29 Aralık 2006

İspanyol usulü sazan buğulama


Sabah gazetelere göz gezdiriyorum. Birkaç gazetede var aynı haber: "FIFA , yılın futbolcu ödülünde oylamada hata yapıldığını açıkladı. Ödülü kazanan Cannavaro değil Zidane 'mış."
Dün İspanyolların attığı sazana İtalyanlar olta uzatmamıştı. Bizim medya anında lapin gibi atlamış.

28 Aralık, bizim 1 Nisan'ın İspanya'daki muadili. İspanyollar "el dia de los santos inocentes" diyorlar bugüne. Tüm dünyada medyanın benzerlerini 1 Nisan'da yaptığı asparagas haberleri de 28 Aralık'da yaparlar her yıl. İtalyan medyası da şerbetli olduğundan yemez elbette.

Marca da dünkü sayısında Geoffrey Rigaudeau imzalı bir haber yayınlamış, ödülün Cannavaro'dan alınıp Zidane'a verileceğini haber yaptı 28 Aralık hatırasına. Geoffrey Rigaudeau kim; bilen yok bu arada!

İspanyolların şakası İtalyanları bu arada zıvanadan çıkarttı. Dün akşam Italia 1 'da İspanyollara gider yapan ağır bir metin okundu spor haberlerinde. Fransızlara "yalakalık yapacağınıza oturun Cannavaro'nun Dünya Kupası'nı kaldırdığı görüntüleri bir kez daha seyredin ve akıllı olun" dedi kısaca İtalyanlar...

Marca'daki haber

28 Aralık 2006

Sophie Sandalo 2007


Sophie Sandalo. Profesyonel golfçü. 1976 Nice doğumlu. İtalyan vatandaşı. 14 yaşından beri golf oynuyor. Golfü değil takvimlerini seviyoruz tüm mahalle.

Such a complex world needs a good explanation






Milenio-Meksika
Agency: Olabuenaga Chemistri, Mexico Executive Creative Director: Ana Olabuenaga, Jorge Cuchí >> Creative Director: Pablo Ferrari >> Art Director: Héctor Colin, Iliana Solís, Gert Kiebooms >> Copywriter: Miguel Rocha, Pablo Ferrari >> Illustrator, Photographer or other additional credits: Stock, Héctor Colín

Fatalizm


Ralph Stebbins, 29 Nisan 2005'de ABD'de piyangodan 208 milyon dolar kazandı. 42 yaşındaydı. 23 yıldır Mary Stebbins ile evliydi. 22, 19, 17 yaşında iki kız bir erkek çocuk babasıydı. Hiçbir sağlık problemi yoktu. 20 ay sonra, 26 Aralık 2006'da kalp krizinden öldü.

Adriannnnnnnnn


Sene 1976. Rocky vuruyor,indiriyor. Biz de sinemadan çıkmışız, alayımız Rocky anasını satayım. Eve kadar kroşe, aparkat gittik bütün mahalle. Adrian gibisi yoktu bizim mahallede. Ayşe vardı, Aslı vardı Adrian yoktu işte ne bilim. Az hanzo değildi Rocky. Ne fedakar sevgiliydi Adrian. 30 yıl geçmiş aradan. Rocky olmuş 1-2-3-4-5 şimdi de 6. Adriannnnnnnn. E yaşlanmışsın sen..

Talia Shire 1946 doğumlu. Godfather Trilogy ve Rocky'de sevdim onu..

27 Aralık 2006

Tekila ve tango


Dünya Kupası'nda Meksika'nın başında elinden sigarasını düşürmeyen, mikili kravatlı adamdı Ricardo La Volpe. Evine yollayan kendi vatandaşları oldu. Arjantin'e elendikten sonra memlekete döndüğünde Boca Juniors 'un başına geçti. Meksika Milli takımından ayağını kaydıran Hugo Sanchez de onun koltuğuna. Boca'da geleceği gören Maradona oldu. Bu adam görevde kalırsa kulüp üyeliğinden istifa ederim dedi ama yanar döner olduğundan dediğini de yapmadı.

Apertura'ya sağlam girdi Boca. River Plate deplasmanına derbiye gittikleri gün 4 puan öndeydiler. River'da Gallardo yedek, Ortega alkol tedavisindeydi. Favori Boca'yı, Monumental'da darmadağın etti River Plate. Higuain 2 gol attı ve o maç onu Real Madrid'e taşıdı. La Volpe'nin sigarayı 3 pakete çıkardığı günlerdi.

Son iki haftaya girilirken La Volpe'nin Boca'sı Estudiantes'in 4 puan önündeydi. Belgrano deplasmanında 1-0 mağlup oldu Boca, Estudiantes, Argentina Juniors deplasmanından bir puanla döndü. Ligin son haftasında şampiyonluk için Boca'ya evinde bir puan yetiyordu. 1-0 öne geçtikleri maçı 2. yarıda 2-1 verdiler. Estudiantes, sahasında 84 dakika gol atamadığı maç 2-0 aldı. Puanlar 44-44 eşitlendi. Kurallar gereği tarafsız sahada bir final maçı oynayacaklardı. Racing'in stadı Boca, 1-0 öne geçti. Estudiantes ikinci yarıda maçı çevirdi ve son 10 yıldır yenemediği rakibini 2-1 mağlup etti ve şampiyon oldu.

Buenos Aires yanıyordu. Ricardo La Volpe başkente dönemedi. Dönse kovulmaktan beter edeceklerdi Boca'nın kıyısında. Yerine Velez Sarsfield 'in hocası Miguel Angel Russo geldi. Teknik direktörsüz kalan Velez Sarsfield da Ricardo La Volpe'ye gel bizi çalıştır dedi.
Şimdi Clasura'da La Bombonera 'da Boca taraftarı onu bekliyor. Gel gelmeyen ibne.
Ricardo La Volpe 54 yaşında. 1978 Dünya Kupası'nı kazanan Arjantin milli takımının yedek kalecisiydi.

365 günde 25 gün futbol


6-7 yıl önceydi. Uzan'ların daha 2.80 uzatılmadığı yıllardan birinde Star Digital'de Avrupa'dan yayınlamayan lig yoktu. Bir haftasonunda 9 maç seyrettikten sonra hayatın anlamı sorgulamıştım. 2006 bitirken bu yıl kaç maç naklen yayınlandı, kaçını seyrettim muhasebesini yapayım dedim.

Süper Lig: Lig Tv , 3 büyüklerin 34 hafta boyunca maçlarını sektirmedi. 102 maç yapar. Galatasaray maçlarını çık. 68. 4. maç verdikleri haftalardan da 7 takılsa yapar 75.
Şampiyonlar Ligi: Gruplarda haftada 2 maçtan 12 maç, son 16'da, çeyrekte ve yarı finalde ikişer maçtan; 6 daha; bir de final yapar 19 maç.
UEFA Kupası: Ön elemelerde 4 maç, gruplarda iki takımın 8 maçı, en kötüsünden 6 maç daha gruplarda, 3. turdan itibaren 8 maç daha bir de final: 27 maç.
Dünya Kupası: 64 maçtan temiz bir 50 maç.
İtalya Serie A: TV 8'de cumartesi gecesi, pazar öğleden sonra ve pazar gecesi, 38 haftada 114 maçtan minumum 90 maç.
İspanya Ligi: NTV'de cumartesi gecesi 2, pazar gecesi 1 maç yapar 114. Pazar geceleri saat 20:00 maçlarından da 20 ekle: 134. İtalya Ligi ve Türkiye ligiyle çakıştığından diyelim 60 maç.
Premier Lig: Cumartesi 2, Pazar tek maçtan; 38 haftada yapar 114 maç. Yine diğer naklen yayınlarla çakıştığından yaz buna da 70 maç.
Fransa Ligue 1: Cumartesi, Pazar ikişer maçtan yapar 152 maç. Diğer tüm liglerle çakıştığından yaz buna da 30 maç.
Bundesliga: NTV'nin yayın hakkını elinde bulundurduğu ve her nedense yayınlamadığı ya da banttan verdiği lig. Bir yıl içinde yaz buna da 10 maç.
İtalya Serie B: Geçen sezonun 2. yarısında Eurosport 2'de; bu sezon RAI Asia'da, 42 haftadan cuma ve pazartesi geceleri 84 maç. Yaz buna da 30 maç.
Arjantin Ligi: Sport Italia'dan haftada 2 maç. Bunu da bir 10 desek...

75+19+27+50+90+60+70+30+10+30+10=471 maç

Her türlü ekran başında olmama bahanesi adına kır belini; en temizinden 400 maç. 36 bin dakika. 600 saat. 25 gün.
365 günde 25 gün futbol. Ulan azmış bu be..

25 Aralık 2006

Ne zıpır adamdın James Brown


21 yıl olmuş. Rocky 4 gelmişti sinemalara. Amcamın teki filmde bir zıplamıştı sahneye. Living in America diye hayt-huyt durmuyor yerinde. Sözlerini koy bir tarafa eğlenceli şarkıydı anasını satim: Living in America - hit me - Living in America - yeah- I walk in and out-Living in America. Güzel bir abimizdin be James Brown. Patlatalım gitsin bir disizemensssssvörlddddddddd
This is a man's world
This is a man's world
But it would be nothing
Nothing without a woman to care
You see man made the cars
To take us over the world
Man made the train
To carry the heavy load
Man made the electro lights
To take us out of the dark
Man made the bullet for the war
Like Noah made the ark
This is a man's man's, man's world
But it would be nothing
Nothing without a woman to care

24 Aralık 2006

Tarih böyle yazılır!..


Inter başkanı Massimo Moratti 'nin yine oğlunun CM'den beğenip hazırladığı transfer listesiyle piyasaya çıktığı günlerde ezeli rakipleri Milan'a La Gazzette dello Sport şu soruyu yöneltir: Transferde Inter'in gerisinde kalmadınız mı? Cevap ağır olur.
"Milan son 40 yılda sadece 4 kaptan değiştirmiştir. Bu kulüp kadrosundaki futbolculara saygı duyar."
Ayarı alan La Gazzetta en kısa zamanda bu dörtlüyü bir araya getirir:
Cesere Maldini-Gianni Rivera-Franco Baresi- Paulo Maldini...
"Futbolda istikrar nedir?"e cevaben "Alex Ferguson" demekten sıkılanlar için..
40 yılda 4 kaptan değiştiren AC Milan, İstanbul'un 4 stadında maça çıkan tek Avrupa kulübüdür.

Bu kadar yeter size!..


Euro 2004 finallerinde İtalya-İsveç maçından sonra Vieri'nin Buffon ile tekme tokat kavga ettiğine dair haberler çıkar İtalyan medyasında. Vieri, Portekiz'deki tüm İtalyan gazetecilere gelin basın toplantısı yapacağım diye haber gönderir. O gün tek soru kabul etmeden ve son cümlesini söyleyip kalkıp gittiği basın toplantısı İtalya medyasına kol gibi girer:

"Sizinle son kez konuşuyorum. Buffon ile kavga ettiğimi yazıyorsunuz. Size tek birşey söyleyeceğim; siz teknik anlamda konuşabilir, iyi oynadı, kötü oynadı, kondüsyonu iyi idi; kötü idi diyebilirsiniz. Gol kaçırabilirim; bu benim için problem değil. Sizin hiçbir düşünceniz beni bağlamıyor çünkü ben sizin için yaşamıyorum. Ne zaman iyi ne zaman kötü oynadığımı biliyorum. Fakat iş karakteri, insanlığımı eleştirmek ise, şunu bilin ki sizin hepinizin toplamından daha fazla adamım ben. Ben saygın bir adamım ve siz, sizden ne kadar daha saygın bir adam olduğumuz konusunda bir fikriniz bile yok. Futbol konuşulacaksa, fikirlerinizi söylemeye devam edin. Buna saygı duyarım. 20 gündür burada beraberiz, işinize saygı gösteriyoruz fakat hiçbirinize adamlığım hakkında laf söyletmem. Bu kadar yeter size..."


Christian Vieri, 32 yaşında, 13 kulüpte forma giydi. Atalanta ile bu sezon sözleşme imzaladı, sakatlığı yüzünden sahaya adım atamadı. "Futbol ekmeğim, kriket keyfim" der.