman A.'nın yolunu izledi. Hedef zorda olan bir kulübün kapısını çalmaktı. Brezilya'da Corinthians 60 milyon dolar borçla kurtarıcısını bekliyordu. Kimdi peki bu Kia Joorabchian? Futbol dünyasında o güne kadar adı duyulmayan bir adam "aslında gazete satın almak amacıyla gelmiştim" dediği Brezilya'da neden bir kulüp satın alırdı? 33 yaşında K.J'nın hayat hikayesinin peşine düştü Brezilya medyası. Şah rejiminin devrilmesi sonrasında 4 yaşında ailesiyle Kanada'ya göç eden, İngiliz vatandaşı, Rusya'da iş yapan İran asıllı bir adam. Dan Brown romanlarından fırlamış bir kahraman gibiydi K.J. Londra'da Quenn Mary College'den mezun olmuş, babası Muhammed'in “Medway Autos” şirketinde çalışmaya başlamıştı. Asıl fırtınayı 1999 yılında Rusya'da kopardı ve hikayenin 3 aktörü de ilk kez burada bir araya geldi. Roman Abramovich, Boris Berezovsky ve 27 yaşında Rusya'nın saygın gazetelerinden Kommersant'a ortağı Reza Irani Kermani ile talip olan Kia Joorabchian. Virgin Adaları'na kayıtlı şirketleri American Capital, Moskova'da ilk büyük skandalı patlattı. Rus medyası, K.J'nın arkasında Berezovsky'nin olduğunu iddia etti. Manhattan'daki şirket ofisi, -o çok bildik dolandırıcılık hikayelerinde olduğu üzere- boştu ve iki sekreter kapıya gelen muhabir ordusunu güvenlikleri çağırarak uzaklaştırmıştı. Berezovsky, her seferinde inkar etse de bugün dünyanın öbür ucuna "futbol satın almaya" giden K.J’ nın kestiği çeklerin kimin hesabından ödendiği konusunda herkes hemfikir. Roman Abramovich'i yaratan adam Berezovksy!...
Carlos Tevez Chelsea'ye gider mi?
K.J, kendisine sorulan “ortaklık” sorularını geçiştirmekle yetindi: "İkisiyle bir zamanlar iş yaptık. Roman iyi dostumdur ancak ortak değiliz." Londra yıllarında sıkı bir Arsenal taraftarı olan ve Highbury'deki locasından maçları seyreden K.J, “neden Brezilya'da bir kulüp satın aldığı” sorusuna da "İngiltere'de sevdiğim takıma rakip olmak istemedim" diyerek yanıt verdi ve operasyonu başlattı. Yine tüm dünyanın ismini ilk kez duyduğu Londra merkezli Media Sport Investments (MSI) şirketiyle Corinthians'a hayat öpücüğü verdi. 35 milyon dolar sıcak para kulübün kasasına girdi. Karşılığında kulübün 10 yıl boyunca gelirlerinin % 51'ine ortak oldu K.J. "Brezilya'nın Real Madrid'ini yaratmak istiyorum" dedi ve transferde ilk bombasını patlattı. Boca Juniors'da taraftarın sevgilisi, Arjantin Milli Takımı'nın santrforu ve Avrupa'da hangi dev kulübe transfer olacağı merak edilen Carlos Tevez "Carlito"yu 18 milyon dolar bonservis bedeliyle Brezilya'ya getirdi. Yetiştirdiği tüm yıldızları Avrupa'ya satan ve kulüplerin borç batağında yüzdüğü Samba ülkesinin transfer rekoruydu bu. Futboldaki en büyük rekabetin iki tarafı da karıştı. Arjantin'de son noktayı Boca Juniors Başkanı Mauricio Macri koydu: "Biz Interpol değiliz, Avrupa'da saygın bir bankadan bonservis bedeli hesabımıza yatırıldı". Brezilya ise ilk günden kaynamaya başladı. Geçen sezon ligi 5. sırada bitiren, Copa Libertadores'e iki sezondur katılamayan Corinthians'a Güney Amerika'da yılın futbolcusu seçilen Carlos Tevez nasıl evet demişti? "Arjantin medyası ve Boca taraftarının baskısından sıkıldım" diyen Carlos Tevez'e ise Brezilya basını sadece gülümsedi. Sanki Brezilya medyası Arjantin’dekinden farklıydı!.. S. Paulo'da Folha Gazetesi ise işin peşini bırakmadı. Dünyada hiçbir kulüp 18 milyon dolar ödediği futbolcu ile 5 yıllık varken; 2.5 yıllık sözleşme imzalamazdı. Manhattan'da kapıdan kovulan Rus gazetecilerden sonra bu kez de Brezilya medyası Londra'da Media Sport Investments’ın önünde “kapı-duvar” oldu.
Hayallerindeki final!
"Carlito" sadece muhteşem şovun açılış parçasıydı. Tesadüftür ki (!); ikinci transfer Chelsea'nin Mourinho'sunun eski takımı Porto'dan yapıldı. Carlos Alberto ülkesine döndü. Newel's Old Boy's'dan Sebastian Dominguez gibi sıkı bir tranferin ardından; K.J rotayı Avrupa'nın peşinde koştuğu ön libero mevkinin yeni yıldızı River Plate'li Javier Mascherano'ya çevirdi. Brezilya'da vize sorununu çözmek için 700 bin doları gözden çıkardığı söylenen K.J'nın bonkörlükleri bunlarla kalmadı. Corinthians'a 200 milyon dolara kadar yatırım sözü ve yeni bir stadyum vaad etti. 33 yaşındaki İran asıllı İngiliz vatandaşı Kia Joorabchian için sezon iyi başlamadı. Corinthians bölgesel ligde oynadığı ilk iki maçını kaybetti. Fakat Güney Amerika'da bu adama kafayı yoranların ortak tek bir yorumu var: Hedef FIFA Kulüpler Şampiyonası. 6 kıtanın şampiyonlarının katıldığı ve belki de Chelsea ve Corinthias'in final oynadığı bir futbol gecesi...
Son Söz
Sahibi olduğu Sibneft'in ana sponsoru olduğu CSKA Moskova'ya 3 yılda 54 milyon dolar yollayan Roman A.; devre arasında en iyi futbolcusu Jiri Jarosik'i Chelsea'ye satan CSKA Moskova; "futbolun ruhu affetmez" dedirten bir kurayla Şampiyonlar Ligi'nde aynı gruba düşen Roman'ın takımları Chelsea ve CSKA Moskova; Buenos Aires'de R.A'nın Le Grand Blue'sünün limana yanaştığı gün Carlos Tevez'e imza attıran Kia J; Feyenoord maçlarını ısrarla tribünde seyreden Roman A ve beyni Peter Kanyon, Carlos Tevez transferini bitiren menejer Fernando Hidalgo (Veron ve Crespo’nun da menejeri) ve onun ortağı; Chelsea'nin Roman A'ya satılmasını sağlayan bir başka menejer -eski gazeteci- Pini Zahavi. CSKA Moskova'dan her nedense Corinthians'a transfer olan santrfor Vagner Love(bu transfer iptal oldu); gözlerden uzak Rus Ligi'ne neden transfer oldukları hala soru işareti olan Fernando Cavenaghi ve yine bir Porto'lu Derlei ve tüm bunları Londra'daki malikhanesindeki dev ekranda "naklen" izleyen "Big Brother" Boris Berezovsky...
Ruslar sıcak denize indi ve şimdi samba zamanıdır...
- Nas Zdarovia(şerefe) Mister Berezovsky!..
Çimenlere Basmak Yasaktır
Blog arşivinde 19 Mayıs Stadı ve suni çim başlıklı bir yazı var. Süper Lig'de suni çimin deplasman takımlarına adaletsizlik olduğunu söylemiştim. Trabzonspor'un kazanması bu fikrimi değiştirmedi. Ankaragücü'nde boğazlı kazağını özlediğimiz Hakan Kutlu'nun işi zor. Türkiye'nin Guardiola'sı diyelim ona. Toplama bir kadro yapmışlar bu sezon için. "Tolga'nın kaptan olduğu takım" diyorum; başka da birşey demiyorum. Futbolcuların zemin hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum, yarın medyadan takip etmeli. Trabzon hala Ersun Yanal temposunda değil. Yattara zemin yüzünden mi sakatlandı, krampon mu tutmadı yoksa ters mi bastı, bilinmez ama oyun onun ayaklarına bağlı. Umut-Gökhan, Saffet-H.Şükür tadındalar ama çok kaçırıyorlar. Son 5 dakikada 2-2'ye de gidebilirdi maç onca kaçan pozisyon sonrasında. Adamım Selçuk İnan'dır. Kondisyonunu 90 dakikaya çıkardığında bu oyun zekası ve yeteneğiyle ligde bölgesinin bir numarası olur. Trabzon'da kaptan Hüseyin hala oynuyor mu(!) Cale ve Colman ziyadesiyle iyi transfer. Song, Song işte. Yanal'ın takımları lige iyi başlar, sonra dökülür gerçeği var. Trabzon bu kadro devrimi sonrasında ligin ilk 5-6 haftasını minumum kayıpla geçerse; Mart-Nisan ayında hala adından söz ettirir hesabım vardı. İkide 2 yaptılar. Severim insanını da, şehrini de... Maçın şarkısıUB40'den geliyor: "Don't Walk on The Grass"
*Gençlerbirliği, Ankaragücü ve Haccettepespor'un tesislerinde suni çim saha var mı? Bir bilen cevaplasın lütfen...
29 Ağustos 2008
Ruslar Sıcak Denize İndi
Haksızlık ediyor da olabilirim ama UEFA Süper Kupa adının hakkını veren bir kupaymış gibi gelmiyor bana. Bir ruhsuzluk mu desem, angarya mı desem, geçen sezonun heyecanı tükenmiş; yeni sezona sarkmış olması mı desem... Belki de yıllardır oynandığı staddan dolayıdır. Monaco, sosyete, sosyete şıngır mıngır sosyete. Tamam bu tezahürat Spor Sergi yıllarından. Ah ihtiyar sosisçi amca ahh... 2 kupanın kura çekimlerine 72 takımın başkanı, yöneticisi geliyor diye; Monte Carlo casinolarının ısrarı mıdır nedir anlamadım bu kupayı alsınlar artık başka bir stada. Hatta her yıl farklı bir stada. Afişi olsa maçın "Cristiano Ronaldo vs Arshavin" olurdu posterin göbeğinde. Biri sakat (maçla da alakası yoktu, sms ile iş bitiriyordu yine), diğeri gideceğim dediğinden tek ayağı üstünde disiplin cezalı. Trabzon maçının 2. yarısıyla dönüşümlü seyrettim. Tekniği, taktiği bir kenara bırakalım. Zenit bu sezon ligine iyi başlayamadı. Bu kupayı ise Ronaldo'nun yokluğunda gözlerine kestirmişler. Man. United hala tatil havasında. Pekin'den hazır dönen Carlos Tevez'in eline bakıyorlar. Zenit taş gibi olunca Euro 2008'deki milli takımları gibi bir görüntüyle 2-0 yaptı oyunu. Alex Ferguson, Saha'yı neden gönderdi anlamadım. Berbatov demek ki yarın geliyor. 4-6-0, Ronaldo olmayınca çatlıyor göbeğinden. En uçta havadan, karadan top tutacak bir lazım. Müsadenizle bu oyuna sonradan giren O'Shea değil tabii. Yeni dünya düzeni işte. Tribünlerde Ruslar kalabalıktı. Para orada artık. Sıcak denize ineceğiz diyorlardı, buyrun size sıcak deniz, Akdeniz. Fatih Tekke kariyerine UEFA Kupası'ndan sonra Süper Kupa da yazdırdı. Robinho'dan sonra dayaklık topçular listesine Nani'yi yazıyorum 2. sıraya...
Gol:Pogrebnyak (Z) al 44' p.t.; Danny (Z) al 14', Vidic (M) al 28' s.t.
MANCHESTER UTD (4-3-3): Van der Sar; Neville (31' s.t. Brown), Ferdinand, Vidic, Evra; Fletcher (15' s.t. O'Shea), Scholes, Anderson (15' s.t. Park); Tevez, Rooney, Nani. (Kuszczak, Possebon, Gibson, Campbell). All. Ferguson.
ZENIT SAN PIETROBURGO (4-3-2-1): Malafeev; Anyukov, Krizanac (26' s.t. Radimov), Puygrenier (18' s.t. Shirokov), Sirl; Denisov, Tymoschuk, Zyryanov; Danny, Dominguez (1' s.t. Arshavin); Pogrebnyak. (Contofalsky, Fayzulin, Tekke, Kim). All. Advocaat.
Gol:Pogrebnyak (Z) al 44' p.t.; Danny (Z) al 14', Vidic (M) al 28' s.t.
MANCHESTER UTD (4-3-3): Van der Sar; Neville (31' s.t. Brown), Ferdinand, Vidic, Evra; Fletcher (15' s.t. O'Shea), Scholes, Anderson (15' s.t. Park); Tevez, Rooney, Nani. (Kuszczak, Possebon, Gibson, Campbell). All. Ferguson.
ZENIT SAN PIETROBURGO (4-3-2-1): Malafeev; Anyukov, Krizanac (26' s.t. Radimov), Puygrenier (18' s.t. Shirokov), Sirl; Denisov, Tymoschuk, Zyryanov; Danny, Dominguez (1' s.t. Arshavin); Pogrebnyak. (Contofalsky, Fayzulin, Tekke, Kim). All. Advocaat.
Ümit Özat
Daha dün anmıştım adını bir yazıda. Fenerbahçe'nin sol bekinde kalsa aslan gibi oynardı diye. Süper Kupa'yı seyrederken spikerden aldık haberi. Ümit Özat kalp krizi geçirdi dediler. Şimdi bakıyorum farklı kaynaklara. Dili boğazına kaçmış ve nefes alamamış yazıyor. Hangisi doğru bilmiyorum ama eğer kalp krizi haberi emin olmadan verildiyse bu adamın burada ailesi, dostları, sevenleri var. Her türlü geçmiş olsun, Allah çocuklarına bağışlamış. Kalksın gelsin biraz memleket havası alsın Ümit Özat.
Uefa Kupası 1. Tur
Kuraları Can Bartu çekti, dün de Bruno Conti vardı finalin oynanacağı stad adına. Uefa Kupası 1. turda Galatasaray ve Beşikaş seribaşıydı. Kayserispor, Sevilla'dan sıyrıldı ama Paris Saint Germain'e çarptı. Futbol sever böyle hikayeleri. Kezman giderken "bir daha işim olmaz Türkiye ile" demişse dilini ısırsın, tıpış tıpış Kayseri'ye gelecek. Klasik olacak ama Kayserispor ilk maçı kazanmak zorunda. Beşiktaş, Ukrayna'dan Metalist Kharkiv ile eşleşti. Lucescu artık anlatır bu takımı. Liglerinde 6 maç oynamışlar, 3 galibiyet, 3 beraberlikleri var. Bu takım hakkında hiçbir fikrim yok. Galatasaray İsviçreli sever. Hangi kurada İsviçreli varsa; gelir Galatasaray'ı bulur. Bellinzona altyapısı kuvvetli bir takım. Türk oyuncular da var bu altyapıda. İlk maç İsviçre'de. Napoli de çıkabilirdi Galatasaray'a. Bela eşleşme olurdu. Benfica ile eşleştiler. İlk maçlar 18 Eylül'de. Rövanşlar 2 Ekim'de. Gruplar 23 Ekim'de başlıyor. 2 ayda takımı hazır edemeyenlere buyrun 2 ay daha...
* Uefa, Beşiktaş'ın deplasmanda oynayacağı ilk maçı İnönü'ye aldı. Galatasaray ile aynı gün İstanbul'da oynaması güvenlik yönetmeliğine aykırıydı. Neden Beşiktaş? Onu anlamadım...
* Uefa, Beşiktaş'ın deplasmanda oynayacağı ilk maçı İnönü'ye aldı. Galatasaray ile aynı gün İstanbul'da oynaması güvenlik yönetmeliğine aykırıydı. Neden Beşiktaş? Onu anlamadım...
Haftasonu Futbol
29.08.2008 Cuma
21.00 Ankaragücü - Trabzonspor (Lig Tv)
21.30 Karlsruhe - Köln (24)
21.45 M. United - Zenit (Show Tv) Süper Kupa
01.00 Tigre - San Martin (Ntv Spor)
30.08.2008 Cumartesi
15.30 Utrecht - Psv (Futbol Smart)
16.30 Schalke 04 - Bochum (24)
17.00 Middlesbrough - Stoke (Spormax)
19.20 Watford - İpswich (Futbol Smart)
19.30 Arsenal - Newcastle (Spormax)
20.00 Caen - Psg (Kanal A)
20.00 Kasımpaşa - Adanaspor (D Spor)
21.00 Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediye (Lig Tv)
21.30 Sampdoria - İnter (Ntv Spor)
22.00 Marsilya - Sochaux (Kanal A)
22.45 Benfica - Porto (Spormax)
23.20 Valencia - Mallorca (Ntv Spor) Bant
31.08.2008 Pazar
14.30 Celtic - G. Rangers (Futbol Smart)
15.30 Chelsea - Tottenham (Spormax)
16.00 Milan - Bologna (Ntv Spor)
18.00 Roma - Napoli (Ntv Spor) Bant
18.00 Aston Villa - Liverpool (Spormax)
18.00 B. Münih - Hertha Berlin (24)
20.00 Numancia - Barcelona (Ntv Spor (Bant)
20.00 Samsunspor - Erciyesspor (Futbol Smart)
21.00 Kayserispor - Galatasaray (Lig Tv)
22.00 Deportivo - Real Madrid (Ntv Spor)
22.00 S. Etienne - Lyon (Kanal A)
00.00 Fiorentina - Juventus (Ntv Spor) Bant
01.09.2008 Pazartesi
20.00 Altay - Kartalspor (D Spor)
21.00 Beşiktaş - Konyaspor (Lig Tv)
23.15 Braga - Sporting Lizbon (Spormax)
21.00 Ankaragücü - Trabzonspor (Lig Tv)
21.30 Karlsruhe - Köln (24)
21.45 M. United - Zenit (Show Tv) Süper Kupa
01.00 Tigre - San Martin (Ntv Spor)
30.08.2008 Cumartesi
15.30 Utrecht - Psv (Futbol Smart)
16.30 Schalke 04 - Bochum (24)
17.00 Middlesbrough - Stoke (Spormax)
19.20 Watford - İpswich (Futbol Smart)
19.30 Arsenal - Newcastle (Spormax)
20.00 Caen - Psg (Kanal A)
20.00 Kasımpaşa - Adanaspor (D Spor)
21.00 Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediye (Lig Tv)
21.30 Sampdoria - İnter (Ntv Spor)
22.00 Marsilya - Sochaux (Kanal A)
22.45 Benfica - Porto (Spormax)
23.20 Valencia - Mallorca (Ntv Spor) Bant
31.08.2008 Pazar
14.30 Celtic - G. Rangers (Futbol Smart)
15.30 Chelsea - Tottenham (Spormax)
16.00 Milan - Bologna (Ntv Spor)
18.00 Roma - Napoli (Ntv Spor) Bant
18.00 Aston Villa - Liverpool (Spormax)
18.00 B. Münih - Hertha Berlin (24)
20.00 Numancia - Barcelona (Ntv Spor (Bant)
20.00 Samsunspor - Erciyesspor (Futbol Smart)
21.00 Kayserispor - Galatasaray (Lig Tv)
22.00 Deportivo - Real Madrid (Ntv Spor)
22.00 S. Etienne - Lyon (Kanal A)
00.00 Fiorentina - Juventus (Ntv Spor) Bant
01.09.2008 Pazartesi
20.00 Altay - Kartalspor (D Spor)
21.00 Beşiktaş - Konyaspor (Lig Tv)
23.15 Braga - Sporting Lizbon (Spormax)
Ricardo Quaresma Inter'de
Bu Fenerbahçe için iyi bir haber. Ricardo Quaresma bugün Inter'e imza atıyor. Mourinho geldiğinden beri onu ve Lampard'ı istiyordu. Porto 40 milyondan kapıyı açmıştı. Şampiyonlar Ligi kuralarının çekildiği Monaco'da kurbanlık pazarlığı yapmışlar Inter'den Marco Branco ve oyuncunun (aynı zamanda Mourinho'nun) menejeri Jorge Mendes. Transferin maliyeti 25 milyon +Pele olarak söyleniyor. Porto en iyi adamını kaybetti. Inter de ihtiyar Figo'nun yerine adamını buldu. Barcelona'da boş çekmişti Quaresma. 6 milyon euro'ya almışlardı ve ipini çeken Ten Cate olmuştu. Mourinho, Chelsea'de olduğu üzere eski takımına, ülkesine para kazandırmayı sever. Quaresma'nın yıllık ücreti bizim standartların altında! 24 yaşındaki oyuncu yıllık 2.5 milyon euro alacak. Inter, Suazo'yu da Benfica'ya bedelsiz kiraladı. Yani bedava golcüler de varmış piyasada. Recoba ise Monaco'nun başına bela olmaya gidiyor bu sezon...
Torres ve Kuyt
Şampiyonlar Ligi'nin en dramatik eşleşmesi. Atletico Madrid ve Liverpool. Madrid'de Vicente Calderon'daki maç 22 Ekim Çarşamba günü. Fernando Torres bir zamanlar kaptanı, bayrak adamı olduğu takımın kalesine dönecek yüzünü...
Liverpool'da son kahraman S. Liege uzatmalarda golü atan ve gruplara götüren Kuyt...
Liverpool'da son kahraman S. Liege uzatmalarda golü atan ve gruplara götüren Kuyt...
Selçuk İnan-Emre-Josico
Galatasaray, Oliviera'da ne kadar boşa zaman harcadıysa, Fenerbahçe de önce Xabi Alonso sonra Senna da o kadar vakit kaybetti. Senna'nın ağzından söylemediği 40 bin yalan yazıldı bizim medyada. Transferin bitmesine 3 gün kalmış. Partizan'dan 2-2 ile dönülmüş 15 gün önce, tur çantada keklik. İspanyol milli takımının hocası ile liginin gol kralını getirmişsin. Çıtayı yüksek koyan taraftarın değil ki sensin. Josico'nun gelişinde düşük profil çizilmiş özellikle Fenerbahçe yönetimi tarafından. Tekrar olacak ama yeridir. Fenerbahçe sezon bitmeden Selçuk İnan ve Burak Yılmaz ile anlaşmıştı Emre transferi öncesinde. Emre geldikten sonra Aragones'in de resmen olmasa da göreve başlamasıyla ne olduysa Selçuk'a "yolun açık olsun" denildi. Burada Aragones'in bildiğim bir ön libero ısrarı etkili olmuştur. Ümit Özat, Tuncay ve Aurelio. Alıp başını gidenler bunlar. Roberto Carlos-Josico ve Uğur. Hangi 3'ü oynardı Fenerbahçe'de? Appiah'ı hiç katmıyorum listeye. Defansta Edu-Lugano-R.Carlos, ileride Alex-Guiza ve Josico. 6. adam kim olacak Deivid döndüğünde? Josico transferine en çok sevinen Kazım'dır, hiç vakit kaybetmeden Guiza'dan önce oda arkadaşı olsun onunla... İspanyolun tek şansı Maldonado'dan illallah diyenlere sempatik gelecek olması. Post fotoğrafı bu transferi hiç beğenmeyen reklamcı dostumuz Varol Döken için...
28 Ağustos 2008
Robinho Forması Chelsea'de
Dereyi görmeden paçaları sıvamak buna deniyor galiba. Transferi sözkonusu olduğu takımın formasıyla imza atılmadan önce poz veren futbolcular gördük de, futbolcunun transferi resmileşmeden formasını satmak Chelsea'ye kısmet oldu galiba. Robinho'nun formasını satışa çıkardı Chelsea. Peter Kanyon akıllı adamdır, erken davranmış ama Real Madrid'in fiyat düşürmediği ortamda elindeki 3'lüyü de gösterdi İngiliz. Marca haberi manşetine taşıyınca Chelsea geri adım ve satışa ara verdi geriye de bu foto kanıt kaldı... Alakasız ama bir transfer düzeltmesi notu düşeyim. Massimo Oddo, Milano'dan O.Lyon'a gidiyorum diye çıktı ilk uçak Münih'e imiş ki gidip Bayern Munih'e imza attı. Luca Toni artık duvalara konuşmayacak.
İyi Kura Kötü Fikstür
2. torbadan Roma, Villarreal, Juventus, B. Munih yerine Porto'yu çekmek, İtalyan ve İspanyol'un olmadığı grubun 4. takımına Atletico Madrid ve Fiorentina'nın gelmemesi şans. Geçen senenin benzeri iyi bir kura Fenerbahçe için. 3. torbaya çıkmanın pek bir avantajı olmasa da. Lakin fikstür geçen sezona nazaran kötü. Dışarda Porto ile başlamak, Arsenal ile 2 maçı arka arkaya yapmak ve finali soğuk Kiev'de tamamlamak. Ölüm grubu Erik Gerets'in. Liverpool vePSV'yi görünce çok oynadım zaten diye sevinmiştir ama Atletico Madrid de boğazına yumruk gibi oturmuştur. Fernando Torres için acı kura. Calderon'da Atletico Madrid'e gol atmaya çalışacak. Roma, İngilizsiz yapamıyor. Inter en rahat grubu çekti. Onların da kura şansı devam ediyor. Olympiakos elenince bayram yapan Pana'lılar karşılarında galibiyetine sevindikleri Anorthosis'i bulacaklar. Barcelona nefis gruba düştü, diğer 3'ü birbirini yer. Man United ve Villarreal için sorun olmaz sanırım bu grup. Fiorentina bu gruptan çıkabilir. Real Madrid ve küme düşüp gelmesine rağmen Schalke 04 elenince 2. torbaya giren Juventus, Allah'tan daha ne ister? Ve son olarak Cluj ne kardeşim?
17 Eylül / Porto - Fenerbahçe
30 Eylül / Fenerbahçe - Dinamo Kiev
21 Ekim / Fenerbahçe - Arsenal
5 Kasım / Arsenal - Fenerbahçe
25 Kasım / Fenerbahçe - Porto
10 Aralık / Dinamo Kiev - Fenerbahçe
17 Eylül / Porto - Fenerbahçe
30 Eylül / Fenerbahçe - Dinamo Kiev
21 Ekim / Fenerbahçe - Arsenal
5 Kasım / Arsenal - Fenerbahçe
25 Kasım / Fenerbahçe - Porto
10 Aralık / Dinamo Kiev - Fenerbahçe
Josico
Josico şu anda nerede bilmiyorum. Uçakta da olabilir, İstanbul'da da. İspanyol medyası ve Aragones transferi konfirme etti. Sezon sonunda Villarreal'in hocası Pellegrini gelecek sezon kadroda onu düşünmüyorum demiş ama kulüp yönetimi sanırım 5 yıllık emeği ve kaptan olmasından dolayı sözleşmesini 2 yıl daha uzatmış. Maliyeti hakkında bilgi yok. 33 yaşında. Villarreal orta sahasında Mallorca'da Guiza'nın asistçisi Ibagaza yeni transfer. Barça'dan gelen Edmilson da ön libero oynayabilir. Senna, Mavuba, Fernandez derken, Cazarlo da sözleşme yenileyince Josico'ya yer kalmamış tabii. İspanya'dan devam edelim. 12 yıl sonra Şampiyonlar Ligi'ne dönen Atletico Madrid, Valencia'dan Banega'yı kiraladı. Golcü transferi (!) için kendini yırtan Real Madrid, Santiago Bernabeu Kupası'nda Sporting Lizbon'a 5 attı. Milan safra atmaya devam ediyor. Oddo'dan sonra Brocchi de gitti. Lazio forması giyecek. İstanbul'a Galatasaray için gelen Laurent Robert ise Tümer'in eski takımı Larissa'da.
Boca Juniors vs Milan
Kulüpler bazında dünyanın en çok uluslararası kupasını kazanan takım Milan (dı). Geçen sezon Boca Juniors'u devirerek 18. kupasını almıştı. 17 kupaya sahip Boca Juniors, Güney Amerika Süper Kupası finalinde 1-3 ve 2-2 (Buenos Aires) ile Arsenal'i devirip 18. kupasını kazandı ve Milan'ı yine yakaladı. Boca Juniors bu kupayı 4. kez kazanırken ezeli rakibi River Plate'in müzesinde bu kupa yok. "Recopa Sudamericano"nun Avrupa versiyonunda final ise yarın gece Manchester United ve Zenit arasında oynanacak.
Şampiyonlar Ligi: Torbalar
Şampiyonlar Ligi'nde kuralar saat 19:00'da çekiliyor. Atletico Madrid Schalke04'ü de torbaları da darmadağın etti. Juventus ve Fenerbahçe bir üst torbada. İlk torbadan kim gelse farketmiyor da ben kötümser (zor) ve iyimser (iyi) adı altında iki uç noktadan tahminimi yapayım Fenerbahçe için. Yorum bölümü tahminlere açık...
Zor: Real Madrid-Bayern Munih-Fenerbahçe-Fiorentina
Kolay: O.Lyon-Sporting Lizbon-Fenerbahçe-Aalborg
1.Torba
Chelsea, Liverpool, Barcelona, Arsenal, Manchester Utd, O.Lyon, Inter, Real Madrid.
2.Torba
Bayern Munih, Psv Eindhoven, Villarreal, Roma, Porto, Werder Bremen, Sporting Lizbon, Juventus.
3.Torba
Fenerbahçe, Marsilya, Zenit, Steaua Bükreş, Panathinaikos, Bordeaux, Celtic, Basel.
4.Torba
Atletico Madrid, Shakhtar Donetsk, Fiorentina, Dinamo Kiev, Cfr Cluj, Aalborg, Anorthosis, Bate Borisov.
Chelsea, Liverpool, Barcelona, Arsenal, Manchester Utd, O.Lyon, Inter, Real Madrid.
2.Torba
Bayern Munih, Psv Eindhoven, Villarreal, Roma, Porto, Werder Bremen, Sporting Lizbon, Juventus.
3.Torba
Fenerbahçe, Marsilya, Zenit, Steaua Bükreş, Panathinaikos, Bordeaux, Celtic, Basel.
4.Torba
Atletico Madrid, Shakhtar Donetsk, Fiorentina, Dinamo Kiev, Cfr Cluj, Aalborg, Anorthosis, Bate Borisov.
27 Ağustos 2008
Herkes Kendi Yoluna
Dün Galatasaray'ın onbirinde Arda yoktu, Hasan vardı. Olmamalı dediğimden değil, Skibbe'nin bu kararı çok tartılışır dediğimden- Bugün ne olduysa Arda 11'de başladı. S.Bükreş hakkında ilk maç öncesinde edecek tonla lafı bulanlar nerden buldu bilmiyorum ama maçlarını izleyemediğimiz, 2-3 futbolcusunu tanıdığımız takımın Ali Sami Yen'de ortaya koyduğu oyun ve 2-2 sonrasında "Galatasaray'ın olduğun yerde umut tükenmez"in sahibi Hagi bunu yine gözümüzün içine bakar söyler miydi acaba? Zaten maça bile gelmemişti. Okyanusta köpekbalığı ile yunusun mücadelesi oldu bu maç. S.Bükreş 90 dakika ısırdı Galatasaray'ı. Yunus güzel hayvandır, akıllıdır da ahh o dişler işte. Oyunun psikolojisi ilk maçın skorundan emanet elbette. S.Bükreş yaslandı, Galatasaray ilk golü atmalıyımın telaşıyla saldırdı. Skibbe beklerinden "bindirin, sıfıra inin"i bekleyen bir hoca değil. Hücumda varyasyon 4.5 adamın elinde. Ayhan'ın yarısını savunmaya yazın işte. Ayhan ilk yarı bütün topları kırıp ezince, hücumcular için tek şans vardı. Bireysel yetenekleriyle adam eksiltecek ve minumum pas hatasıyla oynayacaklardı. Alan bırakmayan köpekbalığı S. Bükreş'e karşı bunu pratiğe dökmek mümkün olmadı. Kewell'in direkten dönen topu dışında ne vardı ki? İkinci yarı Galatasaray oyundan düşecekti. 2 ay önce sezon açan, transferi kıvıran ama sezon planlamasında sınıfta kalan Galatasaray; adam gibi hazırlık maçları oynamamanın, adam gibi kamp yapmamanın, adam gibi yükleme yapılmamasının cezasını çekti. Bunun sahaya izdüşümü ise yere sağlam basmayan ayaklardı. İlk maçta Skibbe neden eleştirildi? Sağbekte sakatlıktan dönen Emre Güngör'ü oynattığı için. Bugün ne fark vardı? 3 mevsim sonra Linderoth forma giydi! Ayhan Meira'dan daha iyi mi top yaptı? Erhan Şentürk'ü ilk maçta oyuna alan Skibbe burada da sakatlıktan dönen Aydın'a sarıldı. Büyük bela takımların olduğu bir kuradan S.Bükreş'i çekip, UEFA'ya gidiyorsa Galatasaray, 4 as transferi sonrasında demek ki herşey planlanmış: Hedef UEFA Kupası(!). Hakem Trefoloni için not düşmüştüm. İtalya-Romanya bağlantısına dair. Evet gol ofsayt; ama "gelecekse Buffon, Cech gelsin" diyen Aykut yine kalesinden çıkmadı golde. Bağlayayım artık. Tur ilk maçta Aykut'un bireysel hatası ve takımı 2 aydır keşfedemeyen ve antrenman veremeyen Skibbe yüzünden gitti. Faturayı medya baskısıyla birlikte Lincoln öder. Kayseri'de de kalede De Sanctis olur. Kim derse ki bugünden "Kadıköy'de UEFA Kupası'nı kaldıracağız", dikkat et de fıtık olma derim...
Bu Akşam
24 saatlik anketin sonucu budur. "Fenerbahçe tur atlar/Galatasaray elenir" diyenler %41;" iki takım da tur atlar" diyenler %36. Her türlü umut fışkırıyor anketten. Fenerbahçe'de Emre de çıkartılmış kadrodan sakatlığı sebebiyle. Galatasaray'da soru işareti; Arda onbirde başlayacak mı? Fenerbahçe'de Maraton tribününde GFB nasıl karşılanacak? Bunu da merak ediyorum. Bu akşam şifresiz kanallarda alakasız bir dolu maç var ama çoğunluk elbette ki cafe, restoran, kahvehanelere koşacak. Şampiyonlar Ligi kuraları yarın 19:00'da çekiliyor. Kuralar sonrası Habertürk'de 20:30'da iki takımın da gruplarını değerlendirmek dileğiyle. Ben yola vururum kendimi; D-Smart'lı bir mekana doğru...
**********
3-0 Anorthosis FC (CYP) Olympiacos (GRE) 0-1
0-0 Vitoria Guimaraes (POR) FC Basilea (SUI) 1-2
2-0 Shakhtar Donetsk (UKR) NK Dinamo Zagreb (CRO) 3-1
1-0 FC Schalke 04 (GER) Atlético Madrid (ESP) 0-4
2-0 Aalborg BK (DEN) FBK Kaunas (LTU) 2-0
4-0 FC Barcelona (ESP) Wisla Cracovia (POL) 0-1
0-1 Levski Sofia (BUL) FC BATE Borisov (BLR) 1-1
0-0 Standard de Lieja (BEL) Liverpool (ENG) 0-1
2-2 FK Partizan (SRB) Fenerbahçe (TUR) 1-2
0-2 Twente (NED) Arsenal (ENG) 0-4
1-4 FC Spartak Moscú (RUS) FC Dinamo Kiev (UKR) 1-4
4-0 Juventus (ITA) Artmedia Petrzalka (SVK) 1-1
0-1 SK Brann (NOR) Olympique Marsella (FRA) 1-2
2-0 ACF Fiorentina (ITA) SK Slavia Praha (CZE) 0-0
2-2 Galatasaray AS (TUR) FC Steaua Bucarest (ROU) 0-1
1-2 AC Sparta Praga (CZE) Panathinaikos (GRE) 0-1
**********
3-0 Anorthosis FC (CYP) Olympiacos (GRE) 0-1
0-0 Vitoria Guimaraes (POR) FC Basilea (SUI) 1-2
2-0 Shakhtar Donetsk (UKR) NK Dinamo Zagreb (CRO) 3-1
1-0 FC Schalke 04 (GER) Atlético Madrid (ESP) 0-4
2-0 Aalborg BK (DEN) FBK Kaunas (LTU) 2-0
4-0 FC Barcelona (ESP) Wisla Cracovia (POL) 0-1
0-1 Levski Sofia (BUL) FC BATE Borisov (BLR) 1-1
0-0 Standard de Lieja (BEL) Liverpool (ENG) 0-1
2-2 FK Partizan (SRB) Fenerbahçe (TUR) 1-2
0-2 Twente (NED) Arsenal (ENG) 0-4
1-4 FC Spartak Moscú (RUS) FC Dinamo Kiev (UKR) 1-4
4-0 Juventus (ITA) Artmedia Petrzalka (SVK) 1-1
0-1 SK Brann (NOR) Olympique Marsella (FRA) 1-2
2-0 ACF Fiorentina (ITA) SK Slavia Praha (CZE) 0-0
2-2 Galatasaray AS (TUR) FC Steaua Bucarest (ROU) 0-1
1-2 AC Sparta Praga (CZE) Panathinaikos (GRE) 0-1
D.Villa-Brito-Paloschi-Quaresma
Real Madrid için bir fiyasko daha. Cristiano Ronaldo'nun ardından istedikleri iki futbolcu da sözleşme yeniledi. Dün Villarreal'de Cazorla. Bugün de David Villa. 2014 yılına kadar sözleşmesini uzattı David Villa. Zigic'i kesin satacaklar. Madrid medyası yarından itibaren Huntelaar'a döner. Olmadı Inter'den Adriano'ya sarılır. Tranferin kapanmasına 4 gün kaldı. Son yakarışlar bunlar. Valencia bir de kaleci transferini resmileştirdi. Brezilyalı Renan Brito'yu aldılar. Milan'da Shevchenko gelince kim gitsin piyangosu genç Paloschi'yi vurdu, Parma'ya verdiler. Milano'da beklenen son bomba Inter'e Quaresma. Porto, 30 milyon euro + Pele'yi istiyor. Ayıptır ama... O. Lyon, Milan'dan Massimo Oddo 'yu bitirmek üzere. Fabio Grosso'dan sonra bir başka İtalyan milli takımı beki O.Lyon'a geliyor.
Ronaldinho'dan Reverans
"Abi biraz önce lobideydim. Ukrayna bayan milli voleybol takımı otele giriş yaptı". Herkesin böyle bir tatil hayali vardır, bu cümleyi gelip havuz başında kuran bir arkadaşı da. Antalya'da bir otele Rus, Ukrayna, İsveç, Danimarka'lı bayan takımı gelsin. Voleybolcu tercih sebebidir tabii; kimse Rus gülleci, Bulgar çekiç atanı görmek istemez. Ronaldinho da kısmetli bir arkadaş. Pekin'de İsveç bayan futbol takımı ile aynı blokta kalıyorlarmış. Onun da canı can tabii. Çinlilere imza dağıtırken kuyrukta onu görmüş. Johanna Almgren . İsveç milli takımının oyuncusu. Ronaldinho en güzelinden bir reverans çekmiş ve elini öpmüş Almgren'in. Diyalog için de tercüman devreye girmiş. İki rivayet var, biri romantik! İlki, Ronaldinho'nun direkt evlenme teklif ettiği. İkincisi ise "odama gel" dediği tercüman vasıtasıyla. Johanna Almgren teklif artık hangisiyse-bence 2.dir- "hayır" demiş. "Johanna Almgren fotoğrafları için tıklayın" demeyeceğim elbette...
Jeremy Menez
En son ne zaman Monaco maçı seyrettiğimi hatırlamıyorum dolayısıyla Jeremy Menez hakkında da pek bir fikrim yok. Mancini'yi Inter'e satan Roma yana yakıla bir adam arıyordu onun pozisyonuna. Süper Kupa finalinde ileriye top taşıyacak, top tutacak birine ihtiyaçları olduğu ortaya çıkmıştı. Menez için Monaco'ya 12 milyon euro ödemişler. Rivayet odur ki Alex Ferguson onu 13 yaşındayken gözüne kestirmiş ama sonrası gelmemiş. İtalyanlar Henry tipinde bir oyuncu diyorlar. 21 yaşında, Benzema, Nasri, Ben Arfa kuşağından.
Ver Gazı Real Madrid'e
Dönem dönem geliyor bu nöbetler Real Madrid'e. Bir yıldızın peşine düşüyorlar arkalarında 2 gazete, günler, aylar boyunca koşturuyorlar. Bu sezonun ilk nöbeti Cristiano Ronaldo içindi. Marca ve As gazeteleri 3 ay yemeden içmeden "gel, gel yaptılar" Ronaldo'ya. Olmadı. Transferde gazı veren taraftar, teknik adam değil de sanki bu gazeteler. Birini kafayı taktılar mı, kurtuluş yok. Şimdi moda David Villa. Villarreal'den Cazorla'yı da getiriyorlardı Real Madrid'e; futbolcu kulübünde kaldı. Valencia'ya Real Madrid'in teklifini de Marca ve As belirliyor galiba. Dün 46 ve 47 milyon euro manşeti atmışlardı. Baktılar olmadı bugün zıvanadan çıkmışlar. 45 milyon euro artı De la Red ya da Higuain. Tabii bu arada Valencia'ya David Villa'nın yerine bir golcü bulmaları lazım. Onu da Zaragoza'dan getirmişler: 12 milyon euro'ya Diego Milito... Bitmek üzere olan bir transferle kapatayım: Roman Pavlyuchenko Tottenham'a imza (15 milyon euro) atacak, -domino etkisi- Berbatov da Man. United'a gider böylece...
Argentinopoulos
Bizim ligde kaç Arjantinli futbolcu forma giyiyor? Serie A'da 28 Arjantinli var. Komşu Yunanistan ise son yıllarda devamlı Arjantli ithal ediyor ligine. Galletti, Belluschi, Leto, Saja, Scocco, Ismael Blanco, Ledesma... Yunanistan 1. ligindekli 16 takımdan 13'ünde en az bir Arjantinli var. Asteras'da 7, Xanthi'de ise 5 futbolcu. Kadrosunda Arjantinli bulunmayan takımlar: Panathinaikos,Panionios ve Panserraikos. Bizdeki Brezilya modası da biraz olsun Arjantinli'yi kaysa hiç fena olmayacak... Başlık Ole'den emanet...
Bayrak Adam
26 Ağustos 2008
Skibbe'nin Sepeti
Sahayı sedye ile terketmeyen oyuncu; sakatlığını bir şekilde kenara bildirirken tribünleri de gözetmeli. Mehmet Topal'ı oyundan alan Skibbe'yi ilk lig maçında seyircisi (ki çoğunlukla numaralı tribün) yuhaladı. Topal'ın sakat olduğunu Skibbe'nin demecinden öğreniyoruz, inanmak zorundayız. (Bu arada Skibbe basın toplantılarında neden İngilizce konuşur?) Lakin S. Bükreş ile oynanan tek 90 dakikada tribünler onun hakkında bir fikir sahibi olmuş. Dakika bir, kimse güvenmiyor bu adama. Altyapı uzmanı, yardımcısı da işin piri dediler; yapılan transferler ortada. (Aydın vardı ne oldu ona?). Bu kadroya gençlerden kimse giremez. Yarınki rövanşı kazanmak demek; Meira ve Baros'un bonservisini karşılamak demek. Kalede yine Aykut olacak. De Sanctis olmasın zaten! İtalyan kaleci için "hazır değil" diyorlar. Saçmalık. Onunla aynı milli takımdan dönenler 3 haftadır maç yapıyor, haftaya da Serie A'da maça çıkacaklar. Tur kaybedilirse; Skibbe ile Aykut'a kesilir fatura. Maçın 5. dakikasında rakibin ayağına topu atan Aykut korusun elbette yarın kaleyi. De Sanctis'i ilk kez sahaya çıkartıp kılıç altında maç oynatmanın manası yok. Sağbekte uzun sakatlıktan dönen Linderoth fit olsa oynar ama Barış'tan başka alternatif yok gibi duruyor. Yine de beklenen kadro çıkmayacak sahaya. Skibbe'nin sepetinden bir tercihi, santra vuruşu öncesinde yarım saat konuşulur. Hakem İtalyan. Trefoloni. Çok iyi hakemdir. Romenlerin dil dolayısıyla kolay diyalog kuracağı bir hakem. Galatasaray kazanırsa, kadro bu maçın hakkını vermiş olur. Turu bırakırsa, Aykut kaleyi Kayseri'de De Sanctis'e teslim eder. İtalyan bu kadar kısa sürede hazır olur yani. Fenerbahçe'nin ilk maçta kırılma noktası, ofsayt olan 3. Partizan golü. Edu'nun yokluğunda Yasin saatli bomba. Partizan oynatamadığı 4 asıyla geldi. İlk maçı 2-1 kazanmış olsalar şansları var derdim ama kendi kendilerini yaktılar.
İtalya'da Kombine Fiyatları
Futbol Aşkının Bedeli başlığı altında Türkiye, İngiltere ve İtalya'dan kombine ve HD naklen yayın izleme bedelleri vardı. İtalya'daki kombine bilet fiyatlarıyla devam edeyim. 65 yaş üstü, 16 yaş altı gibi çeşitli indirimler yapıyor kulüpler. Ben düz fiyatları aldım. İtalya'da Avrupa kupası maçları kombine bilete dahil değil.
Milan
San Siro'da kale arkalarında 1. kat 350 euro, 2.katlar 180 euro. 3. kat ise 130 euro. Stadın en ucuz yeri Curva Sud 3. kat. Maraton/Kapalı dediğimiz Arancio tribünde 1. katta ortalar 1000 euro. Kenarlara doğru fiyat 500 euro'ya düşüyor. Geçen yazıda Galatasaray kapalısına eşdeğer aldığım Arancio 2. kat ise 350 euro. San Siro'da numaralı tribünde 800 euro'dan başlıyor koltuklar. En pahalı koltuk otopark imkanı da veren 3650 euro'luk Şeref tribünü. Burada oturan gollerde Galliani'nin kucağına atlayabiliyor.
Juventus
Maçlarını Torino merkezde oynayacak Juventus'un kale arkaları 250 euro. Karşı tribünde kombine 600 euro. Numaralı'da 750 euro. en pahalı koltuk bu tribünde 1.850 euro.
Inter
Milano'nun diğer yarısına göre Giuseppe Meazza olan stadyumda kale arkalarında 1. kat 350 euro. 2. katlar 200 euro. Maraton tribünde 1. katta orta saha bölgesinde kombine kalmadığından kale hizalarının fiyatını bulabildim: 780 euro. Maraton'da 2. kata çıkınca fiyat düşüyor tabii. Bu tribünde kombine 380 euro. Numaralıda tüm pahalı koltuklar satılmış durumda. Bu tribünün üst katlarında kombine 380 euro.
Roma
Olimpiyat Stadı'nda kale arkaları 235 euro. Maraton tribünde 680 euro ve 880 euro arasında değişiyor fiyatlar. Roma'nın en pahalı koltuğu Şeref tribününde 3900 euro. Numaralıda ortalama bir kombine 1150 euro. Bayan taraftarlar kale arkasına ise sadece 155 euro ödüyor.
Lazio
Ezeli rakibi Roma'dan farklı fiyatları yok Lazio'nun. Kale arkaları 220 euro. 16 yaşından küçüklere bu tribün sadece 110 euro. Maraton tribününde 500 euro'dan başlıyor, en iyi yer 800 euro. Numaralı tribünde sahayı en iyi gören yerler 900 euro. Şeref tribünü olarak geçen VIP tribünde en pahalı koltuk 3600 euro.
Fiorentina
Floransa'da Fatih Terim'in koştuğu kale arkası Curva Fiesole 255 euro. Karşı kale arkası da aynı fiyat. Maraton tribünde fiyatlar 375 euro'dan başlıyor. Maksimum 705 euro. Numaralı tribünde 1100 ile 1600 euro arasında değişiyor koltuklar. Stadın en pahalı koltuğu şeref tribününde. Sezonluk fiyatı 2000 euro.
Milan
San Siro'da kale arkalarında 1. kat 350 euro, 2.katlar 180 euro. 3. kat ise 130 euro. Stadın en ucuz yeri Curva Sud 3. kat. Maraton/Kapalı dediğimiz Arancio tribünde 1. katta ortalar 1000 euro. Kenarlara doğru fiyat 500 euro'ya düşüyor. Geçen yazıda Galatasaray kapalısına eşdeğer aldığım Arancio 2. kat ise 350 euro. San Siro'da numaralı tribünde 800 euro'dan başlıyor koltuklar. En pahalı koltuk otopark imkanı da veren 3650 euro'luk Şeref tribünü. Burada oturan gollerde Galliani'nin kucağına atlayabiliyor.
Juventus
Maçlarını Torino merkezde oynayacak Juventus'un kale arkaları 250 euro. Karşı tribünde kombine 600 euro. Numaralı'da 750 euro. en pahalı koltuk bu tribünde 1.850 euro.
Inter
Milano'nun diğer yarısına göre Giuseppe Meazza olan stadyumda kale arkalarında 1. kat 350 euro. 2. katlar 200 euro. Maraton tribünde 1. katta orta saha bölgesinde kombine kalmadığından kale hizalarının fiyatını bulabildim: 780 euro. Maraton'da 2. kata çıkınca fiyat düşüyor tabii. Bu tribünde kombine 380 euro. Numaralıda tüm pahalı koltuklar satılmış durumda. Bu tribünün üst katlarında kombine 380 euro.
Roma
Olimpiyat Stadı'nda kale arkaları 235 euro. Maraton tribünde 680 euro ve 880 euro arasında değişiyor fiyatlar. Roma'nın en pahalı koltuğu Şeref tribününde 3900 euro. Numaralıda ortalama bir kombine 1150 euro. Bayan taraftarlar kale arkasına ise sadece 155 euro ödüyor.
Lazio
Ezeli rakibi Roma'dan farklı fiyatları yok Lazio'nun. Kale arkaları 220 euro. 16 yaşından küçüklere bu tribün sadece 110 euro. Maraton tribününde 500 euro'dan başlıyor, en iyi yer 800 euro. Numaralı tribünde sahayı en iyi gören yerler 900 euro. Şeref tribünü olarak geçen VIP tribünde en pahalı koltuk 3600 euro.
Fiorentina
Floransa'da Fatih Terim'in koştuğu kale arkası Curva Fiesole 255 euro. Karşı kale arkası da aynı fiyat. Maraton tribünde fiyatlar 375 euro'dan başlıyor. Maksimum 705 euro. Numaralı tribünde 1100 ile 1600 euro arasında değişiyor koltuklar. Stadın en pahalı koltuğu şeref tribününde. Sezonluk fiyatı 2000 euro.
Frank Rijkaard
Geçen sene bu tarihlerde o sepete yeni transferleri dolduruyordu. Şimdi marketten alışverişini kendi yapacak kadar boş vakti var. Frank Rijkaard Barcelona'dan ayrıldı ama Barselona'da yaşamaya devam ediyor. Galatasaray 4 iyi transferi onun gibi bir teknik adamla kremalandırsa hiç fena olmazdı. Amsterdam, Monaco ve Barselona'da 3 evi varmış Rijkaard'ın. Bu sezon cepten yiyecek. Sezon ortasında takım alacağını da sanmıyorum. Gelecek sezon için ilk ihtimal Milan demek istiyorum ama Ronaldinho orada olunca durmak gerekiyor.
90 Dakika-Tribün Ateşi
Dün akşam her zamanki saatinde "90 Dakika" yoktu. NTV'den arkadaşıma sordum. Gelecek haftadan itibaren aynı saatte NTV'de olacak. Sergen ve Hakan Ünsal'ın programı da NTV Spor'a geçecektir. Cumartesi ve Pazar akşamları La Liga ve Serie A başladığında Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay'a konuşmak için ne kadar zaman kalacak merak ediyorum. Futbol Kulübü'nü izleyip spor faslını kapattım. Gece film izledikten sonra -02 idi- kanallara baktım. Fox TV'de Adnan Aybaba'yı (Telegol kan kaybetmiş) görünce durdum tabii. Hayri Hiçler-Engin Verel-Ersan Çelik (fox tv yorumcusunun adını bile doğru yazamamış sitesinde) ve Premier lig maçlarının unutulmaz sesi Bülent Ülgen. 15 dakika izledim, efsane olur bu ekip. Ciddi bir tiyatro var ortada. Futbol aramayın elbette. Programın adı Tribün Ateşi. Gelecek hafta kaçırmayın...
Milan Baros
Kewell, Meira, De Sanctis. 4 As'a bağlar, -eksik kupa ası- Galatasaray transferi. Milan Baros geldi. Kaleci transferindeki argüman burada da geçerli. Kim gelsin kardeşim? Torres, Villa, Eto'o mu? Neye bakacağız? Kaç gol attığına mı? Bizim memlekette La Liga'nın gol kralı adamının bile adının yanına 10 günde soru işareti konulmuşsa; kaç gol attığını da didik didik etmenin manası yok. Tek forvet oynar, Baros illa çift oynar gibi saçmalıkların da gereği yok. Galatasaray hatayı Oliviera'da çok oyalanarak yaptı. Platonik aşka dönmüştü Oliviera. "Sevmiyorsan sevme lan" diyemedi uzun zaman. Baros kabul edelim; adı kariyerinden önde giden bir adam. İki kriterim var. Houllier ve O.Lyon başkanı Aulas gibi kurtların vakti zamanında olurunu almış bir golcü. Galatasaray'ın oyun planında forvetin kanada çıkıp top alması, tutması ve arkadan gelen üçlüyü görmesi lazım. Bunu da yapar Baros. Kewell'ın parmağı var mıdır acaba bu tansferde? Soyunma odası için de iyi haber. Nonda ve Ümit Karan salmayacaktır, tek ya da çift, yanlarına ne yaparlarsa yapsınlar; adı-namı kendilerinden daha büyük bir adam gelmedi. Forma gözü kapalı Baros'un değil. "Song, Bouzid, Carrusca, Barusso gitti; Meira, Kewell, De Sanctis, Baros geldi" cümlesinden tatmin olmayan Galatasaraylılar; "gelmek" fiilini bir de gelecek zaman kipinde okusun. Belki o zaman mutlu olurlar...
25 Ağustos 2008
Robinho-David Villa-Riera
Tekrar olacak ama Robinho'yu sevmem. Sevdiğim Real Madrid'den gideceğine de sevindim. Herkes Real Madrid'de oynamak ister elbette. Oynayıp da gitmek isteyeni ise 5 dakika tutmuyorlar. Valencia maçında tribünler hesabını kesmiş zaten. Chelsea'ye gitmek istiyorum deyip zaten filmi koparmıştı Robinho. Chelsea onun gelişi sonrasında Malouda'yı da elden çıkartacak gibi. Real Madrid ise Robinho'dan kazanacağı paranın üstüne koyup 47 milyon euro teklif etti David Villa için. Valencia zorda ama satmıyoruz diyorlar. Fenerbahçe'nin sol kanadı için adı geçen Riera için Everton'un 12 milyon euro'luk resmi teklifi var. Reira Liverpool'da oynamak istiyor ama Benitez'in patronları bu rakamın üstüne çıkmıyorlar. Uğur Boral birkaç gün daha rahat uyuyabilir yani. Galatasaray'ın transfer listesinde olduğu yazılan Bianchi ise 2 gün önce Torino'ya imza attı.
Rivaldo Özbekistan'a
Dün gece Inter'de Figo'yu izlerken Rivaldo gelmişti aklıma. La Liga'da bir şekilde posası çıkartılmış son bir iyi kontrat için Serie A'ya kapak atan iki yıldız. Figo öyle ya da böyle tutundu. Rivaldo Milan'da yapamayınca paranın peşine düştü. Olympiakos'a gittiği sezon Galatasaray da istiyordu onu. Pire'den ayrılmak zorunda kaldı, ağlamaklıydı. Ceza sahası dışından hat-trick yapmış adamdır Valencia'ya. Atina'ya rekabetin öte tarafına AEK'e gitti. Geçen sezon orada da iyi top oynadı. Şimdi AEK taraftarından özür diliyorum ve ayrılıyorum diyor. İstikamet Özbekistan. Eto'o'yu memleketlerine getirip kendilerince şov yapmışlardı. Bu transfer gerçek ama. Bunyodkor diye bir takıma transfer oldu. Kendisi de bu takımı ilk kez duymuştur biz de. Ekmek parası ne yapacaksın...
Ferran Adria vs Aragones
Ferran Adria, Katalan. Sahibi olduğu El Bulli restoran Michelin'den 3 yıldıza sahip. Barselona dışında çalışmış, başka ülkelerde şubeler açmış bir şef değil Adria. El Bulli yılda 6 ay açık, kalan 6 ayda Ferran Adria ve ekibi yeni yemekler yaratmakla meşgul, yeni malzemeler keşfetmek için yolculuğu çıkıyor hatta gerekli mutfak aparatlarının da tasarımı yapıyorlar. Türkiye'de Michelin 3 yıldızlı restoran yok. Tut ki, oldu. Ferran Adria, El Bulli'yi İstanbul'da açtı Türk sermayesiyle. Adamın Barselona'da dünyanın tüm malzemeleri elinin altında, deniz ürünlerini Akdeniz'den, Atlantik'ten getirtiyor. Sen şimdi diyorsun ki Adria'ya; "gel buraya; yanında da sadece İberik jambonu getir. Burada elimizdeki malzemeyle bize 3 yıldızlı mönü hazırla." Kazara Adria, meşhur dönerimizi mönüden kaldırıp atarsa da; "ooo şef ne yapıyorsun, millet onun hastası" de. Ferran Adria memleketine döner kardeşim. Tıpkı Çinli şefle ile açılan; bir zaman sonra malzemeden çalınınca yerli malı ustayla yola devam eden memleketin Çin Lokantaları gibi...
Ferran Adria'nın memleketlisi Aragones'in ne farkı var şimdi ondan? Adria, biber dese 50 çeşidini buluyor, Aragones de İspanyol milli takımında sağbeki 10 adam arasından seçiyordu. Senede 6 ay çalışıyor muydu peki? O kadar mesaisi bile yoktu Aragones'in. Her mevki için en iyileri seçebileceği bir süpermarketten; kısıtlı çeşidi olan bir mahalle bakkalına bakıyor şimdi Aragones. Yanında getirebildiği de İberik jambonu niyetine Güiza. Adamın eline çiftlik levreğini vermişler: Burak. "Al bundan güzel bir buğulama yap" diyorlar. 3 transferin 2'si Aragones'in alışveriş listesinde olmayan, mönüye patron tarafından eklenen yemekler. Ne isteniyor peki? "Bize 3 Michelin yıldızı kalitesinde takım yarat". "Döner" Alex'i mönüden atmaya gelince de; mutfağa müdahale. Restoranın sahibi zaten iki yılda bir ülke mutfağı değiştirmekle meşhur. Ona kalsa kendisi dünyanın en büyük şefi. Aragones'in yanında Türklerin ağız tadını, tuz-biber-yağ ayarını bilen bir yardımcı şef de yok. "Aragones, sen bize mükellef sofra kur. Viyana'da kurduğunun tadını beğendik. Aynısından olsun. " Yok öyle yağma! Ya malzemeyi, mönüyü Aragones belirler ya da 3 vakte kadar gider. El Bulli'de, memleketinde yemeğini yer. Değişimse; mönüyü baştan yaratmaksa bunun hakkını veren Trabzon yönetimi. Restoranın masalarını mutfağa yakın tuttular kale arkasında, malzeme seçimini Şef Ersun'a bıraktılar. Nike'dan tabak-çanak takımı da yapmışlar. Ersun Yanal yemeği yakmazsa, Trabzonlu sabredip yemeği çiğ çiğ yemezse mönü pardon takım yaratmak nedir hep beraber göreceğiz... Galatasaray zaten yıllardır köfte-piyaz satıyor. Şefe formülü aktarıyor; arada bir fasülyenin, kıymanın iyisini buluyorlar o kadar. Beşiktaş mı? O, pazara restoranın kapısındaki valeyi gönderiyor yıllardır malzeme almaya. Çürük domatesi kakalayıp yolluyor onu pazardan...
Ferran Adria'nın memleketlisi Aragones'in ne farkı var şimdi ondan? Adria, biber dese 50 çeşidini buluyor, Aragones de İspanyol milli takımında sağbeki 10 adam arasından seçiyordu. Senede 6 ay çalışıyor muydu peki? O kadar mesaisi bile yoktu Aragones'in. Her mevki için en iyileri seçebileceği bir süpermarketten; kısıtlı çeşidi olan bir mahalle bakkalına bakıyor şimdi Aragones. Yanında getirebildiği de İberik jambonu niyetine Güiza. Adamın eline çiftlik levreğini vermişler: Burak. "Al bundan güzel bir buğulama yap" diyorlar. 3 transferin 2'si Aragones'in alışveriş listesinde olmayan, mönüye patron tarafından eklenen yemekler. Ne isteniyor peki? "Bize 3 Michelin yıldızı kalitesinde takım yarat". "Döner" Alex'i mönüden atmaya gelince de; mutfağa müdahale. Restoranın sahibi zaten iki yılda bir ülke mutfağı değiştirmekle meşhur. Ona kalsa kendisi dünyanın en büyük şefi. Aragones'in yanında Türklerin ağız tadını, tuz-biber-yağ ayarını bilen bir yardımcı şef de yok. "Aragones, sen bize mükellef sofra kur. Viyana'da kurduğunun tadını beğendik. Aynısından olsun. " Yok öyle yağma! Ya malzemeyi, mönüyü Aragones belirler ya da 3 vakte kadar gider. El Bulli'de, memleketinde yemeğini yer. Değişimse; mönüyü baştan yaratmaksa bunun hakkını veren Trabzon yönetimi. Restoranın masalarını mutfağa yakın tuttular kale arkasında, malzeme seçimini Şef Ersun'a bıraktılar. Nike'dan tabak-çanak takımı da yapmışlar. Ersun Yanal yemeği yakmazsa, Trabzonlu sabredip yemeği çiğ çiğ yemezse mönü pardon takım yaratmak nedir hep beraber göreceğiz... Galatasaray zaten yıllardır köfte-piyaz satıyor. Şefe formülü aktarıyor; arada bir fasülyenin, kıymanın iyisini buluyorlar o kadar. Beşiktaş mı? O, pazara restoranın kapısındaki valeyi gönderiyor yıllardır malzeme almaya. Çürük domatesi kakalayıp yolluyor onu pazardan...
Martin Palermo
Arjantin'de diz sakatlığı demek direkt sezonu kapatmak demek. Hatta daha fazlası. Martin Palermo sağ diz bağlarını kopardı ve 6 ay futbol oynamayacak. 9 yıl önce aynı sakatlığı yaşamıştı. O zaman 25 yaşındaydı. 34 yaşında sağ dizini sahaya bırakan adam futbola döner mi? Boca Juniors onsuz şampiyonluk yarışına bakalım nasıl devam edecek?