Haftasonu programını bu siteye bakıp yapıyorum. Liveonsat. Uyduda, şifreli, şifresiz ne kadar maç varsa listeliyor arkadaşlar. tebriklerimi yolluyorum. Haftasonunun yol haritasını çizdim. Bugün 14:45'de Liverpool-Man. United var. Man. United bir maç eksiği olan Chelsea'nin 9 puan önünde. Anfield Road'da kaybetmezlerse işi bitirirler gibi. Liverpool'un aklı Barça maçı rövanşında olur deyip klasik türk yorumcusu repliği attırayım araya. Saat 16:30'da E1'de Hertha Berlin-Bayern Munih var. Dün akşam Schalke 04 yine kaybetti. Ligin lideri 2 maçını içerde oynuyor ve önce Leverkusen'e ardından Hamburg'a kaybediyor. Madenciler kafayı yemiş. Durdukları yerde kaşındılar. Saat 16:00'da canım kardeşim Napoli'nin evinde maçı var Spezia ile. Akşama İnönü'deyiz. Beşiktaş taraftarını takdir ederim, başımın üstünde yerleri var. Kartal gol gol diye yine otomatiğe bağlarlar ancak Baki faktörü var.
Dolmabahçe dönüşü deli bir maç var. Sevilla-Barcelona. Sevilla çakarsa; La Liga 'nın tadından yenmez olacak gelecek haftalarda. Pazar günü İtalya'da yine Siciya derbisi var. Messina-Palermo maçında bakalım arıza çıkacak mı? Saat 19:00'da Atina derbisi var ERT World kanalında. Yunanlılar şifresiz yolluyorlar uyduya. Haftasonu için gözüme kestirdiğim son maç Capello'nun yerine gelecek denilen Schuster'li Getafe'nin Santiago Bernabeu randevusu.
3 Mart 2007
2 Mart 2007
Adriano kampta!
Marbella-Malpasat'da Parma'nın devre arası kampında izlemiştim onu yıllar önce. Kalede Taffarel'in olduğu sezon. Parma'nın defansındakiler illallah etmişti. Hava toplarında önüne geleni eziyordu. İnsan değil dersin ya işte ondan. Fiorentina'da iyi işler yaptı. Inter'e geri döndü. Topu ayağına aldığında direkt kaleyi düşünen santrforlara da bir yere kadar sabrım vardır. Bu topu aldı mı deli eder beni. Her yerden vuracak gücü de vardır hani. Tabi sahada harcarsa. Foto, Novella 2000'den. Adriano, Şampiyonlar Ligi'nde Valencia ile 2-2 biten maç öncesinde 25. yaşgününü kutluyor. Kuşlar Roberto Mancini'ye haber uçuruyor, Adriano maçta yedek bekliyor. İşte bu da şampanyalı alemin belgesi..
Puyol&Totti
Bu fotoğrafa baktım ve aklıma nedense Barcelona kaptanı Carles Puyol geldi. 3 Kasım 2006'dıydı tarih. Barcelona kafilesi El Prat'tan havalanmış, La Coruna deplasmanına gidiyor. Uçak indiğinde Puyol'a "baban öldü" diyorlar. Yılda bilmem kaç milyon euro kazanan Puyol'un babasını bir öğleden sonrası için insan Marbella'da golf oynarken, Paris'te turdayken, El Corte Ingles'de alışverişte hayal ediyor. Peki nerede ölüyor bu adam? Barcelona'ya 200 km uzaklıkta Puyol'un doğduğu kasabada, memleketinde bir iş makinesinin koltuğunda kazaya kurban gidiyor. Peki ya fotoğraf ne alaka? Fotodaki kadın, Daniela Serafini. Ilary Blasi'nin annesi. Francesco Totti'nin kayınvalidesi. Roma'da trafik polisi. Koskoca Roma kaptanının kayınvalidesi Roma'da trafik polisi ve işine devam ediyor. Türk kafamla ne Puyol'u anlayabiliyorum ne de Totti'yi. Bildiğim; Puyol ve Totti Türk olsa, Baba Puyol'un kahvede okey masasında yaşlanacağı; kaynana Serafini'nin de emniyet müdürü olacağı...
Baltica Beer
Kaç film kaç kitap?
Hayatım boyunca günlük tutmadım, tutup da para kazanan en son hatırladığım Hasan Cemal var. Blogda da pek garip gelir, şurdaydım, şunu yaptım, bunu yedim, bu güzeldi demek her seferinde. Yapana eyvallah da tek hayıflandığım şudur. Kaç film seyrettim? Kaç kitap okudum? Kaç maç seyrettim? Kaç şehir, ülke gördüm? Şehir, ülke hesabı az çok yapılıyor da; ya kitap ya film.. Var mıdır çocukluğundan itibaren bunun defterini tutan. Seyrettiği filmleri listeleyen, her filmin yanına ufak bir beğendim, iğrençti, sinemada seyretmeye değmez notu düşen. Okuduğu kitapları listeleyen? Ne zaman okudun? Bir önce okuduğun kitap hangisi ya da bir sonrası. Kaç maç seyrettin statta, kaçı ekranda. Muhteşem maçtı, baydı sonunu getiremedim notu düşülen. Satın alınanlar albümlerin bir listesi ve evde halihazırda olanlarla karşılaştırılıp hacılananların dökümü. Artık çok geç hayatın xls'ini çıkarmak için. Neresinden başlayacaksın, neleri atlayacaksın? Evlada öğüdüm olacak bu. Bütün filmleri, kitapları, maçları hatta sevgilileri, restoranları, barları yazsın bir kenara ama önce okuma yazmayı öğrensin...
İyi yıkayın leke kalmasın
Kia Joorabchian, Boris Berezovsky, Roman Abramovich, Alexandre Gaydamak, Arcadi Gaydamak. Bu isimlerin hiçbiri 3-4 yıl öncesine kadar futbolsever için hiçbirşey ifade etmiyordu. Oligarklar, silah ticareti yapanlar, 3 ülke pasaportuyla dolaşanlar. Listeye yeni bir isim eklendi. Bernard Tapie'nin 90'ların başında şike ile yerine dibine soktuğu Marsilya'yı nasıl aldığı muamma olan Robert Louis-Dreyfus - Adidas'cı Dreyfus- kulübü 115 milyon dolara satmış. Marsilya'nın yeni sahibi aynı Kia Joorabchian gibi ilginç bir geçmişe sahip. Jack Kachkar (Kaçkaryan) Suriyeli bir Ermeni ailenin oğlu. Kanada vatandaşı. Kia da İranlı bir Ermeni ve Kanada vatandaşıydı. Kanada'da ilaç sektöründe almış yürümüş derler. Futbol ve Marsilya aşkı nerden geliyor sormaya gerek yok! Satanlar zaten muteber adamlar değildi ama ya alan? Futbol endüstrisi dev bir çamaşır makinesine döndü. Herkes gelip burada yıkıyor. Gömleklerini canım..
L'Equipe satışı manşetten görmüş elbette. Fransızlar paranın kaynağı konusunda hala tereddütteler. Jack Kachkar 1969'da Kanada'ya göç etmiş. Inyx adlı ilaç şirketinin sahibi. Le Figaro'daki Descartes'ın torunları olaya elbette şüpheyle yaklaşmışlar.
L'Equipe satışı manşetten görmüş elbette. Fransızlar paranın kaynağı konusunda hala tereddütteler. Jack Kachkar 1969'da Kanada'ya göç etmiş. Inyx adlı ilaç şirketinin sahibi. Le Figaro'daki Descartes'ın torunları olaya elbette şüpheyle yaklaşmışlar.
1 Mart 2007
Poker spor mudur?
Bizim memlekette kumarı devlet oynatır. Kendisi oynatınca da adı talih oyunu olur. Casino, rulet cızdır, ocak söndürür. Sayısal loto, on numara şansını denediğin masum talih oyunudur. Yersen! Eurosport 2 uzun zamandır yayınlıyor poker turnuvalarını. Poker spor mu? Hiçbir zaman aklıma yatmadı pokerin spor olabilme ihtimali. Bilardoya eyvallah da satrançı spor yapanlara hadi len dediğim gibi. Amerikalılar son yıllarda bizde pek bilinmeyen texas hold em'i pompalıyorlar dünyaya. E2'de gece yarısından sonra yayınlıyor poker turnuvalarını. İtalya'da da promosyonlar gırla. La Gazzetta dello Sport ben istediğim kadar değil diyeyim "lo sport del poker" adı altında kitap+dvd setini 10 euro'dan gazeteyle birlikte dağıtıyor. İtalyanlar da artık texas hold'em'i keşfediyor. Reklamların arasında dolanırken Full Tilt Poker sitesinin güzel işlerine rastladım.
Texas Hold Em dediğin adam gibi oturup kağıt dağıtacak krupiyer ister. Bozar bizi bu oyun. Biz aslanlar gibi 5 kağıt kapalıya devam edelim, eski köye yeni adet getirmeyelim. Eurosport da akıllı olsun..
Texas Hold Em dediğin adam gibi oturup kağıt dağıtacak krupiyer ister. Bozar bizi bu oyun. Biz aslanlar gibi 5 kağıt kapalıya devam edelim, eski köye yeni adet getirmeyelim. Eurosport da akıllı olsun..
Vur kaç
Sabah gazeteleri dolanırken nette, yukardaki güzel iş dikkatimi çekti. El Mundo Deportivo, Barca'yı gazlıyordu. Kral Kupası'nda geçen sezon çarpıldıkları Zaragoza'ya ilk maçta Camp Nou'da eski Real Madrid'li Diogo'nun golüyle yenilmişlerdi. Öğleden sonra Palermo-Milan maçını seyretmiştim, zevkli maçtı gol olmamasına rağmen. Bu ondan da zevkli oldu. Zaragoza'nın kadrosuna hayranım, adamlar transferde hep 12'den vuruyorlar. Kanal A kimindir ne yerler ne içerler bilmem ama Fransa Ligi, Kral Kupası derken benden çok hayır duası alıyorlar. Rijkaard gemileri yakmıştı, 3'lü defansla çıkmış sahaya. Barca ilk yarı 2 tane kitleyince ikinci yarı deli maç oldu. D'Alessandro atıldıktan sonra 2-1'i bulan Zaragoza kendini yırttı ama olmadı. Beşiktaş'ta itin götüne koyulan Juan Fran, sağ kanadı salladı durdu. Barca yarı finale çıktı. Katalanlar bunu Anfield Road'daki Liverpool rövanşı için bir ışık olarak görüyorlar şimdi. 2 maç 180 dakika. Ne kaldı geriye? Türk futbolcusu "teknik" anasını satayım lakin ruh yok.
Real Zaragoza:1 Barcelona: 2
Real Zaragoza: César; Diogo, Piqué, Gabriel Milito, Juanfran; Zapater, Movilla (Celades, min.46); D'Alessandro, Sergio García (Ewerthon, min.72), Óscar González (Aimar, min.46); Diego Milito. Barcelona: Jorquera; Oleguer, Thuram, Puyol; Xavi, Márquez, Iniesta, Deco (Gudjohnsen, min.85), Giuly (Zambrotta, min.74), Messi Ronaldinho
Real Zaragoza:1 Barcelona: 2
Real Zaragoza: César; Diogo, Piqué, Gabriel Milito, Juanfran; Zapater, Movilla (Celades, min.46); D'Alessandro, Sergio García (Ewerthon, min.72), Óscar González (Aimar, min.46); Diego Milito. Barcelona: Jorquera; Oleguer, Thuram, Puyol; Xavi, Márquez, Iniesta, Deco (Gudjohnsen, min.85), Giuly (Zambrotta, min.74), Messi Ronaldinho
0-1. Min.18, Xavi; 0-2. Min.25, Iniesta 1-2. Min.71, Piqué.
28 Şubat 2007
Endülüs'de raks
İspanya Kral Kupası'nda çeyrek final 2. maçı. Bu sezon 4. Sevilla derbisi. İlk maçta kentin garibanları Real Betis, sosyete Sevilla'nın sahasında 0-0'a bağlamış maçı. Bir gol, yarı final diyor. Kanoute 57'de yerleştirince olan Sevilla'nın hocasına oluyor. Juande Ramos'un kafaya isabet eden şişe adamı 2.80 yere yıkıyor. Maç tatil ediliyor.
Terso
Futbol garip oyun. Bellamy 5 gün önce golf sopasıyla daldığı adama asist yapar. Liverpool Camp Nou'da kazanır. Galatasaray, Bülent Korkmaz'a jübile yapmaz, onun takımı Ali Sami Yen'de Galatasaray'ı kupa dışına iter. 15 dakika tribünün yuhaladığı Hasan Şaş, Denizli maçında o yuhların üstüne haftalar sonra gol atar. Inter, Serie A'nın 7. haftasında Udinese ile deplasmanda 0-0 berabere kalır. O haftadan itibaren ligde 17 maç arka arkaya kazanır. 11 maçlık rekoru tarihe gömer, uzak ara şampiyonluğa koşar. Mayıs 2006'daki Siena maçından beri San Siro'da 3 puanı sektirmeyen Inter'in galibiyet serisi yine bir Udinese maçında bozulur. San Siro'da 1-1 biter maç. Ben bir rakı koyayım kendime Giorgio amcamın şerefine içeyim...
INTER (4-3-1-2): Toldo; Maicon, Cordoba, Materazzi, Grosso (dal 41' s.t. Gonzalez); Zanetti, Burdisso, Solari (dal 17' s.t. Maxwell); Figo; Ibrahimovic, Adriano (dal 36' p.t. Crespo). In panchina: Julio Cesar, Samuel, Dacourt, Cruz. All.: Mancini
UDINESE (3-5-2): De Sanctis; Zapata, Natali, Coda; Motta (dal 30' s.t. Zapotocny), Pinzi, Obodo, Muntari, Dossena; Asamoah (dal 34' s.t. D'Agostino), Di Natale (dal 26' s.t. Siqueira) In panchina: Casazza, Lukovic, De Martino, Tiboni. All.: Malesani
MARCATORI: Obodo (U) al 2' s.t.; Crespo (I) al 21' s.t.
INTER (4-3-1-2): Toldo; Maicon, Cordoba, Materazzi, Grosso (dal 41' s.t. Gonzalez); Zanetti, Burdisso, Solari (dal 17' s.t. Maxwell); Figo; Ibrahimovic, Adriano (dal 36' p.t. Crespo). In panchina: Julio Cesar, Samuel, Dacourt, Cruz. All.: Mancini
UDINESE (3-5-2): De Sanctis; Zapata, Natali, Coda; Motta (dal 30' s.t. Zapotocny), Pinzi, Obodo, Muntari, Dossena; Asamoah (dal 34' s.t. D'Agostino), Di Natale (dal 26' s.t. Siqueira) In panchina: Casazza, Lukovic, De Martino, Tiboni. All.: Malesani
MARCATORI: Obodo (U) al 2' s.t.; Crespo (I) al 21' s.t.
Maestro gitti
İtalya'da spor gazeteciliğinde ağabey olarak anılan Giorgio Tosatti de gitmiş bu diyardan. RAI'de çok seyrettim, çok yorumunu okudum. Şimdi bizim memlekette muadili şudur diyeceğim bir adam var mı yok. İtalyan futbolu bu adamdan sorulurdu. Babası Renato'yu; ki Corriere dello Sport'un genel yayın yönetmeniydi 12 yaşında Torino'nun düşen uçağında (4 Mayıs 1949) kaybeden adam yok artık.
Tu chiamale, se vuoi, emozioni
Tu chiamale, se vuoi, emozioni
Son delikanlı
Rolling Stones İspanya edisyonu Mart 2007 sayısı. Barcelona'yı ikiye bölen adam kapakta. Şampiyonluk yolunda söylediklerini şimdilik herkes yuttu. Hesaplaşma sezon sonunda. Samuel Eto'o "Son delikanlı". Derginin kapağında görülen bir başka konu var ki; dünyanın en sakat 10 maçı. Xavi yolla kardeşim dergiyi..
27 Şubat 2007
Cristiano Ronaldo&Daria Werbowy
Cristiano Ronaldo, Vogue Amerika'nın Mart sayısında Daria Werbowy ile Anna Wintour'un tezgahından geçmiş. Dünyanın en popüler futbolcu sıralamasında Ronaldinho'yu sollayacağının ya da sollamak üzerinde olduğunun işareti. Yedek kulübesinde Daria gibi hocam olsun ilk onbirde oynarsam şerefsizim bu arada. Kasığım çeker mütamediyen.
Engin otur yerine sıfır
Engin Ardıç'ı severim. Tipik Galatasaray Liseli'dir. Nokta dergisinde çalıştığı yıllarda alayına giydirdiği Doğru söyleyeni dokuz köyden'i yıllardır arar dururum. Israrla basmazlar bu adamın kitabını. Akşam gibi anlamsız bir gazetede yazıyor, Şakir Süter, Burhan Ayeri gibi adamlarla aynı gazeteyi paylaştığı için küfür ediyordur kendine. Haftada 3 gün ona buna sallar. Şişe bir sosyal demokrat, bir biber, bir sosyal demokrat bir domates takar. Ukala tavrı kimi zaman duvara toslar. Bu Pazar yazdığı yazıda olduğu gibi. Oscar'ı iti götüne koyduğu yazıda o çok bilmişliğiyle buyurmuş:
"Benim iki adayım var: Biri elbette Clint Eastwood, diğeri de “Babil” ve yöneten İspanyol çocuk, Alejandro Gonzalez İnarritu... Pardon, “Bask” çocuk demeliydim."
"Bask" ile hava yapana kadar şuna Meksikalı deseydin Engin abim. Bir de demişsin ki:
"Kanımca Martin Scorsese bu yıl da babayı alır ve suratı gene çarşamba pazarına döner. Seyirciler arasında öylece kalakalır."
Departed ile Scorsese Oscar'ı aldı. Bugün Salı Pazarı var Engin Bey. Akşam vakti babanın kilosunu 5'den veriyorlar.
345 Engin otur yerine sıfır.
Kanal tedavisi yapılır
Real Madrid'i sevme sebeplerinden biriydi. TRT'nin siyah beyaz ekranında mönşengladbah, notingamforest, liverpul'lu yıllar. Camacho, Butragueno, Gordillo, Martin Vasquez, Valdano. 81'de geldiği Atletico Madrid'de 54 gol attı. 85'de şehrin 3 km ötesine; Cibeles çeşmesine gitti. Real Madrid'de 7 sezon 4 gol krallığı. 207 gol 207 takla. 10 yıl olmuş futbolu bırakalı. En son Meksika Milli takımında Ricardo La Volpe'nin ayağını kaydırdı dediler. Şimdilerde o takımın teknik direktörü. Bir de bunca yıl sonra öğrendiğim birşey var ki: Bizim panço aynı zamanda bir dişçiymiş. Universidad Nacional Autonoma de Mexico'dan mezun üstelik. Santiago Bernabeu'da gola atıp takla atan Meksikalı bir dişçi. Bunu da gördük..