22 Eylül 2007
Yeni Camp Nou
Barselona'da bu gece Camp Nou'nın 50. yılı kutlaması var. 50 yıl içinde kapasitesi bir düşen bir artan stada İngiliz mimar Norman Foster'ın makyaj projesi kabul edildi. Kapasite 10 bin artacak. Çatı yapılacak, maliyeti 250 milyon euro. Maketin ilk görüntüleri bunlar. Biraz Allianz Arena biraz Wembley...
Yoan Guffran
Daha bir tek maçını seyretmek kısmet olmadı ama adını 2 yıldır duyuyorum. Internet çağı işte. Fransa 2. Ligi'nde geçen sezonun en iyi oyuncusuydu Yoan Gouffran. 1986 doğumlu ve 6 sezondur Caen'de. Geçen sezon 15 gol attı ve takımı Ligue 1'e çıktı. Transfer döneminde nereye gidiyor denilirken o kulübünde kaldı. Guadeloupe asıllı. Thierry Henry gibi. Paris'te büyüdüğünden sıkı bir Paris Saint Germain taraftarı ve bu kulübe gitmek istiyor. Trezeguet-Henry'den sıkılanlar için yeni alternatif: Gouffran ve Benzema. Fransızlar böyle işte büyük santrforlar yetiştiriyorlar ama hiçbiri Fransız değil. Osmanlı'nın devşirme sadrazamları, paşaları vardı şimdi de Fransızların santrforları...
San Siro'da boykot sona erdi
Milan'da Curva Sud'ün tezahürat boykotuna Maldini isyan edince cevap Brigate Rossonere'den geldi. Curva Sud adına açıklama yapmışlar, bu akşam Parma maçıyla beraber boykotu sona erdiriyorlar. Kulüp tarafında her ne kadar bedava bilet verilmiyor bu yüzden desteği kestiler dense de Brigate, geçen sezon Serie A'da getirilen yasaklara isyan ediyor. Bugün bir açıklama yayınlamışlar, "takımla bir problemimiz yok, geri dönüyoruz ancak pankartlarımızı, davullarımızı ve megafonlarımızı geri istiyoruz" diyorlar. Eski günlerde olduğu gibi...
San Siro'da tezahürat yasağı
Milan'da sahada işler yolunda gidiyor ancak geçen sezondan bu yana karışan bir daha da düzelmeyen tribünlerine gideri kaptan Maldini yaptı. "Gidip tarafsız sahada oynasak daha iyi"diyor Maldini. Mayıs ayında Atina'daki final öncesinde Curva Sud, Adriano Galliani'yi bilet için tehdit etmiş, Milano polisi 24 saat koruma vermişti Milan 2. başkanına. Bu sezona da tribün greviyle başladılar, maça gelmemezlik yapmıyorlar ancak takıma destek de vermiyorlar, veren taraftarı da tehdit ediyorlar Curva Sud'de. Kafayı taktıkları adamlar da var, Gilardino ıslıklanıyor, Dida'yla alkış tutarak dalga geçiyorlar. Şampiyonlar Ligi ilk hafta maçında da San Siro'da tezahürat yoktu, 3. katta Inter aleyhine başlayan tezahürata bile müdahale etmek için 2. kattan lider kadrosu baskına gitmiş bir üst kata. Anlamlı bir pankartla bitireyim: "Se questo e il calcio che volete. Questo e il calcio che avrete"İstediğiniz futbol buysa alın size işte o futbol ya da ne kadar ekmek o kadar köfte hesabı...
Mart 2007: Milan Curva Sud
Mart 2007: Milan Curva Sud
21 Eylül 2007
2 Belgesel ve Terim ve Mourinho
Fatih Terim'in 2. Galatasaray döneminin ilk sezonu 34 hafta boyunca iki profesyonel sinemacı tarafından kayıt altına alınmış, o görüntülerden "Eski Açık Sarı Desene" belgeseli çıkmıştı. Belgeselin ilk gösterimden kısa bir zaman sonra Fatih Terim ile Galatasaray'ın yolları ayrılmıştı. Hikayenin bir benzeri 4 yıl sonra Chelsea'da yaşanıyor bugünlerde. Blue Revolution, Chelsea'nin Abramovich ve Mourinho'lu dönemini anlatan belgesel. İlk gösteriminin yapıldığı akşam Mourinho'yu kulübe çağrıp "olmuyor artık seninle" dediler. 2 teknik adam da koltuğunu kaybetti geride belgeselleri kaldı yadigar. Mourinho'nun ayrıldığı haberine La Gazzetta 2 tam sayfa ayırmış, Avram Grant emanetçi, Roman'ın kulüpteki Musevi kontenjanından. Mourinho'ya yıllık 5.5 milyon euro ödüyorlardı, 5.5 da tazminat verecekler. Gideceği yer kısıtlı Portekiz'linin. Premier Lig kapısı kapalı. Ya Inter'de Mancini'nin ayağının kaydırılmasını bekleyecek ya da Portekiz milli takımının başına geçecek. Chelsea'da sezon sonunda ne Drogba kalır ne de Lampard. Kavganın galiba şimdilik Şevçenko oldu.
Berkant: Futbolcu olan
Galatasaray'da antrenman topçusuydu. Hafta içinde antrenmanlarda harikalar yarattığı haberleri çıkar oldu ki ilk onbirde sahaya çıktığında eli ayağına dolanırdı. Liverpool deplasmanında harika oynadığını hatırlarım, olmadı Galatasaray'da. Beşiktaş'a gittiği gün; "ben zaten çocukluğumda Beşiktaşlıydım" dedi, başka çaresi de yoktu. Bir son dakika golü vardı galiba orada da. Bayern Munih altyapısındayken Beckenbauer'in "büyük yıldız olacaktı ancak atlaması gereken bir basamak vardı, orada takılı kaldı" dediği futbolcudur Berkant Göktan. Bundesliga'ya döndü Kaiserslautern'de de iş yapmadı, bitti derken, 1860 Munih'de patladı. Daha 27 yaşında. Bu gece St. Pauli'yi 2-1 yendiler, 1 golü de o attı 46.500 taraftarının önünde Allianz Arena'da. 6 maçta 3 golü var. Bazen uçurumun kenarından dönersin futbolda işte böyle...
18 Eylül 2007
Peki Bir Sor Capello Neden İstanbul'da
Spor medyası Zico'nun yerine hoca beğeniyor bugünlerde. Capello da yarınki Fenerbahçe-Inter maçı için İstanbul'a gelince en acarından bir muhabir haberi patlatmış. Beraber okuyalım: İnter Teknik Direktörü Mancini’nin İtalya basınında yer alan haberlere göre tahtının sallandığı gündemdeki yerini korurken, Zico’nun da durumunun tehlikede olması Capello’nun bu iki hocanın yerine anılmasına sebep olmuştu. Son olarak Real Madrid’i çalıştıran ve bu sezon henüz hiç bir takım almayan Capello’nun böylesine bir maçı izlemek üzere İstanbul’a gelmesi dikkat çekti. Bakalım Capello Zico’nun mu, Mancini’nin mi tahtına geçecek?
Muhabir papatya falı açmış. Bakalım ne olacakmış? Ben olacağı değil; olanı söyleyeyim. Capello, RAI'nin yorumcusu, yarın akşam maçı İtalya'da RAI veriyor. Adam da yorum yapacak. Bir sorsanız adama, olmadı beraberinde gelen bir İtalyan gazeteciye. Ne ayak bu Capello ne işi var diye İstanbul'da. Bu arada bizim medya Mancini'yi de koltuğundan etmiş. Bravo diyorum; bak el hareketi yapmıyorum. Yapan Capello o da arşivden...
17 Eylül 2007
Pazartesi Notları #15
# Sözlük izlenimlerime göre baskette herkes İspanyol milli takımına kılmış, "çirkeflermiş", ben bilmem, Ruslar, İspanya'da kazandı. İlginç olan voleybolda da iki ülke final oynadı. Rusya'da. Orda da İspanyollar tarihlerinde ilk kez şampiyon oldular. 1-1 yani Pazar'ın skoru...
# Naklen yayında iki pis sakatlık geldi ekrana. Silvestre'nin dizi gitti, sezonu kapadı. Shevchenko da Samba'nın kafasına vole attı. Bir zaman sonra sahaya herkes Cech gibi kask ile çıkacak galiba futbolda.
# Arsenal derbide Tottenham'a yine ekmek vermedi, deplasmanda 3-1 aldılar ama Adebayor ve Fabregas'ın attıkları da gol değil, başka birşey onlar.
# Liverpool'da Rafael Benitez'in meşhur kadro rotasyonu taraftarını çıldırtmaya devam ediyor. Bunca yıldır ligde şampiyon olmamışsın hala Şampiyonlar Ligi maçını düşünüp Gerrard-Torres'i yedek bırakıyor bu İspanyol. Ayıp kardeşim.
# Cristiano Ronaldo penaltı almak için kesin villasının havuzunda özel antrenman yapıyor. Nedir bu kardeşim her maçta en az 3 kere balıklama atlamak? Everton'da Arteta ne güzel adamdır.
# Chelsea-Blacburn maçı için Madame, aksiyon filmi gibi dedi. Kesinlikle hak verdim. Kalou'nun canım golünü yediler, Mourinho yine çıldırdı
# Cumartesi yine maç manyağı olduk. Bayern Munich-Schalke 04 maçı güzeldi. Bu takım hala Ballack'ı arıyor. Ben olsam devre arasında direkt geri alırım. Para kazandırmadı, sattı bize diye ağlamaz Almanlar.
# 3 büyüklerin maçlarında hakem faciası vardı. Beşiktaş'ın verilmeyen golü, Fenerbahçe'de Kezman'ın dirseğine çıkan sarı kart( ya kırmızı çıkar ya da pas geç) ve Konyalı futbolcunun anlamsız sarı kartı. Antep'de De Nigris, Manisa'da Holosko inanılmaz oynuyor. Biz Kezman aleyhine yazı yazınca Hollanda Ligi'ni mi küçümsüyor olarak anlıyorlar.
# Ancelotti de Rafael Benitez gibi ligde yıldızlarını evde bıraktı. Bahis oynayanlardan büyük küfür yemiştir. Var ya biz de yorumcular. Kaka'lı Milan kazanır falan diyenler... Hadi ordan!..
# Serie A'da fark yiyen ertesi hafta diriliyor. Udinese de gitti Juve'ya patladı.
# Real Madrid 16 yıl sonra sezona ilk kez 3 galibiyetle başladı. Barcelona'da fantastikoslar dandikos çıktılar yine bu hafta. Akıl karı değil ama bu takım gol atamıyor. Sevilla yine çatır çatır. Atletico Madrid 200 milyon euro da harcasa bu takım da bir basiretsizlik var.
# Fox TV'deki spiker sorunu hala çözülmedi. Lig TV'de Melih Şendil çok Fenerli duruyor mikrofonda.
# Torik alıp, lakerda yaptırmanın tam zamanı. Bay V, rakı ve soğuk meze sonrası yemeğe bir bardak sıcak çayla ara vermenin büyük yararını olduğunu fısıldadı. Sonra devam tabii...
# Şarap, kalamar, levrek buğulama. Hepimiz günahkarız, hepimiz...
# Cenevre gölünde balık var mıdır?
Martin Palermo yine kustu
Santiago Bernabeu ayaklar altında
Sen hep böyle kal
16 Eylül 2007
Colin McRae gitti
WRC'de 146 ralli. Subaru-Ford-Citroen-Skoda. 1995 şampiyonu. 39 yaşındaydı. İskoç artık yok.
10 yıl önce Christian Vieri
Sene 1997. Luciano Moggi Vieri'yi iyi paraya Atletico Madrid'e satmış. V. Calderon'da imza günü. Elinde Frente Atletico atkısı yani Anti-madrista. Fernando Torres daha 13 yaşında. Forma reklamı Marbella. Atletico Madrid'in efsane başkanı Jesus Gil aynı zamanda Marbella belediyesinin başında, Araplardan oluk gibi dolar akıyor Marbella'ya. Jesus Gil de hortumluyor, yok iftira değil hapis yatmışlığı var bu davadan. Neyse kısa keselim, muhteşem bir sezon geçirdi Vieri. 24 gol atıp gol kralı oldu. Bir daha da bir sezonda 24'ün yanından geçmedi. Bir yıl kaldı Madrid'de, sonra Lazio, Inter...